Jump to content
×
×
  • Create New...

Lorem Ipsum is simply dummy text

Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry's standard dummy text ever since the 1500s

Test Test

Lorem Ipsum is simply dummy text

Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry's standard dummy text ever since the 1500s

Test Test

Lorem Ipsum is simply dummy text

Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry's standard dummy text ever since the 1500s

Test Test

Lorem Ipsum is simply dummy text

Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry's standard dummy text ever since the 1500s

Test Test

Lorem Ipsum is simply dummy text

Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry's standard dummy text ever since the 1500s

Test Test

  • Profil Reklam Alanı

seo

Members
  • Posts

    7
  • Joined

  • Last visited

  • Feedback

    0%

About seo

monthly_2022_05/Member.png.b6ca39eaa5d9f3810153f1ced9933fd4.png
  • User Group: Members


  • Rank: Rookie


  • Content Count: 7


  • Content Post Ratio: 0.01


  • Reputation: 0


  • Achievement Points: 70


  • Number Of The Days Won: 0


  • Joined: 06/10/2022


  • Been With Us For: 854 Days


  • Birthday: 11/17/1968 (55)


  • Last Activity:

About seo

  • Birthday 11/17/1968

Personal Information

  • About Me
    ben Ozan Çever
  • Renk
      #000000
  • Takım
    Türkiye
  • Where did you see it
    Google

seo's Achievements

Rookie

Rookie (2/14)

