Jump to content
×
×
  • Yeni Oluştur...

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

  • Profil Reklam Alanı

LangPeace

Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    15
  • Üyelik Tarihi

  • Son ziyaret

  • Ticaret Puanı

    0%

LangPeace Hakkında

monthly_2022_05/Member.png.b6ca39eaa5d9f3810153f1ced9933fd4.png
  • Kullanıcı Grubu: Kullanıcı


  • Rütbe: Usta Yardımcısı


  • İçerik Sayısı: 15


  • İçerik Gönderi Oranı: 0.02


  • İtibar: 0


  • Başarı Puanı: 150


  • Kazanılan Günler: 0


  • Katılma: 25-04-2022


  • Forumda ki Süresi: 941 Gün


  • Doğum Günü: 03-04-1986 (38)


  • Son Aktivite:

LangPeace Hakkında

  • Doğum Günü 03-04-1986

Kişisel Bilgiler

  • Hakkında
    <p>
    Co-Pilot
    </p>

    <p>
     
    </p>

Profil Ziyaretleri

8.347 profil görüntüleme

LangPeace Ait Başarılar

Usta Yardımcısı

Usta Yardımcısı (3/14)

  • Sohbet Başlatıcı

Son Rozetler

0

Topluluk Puanı

  1. Oyuncu ekipmanları konusunda en başarılı markalardan biri olarak değerlendirilen SteelSeries, geçtiğimiz gün itibariyle bir kez daha iddiasını konuşturdu. Zira marka dünyanın en hafif kablosuz oyuncu mouse modellerinden biri olacak SteelSeries Aerox 5 Wireless serisini tanıttı. Hem teknik açıdan hem de tasarımsal açıdan güzel güncellemelerin yapıldığını gördüğümüz mouse modelinin, rakiplerinden çok daha farklı durduğunu da belirterek tasarım ve teknik özellikler kısmına geçelim. SteelSeries Aerox 5 Wireless Tasarımı Mouse rakiplerinden farklı bir tasarım yapısına sahip demiştik. Baktığınız anda bu farkı zaten görüyorsunuz. Mouse üzerinde delikli kasa yapısı kullanılmış. Mouse böylece çok daha hafif bir yapıya sahip olmuş. Petek şeklinde bir görüntü sunan üst kapak ve alt bölüm, bu yapısı sayesinde aynı zamanda dayanıklı da. Açıkçası hoş bir görüntü sunuyor ama bu yapı herkesin hoşuna gitmeyebilir. Daha önce de SteelSeries Aerox serisinde benzer yapılar görmüştük. Böyle bir tercih yapılmasının nedeni ise mouse için ağırlığı düşürmek. Zira sadece kasa kısmında petek şeklinde delikli bir tasarım tercih edilmesi değil, ultra ince PCB kullanımı ve daha hafif pil kullanımı gibi artılar da var. Tabii ki şimdi aklınıza bir soru gelecek. Delikli bir yapı var ama peki mouse için iç aksam nasıl korunacak? Bunun tozu var, sıvı teması olayı gibi gibi. SteelSeries bu konuda da güvenliği almış. Kapağın altında ek bir AquaBarrier kullanmış. Böylece mouse IP54 sertifikasına sahip olmuş. Yani iç aksam sıvıya, toza ve kire karşı korumalı. Tüm bu yapı aydınlatmasız da bırakılmamış. SteelSeries Aerox 5 Wireless, PrismSync aydınlatmasıyla geliyor. Arka kısımda ve alt kısımda RGB aydınlatması öne çıkan mouse, farklı RGB efektleri de desteklemekte. Tasarım kısmını bitirmeden önce son bir detay daha verelim. Ergonomik yapısıyla dikkat çeken seri, hem avuç içi kullanımı hem de pençe tutuşu için ideal. Teknik özellikler kısmında tuş yerleşimine de yer vereceğiz daha iyi anlayacaksınız. SteelSeries Aerox 5 Wireless Teknik Özellikleri