Jump to content
×
×
  • Yeni Oluştur...

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

  • Profil Reklam Alanı

sosyal hizmet

Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    14
  • Üyelik Tarihi

  • Son ziyaret

  • Ticaret Puanı

    0%

sosyal hizmet Hakkında

monthly_2022_05/Member.png.b6ca39eaa5d9f3810153f1ced9933fd4.png
  • Kullanıcı Grubu: Kullanıcı


  • Rütbe: Usta Yardımcısı


  • İçerik Sayısı: 14


  • İçerik Gönderi Oranı: 0.02


  • İtibar: 0


  • Başarı Puanı: 141


  • Kazanılan Günler: 0


  • Katılma: 03-06-2022


  • Forumda ki Süresi: 901 Gün


  • Doğum Günü: 20-06-2001 (23)


  • Son Aktivite:

sosyal hizmet Hakkında

  • Doğum Günü 20-06-2001

Kişisel Bilgiler

  • Hakkında
    hiçbirşey
  • Renk
      #8FCE00
  • Takım
    galatasaray
  • Nereden Gördünüz
    Google

sosyal hizmet Ait Başarılar

Usta Yardımcısı

Usta Yardımcısı (3/14)

  • Sohbet Başlatıcı

Son Rozetler

0

Topluluk Puanı

  1. Bebekler Uyurken Üşür Mü? Bebekli evlerde en çok endişe verici konulardan biri de bebeklerin gece uykusu sırasında üşüyüp üşümediğidir. Bebekler uyurken hareket ederek veya dönerek üstünü açabilir. Gece boyu üstü açık kalan bebekler üşüyebilir. Ancak endişelenmenize hiç gerek yok. Bebeklerin bulundukları oda sıcaklığına göre özel olarak üretilen uyku tulumları onların gece uykusu sırasında üşümelerini engeller. Bebekler için uyku tulumu seçimi için ilgili yazımıza göz atabilirsiniz. Bebeklerin Üşüdüğünü Anlamak İçin Ne Yapmak Gerekir? Bebeğin üşüyüp üşümediğini anlamak için göğsünü ve ensesini kontrol edebilirsiniz. Genellikle bebekler üşüdüklerinde ilk olarak göğüsleri soğur. Bebeğin üşüyüp üşümediğini ellerinden ve ayaklarından anlamaya çalışmak sizi yanılgıya düşürebilir. Çünkü eller ve ayaklar kan dolaşımının en uç kısımlarıdır. Bu nedenle bebekler üşümemelerine rağmen el ve ayakları soğuk olabiliyor. Bebek vücut sıcaklığı ideal olarak 36-37 derece arasındadır. Bebeğinizin üşüyüp üşümediğini anlamak için vücut sıcaklığını kontrol edebilirsiniz. Bebeğinizin vücut sıcaklığı 36 derecenin altında ise bu durum onun üşüdüğü anlamına gelmektedir. Bebeklerin Elleri ve Yüzü Neden Soğuk Olur? Bebeklerde el ayak sıcaklığı, her zaman vücutlarının geri kalanına göre daha soğuk olur. Bunun nedeni kan dolaşımının en uç noktası olan el ve ayakların daha soğuk olmasıdır. Bebeklerin el ve ayaklarının soğuk olması her zaman üşüdükleri anlamına gelmez. Bebeğinizin yüzü ve yanaklarının soğuması ise onun gerçekten üşüdüğü anlamına gelebilir. Bu nedenle bebeğinizin yüzü ve yanakları soğuduysa, ensesini ve göğsünü de kontrol ederek bulunduğu ortamdaki ısının yükselmesini sağlamanız önemlidir. Bebeğin Üşümemesi İçin Ne Yapmak Gerekir? Bebeğinizin üşümemesi için onu mevsime uygun girdiğinizden emin olmalısınız. Kış aylarında bebeğinizin üşümemesi için pamuklu kıyafetler tercih etmelisiniz. Bebeğinizi kat kat boğucu kıyafetlerle giydirirseniz kış aylarında dahi bebeğinizin terlemesine neden olabilirsiniz. Yaz aylarında ise bebeğinizin gece uykusu sırasında giydiği kıyafetleri gözden geçirmeniz gerekebilir. Mevsimine uygun bebek giyimi bebeğinizin sağlığı ve konforu açısından oldukça önemlidir. Bebeğinizin bulunduğu odada sıcaklığı ölçmenize yardımcı olacak bir termometre bulundurabilirsiniz. Bebeklerin bulunduğu odada ideal oda sıcaklığı 22 ila 24 derece arasındadır. Ayrıca bebeğinizin cereyanda kalmadığından emin olmanız da önemli. Bebeğinizin bulunduğu ortamlarda klimaların direk onun üstüne doğru esmediğinden emin olmanız önemlidir. Özellikle yaz aylarında ince kıyafetlerle olan bebeğinizin üstüne gelen klima havası, sağlığını olumsuz etkiler. Bebeğinizin sıcak bir ortamda olmasını sağlamaya çalışırken diğer yandan da odadaki havanın temiz olmasına da dikkat etmelisiniz. Doğru bir şekilde havalandırılmayan odalarda bebekler için başka birçok sağlık sorunu tehlikesi vardır. Metin, resim, ses veya diğer formatlar da dahil olmak üzere lansinoh.com.tr web sitesinde bulunan tüm içerikler yalnızca bilgi amaçlı oluşturulmuştur. İçeriğin profesyonel tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini alması amaçlanmamıştır. Tıbbi bir durumla ilgili aklınıza gelebilecek her türlü sorunuz için daima doktorunuzun veya diğer nitelikli sağlık uzmanlarının tavsiyelerine başvurun. Web sitesinde okunulan bir makale ile profesyonel tıbbi tavsiyeleri asla göz ardı etmeyin veya aramayı geciktirmeyin.
  2. Doğduğumuz andan bu yana en temel ve faydalı ve besin maddesi olan süt, kemik gelişimi için yüksek bir kalsiyum değerine sahiptir. İnek, keçi, koyun gibi farklı çeşitleri olan, sıvı ve beyaz renkteki bu mucizevi besin sağlık açısından da pek çok fayda sağlar. Sütün kullanım alanı çok geniştir. Sade içilebileceği gibi bal, pekmez ya da farklı meyveler ile de tüketilebilir. Özellikle süt içmeyi sevmeyen çocuklar için süt ile farklı ve lezzetli içecekler hazırlanabilir. Peki süt tüketimi nasıl olmalıdır. Sütün faydaları nelerdir? İşte sütle ilgili merak edilen her şey… SÜTÜN FAYDALARI Hem güzellik hem de sağlık açısında sütün faydaları şunlardır: Az yağlı süt tüketimi kişilerde yağ yakımını hızlandırır. Yüksek mineraller içerir. Kalsiyum da bunlardan biridir. Bu yüzden süt hem kemik hem de diş sağlığını olumlu etkiler. Enerji verir. Protein içeriği sayesinde dokularda gelişim sağlar. Hafızayı kuvvetlendirir. D vitamini ihtiyacını karşılayarak kemik erimesinin oluşmasını engeller. Saçların uzamasına yardımcı olur. Cildin yenilenmesini sağlar. Tırnak kırılmasını engeller. Ödem atmanıza yardımcı olur. SÜT NELERE İYİ GELİR? Süt kemik sağlığı için dost bir besindir. Kemik erimesine iyi gelir. Yağ yakımı ile zayıflamaya, uyku düzenini sağlamaya, saç ve tırnak sağlığına da iyi gelir. SÜT NELERE İYİ GELİR? Süt kemik sağlığı için dost bir besindir. Kemik erimesine iyi gelir. Yağ yakımı ile zayıflamaya, uyku düzenini sağlamaya, saç ve tırnak sağlığına da iyi gelir. Süt hangi hastalıklara iyi gelir? Süt hangi hastalıklara iyi gelir? Hipertansiyon Kolesterol Kalp ve damar hastalıkları Bağırsak rahatsızlıkları Kronik bronşit Açık yaraların hızlı iyileşmesi Kanser HER GÜN SÜT İÇİLİR Mİ? Sütün besleyici değerleri çok yüksektir. Bu yüzden bebeklikten itibaren her gün tüketilmesi önerilir. Her gün süt içmenin faydaları işe şu şekilde açıklanır: Kişilerin kalsiyum ihtiyacını karşılayan süt çocuklarda kemik gelişimini sağlar boy uzama sürecine destek olur. İlerleyen yaşlarda kemik erimesinin önüne geçer. Her gün süt içmek diş sağlığına fayda sağlar, çürümeleri engeller. Uykusuzluk problemlerine iyi gelir, daha sağlıklı uyumanızı sağlar. Düzenli olarak her gün içilen süt tırnak ve saç sağlığını güçlendirir. Cildin yenilenmesini sağlar. Hipertansiyon ve kolesterolü dengeler. Sıcak olarak tüketildiğinde boğaz ağrısına da iyi gelir. GECE YATMADAN SÜT İÇMENİN FAYDALARI Süt, gece yatmadan önce içildiğinde daha hızlı uykuya dalmanızı sağlar. Bunun nedeni içeriğindeki triptofan ve melatonin maddeleridir. Seratonin üretmesini sağlayan bu maddeler sayesinde vücut ve kaslar rahatlayarak uykuya daha hızlı geçiş yapar. Gece yatmadan önce süt içmek depresyon ve anksiyete gibi sorunlarda da rahatlama sağlar. Akşam yemek yedikten sonra şişkinlik ve rahatsızlık meydana gelebilir. Süt sindirimi kolaylaştırdığı için yediklerinizi daha kolay sindirmenizi sağlar. Bu da gece uykunuzun daha kaliteli olmasına etki eder. Süt tokluk hissi de verir. Bu yüzden gece hissedile açlıkları bastırır ve yemek yemenizi engeller. Sütün içerisinde laktoz bulunur. Bu madde bazı kişilerde gaz ve şişkinliğe yol açabilir. Bu gibi şikayetler yaşadığınızda doktorunuza başvurmayı ihmal etmeyin. GÜNDE NE KADAR SÜT İÇİLMELİ? Kalsiyum, protein ve vitaminler açısından yüksek olan süt gün içerisinde 2 bardak içilmelidir. Doktorların 400 mil olarak açıkladığı tüketim miktarı aşılabilir. Ancak bu durum fazla laktozdan dolayı rahatsızlık hissetmenize yol açabilir.