  • Conversation Starter

Recent Badges

0

Reputation

  1. Vücudumuzda yüzde, ayakta, ellerde, sırtta, bacakta çeşitli nedenlerle yanma hissi oluşur. Vücutta meydana gelen yanma hissi bir hastalığın habercisi olabilir. Peki, bunun nedenleri nelerdir? Yanma hissi hangi hastalıkların habercisidir? İşte ayrıntılar... Vücudumuzda yüzde, ayakta, ellerde, sırtta, bacakta çeşitli nedenlerle yanma hissi oluşur. Vücutta meydana gelen yanma hissi bir hastalığın habercisi olabilir. Peki, bunun nedenleri nelerdir? Yanma hissi hangi hastalıkların habercisidir? İşte ayrıntılar... Sinirlerin hasarlanmasına neden olan en önemli etkenlerden biri de şeker hastalığıdır. Şeker hastalarında damarların sinirleri yeteri kadar besleyememesi sonucu sinirlerde zedelenme oluşur ve hastalarda yanma hissi, karıncalanma hissi, uyuşma hissi, keçelenme hissi, çok az ağrı yapacak bir etkenin çok fazla ağrı yapıyormuş gibi ağrıyı daha yoğun hissetme gibi belirtiler meydana çıkabilir. Vücutta yanma hissine neden olan diğer faktörler arasında B 12 vitamini eksiklikleri, sigara kullanımı, geçirilmiş bazı travmalara, kazalara bağlı sinir zedelenmeleri, sinir sıkışmaları gibi faktörler de vardır. Yüzde oluşan yanma hissi Yüzde yanma hissi organik bir nedene bağlı olabileceği gibi, pisikolojik bir nedene bağlı da olabilir. Yüzde yanma hissine neden olan organik nedenleri arasında yüz bölgesindeki sinirlerin bazı nedenlere bağlı sıkışması ve bu sıkışmaya bağlı sinirlerde meydana gelen hasar sonucu yüzde yanma hissi, yanmanın yanı sıra ağrı, elektrik çarpması gibi hissetme gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Yüzde yanma hissi elektrik çarpması gibi hisler ile birlikte oluşuyor ise beyin damarları ile ilgili bir sorun bu duruma neden oluyor olabilir. Beyin damarlarına hasar veren oluşabilecek kist, kitle veya tümör gibi durumlar yüzde yanma hissine neden olabilir. Yüzde yanma hissi bazı kişilerde utangıçlığa bağlı da yüz kızarması (parestezi) ile birlikte olabilir ve bu yanma hissi geçici yanma hissidir. Yüz bölgesinde yanmaya yüze temas eden kimyasal ya da alerjik bir madde de yüzde yanma hissine neden olabilir. Yüzde yanma hissi egzamatöz hastalıklara bağlı olabilir. Yüzde yanma hissi güneş yanığına bağlı, donmaya bağlı, soğuk algınlığına bağlı olabilir. Yüzde yanma hissi sert yıkamaya bağlı, kullanılan kremlere bağlı olabilir. Yüzde yanma hissi şeker hastalığına bağlı olabilir. Yüzde yanma hissi durumunda hasta mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmalıdır. Ellerde yanma hissi Elde yanma hissi daha çok sistemik hastalıklardan olan şeker hastalığına bağlı olabileceği gibi, el bölgesine gelen sinirlerin bazı yapısal boşluklarda bazı nedenlere bağlı sinir sıkışması ve/veya sinir zedelenmesi sonucu da ortaya çıkabilir. Ellerde yanma hissine şeker hastalığı neden oluyor ise hastalığın tedavisi ve kan şekeri düzene girdiğinde ellerde yanma hissi azalır. El bölgesinde karpal tünel olarak bilinen bazı sinirlerin geçtiği tünellerde hipertiroid hastalığında ödeme bağlı bu sinirlerde sıkışma sonucu ellerde yanma hissi görülebilir. Geçirilen herhangi bir kol, el bölgesi travmalarına bağlı bu sinirlerde sıkışma olabilir ve bunlara bağlı ellerde yanma hissi oluşabilir. Karpal tünel sendromuna bağlı ellerde yanma, karıncalanma hisleri olabilir ve karpal tünel için uygulanacak ilaç tedavileri ya da cerrahi tedaviler sonrası ellerde yanma, uyuşma ve karıncalanma hisleri azaltılabilir. Boyun fıtığına bağlı kollarda yanma, uyuşma, ağrı ellerde karıncalanma, uyuşma ve yanma hisleri olabilir. Boyun düzleşmesine bağlı ellerde karıncalanma, uyuşma, kollarda uyuşma, karıncalanma, ağrı, ellerde yanma hisleri görülebilir. Akut arter sendromuna bağlı damar tıkanıklığı durumunda kolda yanma, ellerde karıncalanma, ağrı görülebilir. Ellerde yanma, karıncalanma, uyuşma hissi B 12 vitamini eksikliğine bağlı olabilir. Sırtta yanma hissi Sırtta yanma hissi en basitten en ağıra kadar değerlendirilebilir. Sırtta yanmanın basit nedenleri arasında duruş, oturuş pozisyonlarındaki yanlışlar vardır. Basit zannedilen duruş pozisyonundaki yanlışlar zaman içerisinde sinirlerde, kaslarda hasara neden olarak sırtta yanmalara neden olabilir. Yine yaşa bağlı olarak ailesel etkenler de sebep olduğunda sırtta yük taşıyan ve faset eklem denilen eklemlerde meydana gelen kireçlenmeler sırtta yanmaya neden olabilir. İleri yaşlarda meydana gelebilecek kireçlenmeler beslenme tarzımızdan etkilenerek meydana gelebilir. Sırtta yanmaya neden olan diğer faktörler arasında zona olarak bilinen zona zoster sayılabilir. Zona ciltte kızarık, kabarıklar şeklinde ortaya çıkabilir. Zona hastalığı ciltte yanma, uyuşma, ağrı gibi şikayetlere neden olabilir. Bacaklarda yanma hissi Bacaklarda yanma hissine neden olacak etkenler arasında sinir sisteminde meydana gelen zedelenmeler ve sinirlerin sıkışmasından kaynaklanabileceği gibi, büyük bir kısmını da romatizmal hastalıklar vardır. Bacaklarda bel fıtığı, siyatik sinirin sıkışması, romatizmal hastalıklar, diyabet, kas ve tendonlardan kaynaklanan fasiyel ağrı sendromu, ilerlemiş varisler gibi etkenler bacaklarda yanma hissine, karıncalanmaya, uyuşmalara ve ağrıya neden olabilir. Bacaklarda yanma hissi kasıktan geçen bazı sinirlerin baskısı nedeni ile aşırı kiloya bağlı, kemer takmaya bağlı oluşabilir. Romatizma nedeni ile iltihabi bir durum söz konusu ise bacaklarda yanma, uyuşma, karıncalanma ve ağrı gibi hisler meydana gelebilir. Akut veya kronik arter tıkanıklıklarında bacaklarda yanma hissi, karıncalanma, uyuşma ve ağrı hissi olabilir. Ayaklarda yanma hissi Yanan ayaklar sendromunda, genetik faktörü olan görme tembelliği ve görme alanında bozuklukların eşlik ettiği vakalarda bildirilmiş ve bu durum özel bir sendrom olarak tanımlanmıştır. Çoğunlukla 50 yaş üzeri kişilerde ve kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülür. Özellikle menopoz dönemindeki kadınlarda gece ayakları örtmeme ve yanma sık görülen şikayetlerdir. Yanan ayaklar sendromu sadece geceleri değil gündüzleri de rahatsız eden bir