Oldukça hafif olması, kullanımda büyük avantajlar sağlıyor olsa da asıl dikkat çeken kısım tabii ki teknik özellikleri. Bu noktada ilk baktığımız kısım kullanılan sensör. Aerox 5 Wireless modelinde de gecikmeyi en aza indiren TrueMove Air sensör kullanılmış. PixArt ile beraber geliştirildiği belirtilen sensör sayesinde 18.000 CPI değeri karşımıza çıkıyor. Tuş Dizilimi Mouse üzerinde yer alan tuş dizilimi ise işlevsellik odaklı hazırlanmış diyebiliriz. Üst kısımda kaydırma tekerleği dahil 4 tuş bulunuyor. Yan kısımda ise 5 düğmeli bir panel var. Toplamda 9 adet programlanabilir tuş bulunduğunu görüyoruz. Özellikle oyuncular bu yapıyı sevecek zira tüm bu tuşları, çeşitli oyunlara göre özelleştirebiliyorsunuz. Hazır olarak gelen oyun profilleri de var. Tuş dayanıklılığına gelince, Golden micro tuşlar karşımıza çıkıyor. Tam 80 milyon basış dayanıklılığından söz ediliyor. Bağlantı ve Pil Aerox 5 Wireless, kablosuz bağlantı konusunda da iki ayrı seçenek sunuyor. Bluetooth 5.0 teknolojisini ya da 2.4 GHz kablosuz bağlantı teknolojisini tercih edebiliyorsunuz. İki bağlantıda da gecikme süreleri hissedilmeyecek kadar düşük seviyelerde. Tabii ki burada bir de pil tüketim konusu devreye giriyor. Pil tüketimi konusunda da yeni mouse modeli oldukça iddialı. Kablosuz bağlantı ile kullanırsanız mouse, 80 saatin üzerinde bir pil ömrü sunuyor. Eğer Bluetooth ile kullanırsanız da bu süre 180 saate kadar çıkıyor. Ayrıca hızlı şarj artısı da dahil edilmiş. SteelSeries Aerox 5 Wireless Teknik Özellikler Detay Sensör: SteelSeries TrueMove Air sensör Sensör Türü: Optik CPI: 100-18.000 Hızlandırma: 40G IPS: 400 Tarama Oranı: 1000 Hz /1 ms Tuş Sayısı: 9 adet Ağırlık: 74 gram Aydınlatma: 3 bölgeli RGB Bağlantı: Bluetooth 5.0 ya da 2.4 GHz kablosuz Ölçüler: 128.8 mm X 62.8 mm X 26.7 mm Malzeme: Dış kasa ABS plastik Dayanıklılık: IP54 sertifikası Tutuş Stilleri: Pençe ve Avuç İçi Yazılım: SteelSeries Engine
  2. Yeni sanal gerçeklik başlığı PlayStation VR2, 1 ay kadar önce tanıtılmış ve yeni görsellerle tasarımı gösterilmişti. Yeni sanal başlık için son duyurunun ardından Sony, bu yıl içerisinde serinin piyasada olacağını belirtmişti. Fakat son gelen haber, beklentileri tamamen değiştirdi. Zira sektörün en iddialı isimlerinden biri olan Ross Young tarafından verilen bilgilere göre yeni sanal başlık beklendiği gibi bu yıl gelmeyecek. PlayStation VR2, Önümüzdeki Yıla Ertelendi Ross Young tarafından Twitter üzerinden yapılan paylaşıma göre, Sony bir yıl daha bekleyecek. Neden ertelendiği konusunda bir bilgi yok ama yeni sanal başlıkların 2023 yılında geleceği söylendi. Tabii ki Sony resmi bir açıklama yapana kadar umutlar tükenmiş değil. Ama yine de geçmiş sektör tecrübelerine bakacak olursak Ross Young sağlam kaynaklardan biri. PlayStation VR2 için böyle bir karar alındıysa bunun neden olduğu da önemli. Küresel olarak bir çip sıkıntısı yaşanıyor. Bunun yanında pandeminin yarattığı etkiler ve savaş durumları nedeniyle teknoloji alanında üretim konusunda da sıkıntılar var. Yeni sanal başlık bu gibi nedenlerden dolayı mı ertelendi bilemiyoruz. Belki Sony’nin farklı planları vardır. Artık zamana bırakacağız ve zaman içerisinde işin doğrusu ne ya da gözlükler tam olarak ne zaman piyasada yer alacak öğreneceğiz.