  3. Merkezi Londra'da bulunan uygulama, 2013 yılında Rus bilgisayar programcıları Pavel Durov ve Nikolai Durov isimli iki kardeş tarafından kuruldu. Uçtan uca şifreleme özelliğiyle birçok özelliği bünyesinde barındıran uygulama, diğer mesajlaşma programlarından farklı olarak binlerce kişinin katılabildiği grupların oluşturulmasına imkan tanıyor. Açık kaynak kodlu uygulamanın kullanım şartlarında yasal olmayan amaçlarla kullanılamayacağı belirtiliyor. Ancak uzmanlar, uygulamanın korsan içeriklerin merkezi haline geldiğini, illegal veri paylaşımı yapanlar, yasa dışı faaliyetler yürütenler ve borsa manipülatörleri gibi kötü amaçlı kullanıcılar tarafından yoğun bir şekilde kullanıldığını aktarıyor. EN ÇOK VERİYİ HANGİ UYGULAMALAR TOPLUYOR? 400 milyondan fazla aktif kullanıcısı bulunan uygulama, Rusya tarafından 2018 yılında yasaları ihlal ettiği gerekçesiyle yasaklanmış, geçen yıl haziran ayında tekrar erişime açılmıştı. Aralarında Pakistan, İran ve Çin'in bulunduğu birçok ülke de Telegram'a yönelik engelleme kararı almıştı. TELEGRAM GÜVENLİ Mİ? Paris'te 13 Kasım’da düzenlenen saldırıların teröristler tarafından Telegram kullanılarak organize edildiği söyleniyor. EFF’e (Electronic Frontier Foundation-EFF) göre güvenlik açısından Telegram’ın standart ayarları 7 üzerinden 4, gizli sohbet uygulaması ise 7 üzerinden 7 puana sahip. Yazılım, iki katmanlı güvenli şifreleme özelliğini destekliyor: Bulut sohbetleri için sunucu-kullanıcı şifrelemesi ve gizli sohbetler için ek olarak kullanıcıdan kullanıcıya şifreleme. TELEGRAM'IN ÖZELLİKLERİ - Telegram sunduğu teknoloji sayesinde Telegram bile mesajlarınızı göremiyor. - Bulut tabanlı mesajlaşma özelliği ile her platform saniyeler içerisinde karşınıza gelir, içerik eşleştirilir. - Telefon numarası ile kayıt olunmasına rağmen telefon numarası verilmeden kullanıcı adı ile görüşme yapılır. - Mesajlar Telegram dahil, üçüncü kişilere iletilmesi engellidir. - Görüntülü ve sesli mesaj özellikleri sunar. - Gönderilen mesajı belirli bir süre sonra yok eden özelliği vardır. Mesajlar belirlenen sürenin sonunda her iki taraftan silinir. - Son görülme özelliği kapatılabilir. - Masaüstü uygulaması seçeneğiyle kullanma özelliği sunar. - Ekran görüntüsü alındığında karşıdaki kişiye bildirim gönderilir.
  4. Seçkin Lezzet: Küflü Peynir Küflü peynir, yapılış biçimi, görünüşü ve tadı ile diğer peynir çeşitlerinden ayrılan farklı bir peynirdir. Dünyaca ünlü rokfor peyniri de küflü peynir çeşididir. Kimilerinin çok sevdiği kimilerinin yemekten hoşlanmadıkları bir lezzettir. Diğer çeşitlere oranla küflü peynir fiyatı biraz pahalıdır. Kendine özgü bir lezzeti olan küflü peynirin yararları oldukça çok olup tüketici kitlesi geniştir. Bünyesinde bulunan mineraller onu faydalı kılar. Ayrıca küflü peynir antibiyotik özelliği taşır. Bu peynir çeşidinin faydalı ve lezzetli olması için sağlıklı koşullarda küflendirilmesi gerekir. Aksi takdirde zararlı hale gelebilir. Kötü sonuçlara yol açabilir. Küflü Peynir Faydaları Nelerdir? Tüm küflü peynir çeşitleri, bünyesinde barındırdıkları vitamin, mineral ve antibiyotikler sayesinde insan sağlığına son derece yararlı peynirlerdir. Özellikle Erzurum küflü peynir faydaları içinde, aşağıda sıralanan maddelerin hepsi yer alır: Küflü peynir, kalsiyum açısından çok zengindir. Kemik sağlığı ve gelişimi için önerilen bir peynir türüdür. Özellikle çocuklara yedirilmesi tavsiye edilir. Romatizma ve kemik erimesi gibi hastalıkların oluşumunu engeller. Kemiklerin kırılma ve çatlamalara karşı direnç kazanmasını sağlar. Bünyesindeki vitamin ve mineraller ile vücut direncini artırır. Antibiyotik içerdiği için iyileştirici etkisi vardır. Hastalıklardan korur. Mikroplara karşı kalkan vazifesi görür. Genellikle küflü peynir bakterileri antibiyotik etkisine sahip olsa da her çeşitte bu etkinin aynı miktarda olduğu söylenemez. Kanıt için laboratuvar araştırması gerekir. Antiseptik özelliği bulunur. Bol miktarda kalsiyum içerdiği için diş sağlığına katkısı büyüktür. Çocukların küçük yaşlardan itibaren tüketmeye başlamaları önerilir. Küflü peynir bağırsak florasını güçlendirip, hastalıklara karşı direnç sağladığı için Osmanlı döneminde askerlere de verilen bir besindir. Küflü Peynir Çeşitleri Nelerdir? Dünyanın en ünlü küflü peynir çeşitleri şöyle sıralanabilir: Rokfor peyniri Asiago peyniri Blue cheese peyniri Çedar peyniri Colby peyniri Gorgonzola peyniri Gruyere peyniri Parmesan peyniri Küflü çeçil peyniri Türkiye’de Kars, Erzurum, Erzincan, Konya ve Ardahan illerinde Türk damak tadına uygun küflü peynir üretimi yapılır. Kars küflü peyniri oldukça beğenilen bir çeşittir. Bu peynirin Türk mutfağındaki tarihi geçmişi ise Osmanlı dönemine kadar uzanır. Küflü peynir Erzurum ilinde de yaygın biçimde üretilir ve geniş bir kitle tarafından beğenilerek tüketilir. Ülkemizde üretilen çeşitlerin içinde küflü çeçil peyniri ile küflü lor peyniri de ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Dünya genelinde küflü peynir denince, ilk akla gelen çeşit Rokfor’dur. Fransızların ünlü peyniri dünyada en çok talep gören peynirlerin başında gelir. Kokusu ve tadı ile çok beğenilen peynir, Güney Fransa’da Roquefort kasabasında üretilir. İçi küflü olan peynirin kokusu muhteşemdir. Rokfor küfünün yarattığı farkı, peynirin tadında hissetmemek mümkün değildir. Peynirleri ile ünlü olan bir diğer ülke ise Hollanda’dır. Hollanda küflü peynir çeşitleri içerisinde özellikle mavi küflü peynir oldukça ünlüdür. Küflü peynir besin değeri peynirin çeşidine göre farklılık göstermekle birlikte ortalama olarak 100 gr küflü peynir 300 kcal’dir. 1 dilim küflü peynir yediğinizde yaklaşık 90 kalori alırsınız. Peynir içerdiği protein, kalsiyum, fosfor, potasyum ve magnezyum ile zengin bir içeriğe sahip olmakla birlikte süt ve süt ürünlerine hassasiyetiniz varsa, penisilin alerjiniz varsa, tansiyon probleminiz