problemdir. Ayakta yanma hissi yine şeker hastalarında ve ayakta sinirlerin geçtiği tünellerde sinirlerin sıkışması sonucu sık görülür. Şeker hastalığı nedeni ile ayaklarda keçeleşme, yanma hissi ve karıncalanmalar oldukça sık görülen bir durumdur. Şeker hastalarında ayaklarda yanma hissi ve karıncalanmalar oluşuyor ise acil tedavi ve bakım gerekir. Sinir sıkışmasına bağlı ayaklarda yanma hissinde de sıkışan sinirin cerrahi olarak kurtarılması gerekir. Akut arter tıkanmasına bağlı gelişebilir ve özellikle sigara kullananlarda * Buerger hastalığı veya Raynaud fenomeni gelişmiş ise ayaklarda yanma, karıncalanma, hissizlik ve ağrılar hissedilebilir. Geçirilen ağır kazalara ve travmalara bağlı sinir hasarlarında ayaklarda yanma hissi, ağrılar, karıncalanmalar hissedilebilir. Bel fıtığına bağlı sinir sıkışmalarında ayaklarda yanma hissi gelişebilir. Bazı vitamin eksikliklerine özellikle B 12 vitamini eksikliklerine bağlı ayaklarda yanma hissi olabilir.
  2. balık avlarken balık çeşitlerine göre hangi iğne seçilmelidir KEFAL : Küçük Kefaller için 8 iğneli takım.Mustad’ın 8 Numara Çapraz Beyaz İnce İğnesi. Ufak ve Ortaboy Kefaller için, 10 iğneli takım.Yine Mustad’ın 4 numara Kendal flatted nickel plated iğnesi. Büyük Kefaller için ise, Tek iğneli Takım. KARAGÖZ : Karagöz için 3 iğneli Takım Kullanıyoruz. 5 numara Sinek iğnesi bu balık için bence ideal iğnedir. ÇUPRA : Çupra avında, tek iğnelide takım kullanabiliriz, 3 iğneli takımda kullanabiliriz.Kullanacağımız iğneler 2 veya 1 numara bronz iğne kullanabiliriz.İğnelerin Çapraz olmasına dikkat edilecektir. LÜFER : Lüfer avlarımızda 1 numara kaşık veya hırsızlı iğne takımı yaparak avlarımızı yapabiliriz.Yem olarak Taze istavrit ve Zargana en makbulüdür. TURNA : Turna avında kullanacağımız takım, çeşitli takımlar kullanabiliriz, kaşık olta, bunu fazla anlatmak gereği duymuyorum, 5 numara Armudi kaşık. zaten bu konuyu Turna avı yapan herkes biliyor.Ayrıca canlı yem kullanmakta da fayda var. KIZILKANAT : Kızılkanat avında kullanacağımız takım, şamandıralı bir takım olmalıdır.İğnemiz ise WMC 9284 5-6 numara iğne kullanmanızı tavsiye ediyorum. İSTAVRİT : İstavrit avında çeşitli takımlar kullanmamız mümkün.Hazır olarak satılan Çapariler ve Yemli oltalar.İstavrit avında kullanacağımız kanca 9 numara Siyah iğne olmalıdır. İZMARİT : İzmarit avında ise, ben üç köstekli takım kullanıyordum.İğne ise 9 numara çapraz iğne.Bu kenardan yaptığım avlarda geçerli, Sandal’dan yapılan avlarda ise 7 numara çapraz iğne çapari şeklinde yapılarak, adet sayısı size kalmış, çapari olarak kullanılabilir, tüy ve ip seçimi tamamen size kalmış. SAZAN : Sazan benim kategorime girdiğinden dolayı, size tek bir iğne diyorum.WMC 9284 2-3-4-5-6 numara Sarı iğne kullanın.Özellikle, hamur ve Mısır kullanıyorsanız İğne rengi Sarı olmalı, eğer ki Solucan kullanıyorsanız metal renkli olan tercihimdir.Hepinize şiddetle tavsiye ederim. SUDAK : Sudak balığı avında da 5 numara Armudi kaşık kullanılır. YAYIN : Ben Yayın avlarımda genelde WMC 9284 1 numara nikel iğnesini kullanıyorum.Ayrıca WMC 9284’ ün 2-3-4 numaralı iğneleri de iş yapmaktadır. Şansınız bol iğneleriniz keskin olsun.
  3. yaban domuzlarının yaşam alanları tanımları habitatları ve davranışları Yaban domuzları geniş bir çevre yelpazesinde bulunmasına rağmen, genellikle nemli ormanlarda fundalıklarda ve çalılıklarda boy gösterir. Özellikle meşe ormanları ve sazlıkların bol ve sık olduğu yerleri tercih ederler. Çok sert kış şartlarında ve soğuktan meydana gelen yiyecek azlıklarında çok uzun mesafeler katederek yiyecek bulma kapasitesine sahip olduğu kanıtlanmıştır. Ciddi ısı değişimlerine hassastırlar. Yaban domuzlarının suda veya çamurda debelenerek postlarında oluşturdukları tabakayla, ideal ısılarını koruma konusunda bir teknik geliştirdikleri gözlemlenmiştir. Ve bu hareketin aynı zamanda böcek ve sürüngen sokmalarına karşı koruma oluşturduğu da bilinmektedir. 50 derecenin altında rahat edemeyeceği gibi ters olarak sıcak havalarda güneş çarpmasına karşı da dayanıksızdırlar. Fiziksel Tanımlama Ağırlık : 50 ila 350 kg Uzunlık : 90 cm ila 180 cm Yaban domuzları sert ve kısa tüylerden oluşan kaba bir posta sahiptirler. Renkleri koyu griden kahverengine giden bir yelpaze içinde değişiklikler gösterir. Kafa ve gövde uzunlukları 900 – 1800 mm civarlarında kuyrukları da 300 mm civarındadır. Omuz yüksekliği 550 ila 1000 mm arasında olur. Ortalama ağırlıkları 50 ila 300 kg arasında değişir. Erkekler genellikle dişilerden iridir. Yaban domuzları sürekli gelişen 4 ana dişe sahiptir. Bu dişler diğer dişlerin arasında olmakla beraber her biri üst ve alt çenenin çeyrek dairelerinde , bulunur. İnsanların yaşam alanlarına yakın yaşamaları sonucu genetik değişikliklere uğrayan yaban domuzlarında değişkenlik gösteren deri renkleri, kuyruk uzunlukları ve burun (zurna) tipleri gözlemlenmiştir. Üreme Çiftleşme mevsimi şiddet içeren bir zaman dilimidir. Genellikle erkekler dişilerile eşleşebilmek için kavga ederler. Erkek domuz sürekli olarak alt dişlerini üst dişlerine sürterek keskinleştirme yetisine sahiptir. Keskinleştirilen dişler, çiftleşme dönemlerinde sıklıkla silah olarak kullanılır. Yaban domuzu familyasının erkek bireyleri karnın yan kısımlarında, çamur ve reçine ile kalın tabakalar oluşutururlar. Bu tabakalar dişiler için yapılan kavgalarda ölümcül diş yaralarını engellemek amaçlı kullanılır. En agresif erkekler bir çiftleşme döneminde 8 dişiye kadar çiftleşebilir ve 8 dişiyi hareminde tutabilir. Ilıman bölgelerde dişiler ,ilkbaharda bir batın yavru verir. Tropikal bölgelerde yavrulama/üreme yıl boyu devam eder fakat genellikle nemli mevsim zamanlarında gerçekleşir. Dişiler 21 gün kızanda kalır ve bu dönemin 3 günü ılımlı ve kabul edicilerdir. Çiftleşme gerçekleştikten sonra yavrular 115 günlük bir gebelik sürecinden sonra doğarlar. Ortalama hamilelik süresi 100-140 gün arasıdır. Anne bir batında 1 ila 12 yavru doğurabilir. Genellikle 4 ve 8 arasıdır. Cinsel yetişkinliğin 8-10 aylıkken oluşmasına rağmen dişiler 18 aylık olmadan üremezler. Erkekler ise 5 yaşından önce dişilere ulaşabilecek güce ve iriliğe sahip olamazlar. Dişi yaban domuzu ot ve çimen üzerine hazırlanmış bir yuvaya doğurur. Yavrular doğduktan sonra bir süre bu yuvada zaman geçirirler. Yaban domuzu dişileri yavrularını koruma konusunda üst düzeyde agresiflerdir. Bu üst düzey agresiflik ve dikkate rağmen sadece doğan yavruların yarısı olgunluk ve yetişkinlik dönemlerine geçebilir. Çoğu, hastalıklara ve doğadaki diğer yok edicilere yenilmektedir. Yavrular 3-4 ay kadar emzirilir ve anne tarafından ilgi görür. Genellikle bir sonraki gebelikten önce bağımsız hale gelirler. Yaşam Süresi Yaban domuzlarının genel yaşam süresi 10 yıldır. 