  3. Intel Arc serisi ekran kartları için ilk duyuruyu mobil modeller üzerine yapmayı tercih etti. Tüm mobil modelleri, özelliklerini ve hatta sonrasında gelen ilk performans testlerini paylaştık. Açıkçası mobil seriler ilk etapta beklentileri karşıladı. Ama gözler masaüstü ekran kartı modellerinde. İşte bu modellerden ilki olması beklenen Intel Arc A770 için de bilgiler gelmeye başladı. Mobil ekran kartı serileri tanıtılırken, yeni ekran kartı için bir video yayınlanmıştı. Bu video, masaüstü ekran kartı konusunda tasarım detaylarını gösteriyordu. Ya teknik özellikler? İşte o konuda tamamen bir sır perdesi ile karşılaştık. Geekbench üzerinden sızan son görseller ise ekran kartının teknik detayları konusundaki sır perdesini biraz olsun aralıyor. Intel Arc A770 Teknik Özellikleri Nasıl Olacak? Bilgilere göre bu modelde de ACM-G10 GPU kullanılacak. Mobil versiyonlarında gördüğümüz ACM-G10 burada da boy gösterecek gibi. Hatırlamak gerekirse söz konusu GPU’da 32 Xe-çekirdeği ve 32 ışın izleme birimi yer alıyordu. GPU birimini geçip bellek miktarına baktığımızda da 16 GB GDDR6 belleklerle karşılaşıyoruz. Geekbench görselinde bellek miktarını 12.7 GB olarak göreceksiniz. Ama bu yanlış bir gösterim diyebiliriz. Daha önce gördüğümüz sızıntılarda da 12.7 GB yazan birçok modelin 16 GB bellekle beraber geldiğini gördük. Tüm bu teknik detaylarla serinin performans testlerinde ise RTX 2070 ile denk sonuçlar aldığı gözüküyor. RTX 2060 SUPER modelinin üzerinde olan ekran kartı, 85.585 skor almış. Ama bu skor RTX 3070 ile karşılaştırılamayacak derecede. RTX 3070, 132.175 gibi bir skora sahip. Tabii ki bilmediğimiz çok fazla şey var. Bu testler ne kadar doğru bir tarafa, Intel Arc A770 adıyla söz edilen model ne kadar üst segment bir model olacak bu da var. Belki de Intel’in tanıtımını yapacağı modellerin en düşük özelliklere sahip olan ekran kartı olacak. Bilemiyoruz.
  4. Apple sızıntılarıyla bilinen Mark Gurman, yeni iMac ve M3 işlemcinin yolda olduğunu bildirdi. Peki neler bekliyoruz? Son zamanlarda kendi geliştirdiği işlemcilerle piyasaya damga vuran Apple, M1 çipleriyle başarılı işlere imza attı. ABD merkezli üretici henüz M2 işlemciyle donatılan ürünlerini piyasaya sürmez iken, Bloomberg yazarı Mark Gurman’dan yine dikkat çeken iddialar geldi. Apple’ın gelişmelerini bildiren önemli isimlerden Mark Gurman, M3 işlemci ve bu işlemciyi kullanacak yeni iMac’in geliştirildiğini iddia etti. Ancak söz konusu işlemci ve masaüstü bilgisayar için epey beklenmesi gerekeceğinin de altını çizdi. Mark Gurman: M3 ve yeni iMac yolda Apple’ın M2 işlemcili bilgisayarları haziran ayı gibi piyasaya sürmesi bekleniyor. Ancak şu an geliştirildiği açıklanan M3 için aynı durum söz konusu değil. Zira bilgiyi paylaşan Mark Gurman’a göre, M3 çipi en erken gelecek yılın sonlarında karşımıza çıkacak. Bu da, kullanıcıların uzun bir süre bekleyeceği anlamına geliyor. M2’ye dönecek olursak bu işlemciyi kullanacak ürünler, Apple’ın 2022 etkinliğinde tanıtılacak. Yine Mark Gurman’a göre önümüzdeki aylarda; yeni MacBook Air, giriş seviyesi MacBook Pro ve Mac mini gibi cihazlar piyasaya sürülecek. Söz konusu bilgisayarların hepsi M2 işlemciden güç alacak.