varsa, böbrek sorununuz varsa, hamileyseniz ve migren atakları yaşıyorsanız dikkatli olmanız gerekmektedir. Küflü Peynir Nasıl Yapılır? Dünyanın en ünlü peynirlerinden olan Rokfor peynirinin yapımında: iki ölçek buğday unu, bir ölçek çavdar unu, maya ve hamurun miktarına göre belirlenen ölçüde sirke kullanılır. Peynir hamuru yoğrulur, sonra pişirilir. Ardından karanlık mahzenlerde 1,5 ay kadar küflenmeye bırakılır. Kaliteli bir Rokfor peynirinin rengi kavuniçi olur. İçi küflü peynir olan Rokfor, tereyağı yumuşaklığında ve tadındadır. Bizim ülkemizde yapılan küflü peynirler de benzer özelliklerle hazırlanır. Her yörenin peynir yapma yöntemi, bekletme süresi ve saklama biçimi farklıdır. Bu nedenle lezzetleri de birbirinden farklı olur. Peynirler, yapılış yöntemleri ve lezzetleri ile farklı zevklere hitap edebilen yiyeceklerdir. Ayrıcalıklı bir lezzet olan küflü peynir, kendine has tadı ve faydaları ile tüketicilerin beğendikleri ve tercih ettikleri bir çeşittir. Erzincan küflü peynir yapımında öne çıkan bir başka ildir. Bu yörede yapılan küflü peynirin özel bir alıcı kitlesi bulunur. Lezzeti çok güzeldir. Küflü Peynir Yenir Mi? Nasıl Tüketilir? Hijyenik koşullarda hazırlanan yeşil renkli Konya küflü peynir nasıl yenir derseniz yanıt çok basittir. Tek başına bile afiyetle tüketebilirsiniz. Çok lezzetli bir peynir olduğu için birçok yemekte de kullanabilirsiniz. Özellikle İtalyan usulü pişirilen makarnalara çok yakışır. Erişte ile uyumu mükemmeldir. Farklı salatalar hazırlarken küflü peynirden yararlanabilirsiniz. Sağlıklı olduğu için sabah kahvaltılarında bolca tüketebilir, çocuklarınız için hazırladığınız sandviçlerin içine koyabilirsiniz. Sabah kahvaltıları için hazırladığınız kreplere ve yumurtalı omletlere katabilirsiniz. Lezzetli soslar hazırlarken kullanabilirsiniz. Şarapların yanına hazırladığınız peynir tabakları için de küflü peynirden faydalanabilirsiniz. Üstelik çok şık bir seçim olacağından emin olabilirsiniz. Anadolu’da üretilen pek çok küflü peynir çeşidi vardır. Bunlardan bazıları özellikle tulum peynirinden yapılmış olanları böreklere, tatlılara ve hamur işlerine çok yakışır. Küflü peynir böreği Konya yöresinin leziz tarifleri arasında yer almaktadır. Küflü peyniri kendiniz de yapabilirsiniz. Geniş kapsamlı tariflerden faydalanarak evinizde hazırlayabilirsiniz ya da güvendiğiniz markaların ve üreticilerin peynirlerini tüketebilirsiniz. Güven yaratmayan peynirlerden uzak durmanız gerektiğini asla unutmamalısınız. Küf dediğimiz zaman diğer peynirler için bir bozulmanın belirtisinden bahsederiz. Küflü peynir bozulur mu yoksa zaten bir kısmı bozuk mu oluyor gibi sorular aklınıza gelebilir. Küflü peynir kendine özgü ve sağlıklı bir yapıdadır, diğer peynirler gibi buzdolabında, cam kaplarda uzun süre, sağlıklı şekilde muhafaza edilebilir. Küflü Peynir Zararları Nelerdir? Küflendirme yöntemiyle yapılan peynirler çok faydalı oldukları gibi özenli olarak hazırlanmazsa zararlı da olabilir. Yapılışları nedeniyle bazı konularda çok dikkatli olmayı gerektirir. Üretilirken hijyen kuralları yerine getirilmezse istenmeyen sonuçlar doğabilir. Peynir, kötü koşullarda hazırlanır ve bekletilirse o zaman, çok lezzetli ve faydalı olan Erzurum küflü peynirin zararları ortaya çıkmaya başlar. Bazı uzmanlar, sağlıksız koşullarda üretilen küflü peynirlerin kanserojen özellikler gösterdiğini bile söyler. Bu zararın nedeni, peynirin küflenme süreci sırasında diğer zararlı küfler ile temas etmesidir. Bu tarz zararlardan korunmak için küflü peynir alırken yeşil renkli olanlarını tercih etmelisiniz. Çünkü yeşil küflü peynirlerde tehlikeli olan aflatoksin maddesi yoktur. Siyah, beyaz veya kırmızı renkli peynirlerde ise bu maddeye rastlama oranı çok yüksektir. Sıkça sorulan küflü peynir yenir mi sorusuna uzmanların verdiği yanıt: brie, camembert, süzme peynir, krem peynir, neufchatel ve ricotta tarzı peynirler için hayır, diğerleri için evettir. Çünkü bu peynirlerin küflü hallerinin sağlık açısından tüketilmeye uygun olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Peynirde oluşan küfün rengi önemlidir. Yeşilimsi olanların dışındaki peynirleri yemeniz önerilmez. Kanserojen madde içermesinin yanı sıra sindirim sisteminiz için de tehlikeli sonuçlar yaratabilir. Küflü Peynir Nerenin Peyniridir? Küflü peynir nerenin, ülkemizde nerede üretilir diye merak ediyorsanız bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Küflü peynir, ülkemizin tek bir yöresine ait değildir. Ona Türkiye’de yapılan bir peynir demek daha doğru olur. Rokfor peyniri gibi başka ülkelerde yapılan benzer çeşitleri olsa da ülkemizde üretilen küflü peynir de Türkiye’ye ait olan bir lezzettir. Bu nedenle Türklerin damak zevkine uygun biçimde üretilir. Üstelik Türkiye, Edirne’den Kars’a kadar yapılan üretimlerle tam bir peynir cennetidir. Anadolu’nun peynir çeşitliliği ise belki de dünyanın hiçbir ülkesinde mevcut değildir. Küflü peynir Kars ve Ardahan yöresinde yaygın olarak üretilir. Bu yöreye ait peynirlerin ünü dünyaca bilinir. Ardahan ilinde tuluma basılan çeçil peyniri birkaç ay bekletildikten sonra lezzetli bir küflü peynir haline gelir. Yeşil tulum peyniri de bir küflü peynir çeşididir ve tulum peynirinin soğuk ortamda nemlendirilmesi yöntemiyle yapılır. Lezzeti ise mükemmeldir. Böreklere çok yakışan bu peynir, tavada ya da mangalda eritilerek yenebilir. Erzurum, Erzincan, Mersin ve Sivas’ta da küflü peynir üretimi yapılır. Daha çok Anadolu’ya ait bir peynirdir. Yörelere göre değişen fiyatlarla satılır. Küflü peynir fiyatları diğer peynirlerden biraz daha fazladır. Ama üretim noktalarından aldığınızda daha uygun fiyatlar söz konusu olabilir. Sağlıklı ve faydalı bir ürün olan yeşil küflü peyniri, sofralarınızdan eksik etmemeniz tavsiye edilir.
  5. Haziran ayına girmemizle birlikte araması artan Kurban Bayramı'nın tarihleri açıklandı. 9 Temmuz'da başlayacak olan Kurban Bayramı, 12 Temmuz'da sona erecek. Kurban Bayramı'na kadar kurban alım - satımları da gerçekleşecek. Peki kurbanlık fiyatları 2022 ne kadar? Kurban kesim fiyatı bu yıl kaç para? İşte kurban keserek dini görevini yerine getirecek olan vatandaşların konuya ilişkin bilmesi gerekenler... KURBAN KESİM BEDELİ 2022 NE KADAR? Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 2022 yılı vekalet yoluyla kurban kesim bedelinin yurt içinde 2 bin 250 lira, yurt dışında 1800 lira olarak belirlendiğini açıkladı. KURBANLIK FİYATLARI 2022 NE KADAR, BELLİ OLDU MU? Samsun Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Erdal Doğan, Samsun’da küçükbaş kurbanlığın fiyatının 2,5-4 bin TL, büyükbaş kurbanlık fiyatının ise 20-25 bin TL arasında olduğunu söyledi. Fiyatlar hakkında bilgi veren Erdal Doğan, “Samsun ve çevre illerinde bu sene de kurbanlık hayvan sıkıntısı yaşanmıyor. Bölgemizde tarım ve hayvancılık oldukça yaygın. Fiyatlarda enflasyon ve maliyetler nedeniyle birtakım artış oldu. Geçen yıl Samsun’da büyükbaş canlı hayvanın kilo fiyatı 35 TL’den satılıyor. Bu sene ise 60 TL civarında satılıyor. Küçükbaş kurbanlık ise geçen yıl 800-1500 TL arasında değişiyordu. Bu sene küçükbaş kurbanlık fiyatı ise 2,5 ile 4 bin TL arasında değişiyor. Geçen yıl ortalama bir büyükbaş kurbanlığın fiyatı 15 bin TL’ye alabiliyordu. Bu sene ise ortalama büyükbaş kurbanlık fiyatları 20-25 bin TL arasında değişiyor. Canlı 600 kiloluk bir tosunun fiyatı ise 40 bin TL’yi buluyor” dedi. Sivas'ta kurbanlık kesim ve satış fiyatları belirlendi Ticaret Borsası Başkanı Abdulkadir Hastaoğlu, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde Sivas'taki kurban kesimi ve kurbanlık fiyatlarını duyurdu. Kentte canlı tosun ve koç kilo fiyatı 65, düve ve koyun kilogram fiyatı ise 60 TL olarak belirlendi. Başkan Hastaoğlu, Sivas'ta bulunan besicilerle ve kombine sahipleriyle yapmış oldukları toplantı sonrasında yaptığı açıklamada "Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde ilimizdeki kombine sahipleri ve besicilerimizle yaptığımız toplantı sonucu, tosun canlı kilogram fiyatı 65, damızlık vasfını kaybetmiş düve 60, dişi koyun 60, erkek koyun ise 65 TL'den satılacak. kombinalardaki kesim ücretleri ise büyükbaş için 1500, küçükbaş için 350, söküm ücreti 1000, paylama ücreti 500, et çekim ücreti ise 5 TL olarak belirlenmiştir" dedi. Kurban Bayramı öncesinde hayvan alırken dikkat edilmesi gereken hususlara da değinen Başkan Hastaoğlu "Hemşerilerimiz belediyelerimiz tarafından kurulan kurban pazarlarından veya besi çiftliklerinden gönül rahatlığıyla kurbanlıklarını alabilirler. Hayvan kesimlerini ise Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan ruhsat alınmış mezbaha ve kombinalar veya belediyelerimizce belirlenen geçici kesim yerleri ile besi çiftliklerini tercih edebilirler. Hemşerilerimizden küpesi olmayan hayvanları almamalarını konusunda dikkatli olmalarını özellikle rica ediyorum. Veteriner sağlık raporu olmayan, çok zayıf olan, gebe veya yeni doğum yapmış olan, yüksek ateşi olan, çok genç ve etleri olgunlaşmamış olan, bakışları ve dış görünümü canlı olmayan, salya akıntısı bulunan, uzuvları eksik olan hayvanlar satın alınmamalı. Et çekimini ise Kurban Bayramı'nda ortaya çıkan seyyar olarak tabir ettiğimiz kişilere değil de, hijyen kurallarına her zaman itina gösteren kasaplarda ve marketlerde yaptırmalarını önemle rica ediyorum" diye konuştu.
  6. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Başkanı Ali Haydar Bozkurt, eskiden satılan araçların yüzde 60-70’inin yüzde 45-50’lik vergi diliminde olduğunu, son bir yılda gelen fiyat artışlarıyla neredeyse araçların yüzde 90’ının üst vergi dilimine girdiğini söyledi. Bozkurt, “Son bir yılda fiyatlar o kadar arttı ki bu durum ne kadar daha gider bilmiyoruz. Normal vatandaş perakende müşterisinde düşüş gözlemliyoruz. Geçen dönemlerde 3-5-6 ay araba sırası bekleyen müşteri sayısında azalma var. Bize hep soruyorlar araç fiyatları düşer mi diye. Maliyetlere, gördüğümüz tabloya bakınca düşme şansı az, tam tersine artma ihtimali var” dedi. Ali Haydar Bozkurt ile araba fiyatlarındaki zamları ve otomotiv sektörünü konuştuk. - Nasıl gidiyor sektörde işler? Hem iyi hem de endişe veren gelişmeler var. Az sayıda araç geldiği için nasıl satarız telaşı yok. Son bir yılda fiyatlar o kadar arttı ki bu durum ne kadar daha gider bilmiyoruz. Mesela normal vatandaş perakende müşterisinde düşüş gözlemliyoruz. Geçen dönemlerde 3-5-6 ay araba sırası bekleyen müşteri sayısında azalma var. Şu anda biraz kurumsal taraf sektörü ayakta tutuyor, çünkü firmaların filoları eskimişti, şimdi onları yeniliyorlar. Son iki yıla Covid, çip krizi, hammadde sıkıntısı, petrol fiyatlarındaki artış, lojistik maliyetlerin artması, konteyner krizi gibi birçok krizi aynı anda yaşadık. Mesela aracın bir parçası Malezya’dan gelecek, o parça gelmeden üretim hattı duruyordu. Konteyner fiyatları dolar bazında altı kat arttı. Yılbaşında da Rusya-Ukrayna savaşı başladı. Rusya otomotiv tedarik sanayisinde kullanılan hammaddenin yüzde 40’ını temin ediyor. Ukrayna, çip üretiminde kullanılan neon gazlarının yüzde 70 tedarikçisi. Dünyada enflasyonist ortam oluştu. Globaldeki gelişmeleri doğru okumak gerekiyor. Kur artınca her şeye yansıyor. Böyle bir ortamın üzerinde gelecek tahmini yapmak çok güç. Şu an halihazırdaki talebi karşılayacak otomobil gelmiyor zaten. - Gerçekten karşılanmayacak kadar araç talebi var mı? Talep var ama perakendeci tarafında geçen yılki altı ay araç bekleme kuyrukları yok, 1-2 ay bekliyorlar. Çünkü bir yılda araba fiyatları çok arttı. İnsanların alım gücüne göre talepte düşüş oluyor. Daha küçük segmentlere ya da ikinci el araçlara kalıyorlar ya da vatandaş araç alımını erteliyor. Kurumsal tarafta işler yürüyor, turizm sezonu başladığı için rent a car tarafında canlılık var. Şu an sektörü onlar taşıyor. Planlama yapılamıyor. Mesela üretici diyor ki önümüzdeki ay size 3 bin araç gelecek; aybaşı geliyor, 500’ü iptal oluyor. İki gün sonra arıyorlar 300 daha iptal oldu. Teslim dönemi geldiğinde iptal edilen araç sayısı 1000’i buluyor. Bu da plansız olarak ay içinde gelişen ilave darbeler oluyor. - Öyleyse günlük plan değişiyor. Tabii tabii. Sabah uyanıyorsunuz bir bakıyorsunuz değişiyor. Şöyle bir yanlış algı var, araç yok diye fiyat artıyor. Girdi maliyetleri son 1-2 yılda 5-6 kat arttı. Petrol 40 dolardan 113 dolara gelmiş. Enerji maliyetleri, hammadde maliyetleri katlanmış. Bunların hepsi nihai ürünün maliyetini artırıyor. Bizim vergi sistemi de ayrıca zorluyor. 45-50-80 vergi dilimleri var. Eskiden satılan araçların yüzde 60-70’i yüzde 45-50’lik vergi diliminde olurdu. Son bir yılda gelen fiyat artışlarıyla neredeyse araçların yüzde 90’ı üst vergi dilimine giriyor. Bazen 1 lira fark ettiğinde nihai araç fiyatlarına yüzde 23 fiyat artışı olarak yansıyor. Vergi dilimi yüzde 50’den 80’e atladığı zaman fiyat da artıyor. 15 GÜN SONRA FİYAT NE OLACAK BİLMİYORUZ - Fiyat gittikçe artacak yani? Her ay mı zam? En az ayda bir fiyatlar güncelleniyor. Sevkıyat planına göre, çok afaki durumda ay içinde de fiyatlar değişiyor. - Ne kadarlık bir zam gelecek önümüzdeki günlerde? Çok zor bunu tahmin etmek. 15 gün sonra fiyat ne olacak bilmiyoruz. Fiyat düşer mi artar mı diye sorarsanız artar. Otomotivciler olarak fiyatların düşmesini biz de istiyoruz. Satılan araç sayılarını artırmamız gerekiyor. Yılı 600-700 bin adetlik satışla kapatmak yerine 1 milyon adetle kapatırsak ve sürdürülebilir olursa sektöre fayda sağlar. Bu, yabancıların Türkiye’de gelip yeni üretim yatırımı yapmasını da sağlar. Sektörümüz 16 yılda 69 milyar dolar cari fazla vermiş. Türkiye’nin otomotiv sektörüne gözü gibi bakması gerekiyor. Avrupa’nın beşinci büyük üreticisiyiz. 