27 yıl yaşamış yaban domuzu kaydı dünya üzerinde mevcuttur. Genç ölüm oranı yüksektir. Davranış Avrupadaki yaban domuzları, genellikle gözlenen 20 li sürülere nazaran bazen 100 lü sürüler halinde bulunabilir. Bu sürüler yavruları,gençleri ve dişileri kapsar. Erkek domuzlar yetişkinliğe ulaştıkları zaman sürüyü bırakırlar ve tek başlarına yaşamaya devam ederler. Sürüler genel olarak çok çok büyük alanları dolaşırlar ama göç etmezler. Yaban domuzları daha çok şafak vaktinde, günbatımında ve gece aktiflerdir. Yuva Bölgesi Bilimsel araştırmaların belirtmesine göre yaban domuzlarının yuva ve yaşam bölgeleri 100 – 400 hektar arası değişmektedir. Erkek domuzların bölgeleri dişilere göre daha geniştir hatta iki katına yakındır. İletişim, Algı ve Sezgi Koku alma duyuları domuzların en gelişmiş özelliklerinden. Burun kasına bağlı büyük yuvarlak kıkırdak domuzun burnuna ekstra hareketlilik ve esneklik kazandırır. Yaban domuzu ileri düzeyde bir tat alma duyusuna sahiptir. Bilinmeyen nesneleri tat duyuları ile çok çabuk ve kolay tanımlayabilme yetisine sahiptir. Yaban domuzlarının iyi derecede görme yeteneğinden yoksun olduğuna inanılır. Gözleri , önden görüşü çok zayıflatacak şekilde kafanın yanlarında bulunur. Yaban domuzları homurdanarak ve çığırınarak sesli iletişim kurarlar. Yemek Alışkanlığı Yaban domuzu otobur ve etobur olarak seçim yapmadan beslenir. Yosunlardan sebze meyveye, cevizden meşe palamutuna, sürüngenlerden böceklere uzanan çok geniş bir besin yelpazesine sahip olduğu için, yemek bulması kolaydır. Bu kolaylık yaban domuzlarının çöllerden tutun dağlık arazilere kadar birçok çevrede yaşamlarını sürmesini sağlamıştır. Yok Edicileri Yaban domuzlarının bilinen en büyük yok edicisi, insandır. Erişkin domuzlar; ayılar, vahşi iri kedi türleri, ve timsahlar tarafından avlanır. Genç ve küçük yaban domuzları, büyük yılanlar, büyük sürüngenler, vahşi kediler ve kurtlar tarafından avlanır. Yaban domuzları tehdit altındayken ileri derecede agresif ve gözüpeklerdir. Sürekli gelişim gösteren ve keskinleştirebildilkleri dişlerini ; bunun yanında da , hacimlerinin tüm kuvvetini saldıranı incitmek ve devre dışı bırakmak için kullanırlar. Yaban Domuzlarının Ekosistemdeki Rolleri Doğuştan itibaren ekosistem içinde yer alan domuzlar, toprağı karşıtırarak farklılaşmasına, yeni tohumların kolonilenmesine ve meyve tohumlarının yayılmasına sebep olurlar. Bilhassa genç olan domuzlar, iri yok edici etoburlar için önemli bir av ve besin kaynağıdır. Ama bunun yanında küçük hayvanları yiyerek sebze ve meyve birimlerine zarar vererek ekosistem içinde zararlılar arasında da yer alırlar DOMUZ Evcilleştirilmiş domuz iki yabani türden gelmedir. Avrupa ve Çin yaban domuzları. Şüpheli olmakla beraber, Hint ya da sorguçlu yaban domuzu da bir katkıda bulunmuş olabilir. Aslında bu üç hayvanın durumu da kesin değildir. Bunlar üç değişik cinsin temsilcileri midir? Yoksa Avrupa ve Endonezya adalarına kadar bütün Asya’ya ve ayrıca kuzey Afrika’ya yayılmış olan bir tek türden mi gelmişlerdir? Bugün daha çok son fikir kabul edilmektedir. Kesin karar verilememesinin bir sebebi de söz konusu olan yaban domuzlarında birçok değişikliğin görülmesidir. Belki diğerlerinden ayrılması gereken bir tür, Nepal cüce domuzudur. Bu hayvanın yüksekliği omuz hizasında 30 santimdir. Çin ve Hint türleriyle aynı gruba konulan Avrupa-Asya yaban domuzunun baş ve gövde uzunluğu genellikle 1.20 metredir; bazen 1.80 metreye erişebilir. Kuyruk 30 santime kadar olabilir. Erkek domuzun ağırlığı 190, dişininki 150 kiloyu bulabilir. Domuzun dişinin toplam boyu, sürekli olarak büyüyen köküyle 30 santime erişebilir. Avrupa-Asya yaban domuzunun rengi uçuk griden kahverengi ya da siyaha kadar değişir. Vücudunda seyrek kıllar ve daha ince tüyler vardır. Kuyrukta sadece kısa tüyler bulunur. Bazılarının yüzünde daha uzun tüyler ya da hafif bir yele veya ikisi birden görülür. AİLE GRUBU Domuzda gruplar, genellikle aileler halinde görülür. Sonbaharda aile grupları birleşerek dişiler ve yavrulardan oluşan sürüler meydana getirir. Böyle bir sürüde 50’ye kadar hayvan bulunabilir. Yaşlı erkekler çoğunlukla yalnız kalırlar. Domuzlar ağaçlıklı açıklık topraklarda, özellikle çamur gölcükleri bulunan yerlerde yaşar, rahatsız edilmedikleri takdirde saatlerce çamurda yuvarlanırlar. Ayrıca kaba saba sığınacak yerler de yaparlar. Uzun otları keser, sonra bunların altına girerek havaya kaldırırlar. Böylece otlar etrafındaki yüksek bitkilere takılarak bir tente oluşturur. Domuzlar çevik hayvanlardır ve iyi yüzerler, genellikle kavgaya girmekten kaçınırlar. Ama öfkelendikleri zaman şiddetle davranır, uzun dişleriyle yaralar açarlar. GECE KÖK ARAMA Yaban domuzu geceleri rastladığı bitkilerin köklerini yiyerek çok uzaklara kadar gidebilir. Palamutları, kayın ağacının sert kabuklu meyvesini, çeşitli kökleri yer. Düşmüş meyvelerle, hatta başka pek az hayvanın yediği eğrelti kökleriyle bile beslenirler. Özellikle, domalan cinsi mantarları çıkarmaya meraklıdırlar. Bundan başka böcek, kertenkele, yumurta, tavşan ve karaca yavruları, fare, kar sıçanı, leş ve yakalayabildiği her kuşu yer; yani aldığı besin çok çeşitlidir. Dikkatli davranılmazsa tahıl ürünlerini, pancar ve şalgam mahsüllerini, ayrıca patatesleri mahveder. Hem bu yüzden hem spor olarak, hem de eti için bu hayvan yüzyıllardan beri avlanmaktadır. ÇİZGİLİ YAVRULAR Dişi domuz her üç haftada bir çiftleşecek duruma girer. 