  5. Akıllı telefon almak isteyen bazı kişiler yeni nesil bir orta segment cihaz mı alayım yoksa geçmiş yılların amiral gemisi modellerini mi tercih etmeliyim diyor. Günümüzün artan teknoloji fiyatları düşünüldüğünde, pek çok müşteri fiyatı 30 bin TL seviyelerini bulan üst segment cihazlardan bakışlarını bile kaçırıyor. Üst segment telefonlar ilk çıktıklarında pahalı olabilirler. Ancak her teknolojik cihazın fiyatının zamanla düşeceğini ve yavaşça yeni modellere yer açmak için üretiminin durup nihayetinde piyasadan çekileceğini unutmayın. Bu yüzden burada dikkat edilmesi gereken en önemli şeylerden birisi de bu olacaktır. Yani eski modelleri direkt elemeliyiz. Satın almadan önce bilmemiz gereken avantajlar ve dezavantajlar Giriş veya orta segment bir cihaz almak istediğimiz zaman, bu telefonda aradığımız tüm özellikleri bulamayabiliyoruz. Örneğin orta segmentte çok fazla para harcamadan en iyi performansı verecek cihazlardan birini almak isteyen kişi, yüksek işlem gücü sebebiyle Snapdragon 860 işlemcili ve Poco X3 Pro’yu satın alabilir. Ancak bu cihazda 120hz ekran yenileme hızı olduğu halde Amoled ekran, kablosuz şarj ve 5G gibi özellikleri bulamayacaktır. Bu durum aslında oldukça normal. Çünkü giriş ve orta segment cihaz satın alırken tam da bu sebeple ihtiyaçlarımızı ve beklentilerimizi önceden belirlemeliyiz. Örneğin fotoğrafçılığı seviyorsanız iyi bir kameraya sahip akıllı telefon seçmeniz daha mantıklı olacaktır. Ancak devamlı seyahat eden biri için batarya kapasitesi yüksek veya 50W ile 100W arası bir güçte hızlı şarj olabilen cihazlara yönelmek daha mantıklı olacaktır. İşte tam da bu sebepten dolayı amiral gemisi cihazlar alt segmentlerin önüne geçiyor. Ekranın, işlemcinin, kameranın kısacası her şeyin en iyisi bu telefonlara konuluyor. Bu sebeple fiyatları da daha pahalı oluyor. Ancak eski nesil amiral gemisi cihazlar ile yeni nesil orta segmentler bir araya geldiğinde işler değişebiliyor. Gelin birlikte bu iki klasmanda bulunan cihazların avantajlarına ve dezavantajlarına bakalım. Ekran kalitesi Bir iki yıl öncesinin amiral gemisi telefonları bile muhtemelen günümüzün orta segment cihazlarının pek çoğundan daha kaliteli bir ekrana sahip olacaktır. Örneğin 6 yaşında olan Samsung Galaxy S7 Edge bile 2K çözünürlüğe sahip AMOLED bir panel kullanıyor. Öte yandan günümüzün pek çok orta segment telefonunda hala IPS LCD ve 1080p ekran görüyoruz. Üstelik geçtiğimiz seneye kadar Full HD yerine HD panel kullanan markalar bile oldu. Ancak ekran sadece çözünürlük ve panelden ibaret değil. Şu