700 BİNİN ALTI KIRMIZI ALARM - Ama fiyatlar bu kadar yüksek olursa 1 milyon satış adedini bulmak zor. Evet, bir numaralı neden fiyat. Vatandaşın alım gücüne göre ya çok ya da az sattırıyor. Şu andaki mevcut otomotiv sisteminin yatırımları, bayileri, distribütörleri ayakta tutabilmesi için yıllık satış adedinin 700 binin üstünde olması lazım, altı kırmızı alarmdır. Geçen yıl 732 binin üstüydü. Bu yıl o rakamı yakalar mıyız bilmiyoruz. Bu fiyatlarla 1 milyon adetlik satış hayal. Araç olsa bile en çok 750 bin satılır. Bizim istediğimiz artık orta uzun vadeli bir yol haritası oluşturmak. Otomotiv gibi birkaç sektörü ülkeye katkısı, getirisi yüksek birkaç sektörü önde tutacak; o sektörleri geliştirecek stratejiler oluşturmak gerekiyor. Doğu Avrupa ülkelerine yatırım kaçırıyoruz. İç pazarın büyümesi çok çok kritik. - Bayiler, distribütörler yeni araç çok gelmiyorsa nasıl ayakta kalacak? Servis geliri, sigorta satışı, birinci ve ikinci el araç satışı yapıyorlar. Bayi için önemli olan daha çok araç plakalayıp trafiğe çıkarmak. Şu ana kadar yan gelirlerle idare ettiler. Umalım ki 700 bin civarındaki satış adedi çok düşmesin. 600 bin bandı bir iki yıl sürerse bayilik sistemi tökezlemeye başlar. Umarız 2001’deki gibi sahneler yaşanmaz. HER HAFTA PLAN DEĞİŞİYOR - Plan yapamıyoruz dediniz. Yılbaşında sektör için ne tür hedefler koydunuz? O planlar 30 kere çöpe atıldı. Her hafta senaryo değişiyor. Avrupa’da da her gün gelen haberle planlar değişiyor. Kaç adet araç satılacak planını yapamıyoruz. Bugün plan yapıyorsunuz, haftaya değişiyor, genelde gelecek araç adetleri aşağı yönde değişiyor. Eğer araç bulabilirsek maksimum 750 bin olur. Araç bulsak da perakende tarafta geçen yıl araç alım iştahının aynı şiddette gittiğini görmüyoruz maalesef. - Bu dönemde tüketici davranışları nasıl değişti? Türkiye’de aylık kredi faizleri yüzde 1’e yaklaşırsa satışlar artar. Şimdi yüzde 2’nin üzerinde. Eskiden yüzde 70 araçlar kredili satılırdı. Bugün kredili satışlar yüzde 30’lar civarına düştü. Birikmiş parası ve ikinci bir aracı olan değiştiriyor. Yüksek fiyattan dolayı bir alt segmente yönelmeler var, sıfır araç yerine ikinci el araç alıyorlar. Dizel araç artık eskisi kadar tercih edilmiyor. Daha çok SUV modeller tercih ediliyor. Hibrit araçlara eğilim arttı. - Vergi sisteminde bir değişiklik öngörüyor musunuz? Avrupa’daki gibi bir vergi sistemi olsa 85 milyon nüfusla yılda 2.5 milyon adet satış yaparız. Avrupa’da sadece KDV ödüyorlar. Bizde KDV’nin üstüne ciddi bir ÖTV geliyor. İnsanların araba alıp alamayacağını fiyatlar belirliyor. Mutlaka bir birikimi olması gerekiyor ya da ikinci el aracı olan biraz borçlanarak araba alabiliyor. Araç alsam fiyatı ne, kredi kullansam aylık ne kadar ödeyeceğim, bunları düşünüyoruz.
  7. 1. Villa Bosphorus - Beylerbeyi İstanbul’da, Asya’yla Avrupa’yı birleştiren Boğaziçi Köprüsü’nün, Anadolu yakasındaki ayaklarının hemen dibinden başlayan, sahilden tepelere doğru uzanan maviyle yeşilin kavuştuğu, her iki köprüyü gören konumuyla gecenin ve gündüzün ayrı tatda yaşandığı restoranlardan biri. Detaylı bilgi için Villa Bosphorus 2. Kız Kulesi Restaurant - Salacak Salacak'ta denizin ortasında, hikayesi dünyaca ünlü bir kule. Detaylı bilgi için Kız Kulesi Restaurant 3. Leb-i Derya Kumbaracı - Şişhane Boğaz’dan tarihi yarımadaya uzanan muhteşem İstanbul manzarasını iyi yemek, iyi müzikle harmanlayan mekan. Detaylı bilgi için Leb-i Derya 4. Lacivert Restaurant - Anadoluhisarı Muhteşem manzarası, büyüleyici ambiyansı ve birbirinden leziz tatlarıyla unutulmaz bir yemek. Lacivert Restaurant 5. Anjelique - Ortaköy Ortaköy'de 3 katlı bir yalıda bulunan Anjelique'te, her katta farklı tarzda müzik çalarken, dünyaca ünlü DJ'lerin performanslarıyla partiler sabaha kadar devam ediyor. Eğlence ve lezzeti bir arada. Anjelique 6. Zuma - Ortaköy Londra ve Hong Kong’da kendisini kanıtlamış olan ZUMA, zarif ve sofistike yemek anlayışını Istanbul’da da yaşatıyor. Zuma 7. 360 İstanbul - Taksim Bir çok uluslararası ödüle sahip 360 İstanbul, tarihi Mısır Apartmanı'nın en üst katında yer alıyor. 360 İstanbul 8. Topaz Restaurant - Gümüşsuyu Gümüşsuyu'nda Dolmabahçe Sarayına ve boğaza tepeden bakan bir restoran. Topaz 9. Fine Dine İstanbul - Sultanahmet 10. Mama Shelter - Taksim 11. Armada Teras Restaurant - Sultanahmet 12. Hamdi Restaurant - Eminönü 13. Ali Ocakbaşı - Karaköy 14. Fosil Lounge & Bar - Karaköy 15. Big Chefs - Tarabya 16. Le Fumoir - Galata 17. Kalpazankaya Restaurant - Burgazadası 18. Ayder Balık - Rumelikavağı 19. A'jia Restaurant - Kanlıca 20. Peninsula Teras Restaurant - Karaköy 21. Deniz Yıldızı Restaurant - Çengelköy
  8. 2022 yılı Kurban Bayramı'nın takvimi ve bu sene hangi güne denk geldiği vatandaşlar tarafından araştırılan konular arasında. Peki, 2022 Kurban Bayramı ne zaman? Kurban Bayramı tatili kaç gün? 2022 KURBAN BAYRAMI NE ZAMAN? 2022 yılı Kurban Bayramı'nın 1. günü 9 Temmuz 2022 Cumartesi tarihinde idrak edilecek. 12 Temmuz 2022 Salı tarihinde ise bayramın son günü olacak. Bu duruma göre Kurban Bayramı Arife günü 8 Temmuz 2022 Cuma günü gerçekleşecek. KURBAN BAYRAMI ANLAMI VE ÖNEMİ NEDİR? Önemi merak edilen kurban, Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur’an-ı Kerim’de pek çok delil mevcuttur. Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça ifade edilmektedir. (Sâffât, 37/107).Kurbanın meşruiyetine işaret eden başka âyetler de vardır: “Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.” (Hac, 22/28), “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık.” (Hac, 22/34), “Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hac, 22/36-37) Bu âyetlerde zikredilmekte olan hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açık olmaktadır. Et ve kanların Allah’a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat âyetin metninde yer alması yine bu ifadeyi açıkça ortaya koymaktadır.
  9. Güllaç Tarifi İçin Malzemeler 12 yaprak güllaç 1,5 litre süt 2 su bardağı şeker Çekilmiş ceviz 2 yemek kaşığı gül suyu (isteğe göre) Üzeri için: Toz Antep fıstığı Kiraz şekerlemesi Güllaç Tarifi Nasıl Yapılır? Güllaç tatlısını yapmak için; öncelikle süt ve şekeri tencereye alarak ısıtıyoruz, şekerler tamamen erisin. Bu aşamada sütü çok fazla ısıtmanıza gerek yok, şekerin erimesi yeterli olacaktır. Daha sonra sütü oda sıcaklığında ılınmaya bırakıyoruz. Eğer el yakmayacak şekilde ısıttıysanız tekrar ılıması için beklemenize gerek olmayacaktır. Süt kaynar olursa tatlınız hamur olur o nedenle el yakmayacak şekilde olmalı. Güllaç yaprağının parlak kısmı üste gelecek şekilde ilkini derince bir tepsiye koyuyoruz. Üzerine her yanı ıslanacak şekilde bir iki kepçe süt döküyoruz. Altı güllaç yaprağı için aynı işlemi tekrarlayalım ve 6. katı da ıslattıktan sonra bu kata ceviz serpelim ve üzerine diğer güllaç yapraklarını aynı şekilde ıslatarak serelim. Kalan şekerli sütün içerisine 2 yemek kaşığı gül suyu ekleyip tatlının üzerine gezdirelim. Burada kullandığınız gül suyunun kozmetik ürünü olmamasına dikkat etmelisiniz. Hazırladığımız