112-115 günlük bir gebelik süresinden sonra bir batımda 3-12 yavru doğurur. Dişinin 8-18 meme ucu vardır. Beslenme zamanında her yavru bir meme başını ağzına alır. Bu yüzden fazla yavru olduğu zaman zayıf olanlar ölür. Yavrular 12 hafta sonra sütten kesilir ve besine alıştırılır. Küçükler etrafta dolaşıp kökleri sökerek besin arar, ama kendilerini koruyan analarından hiçbir zaman fazla uzağa gitmezler. Başlangıçta yavruların çizgileri vardır. 18 aylıkken cinsel olgunluğa erişir, 5-6 yaşındayken tam boylarını bulurlar. Domuz 27 yaşına kadar yaşayabilir. ESKİ EVCİLLEŞTİRME Yaban domuzu kolay kolay sürüler oluşturmaz; ama domuz ahırına ya da evdeki hayata kolaylıkla alışır. Bu bakımdan hayvanın, insanların avcılıktan vazgeçerek tarıma başladıkları çağda evcilleştirilmiş olduğu kesin gibidir. Diğer ip ucu ise domuz etinin yasaklanmış olmasıdır. Bunun temelinde göçebelerin tarım toplumlarını hor görmelerinin yattığı sanılmaktadır. Göçebeler bu duygularını, tarımcıların besledikleri domuzlardan nefret ettiklerini söyleyerek açıklamışlardır. Herhalde bunu iyi pişmemiş domuz etinden alınan trişinoz da desteklemiştir. Domuzun ilk evcilleştirildiği tarih, kesinlikle bilinmemektedir, ama tarım devriminin yapıldığı Cilalı Taş devrinden önce olması imkansızdır. Avrupa yaban domuzu Çin türünden daha iridir. Bu hayvanlar büyüklük bakımından iki zıt ucun temsilcileridir. Verilerden anlaşıldığına göre evcil domuzlar yerli türlerden elde edilmiş, böylece ortaya çeşitli irilikte evcil domuz çıkmıştır. Ayrıca tarih öncesi çağlarda Avrupa ve Asya’nın bir kesiminden diğerine domuzlar getirildiğini ve seçilen bazı türlerin üretildiğini gösteren kanıtlarda vardır. Onun için modern üretme yöntemi başlamadan önce, cinsler birbirine karışmıştır. Bu yüzden günümüzdeki evcil domuzun atalarını tam olarak öğrenmek zordur. Domuz hemen hemen sadece eti ve yağı için beslenmiştir. Kılları fırça, derisi sandal ve diğer zarif eşyalar yapımında kullanılmış, kemikleri de toz gübre olarak kullanılmak üzere öğütülmüştür. Eski çağlarda domuzdan daha başka şekillerde de yararlanıldığı biliniyor. Mesela kurban olarak, Roma çağında yaygın olan garip bir yönteme göre, askerler ellerini domuza koyarak yemin ederlerdi. Domuzlar değişik zamanlarda arabalara da koşulmuştur. Ayrıca domalan cinsi mantarları fark edecek şekilde yetiştirilmiş, hayvanların bulduğu bitkileri, sahipleri daha sonra kazıp çıkarmıştır. Eski Mısır’da domuzlardan buğday ekiminde yararlanılıyordu. Hayvanların sivri toynakları ile açtıkları delikler tohumların sürülmesi için uygun derinlikte olduğu için bu yola baş vurulmuştu. İşin en şaşılacak tarafı domuzlar Orta Çağ İngiltere’sinde New Forest’de izinsiz ava çıkan kimseler tarafından vurulan hayvanı bulup getirecek şekilde eğitilmişlerdir. Bu bölgede soylu olmayanların, ancak pek küçük köpekleri beslemeye hakları vardı. Bu köpeklerin Kral Rufus Üzengisi denilen 26 santim yüksekliğinde ve 18 santim genişliğinde demir bir çerçevenin içinden geçebilecek küçüklükte olması gerekiyordu. Güney Hindistan’da, ilkel bir kabile yaşamaktadır. Kabilenin yaban sığırlarının sık sık bataklıklara girme huyu vardır. Yine böyle bir olay sırasında yaşlı bir kadının bir domuza bir şeyler söylediği ve hayvanın hemen koşarak bataklığa gittiği, yaban sığırlarını toplayarak iyi eğitilmiş bir çoban köpeği gibi ihtiyar sahibine getirdiği görülmüştür.
  4. Şempanze Kültürü Şempanzeler, Senegal savanalarında zıpkın benzeri sopalarla galagoları avlıyor. Şempanzelerin "teknoloji" ürettiği bu bölge insanın evrimine ilişkin ipuçları sunuyor. Gündoğumu o kadar ani ve hızlı ki, insan görünmez bir elin uzanıp tüm ışıkları açtığını düşünüyor. Otuz dört şempanze, bir arada, şafakla birlikte uyanıyor. Hepsi hâlâ bir gece önce çıplak bir platonun kenarındaki ağaçlarda yaptıkları yuvaların içinde. Yabanıl bir şempanzenin yataktan kalkışı hiç de sessiz olmuyor. Bağırış çağırış uyanıyorlar. Duyduğum seslerin teknik adları var -solumalı bağırtı, solumalı havlama, haykırma, çığlık- ama bunlar alışık olmayanlar için çılgın, taşkın, giderek yükselen bir gürültüden başka bir şey değil. Dinlerken gülümsemekten kendinizi alamıyorsunuz. Bu şempanzeler daha önce bu sayfalarda gördüklerinizden değil. Bunlar doğu Senegal’de ve sınırın ötesinde, batı Mali’de görülen savana-orman şempanzeleri. Yağmur ormanındaki daha iyi tanınan akrabalarının aksine savana-orman şempanzeleri günün büyük bölümünü yerde geçiriyor. Burada yüksek bir ağaç örtüsü yok. Ağaçlar bodur ve seyrek. İlk insanların evrimleştiği açık, bozkır alanlara çok benziyor. Bu nedenle -yayılım alanlarının ortasından geçen ırmağın adı ile anılan- Fongoli grubu gibi şempanze topluluklarının, türümüzün kökenini inceleyen bilim insanları için eşsiz bir değeri var. Sabah saat 8 ve benim ucuz anahtarlık termometrem 32 dereceyi gösteriyor. Gömleklerimiz, beyaz tuz izleri ile lekelenmiş. Terimizden bulaşan tuz bu. Geçtiğimiz plato, ekvator güneşini kesecek bir ağaç gölgesine rastlanmayan, kızıl kayalar ve cilt kanseri tehlikesinden başka hiçbir şeyin olmadığı bomboş bir alan. Her birimiz sırt çantalarımızda üçer litre su taşıyoruz. Yola çıktığımızda hava serindi. Ama öğle vakti, çay demleyecek kadar ısınacak. Şikayet etmiyorum. Sadece durumu anlatıyorum. Savanada -hatta nehir yatakları boyunca yer yer ağaçlıklarla kaplı küçük alanların bulunduğu mozaik savana adı verilen yerlerde bile- yaşam son derece çetin. Eğer daha yeşil yerlere alışık bir primatsanız, hayatta kalmak için davranışlarınızı bu koşullara göre ayarlamak zorundasınız. Bizim en eski hominid atalarımız, bundan beş milyon yılı aşkın bir süre önce geniş çayırlık alanları yaratan aşırı kurumanın yaşandığı Miyosen döneminde evrimleşmişti. Bu çayırlık alanların çevresindeki tropikal primatlar için artık ne bol meyve ne de bütün bir yıl boyunca var olan ırmak ve göller vardı. Koşullara uyum sağlamak, yiyecek ve su aramak için daha uzaklara yayılmak, başka kaynaklardan yararlanmak, kısacası, yaratıcı olmak zorunda kaldılar. 