anda satışta olan pek çok telefon 90hz, 120hz ve hatta daha yüksek ekran tazeleme hızına sahip ekranları bizlere sunuyor. Bu teknoloji bir kaç yıl öncesine kadar hayatımızda yoktu. Ancak şimdi orta segment cihazlar bile bu özelliği sunuyor. Aynı şekilde ekran boyutları da her geçen gün büyüyor ve çerçeveleri azalıyor. Bir kaç yıl öncesinde 6 inç cihazlar büyük sayılırken şu anda 6.7 inç ekranlar standart bir hale geldi. Üstelik boyutları da seleflerinden küçük. Yapısal bütünlük Üst segment cihazlar, orta segmentte bulunan rakiplerine göre, düşme, bükülme ve su geçirmezlik testlerinden daha yüksek puan almayı başarıyor. Bu durumun başlıca sebepleri arasında, yapım kaliteleri, kullanılan malzeme ve IP sertifikaları bulunuyor. Orta segment cihazların dış kasaları genellikle metal hissiyatı veren plastikten imal ediliyor. Buna ek olarak arka kısımları da plastik veya cam hissiyatlı malzemelerden üretiliyor. Ancak amiral gemisi cihazların ön ve arka yüzeyi Gorilla Glass teknolojisiyle korunurken, kasaları da paslanmaz çelik veya uçak yapımında da kullanılan alüminyum malzemeden üretiliyor. Üstelik amiral gemisi cihazların pek çoğu IP -su geçirmezlik- sertifikasına sahip. Kamera standartları Kamera konusu neredeyse tartışmaya kapalı diyebiliriz. Eğer almak istediğiniz amiral gemisi cihaz 3-4 yaşında değilse, her konuda yeni nesil bir orta segment telefondan daha iyi olacaktır. Ancak kamera kalitesinin arkasında gizli bir işlemci gücünün yattığını da belirtmemiz lazım. Çünkü 4K video ve stabilizasyon gibi özellikleri güçlü bir işlemci performansı sayesinde verimli bir şekilde kullanabiliyoruz. Amiral gemisi cihazlarda, lens kalitesi, lensten gelen görüntüyü işleyen sensörün boyutu, diyafram açıklığı ve optik imaj sabitleme gibi bazı önemli konularda kesenin ağzı açılmış durumda. Yeni nesil orta segment cihazlarında avantajları yok değil. Örneğin üç- dört sene önce çıkan bir amiral gemisi telefonda geniş açı, makro lens veya optik zoom kamerası gibi özellikler olmayabilir. Dolayısıyla yeni nesil orta segment telefonlar görüntü kalitesinde olmasa bile diğer kameralarıyla sizin için avantaj olabilir. Dahili ve arttırılabilir hafıza Konu hafıza olduğunda, burada kazanan net bir şekilde orta segment oluyor. Eski nesil amiral gemisi cihazlar belki döneminin orta segmentlerine göre 128GB, 256GB hatta 512GB’lık versiyonlarıyla avantaj sağlıyor olabilir. Ancak günümüzde satılan orta segment cihazların pek çoğunda buna yakın seçenekler mevcut. Üstelik amiral gemisi cihazların bir kısmı uzunca bir süre hafıza kartı desteği olmadan satıldığı için, alacağınız modeli kontrol etmelisiniz. Dolayısıyla eğer bugün bir akıllı telefon almak istiyorsanız, dahili veya arttırılabilir hafıza konusu kesinlikle dert edeceğiniz bir şey değil. Hatta günümüz teknolojisi sayesinde pek çok orta segment telefon 256GB ve 512GB’lık hafıza kartlarını standart olarak destekliyor. İşlemci ve donanım Amiral gemisi cihazlar için işlemci üreten yalnızca 5 firma var. Bunlar