tatlımızı 2 saat kadar buzdolabında muhafaza edelim. En az 2-3 saat dinlendirdikten sonra üzerini isteğe göre süsleyerek servis edebilirsiniz. Ben toz antep fıstığı ve kiraz şekerlemeleri ile süsledim. Afiyet olsun! Güllaç Tarifi Fotoğraflı Yapılışı Güllaç tarifi püf noktaları Güllaç yapraklarını ıslatacağınız sütün sıcaklığı çok iyi olmalıdır. Eğer sütünüz çok sıcak olursa güllaç yapraklarını hamur edebilir, çok fazla ılık olması durumunda ise güllaç yapraklarını ıslatmayabilir. Güllaç tatlınızın tam tadında olması için gül suyu eklemelisiniz. Güllaç tatlınızın tadını kaybetmemesi ve içerisindeki cevizin güllacınızı karartmaması için yaptığınız gün tüketmeniz daha iyi olacaktır. Sizler için, yapımı oldukça kolay ve pratik güllacın çikolatalı, hurmalı gibi Nefis Yemek Tariflerinde paylaşılmış farklı çeşitlerini bir araya getirdik, sizler de nasıl yapılır? merak ediyorsanız listemize bir göz atmalısınız. Güllacın faydaları İçerisinde katkı maddesi olmadığı için sağlık açısından herhangi bir tehlikesi yoktur. Diğer tatlılarda yüksek oranda karbonhidrat olmasına karşılık güllaçta içerdiği sütten dolayı yüksek oranda protein vardır. Ramazanda yapılan güllaç tatlısı gün boyu aç kalan midelerinize, yemekten yaklaşık 1 saat sonra yemeniz halinde bariz bir rahatsızlık vermemektedir. Ramazanda açlığın etkisiyle düşen kan şekerini içerisinde bulunan sütün etkisiyle dengelemektedir. Güllaç, şeker miktarı düşürülüp yarım yağlı sütle yapıldığında diyette olanlar için kalorisi düşük bir tatlıdır. Güllaç kaç kalori? Orta büyüklükteki 1 dilim güllaç yaklaşık olarak 250 kaloriye denk gelmektedir. Güllaç hakkında daha fazla bilgi almak için besin değeri gibi çeşitli bilgilerden de bahsettiğimiz yazımızı okumak istemez misiniz?
  10. Dünyada kaç kişi Minecraft oynuyor? Bugün sadece 18 milyon kişi PC/Mac'de oynuyor. Bu rakama xbox, playstation, ios ve android platformlu cihazlarda oynayanları da ekleyince 40 milyondan fazla kişinin Minecraft oynadığını söylüyor istatistikler. İnanılmaz bir rakam. Bana göre 40 milyon bağımlı var demek bu. Bir kere bulaşan bir daha bırakamıyor. Bizim evde bir bağımlı var oradan biliyorum. Minecraft bir oyun mu, virüs mü? Açıkçası doğru dürüst elime almadan sadece uzaktan gözlemleyip oynayanları seyrederek ¨rezalet bir oyun¨ diyerek haksızlık yapmak istemiyorum. Sonuçta dünyanın en çok satan oyunu bu günlerde. Bu kadar kişinin bir bildiği var diye düşünüyorum. Minecraft alıştığımız grafik harikası, göz alıcı, efektlerle bezenmiş oyunlardan çok farklı. Blokları üst üste koyarak üç boyutlu bambaşka bir evrene geçiş yapıyorsunuz. Sanki legolardan oluşan bir dünya. Basit. Herhangi bir hikaye yok. Daha doğrusu hikayeyi, masalı kullanıcı kendi yaratıyor. Değişik materyaller kullanarak eşyalar, aletler yapıyorsunuz. Evler, yollar, şehirler inşaa ediyorsunuz. Oyunun tiplerine göre düşmanlara karşı savaşıyorsunuz, evinizi, bahçenizi, hayvanlarınızı koruyorsunuz. Anlayacağınız hayal gücü, yaratıcılık, sabır gerektiriyor. Beyni çalıştırdığı kesin. Çünkü plan yapıp uygulamaya geçirmeye zorluyor kullanıcıyı. O kadar başarısız, tehlikeli, şişirme ve gereksiz bir oyun olsa Microsoft birkaç ay önce 2.5 milyar dolar verip satın almazdı, öyle değil mi? 😉 Üstelik yayınlandığı günden beri birçok ödül de kazanmış: 2010’da “En İyi Bağımsız Proje” ödülü, 2011’de “Oyun Geliştiricileri Konferansı”nda beş ayrı ödül kazanmış. 2012’de “Golden Joystick Ödülleri”nde ise “En İyi İndirilebilir Oyun” seçilmiş. Ödüllerin yanı sıra akademisyenler tarafından da övgüyle söz ediliyor. MIT profesörü Eric Klopfer, oyunun diğer bilgisayar oyunlarından farklı olduğunu, “Çocukların uzamsal zekâsına katkıda bulunduğunu” açıklamış. Minecraft sayesinde çocuklarda çevre bilinci, şehir planlaması, kendi tercihlerini yapabilme becerisinin geliştiği vurgulanıyor çoğu araştırmada da. Kimler oynuyor? Çocuklar için uygun mu? Gelelim biz ebeveynleri en çok ilgilendiren kısma. Oyun aslında 13 yaş sonrası için tasarlanmış ancak basitliği nedeniyle daha küçük yaştaki çocukların da oynayabileceği hissini veriyor. Zaten oynuyorlar. Benim 6 yaşındaki oğlum geçen seneden beri başında. Nasıl başladı diye soracak olursanız, bir arkadaşı bahsetmiş heyecanla. Bizimki de aynı heyecanla bizden istedi. İlk başlarda gerçekten de yaşına uygun gibi gelmişti ama bir süre sonra Koray'ın bütün hayatı Minecraft oluverdi. Yaptığı resimler, anlattığı hikayeler yarattığı dünyadan ibaretti. Baş karakter Steve, koyunlar, köpekler ve arada zombilerden başka bir şey konuşmaz olmuştu. Sonra panikle araştırmaya başladım ve fark ettim ki gittiğimiz her doğum gününde, serviste, okulda konuşulan şey hep bu. Biraz rahatladım desem yalan olmaz sanırım. Kabullenme seviyesindeyim artık çünkü Minecraft; kavramlar, şekiller, sayılar etrafında dolanıyor ve çocuğun bu yönünü kesin olarak destekliyor. Çocuğa serbestlik veriyor. Yaratabileceklerinin sınırı yok. Sonsuz fikir üretip oyuna kendisi yön veriyor, kuralları kendisi belirliyor. Kurguyu başkası değil çocuk yapıyor. Bir dünya kuruyor ve onun için mücadele ediyor. Bu özgürlük ve sınırsızlık yaratıcılığının da gelişmesini sağlıyor. Ödül ve puan sistemi olmaması yaratıcı düşünceyi öne çıkarıyor. Keşfetme dürtüsü ödülü oluyor. Peki şiddet içeriyor mu? Çok değil. Zaten biraz da bu yüzden ebeveynler tarafından göz yumuluyor. Oyunda zaman geçirdikçe karşınıza çıkabilen zombiler kullanıcının hayatta kalma becerisini arttırmak ve problem çözme yeteneğini geliştirmek için tasarlanmış. Zombiden kaçmak veya kurtulmak için plan yapması ve doğru şekilde uygulaması gerekiyor çünkü. Figürler korkunç değil, hatta bence 'Creeper' Koray'ın dediğine göre 'Patlayan Zombi' sevimli bile sayılabilir. Online versiyona dikkat edin! Minecraft’ın bir de online versiyonu var. Elbette bu da riskler taşıyor anlamına geliyor. Çocukların çok oyunculu, interaktif, yabancılarla dolu bir ortamda bulunması doğru değil. Biz Koray'ın online olmasına izin vermiyoruz. ASIL MESELE: BAĞIMLILIK İçerik olarak zararsız bu oyunun en kötü yanı ciddi bağımlılığa neden olması. Çünkü yukarıda bahsettiğim basitlik, özgürlük, limitsizlik oyuncuyu daha fazla içine çekiyor. Hep bir sonraki adımı düşünmek zorunda bırakıyor. Biz ekran saatini limitleyerek biraz olsun önüne geçiyoruz diye düşünüyorum. Koray sadece hafta sonları oynayabiliyor. Tableti eline almıyor olması bile bizim için önemli. Onun yerine oyunu gerçeğe yansıtıyoruz. Dedim ya hayatımız Minecraft; ben de oyunu gözardı etmek yerine Koray'ın dünyasına girmeye karar verdim. Onu anlamak, onun heyecanına ortak olmak istiyorum. Hayır, elime ipad'i almıyorum. Minecraft'ı offline olarak yaratmasına destek oluyorum. Kağıtlardan, kartonlardan evler, hayvanlar, kılıçlar yapıyoruz bir yandan da hikayesini dinliyorum. En azından elleriyle, uğraşarak, ince motor gelişimini de destekleyerek bir şeyler yapıyor diye avutuyorum