2007’de Iowa Devlet Üniversitesi’nden antropolog Jill Pruetz, Tumbo adındaki dişi bir Fongoli şempanzesinin şu an bizim bulunduğumuz yere yaklaşık bir kilometre uzaklıkta bir yerlerde, bir dalı dişleriyle yontup sivrilterek zıpkın gibi kullandığını gözlemlediğini bildirdi. Bu dişi şempanze, yaptığı mızrağı -ağaçlarda yaşayan, geceleri aktif, çekirge gibi daldan dala atlayan ve cebe sığacak kadar küçük bir primat olan- bir galagoyu vurmak için kullanmıştı. Bu bilgi elde edilinceye dek, avlanmak ve memeli hayvanları öldürmek için alet yapmanın yalnız insana özgü bir davranış olduğu düşünülüyordu. Pruetz, 2006 yağmur mevsiminin başlarındaki 17 günlük bir süre içinde şempanzelerin galagoları avlamasına 13 kez tanık oldu. 2007’de 18 olay gözlemlendi. Görünüşe göre şempanzeler yaratıcı olmaya başlamıştı. Pruetz’in zıpkın kullanan şempanzelerle ilgili anlattıklarından rahatsız olanlar vardı, ve bunlar sadece galagolar değildi. Harvard’da biyolojik antropoloji profesörü olan Richard Wrangham, Uganda’daki Kibale Ulusal Parkı’nda şempanze saldırganlıklarını incelemişti ve bu konuda bazı kuşkuları vardı. Wrangham, erkek şempanzelerin kendi bölgelerinin güvenliğini sağlarken işledikleri vahşi cinayetlerin, insanın özündeki vahşi duygulara işaret ettiğini ileri süren "şeytani erkek" teorisi ile tanınıyor. The Hunting Apes (Avlanan Kuyruksuz Maymunlar) adlı kitabın yazarı Primatolog Craig Stanford da Pruetz’in bulgularının çok önemli olmadığı görüşünde. "Bu davranış ilginç, ama gözlemler öylesine başlangıç evresinde ki, bunlar ancak bilimsel bir dergide kısa bir not olarak yer alabilir." Pruetz’in raporu, önemli bir dergi olan Current Biology’de yayınlandı ve görünüşe göre insanlar bunu ilginç buldu. Bu olay, 1970’lerde Gombe’de Jane Goodall’ın araştırma yaptığı bölgedeki yeni doğan bebeklerin öldürülmesi ve yamyamlık haberlerinden bu yana üzerinde en çok konuşulan primatoloji haberi oldu. Pruetz ile şempanzelerin yuvalarından aşağı inişini seyrediyoruz. İri bir erkek tek koluyla asıldığı alçak bir dalda sallanıyor, hiç acelesi yok. Silueti dimdik, dikkat çekici biçimde insansı. Dalı bırakıyor, yere düşüyor ve platoda uzaklaşıyor. Buradaki sembolizmi fark etmemek olanaksız. İşte, pek çok kişinin ilk hominid atalarımızın yaşayan en yakın örneği olduğunu düşündüğü şempanze, kelime anlamıyla ağaçtan yere iniyor ve göz alabildiğine uzanan savanada ilerliyor…
  5. Giysilerinizin ömrünü uzatmak için yapmanız gerekenler Giysilerinizin bakımına özen göstererek, daha uzun süre kullanabilirsiniz. Giysilerinizin ömrünü uzatmak için temizlik ve bakım süreçlerine biraz daha fazla özen göstermeniz gerekir. • Yıkamadan önce giysilerinizin ceplerini boşaltın, düğmelerini çözün, fermuarı varsa, fermuarını kapatın. • Giysilerinizi yıkarken asla çok yüksek ısıda su kullanmayın. • İlk yıkamada giysilerin renk verme ihtimaline karşı, tek başına yıkayın. Ya da mutlaka renk verme testi uygulayın. • Giysilerinizi çitilemeksizin, nazik hareketlerle yıkayın. Lekeler için fırça kullanın. • Giysileri yıkarken, bol su ile, iyice durulayın. • Ağır giysilerinizi katlayın. Aksi takdirde ağırlık nedeni ile deforme olabilirler. • Trikolarınızı düz bir alanda serilmiş havlu üzerinde, sererek kurumaya bırakın. • Çamaşır suyu kullanırken yalnızca soğuk su kullanın. • Giysinizi çamaşır suyunda bir saatten fazla süre bekletmeyin. • Giysilerinizi elde yıkarken sadece plastik ya da ahşap kap kullanın. • Giysilerinizi ütülerken daima düşük ısı derecesinden başlayın. • Giysilerinizi hafif nemliyken ütüleyin. • Ütüyü giysiye değdirmeden önce, altını kontrol edip, önceki ütülemeden kalan artık olmadığından emin olun. • Her zaman giysilerin yıkama ve bakım talimatlarına dikkat edin. • Giysilerinizi sık sık havalandırın. • Giysilerinizi dolaplarınızda muhafaza ederken, doğru şekilde katlayıp, doğru şekilde asmaya özen gösterin. • Giysilerinizi dolaplarınızda muhafaza ederken, güveden korumak için gerekli tedbirleri alın. Giysilerinizin bakımına özen gösterdiğiniz takdirde, uzun yıllar kullanabilmeniz mümkün olacaktır.
  6. FreeTone Calls & Texting 3.33.11 for Android TextMe, Inc. İndir XAPK(56.8 MB) FreeTone Calls & Texting Açıklaması UNLIMITED free calls & texts to ALL phone numbers in the US and Canada. Free new number and voicemail. No trials, no hidden costs - absolutely FREE! - Get your own real phone number with voicemail - Calling the US and Canada is 100% free - no credits - Enjoy free texting (SMS), picture messaging (MMS) THE ONLY TRULY FREE CALLING APP FreeTone offers you the ultimate high quality online calling experience as the best FREE calling and texting app available. Unlike other free phone apps, you do not need to earn or pay for calling credits. Simply dial any US or Canada number and talk for free, landline and mobile. FREE & EASY TO USE NEW PHONE SERVICE - FREE own private number for your Android phone - FREE calls to all phone numbers in US and Canada - FREE texts (real SMS messages) to any number - EASY sign up using email, Facebook or Google - EASY access to your account across all devices - EASY group messaging, free HD calls & video chat - BETTER free calling app with unlimited texts - BETTER call quality and speed among VoIP apps - BETTER reach with free texting to 40 countries SHARE FAVORITE MOMENTS WITH FRIENDS Send and receive MMS, large pictures & videos from your Android smartphone or tablet to any device. Invite your friends to FreeTone to enjoy Free Video Calls with them. Send messages and voice notes, share photos and videos with your contacts easily. Share your texts, photos and videos easily with your group of friends using group messaging. CONNECT FREELY & REFUSE TO PAY Contrary to similar apps, you do not have to pay anything or earn credits to call any U.S. or Canadian number, whether they use the same app as you do or not. Watch out for their fine print! FreeTone charges you nothing to make phone calls to US and Canada phones. Simply call free & text free. WITH FREETONE YOU CAN - Pick the area code that you