A serisi ile Apple, Exynos ile Samsung, Kirin ile Huawei, Snapdragon ile Qualcomm ve günümüzde en büyük rakibi olan Dimensity serisiyle MediaTek. Bu şirketler devamlı olarak kimin en hızlı ve yüksek performansı veren işlemciyi yaptığının yarışı içerisindeler. Dolayısıyla en iyi işlemcileri üst segment telefonlarda kullanıyorlar. Fakat geçtiğimiz yıllarda orta segmente artan ilgiyle beraber -özellikle Çinli telefon üreticileri sayesinde- aradaki farkın kapanmaya başladığını söyleyebiliriz. Orta segment cihazlara eğer 3-4 yaşında bir amiral gemisini rakip almıyorsak, işlem gücü olarak altında kalacaktır. Fakat orta segment telefonlar da yeni teknoloji olmanın avantajlarını bazı avantajlarını getirebiliyor. Örneğin 3-4 yıl öncesinin cihazlarında Wifi 6 yada 5G gibi bir teknolojiyi göremezken şu anda orta segment, hatta giriş sınıfında bile bu özellikleri görebiliyoruz. Yazılım desteği Yazılım konusunda bugüne kadar amiral gemisi telefonlar hep başta gelmiştir. Ancak son dönemde yapılan açıklamalardan anladığımız kadarıyla markalar, kullanıcı deneyimini ve olumlu geri dönüşü önemsedikleri için 3-4 yıla kadar yazılım ve 5 yıla kadar da güvenlik tarafında güncelleme desteği sözü veriyorlar. Bu konuda avantaj amiral gemisi cihazlarda gibi gözükse de, bizim kıyaslamamız eski nesil amiral gemileriyle olduğu için, işler tam tersine dönüyor. Eğer eski bir amiral gemisi telefon alma niyetindeyseniz ve bu cihaz 2 yaşını geçmişse, muhtemelen güncelleme desteği olmayacaktır. Ancak kutusundan son Android sürümüyle çıkan ve en az iki üç yıl daha güncelleme alacak orta segment cihazlar bu konuda büyük bir avantaja sahip. Gördüğünüz gibi iki grubunda kendine göre artıları ve eksileri mevcut. Dolayısıyla bir seçim yaparken cihazın özelliklerinden kadar ihtiyaçlarınıza uygun oluşunu da kontrol etmelisiniz.
  6. Samsung, akıllı telefon pazarında değişiklerle yapmaya seven bir teknoloji şirketi. Özellikle ilk katlanabilir telefonlarla adından bahsettiren şirket, sunduğu yenilikçi teknolojiler sayesinde çok seviliyor ve iyi satış rakamlarına ulaşabiliyor. Samsung, her yıl yeni katlanabilir telefon modellerini piyasaya sürüyor. Note serisinin kaldırılmasının ardından Ağustos ayını katlanabilir telefon tanıtım ayı yapan şirket, her yıl 2 farklı modelle kullanıcıların karşısına çıkıyor. Bu yıl içerisinde tanıtılması beklenen Galaxy Z Fold 4 ile ilgili yeni bir bilgi daha ortaya çıktı. Ortaya çıkanlara göre batarya konusunda cihazda değişiklik olmayacak. Galaxy Z Fold 4, bir önceki nesille aynı bataryaya sahip olacak! Samsung’un yeni katlanabilir telefonlarıyla ilgili tanıtıma aylar kala birçok bilgi sızdırıldı ve sızdırılmaya devam ediyor. GalaxyClub tarafından yapılan paylaşımda Galaxy Z Fold 4 ile Galaxy Z Fold 3’ün bataryalarının aynı olduğu güvenlik listesine yer verildi. Bu da bizlere geçen sene ile aynı pil ömrüne sahip olacağımızı gösteriyor. Her zamanki gibi bu bataryalardan biri 2.002 mAh olacakken diğeri 2.268 mAh değerinde olacak. Toplam