kendimi. Hem bir ortak dilimiz oluyor. Konuşacak daha fazla şey buluyoruz. Bağımlılık sorununu tam olarak çözmüyoruz belki ama asosyallik meselesinin üstesinden geliyoruz. Hem zaten bu da geçecek diyorlar. Anne baba yeterince ilgilenirlerse, çocuğu başı boş bırakmazlarsa, ona başka konular keşfetmesi için ortam oluştururlarsa Minecraft etkisi eskiye oranla azalır diyor tecrübe etmiş ebeveynler. Asosyallik de ayrı mesele. Yapılan araştırmalar Minecraft'ın çocukları aile üyelerinden ve arkadaşlarından kopardığı ve iletişim sorunu yaşanmasına sebep olduğunu göstermiş. O yüzden kontrol her zaman anne babada olmalı. Tetris ve Super Mario'nun naifliğiyle büyüyen anne babalar olarak şimdi elimizden telefonlarımız, tabletlerimiz düşmüyor. Bizden çok daha dikkatli olan çocuklarımızın da gözünden kaçmıyor haliyle bu ekran bağımlılığımız. Bunun doğal sonucu olarak onlar da oynamak, ellerine almak istiyorlar hatta kendilerine ait bir cihaz talebinde bulunuyorlar. Yeni düzene hep beraber ayak uydurmak zorundayız. Bize düşen çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığını göz önünde bulundurarak teknolojiden yararlanmasını sağlamak. Yeni neslin favorisi Minecraft sizin de evinize bulaştığıysa çok panik olmayın. Özünde oyun yaratıcılığı ve analitik düşünceyi destekliyor, plan yapmayı öğretiyor. Ekrana takılı kalmasını engelleyerek biraz daha interaktif bir hale getirip çocuğunuzun dünyasını anlamak için bir fırsat da siz yaratabilirsiniz. Biz öyle yapmaya çalışıyoruz ve Koray'ın heyecanını paylaştıkça iletişimimizin güçlendiğini anlıyoruz. Çocuk büyüdükçe derdi de büyüyor diyenleri şimdi daha iyi anlıyorum 🙂
  11. Rahat Rahat Uyumak İçin Sinekliklerden Yardım Alın Eğer yaşam alanınızda klima kullanmıyorsanız sıcak günlerde camlarınız hep açık demektir. Tahmin ettiğiniz gibi bu da sivrisineklere açık bir davet! Bu nedenle evinize sık sık giren sivrisineklerden şikâyetçiyseniz en etkili çözümlerden biri hiç kuşkusuz ki pencerelerinize taktıracağınız sineklikler! Bu sayede özellikle geceleri sivrisinek vızıltısı olmadan konforlu bir şekilde uyuyabilir ve sabah vücudunuzun farklı bölgelerinde sivrisinek ısırığı olmadan uyanabilirsiniz. Sinekliğiniz yoksa ve camlarınızı açık tutuyorsanız bu noktada özellikle ilaçlama arabaları sokağı ilaçladığında pencerelerinizi kapatmanız sağlıklı olacaktır. Böylece sivrisineklerin evinize kaçmasını engelleyebilirsiniz. Evinizde ve Çevrenizde Islak Alan Bırakmamaya Özen Gösterin Küçük bir doğa yürüyüşü ya da kamp yaptıysanız fark etmiş olabilirsiniz; sulak alanlarda daha fazla sivrisinek bulunur. Bunun nedeni ise sivrisineklerin su birikintisinin olduğu alanlarda hızlıca üreyebilmeleri. Dolayısıyla “Sivrisinek gelmemesi için ne yapmalıyım?” sorusunun cevaplarından biri, evinizde ve evinizin çevresinde su birikintisinin, hatta ıslak noktaların kalmamasına dikkat etmek. Örneğin saksı tabaklarındaki ya da balkonunuzu yıkadıktan sonra bir noktada biriken suları sıklıkta temizlemelisiniz. Açık Renkli Giysileri Tercih Edin Sivrisinekler ısırmak için genellikle vücut ısısı yüksek olan canlıları tercih ederler. Bu nedenle yaz aylarında, özellikle akşam saatlerinde ve gün doğarken açık havada spor yapmak pek de doğru olmayabilir. Ayrıca koyu renk kıyafetler güneş ışığını çekeceğinden ve vücut ısınızı artırabileceğinden açık havada açık renkli kıyafetleri tercih edebilirsiniz. Uzun, bol, sizi terletmeyecek giysiler, “Sivrisinekten nasıl kurtuluruz?” sorusunun yanıtlarından biri olabilir. Vantilatörlerden Yardım Alın Sıcak yaz günlerinde klima, vantilatör gibi soğutucu araçlardan sıklıkla yararlanıyoruz. Peki, vantilatör kullanmanın aynı zamanda “Sivrisinekten korunmak için ne yapmalı?” sorusuna cevap olduğunu da biliyor muydunuz? Çünkü vantilatörler yarattıkları hava akımı sayesinde sivrisineklerin, kondukları yerde durmalarını engelleyebiliyor. Tabii bu çözümün kullanışlı bir alternatif olup olmadığı tartışmaya açık. Çünkü gece, sivrisinekler nedeniyle rahat bir uyku çekmek için açtığınız vantilatör, hastalanmanıza da neden olabilir. Bu sebeple bu alternatifi mümkün olduğunca dikkatli şekilde değerlendirmenizi öneririz. Sivrisinek Kovucu Doğal Çözümlerden Yararlanın Sivrisinekten kurtulma yollarından biri elbette sivrisinekleri uzaklaştırmak için kullanacağınız spreyler. Fakat kimyasal içerikli bir spreyi ya da prize takılan sivrisinek kovucuyu kullanmak istemiyorsanız sivrisinekten korunmanın doğal yollarını değerlendirebilirsiniz. İşte, sivrisineklerden kurtulmanın doğal yolları: Pek çok yaşam alanı için olmazsa olmaz olan ve evlere doğal bir hava katan bazı bitkiler sayesinde sivrisinekleri evinizden uzak tutabilirsiniz. Fesleğen, limon otu, lavanta, nane ve biberiye, sinek kovucu bitkilerden bazıları. Esans yağları da sivrisineklerden korunmak için yararlanabileceğiniz seçeneklerden. Limon okaliptus yağı, catnip yağı, nane yağı ya da limon yağını küçük bir sprey şişeye koyup vücudunuza püskürtebilir ve elinizle yayabilirsiniz. Tabii “Sivrisinekten korunmak için ne sürülür?” sorusuna cevap olan bu yağlara karşı bir alerjiniz varsa ya da olduğundan şüpheleniyorsanız öncelikle hekiminize danışmak oldukça önemli. Ada çayı sadece sağlıklı bir bitki çayı değildir. Ondan aynı zamanda sivrisinekleri kovmak için de yararlanabilirsiniz! Yaşam alanlarınızda ada çayı ya da kekik yakarak sivrisinekleri evinizden uzak tutabilirsiniz. Özellikle bahçe ve balkonunuzdaki masanın etrafı gibi belirli bir bölgeden sivrisinekleri uzak tutmak istiyorsanız limon ve karanfilden yardım alabilirsiniz. Ortadan ikiye böldüğünüz limonun üzerine 8-10 adet karanfil saplayıp bunu masaya bırakırsanız istemediğiniz küçük canlılarla daha az karşılaştığınızı göreceksiniz! Sivrisinekler terli vücutları çok severler. Zaten yaz aylarında sık sık duş aldığınızı biliyoruz, ama yine not düşmek isteriz: Yani duş alarak da sivrisinekleri belirli bir süre kendinizden uzak tutabilirsiniz. “Sivrisinekten nasıl korunulur?” sorusunun kolaylıkla uygulayabileceğiniz yöntemlerini sıraladık. Umarız, bu yöntemleri uygulayarak daha rahat bir yaz mevsimi yaşayabilirsiniz!