prefer when signing up - Make and receive free phone calls in US & Canada - Save cell minutes with the new number & voicemail - Send free text messages (SMS) and pictures (MMS) - Share photos, stickers, group texts with everyone - Text for free to Mexico, Dominica, Brazil + 40 more - Enjoy free wifi calling & use tablets as real phones - Call and text international numbers easily as well - Invite friends to unlock HD video chat & more! We hope to see you among us soon! Limitations apply: - For outbound calls to the US and Canada, calling is free with FreeTone - Hawaii, Alaska and some other territories are not supported in the free bundle - Free Texting to Latin America subject to balanced inbound/outbound traffic fair usage policy - For inbound calls to your personal number, the first five hundred minutes are complimentary, with the ability to receive calls to your FreeTone number for a minimal extension fee - Free texting and calling to US and Canada numbers are only available to the US and Canada residents - We do not Support 911 - Subject to FreeTone’s Terms and Conditions
  7. Kendi işinizin patronu olmak asla kimseye hesap vermeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Her işte herkes birine rapor vermek zorunda. Özellikle de müşterilerinize. İş böyle olunca, sosyal medya danışmanları da bu duruma ayak uydurmak zorunda kalıyor. Sosyal medya danışmanlarının da sorularını yanıtlaması ve düzenli olarak rapor vermesi gereken müşterileri oluyor. Tüm bunlara rağmen sosyal medya danışmanlığı gerçekleştirilmesi en keyifli dijital pazarlama mesleklerinden bir tanesi. Başarılı bir sosyal medya danışmanı olmak için bazı yeteneklerde ustalaşılması ve doğru alışkanlıklara sahip olunması gerekiyor. Bu bilgileri öğrenmek için doğru yerdesiniz. CORAZU Akademi. Sizlere sosyal medya danışmanlığı mesleğinin nasıl olduğunu ve başlamak için neler yapılması gerektiğini bu içerikte anlatıyoruz. Sosyal Medya Danışmanlığı Nedir? Sosyal medya danışmanlığı, bir ajans veya bir kişi tarafından verilen sosyal medya danışmanlık hizmetine denir. Sosyal medya danışmanlığında bir işletmeye ait sosyal medya hesaplarının yönetimi, analizinin yapılması, etkileşime giren kullanıcılarla etkileşime geçmek gibi çeşitli görevler yerine getirilir. Sosyal Medya Danışmanı Olmanın İyi ve Kötü Yanları Sosyal medya danışmanlığında sıradan mesleklere oranla çok fazla esneklik bulunuyor. Haliyle birçok insanı bu mesleğe çeken şey de bu esneklik oluyor. İşte karşınızda sosyal meyda danışmanı olmanın en avantajlı yönleri: Kendi çalışma takviminizi ve iş yükünüzü belirleme imkanınız oluyor. Kiminle çalışacağınızı seçebilirsiniz. İsterseniz freelancer olarak çalışabilir isterseniz de kendi sosyal medya danışmanlığı ajansınızı kurabilirsiniz. Tercihiniz ne yönde olursa olsun, yerel ve global müşterilerle çalışma imkanınız oluyor. Fiziksel bir konum gerektirmiyor. Sahildeyken, tatildeyken, stabil ve sizi rahatsız etmeyecek bir internet bağlantınız olduğu sürece uzaydayken bile çalışabilirsiniz. Finansal açıdan önü açık ve belirli bir yeterlilik gerektiren bir meslek. 5 müşteriye hizmet verildiği takdirde Türkiye standartlarında asgari ücreti aşan bir gelire erişilebiliyor. Evet, fazlasıyla güzel şey saydık. Peki sosyal medya danışmanı olmanın kötü yanları neler? Kendi işinizin patronu oluyorsunuz bu büyük bir avantaj. Ancak kendi işinizin tek çalışanı sizseniz? “Bugün hastayım, yarın bakarım.” demek, kendi işiniz açısından büyük bir problem oluyor. Eğer ortada bir çalışma takvimi varsa bugünün işi bir sonraki güne yığılıyor. Çünkü o işi sizden başka yapabilecek kimse bulunmuyor. Eğer bir muhasebeciniz veya benzer bir çalışanınız yoksa tüm muhasebeyi, faturalandırmayı, vergi ödemelerini, pazarlamayı, satış görüşmelerini, içerik ve grafik işlerini kendi başınıza gerçekleştirmek zorunda kalıyorsunuz. Her şeyin sorumlusu siz oluyorsunuz. Eğer işler bir şekilde ters giderse, tüm bu işin sorumluluğu size yüklenecek ve ivedilikle bu problemleri gidermeniz gerekecek. Peki ya hizmet verdiğiniz 20 tane müşteriniz olursa? İşin altından kalkabileceğinizi düşünmüyorsanız aynı anda çalışacağınız bir müşteri kotası belirlemekte fayda var. Sosyal medya danışmanlarının kendi kariyerlerini çizme konusunda büyük bir avantajı var. Eğer işlerin belirli noktalarda zorlaşabileceğini unutmazsanız, her şeyin peri masalı gibi olmayacağının farkındaysanız bu işe girmemek için herhangi bir nedeniniz yok. Sosyal Medya Danışmanı Ne Yapar? Sosyal medya danışmanları kısaca, sosyal medyada markaların sesi ve yüzü olan, sosyal medya reklam kampanyalarını yürüten, sosyal medya gönderileriyle birlikte etkileşimi ve marka bilinirliğini artırmaya çalışan kişilerdir. Ayrıca bu uzmanlar genellikle markaların sosyal medya platformlarından satış yapma görevini de üstlenirler. İşletmeler ve bireyler, sosyal medya hesaplarını yönetirken sosyal medya danışmanlarına ihtiyaç duyarlar. Bir sosyal medya danışmanı genelden özele, müşterisinin ihtiyaçlarına göre birkaç farklı çeşitte hizmet sunabilir. Sosyal Medya Danışmanının Görevleri Sosyal medya analizi Eğitim Sosyal medya yönetimi Hesap oluşturması ve kurulumu Sosyal medya stratejisi oluşturulması Marka bilinirliği oluşturulması Gönderilerin oluşturulması ve analizi Sosyal medya reklam kampanyalarının yönetimi Influencer pazarlamasının yönetimi Sosyal Medya Danışmanı Olarak Dikkat Edilmesi Gereken Şeyler Aklınızdan çıkarmamanız gereken şey: Eğer yeteneklerinizi kanıtlayamazsanız kimse sizi sosyal medya danışmanı olarak işe almaz. Sıfırdan başlıyorsanız, çevrimiçi kurslara kaydolarak konuyla ilgili kitaplar okuyarak sosyal medya danışmanı kariyerinizi başlatabilirsiniz. İçeriğimizin en sonunda bu işe başlarken size en çok şeyi öğretecek Udemy kurslarına ve kitaplara ulaşabilirsiniz. Sosyal medya danışmanında olması gereken en önemli 6 yetenek: Müşterinizin işini ve hedef kitleyi anlayabilmek Markalaşmayı ve marka bilincini oluşturup bunu sürdürmeyi bilmek Etkileşimi ve satışları artıracak çözümleri bulmak için yaratıcılık