olarak cihaz, kullanıcılarına 4.270 mAh’lik bir batarya sunacak. Ancak iddialara göre Galaxy Z Fold 4’ün tanıtımı sırasında Samsung, toplam batarya değerini 4.400 mAh olarak ilan edecek. Bu durum, birçok kullanıcıyı üzdü. Özellikle Galaxy Z Fold 3, maalesef yapılan testler sonucunda az bir pil ömrü sunmuştu. Ancak Yeni cihazın işlemcisiyle birlikte daha iyi bir pil ömrü sunması bekleniyor. Bunlara ek olarak ortaya çıkan raporlar, cihazın batarya tedarikinin ünlü teknoloji şirketi LG tarafından sağlanacağını gösteriyor. Bunlara ek olarak cihazın ekranıyla ilgili de bazı bilgiler bulunuyor. Yeni çıkan bilgilere göre Galaxy Z Fold 4, bir önceki nesle kıyasla daha büyük bir iç ekranla gelecek. Bu ekran tasarımı kareye yakın bir görüntü bizlere sunacak.
  7. Microsoft, geçtiğimiz yıl Windows XP’den olan desteğini resmen çekmişti. Türkiye’de ve dünyada maalesef ki hala bankamatikler Windows XP ile çalışıyor. Güvenlik yamalarından mahrum bırakılan eski işletim sistemi Windows XP için hala devletler bir hamle yapmış değil. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda bankacılık sektöründe büyük bir hack olayı yaşanacak ve bu olaydan sonra Windows XP’yi kullanılmayı bırakacaklar. Bu savsaklamadan bu anlaşılıyor. Windows 7’den bile desteğini 2020 yılının ilk ışıklarında kesecek olan Microsoft, daha güvenli ve kullanışlı olan Windows 10’a geçiş yapılmasını istiyor. Dünyanın süper güçlerinden olan Rusya’nın da bu uyarıyı pek önemsemediği bugün ortaya çıktı. OpenMedia’nın haberine göre; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hala Windows XP kullanıyor. Vladimir Putin ‘in; Kremlin’deki ofisinde ve Moskova’daki Novo-Ogaryovo konutundaki bilgisayarlarda hala Windows XP işletim sisteminin kullanıldığı iddia ediliyor. Bu iddialar Internet Protection Society yöneticisi tarafından da doğrulanmış durumda. Rusya hükümetinin aldığı karara göre; hükümet kurumlarında sadece Windows XP’nin kullanılmasına izin veriliyor. Windows 10’u devlet sırlarını sızdırdığını düşünen Rusya hükümetinin, güvenlik açıkları ile dolu olan Windows XP’yi kullandırtma ısrarını anlayabilmiş değiliz. Microsoft’un artık güncelleme sunmadığı Windows XP, hackerların direkt odağında bir işletim sistemi. Her ne kadar güvenliğini sağlarsan sağla, ana sistemde bir açık varsa bu açık illa ki ortaya çıkacaktır. Umarız tüm dünya kısa bir süre içerisinde daha güvenli olan Windows 10 işletim sistemine geçmek için çalışmalarını hızlandırır. Aksi durumda dünya genelinde devlet kurumlarına düzenlenecek olan olası hack saldırılarının önü kesilemez.