  12. 1. Yemek Kalıntılarını Temizleyin Karıncalar kendilerine besin bulabilmek için evinizdeler. Açıkta bırakılmış besinler ile zemindeki ya da tezgâhtaki kırıntılar ise karıncalar için bir davetiye niteliğinde. Bu sebeple yiyecekleri hava almayan saklama kaplarında/torbalarında saklamalı ve özellikle şekerli, nişastalı, unlu ürünleri açıkta bırakmamalısınız. Mutfak tezgâhı temizliğinin ve doğru besin saklama yöntemlerinin yanı sıra evi düzenli olarak süpürmek de karıncalara, onları evde istemediğinize dair bir mesaj olabilir. Zeminlere artı olarak, koltukları, yatakları, yemek sandalyelerini de süpürebilirsiniz. Ayrıca mutfak eşyasının, çöp kovasının altını silmek de yapmanız gerekenlerden. 2. Çöpleri Günlük Olarak Atın Biliyorsunuz ki çöplerdeki yemek artıkları da karıncaların evinizde olma nedenlerinden biri olabilir. Bu nedenle çöpleri bekletmeden her gün düzenli olarak atmakta fayda var. Ayrıca tercih edeceğiniz çöp kovasının kapaklı olması da yardımcı olabilir. Eğer çöpte karıncaların ilgisini çekebilecek şeyler olduğunu düşünüyorsanız bu durumda çöp kovasının içerisine, birkaç damla çay ağacı yağı damlattığınız bir pamuk koyabilir ya da toz tarçın serpebilirsiniz. Karıncalar çay ağacı yağı ve tarçın kokusundan hoşlanmazlar. Bu sayede siz de karıncalara zarar vermeden evden uzak tutmanın püf noktalarından birini uygulamış olursunuz. Ayrıca çöp kovasına yoğun miktarda ada çayı külü dökmek de işe yarayabilir. Pratik kullanımları ile işlerinizi kolaylaştıracak çöp kovaları ise Koçtaş’ta sizi bekliyor. 3. Esans Yağlarından Yardım Alın Canlılara zarar vermek istemediğinizi ve bu sebeple “Karınca öldürmeden nasıl kovulur?” sorusuna yanıt aradığınızı biliyoruz. İşte, evdeki karıncalara çözüm bulabilmek için yararlanabileceğiniz doğal yöntemlerden biri de esans, yani uçucu yağlar! Çay ağacı yağı, okaliptus yağı, tarçın yaprağı yağı ve nane yağı ise tercih edebileceğiniz esans yağlar arasında yer alıyor. 2 bardak suyun içerisine dilediğiniz yağdan 15-20 damla koyup karıştırdıktan sonra karıncaların bulduğunu, onları sıklıkla gördüğünüz noktalara ve yuvalarının yakınlarına bu karışımı spreyle sıkabilirsiniz. 4. Beyaz Sirkeyi Temizlik Malzemesi Olarak Değerlendirin Sirke, ev temizliğinde kullandığımız doğal içerikli ürünlerden biri. Peki, sirkeli su sayesinde karıncaları da evinizden uzaklaştırabileceğinizi biliyor muydunuz? Yapmanız gereken sadece temiz bir sprey şişesinin yarısına su, diğer yarısına ise beyaz sirke doldurmak. Bu karışımı, karıncaları yoğun bir şekilde gördüğünüz noktalara spreyle uygulayabilirsiniz. Sirkenin kokusu, karıncaları uzak tutabilir. 5. Baharatlardan Yardım Almayı Deneyin “Doğal yöntemlerle evdeki karıncalar nasıl gider?” sorusunun yanıtını arıyorsanız bu konuda her evde bulunan baharatların etkili çözümler sunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü karıncalar şekerden ve şekerli gıdalardan ne kadar hoşlanırsa tuzdan, karabiberden, kırmızı acı biberden, naneden ve tarçından o kadar hoşlanmazlar! Başka bir deyişle bu baharatları karıncaların yuva girişlerine ya da onların yollarına serpmek, karınca kovucu yöntem olarak değerlendirilebilir. 6. Evinizde Ufak Bir Tadilat Yapın Karıncaları uzaklaştırmanın doğal yollarını anlattık. Fakat belirtmekte fayda var: Bu yöntemler oldukça etkili olsalar da ne yazık ki kesin çözüm sunamayabilirler. Evde karınca sorununa en net çözüm ise hiç kuşkusuz ki karıncaların evinize girdikleri yolları kapatmak. Karıncalar, duvarlarda yer alan çatlaklardan, oyuklardan, pencere boşluklarından evinize girebilir. Alçı, silikon gibi malzemelerle bu noktaları kapatmak adına küçük bir tadilat yapabilir ve karıncaların evinize girmemesi için daha net bir çözüm bulabilirsiniz! Eğer tüm bu yöntemleri denemenize rağmen evdeki karınca sorununa bir çözüm bulamadıysanız bu durumda bir uzman görüşü almanız ve bu doğrultuda çözüm önerilerini değerlendirmeniz faydalı olabilir. Bu arada yaz aylarında karıncanın yanı sıra sivrisinekten de çokça şikâyetçi olduğunuzu biliyoruz. Dilerseniz bu konuda yardım almak için
  13. Sade Açma Tarifinin Püf Noktası Ele yapışmaz, yumuşak kıvamlı bir hamur elde edelim. Sade Açma Tarifi Nasıl Yapılır? Öncelikle şeker süt, su ve mayayı yoğurma kabına alalım, hepsini karıştıralım ve beş dakika bekletelim. Yumurtaları sarısından ayrıştırarak hamura ilave edelim, sıvı yağ ilave edelim, tuzunu ilave edelim, azar azar unu ilave ederek yumuşak kıvamlı hamuru yoğuralım. Hamurun üzerini kapatalım, yaklaşık bir saat kadar mayalanmaya bırakalım. Mayalanan hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartalım, uzun ince şekil verelim, iki ayrı parçayı uçlarından birleştirelim ve birbirinin üzerine çevirerek örgü şeklini verelim. İki ucunu birleştirip tepsiye dizelim, on dakika kadarda tepside mayalandıralım. Üzerlerine yumurta sarısı sürelim. 180 derece fırında 30-40 dakika pişirelim. Afiyet olsun.
  14. Kısır Tarifi İçin Malzemeler 2su bardağıince bulgur 1,5su bardağısıcak su 2yemek kaşığıdomates salçası 1çay bardağızeytinyağı 1tatlı kaşığıtuz 1tatlı kaşığıpul biber 2adetlimon suyu 1/2çay bardağınar ekşisi 6daltaze soğan 1/2demetmaydanoz 1/2demettaze nane Kısır Tarifinin Püf Noktası Yeşillikleri iyice kuruttuktan sonra doğrayın, bekletmeden kısıra ilave edin. Kısır Tarifi Nasıl Yapılır? 2 su bardağı ince bulguru geniş bir kaseye alın. Üzerine 1,5 su bardağı sıcak suyu ekleyin. 2. Streç film ile üzerini kapatıp bugurların şişmesini bekleyin.Bulgurlar şiştikten sonra tane tane olması için güzelce karıştırın. Üzerine 2 yemek kaşığı domates salçası ve 1 çay bardağı zeytinyağını ekleyin. 1 tatlı kaşığı tuz, 1 tatlı kaşığı pul biber, 2 limonun suyu ve yarım çay bardağı nar ekşisini de ekleyin. Son olarak doğradığınız 6 dal taze soğanı, yarım demet taze nane ve maydanozu da ekleyip karıştırdıktan sonra kısır servise hazır. Yanında marullarla ya da dilediğiniz malzemelerle servis edebilirsiniz. Afiyet olsun! Kısır Tarifinin Servis Önerisi Arzuya göre; nar ekşisi, doğranmış domates ve nane gibi taze yeşillikler ilave edebilirsiniz. Kısır Hangi Bulgurdan Yapılır? Kısırın en temel ve olmazsa olmaz malzemesi bulgur. Bulgurun da birbirinden farklı çeşitleri var. Pilavlık ve köftelik bulgur olarak ikiye ayrılıyor. Pilavlık bulgur daha kalın ve daha çok şişen bir bulgur. İnce bulgur ise mercimek köftesi, fellah köfte gibi tariflerinde kullanılır. Kısır yapımında da ince bulgurdan yapılıyor. Eğer kalın bir bulgurdan yapılırsa hem hazırlanma süresi uzar hem de lezzeti daha çok pilava benzer. Kısır Sulu Olursa Ne Yapılır? Kısır çok sulu olduğu durumlarda o kısıra biraz daha fazla bulgur eklemek şart. Kısırınızın çok sulu olduğunda içerisine bulgur ilave edin. Üzerini kapatın ve bulgurun şişmesini bekleyin. Bu şekilde kısırınız suyu çekecektir ve dilediğiniz kıvama gelecektir. Kısır Yapmanın Püf Noktaları Nelerdir? Kısır yaparken bazen kıvamı çok sulu olabilir ya da kuru kalabiliyor. Bulgur tam istenilen şekilde şişmeyebiliyor. Gelin adım adım tüm püf noktalarıyla lezzetli bir kısır yapmanın püf noktalarını paylaşalım sizlerle. Hem çiğden hem bulguru ıslatılmadan hem de kavrularak yapılan kısırların sırları hemen şu içeriğimizde sizi bekliyor. Kısır Nasıl Saklanır? Çay saati için kısır hazırladınız ama misafirlerden biraz kaldı, "kısırı nasıl saklasam?" diyorsanız cevabımız hazır. Kısırı ağzı kapalı bir kaba alarak buzdolabında 1 gün saklayabilirsiniz. İçerisindeki taze soğan ve yeşilliklerden dolayı aynı gün tüketmenizi tavsiye ederiz.
  • Profil Reklam Alanı
  • Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
    Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
×
×
  • Yeni Oluştur...