Sosyal medya platformlarının nasıl çalıştığına dair temel bilgi Ücretli sosyal medya reklam kampanyalarını oluşturup yönetme yeteneği Başarı ve performans analizi yapıp bunun raporunu oluşturabilme yeteneği Sosyal Medya Danışmanı Nasıl Olunur? Sosyal medya danışmanı olmanın avantajlarını ve dezavantajlarını ve ustalaşmanız gereken yeterlilikleri anladıktan sonra, ellerinizi kirletmeye başlayabilirsiniz. Bu iki kelimeyi asla unutmayın: çok çalışmak Zamanınızı yanlış şeylere ayırarak boşa vakit harcamamak çok önemli. Aşağıdaki adımları takip ederek sosyal medya danışmanlığı kariyerinizde başarıya ulaşın. #1. Araştırma Öncelikle çok fazla araştırma yapmanız gerekecek. İnsan psikolojisi, algoritma güncellemeleri, grafik tasarımı, satış teknikleri… Sürekli yeni şeyler öğrenerek bu meslekte kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Sektördeki durumu ve son trendleri inceleyin. Küçük bir bilgi bile size sektörle ilgili büyük bir açığı gösterebilir. Sizi neden işe almalıyız? Bu soruyu kendinize sorun, diğerlerinden farklı ne yapabilirsiniz? Ne yaparsanız yapın, bu kısmı asla aceleye getirmeyin. Kariyerinizin temeli sağlam inşa etmelisiniz. #2. Sektörünüze Karar Verin Sosyal medya danışmanlığına başlarken vereceğiniz en büyük kararlardan bir tanesi bu. İlerleyen süreçlerde de buna karar verebilirsiniz ancak başta buna karar vermek uzmanlığınızı belirleyecektir. Sosyal medya danışmanları genelde her türlü marka ve organizasyonla çalışırlar. Daha niş sektörlerde çalışanlar da tek bir sektörde çalışırlar. Genelci: İçerik planlamaları, kitle analizi, reklam yönetimi, marka bilinci oluşturma gibi yapılması gereken temel sosyal medya yönetiminden sorumludur. Veri Analizcisi: Reklam verileri, kitle verileri gibi verilerle bir rapor oluşturur ve yapılması gereken, geliştirilmesi gereken noktaları söyler. Kitle Yöneticisi: Markanın sesi ve yüzü olmaktan sorumlu kişidir. Müşterilerle etkileşime geçme, dönüşüm sağlama ve marka bilinci oluşturma gibi görevleri vardır. Pazarlamacı: Ücretli kampanyaların hepsini yönetir, amacı kârlılığı artırmak, müşteri sayısını artırmaktır. Hangisi en iyi tercih? Bu tamamen sizin yeteneklerinize ve ne yapmak istediğinize bağlı bir şey. Ancak genelci diye bahsettiğimiz kişiler daha kolay müşteri bulurlar, çünkü pazarda en yaygın olanı bu tarzdaki sosyal medya danışmanıdır. #3. Ücretlere Karar Verin Yeni başlamış bir sosyal medya danışmanıysanız, müşterilerinizden ne kadar ücret alacağınıza karar vermek çok zor olabilir. Çünkü sektöre yeni girdiniz, pek tecrübeli değilsiniz ve piyasada çok fazla seçenek var. Müşteriyi kaybetmeden en fazla ücreti almanız gerekir. Eğer sosyal medya danışmanı olarak bir kariyer seçtiyseniz, bu adımı hızlıca tamamlamalısınız. Ortalama olarak saatlik ücretinizi 60₺’den başlatabilirsiniz. Bir hesap için aylık 20 saat, 1200₺ olarak size geri dönecektir. Eğer sadece paralı reklam hizmeti verecekseniz, kampanya başına bütçenin %30’unu talep edebilirsiniz. Saatlik ücretinizi, referans ve başarı hikayesi sahibi olduktan sonra 100-150₺’ye kadar çıkartabilirsiniz. İpucu: Müşterilerinize erken ödeme bonusu, toplu ödeme bonusu gibi şeyler sunabilirsiniz. #4. Kurslara Katılın ve Kitap Okuyun Müşterinize bir şeyler bildiğinizi göstermeniz lazım. Peki bir şey bilmeden normal sosyal medya kullanıcısından farkınız ne olurdu? Eğer sosyal medya danışmanı olmak istiyorsanız, bitirdiğiniz kursları, sertifikasını aldığınız kursları mutlaka CV’nize veya LinkedIn profilinize eklemelisiniz. Türkiye’de adı bilinen ve sertifikaları geçerli diyebileceğimiz firmalardan yararlanabilirsiniz veya yazımızın en sonuna vereceğimiz Udemy Sosyal Medya kurslarını da inceleyebilirsiniz. #5. Kendinizi Pazarlayın Bu size para kazandıracak en önemli adım. Eğer siz kendinizi pazarlayamazsanız olduğunuz yerde kalırsınız. Müşterilerinizin dikkatini çekip onları heyecanlandıracak şeyleri söylemeyi bilmelisiniz. Sosyal Medya Hesaplarınızı Güncel Tutun Kendi sosyal medyasını güçlendirememiş bir sosyal medya danışmanıyla çalışmak mı? Hiç aklımıza bile gelmedi. Müşterileriniz, sosyal medya profilinize girdiğinde çıkmamalı. Aktif ve çok gönderisi olan profillerle müşterilerinizi kolayca etkileyebilirsiniz. Fazla takipçinizin olması, gönderilerinizin etkileşimi, paylaştığınız gönderilerin kalitesi müşterilerinizi etkilemenize büyük katkı sağlayacaktır. İpucu: Sosyal medya hesabınızı oluştururken kendinize biraz zaman tanıyın. İşinizle ilgili bilgilerinizi gösterdiğiniz gönderiler, başarılarınızı paylaştığınız gönderiler en büyük silahınız olacak. İnternet Sitenizi Kurun CV atarak, LinkedIn paylaşarak işleri bir tık zorlaştırmış olabilirsiniz. Bunun yerine portfolyonuzun, sosyal medya hesaplarınızın, blog yazılarınızın, iletişim formunun ve iletişim bilgilerinin olduğu bir internet sitesi hem daha profesyonel gözükecektir hem daha derli toplu. Hem de bu şekilde organik trafikten gelen kullanıcıları müşteriniz yapabilirsiniz. İnternet sitenize müşteri yorumlarını ekleyebilirsiniz, çalıştığınız hesapları ve markaları ekleyebilirsiniz. Bu şekilde satışlarınızı kolayca artırabilirsiniz. Not: Sitenizi 2000’li yıllardan kalma tasarımlarla yapmayın. Yeni tasarım trendleri ve mobil uyumluluk ile yapılmış siteleri tercih edin. Nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız bizden teklif alabilirsiniz. Blog Yazın Başarılı bir sosyal medya danışmanı aynı zamanda iyi bir yazardır. Yeteneklerinizi başkalarına göstermenin en iyi yolu, onu kanıtlamaktır. Eğer yapabildiğinizi gösteren bir blog içeriği hazırlarsanız amacınıza ulaşmış olursunuz. Örneğin X konusunda “nasıl yapılır?” tarzı bir içerik yazdınız. Siz nasıl yapıldığını biliyorsunuz ve anlattınız. Bunu Google’dan görüp gelen kişi yapamazsa size yazacaktır. Burada satış sizin elinizde, eğer müşteriyi bağlayabilirseniz sosyal medya danışmanı olarak ilk müşterinizi kaptınız demektir!
  • Profil Reklam Alanı
  • Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
    Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
×
×
  • Create New...