  8. Yapay zeka, insan üstünlüğünün şimdiye kadar makinelerin yürüyüşüne direndiği bir oyun olan briçte sekiz dünya şampiyonunu yendi. Zafer, yapay zeka için yeni bir kilometre taşını temsil ediyor çünkü briçte oyuncular eksik bilgilerle çalışıyor. Yani karar vermenin daha öne çıktığı briçte oyuncular diğerlerinin davranışlarına tepki vermek zorunda kalıyor. Yapay zeka satranç ve go oyunlarında da insanları yenmişti. Bu iki oyunu briçten ayıran şey ise satranç ve goda tek rakip bulunuyor ve herkes bütün bilgilere sahip. Imperial College London'da makine öğrenimi profesörü Stephen Muggleton, “Gördüklerimiz, yapay zeka sistemlerinin durumunda temel olarak önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor” dedi. Fransız startup NukkAI, Paris'teki iki günlük bir turnuvanın sonunda Cuma günü yapay zekanın zaferini duyurdu. 800 EL OYNANDI NukkAI mücadelesi, insan şampiyonların 10'arlı 80 sete bölünmüş 800 ardışık bir şekilde el oynamasını gerektirdi. Her şampiyon, bir çift rakibe karşı kendisinin ve "sahte" ortağının kartlarını oynadı. Bu rakipler, bugüne kadar dünyanın en iyi robot şampiyonlarıydı. Yine de bu robot şampiyonların insanlar kadar iyi oynamadığı belirtiliyordu. NooK olarak adlandırılan yapay zeka, aynı kartlar ve aynı rakiplerle insan şampiyonla aynı rolü oynadı. NooK 80 setin 67'sini yada başka bir ifadeyle oyunların yüzde 83'ünü kazandı. YAPAY ZEKANIN GELİŞİMİNİ YANSITIYOR NukkAI'nin kurucularından Veronique Ventos, Nook'un yeni jenerasyon bir yapay zeka olduğunu söyledi. Ventos, "Eğer kararlarınızı açıklayamazsanız briç oynayamazsınız" dedi. Yani NooK kartlarını oynayış biçimi oyun sırasında ifade etti. Alınan kararların açıklanması yapay zeka geliştiricilerinin üzerine yoğunlaştığı bir alan. Go oyununda ya da satrançta dünya şampiyonlarını yenen yapay zekalar "kara kutu" adı verilen bir yöntemle geliştirilmişlerdi. Yani Deep Blue ve AlphaGo rakiplerini yenmeden önce binlerce oyun oynamış ve senaryoları öğrenmişti. Beyaz kutu adındaki mantıkla geliştirilen NooK ise binlerce oyun oynamak zorunda kalmadı. Yapay zekaya oyunun kuralları öğretildi ve NooK'un içgörüyle hareket etmesine izin verildi. YAPAY ZEKALARIN ZAFERLERİ 1996 yılında IBM'in Deep Blue adındaki satranç makinesi dünyanın en iyisi Garry Kasparov'a yenildi. Bir yıl sonraki rövanş oyununu Rus usta Kasparov kaybetti. 2007 yılında bilim insanları 500 binden fazla hareketin öğretildiği bir dama yapay zekası yarattılar. Bu yapay zeka insanlara asla yenilmiyor. 2011 yılında IBM'in Watson adındaki yapay zekası Jeopardy adındaki bilgi yarışmasını kazandı. 2016 yılında Google DeepMind laboratuvarı tarafından geliştirilen AlphaGo, Koreli şampiyon Lee Sedol'ü 9'a 1 yendi. Kore Baduk Birliği AlphaGo'ya en üst düzey usta ünvanını verdi.
  9. Meta ve Cornell Üniversitesi’nden araştırmacılar, yapay zekâyı kullanarak 37 şehrin moda haritasını çıkardı. Yapay zekâ uzmanları ise bu durumun gelecekte dijital ayrımcılığa neden olabileceğini iddia etti. Eskiden sadece bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz yapay zekâ son yıllarda hayatımızın her alanında büyük önem taşımaya başladı. Ülkeler ve şirketler de yapay zekayı en etkili nasıl kullanacaklarını anlamak için sürekli olarak çalışmalar yapıyor. Hatta ülkemiz yapay zekâ alanında ‘mesleki standartlar’ belirleyen ilk ülke olmayı başarmıştı. Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden birisi olan Meta da yapay zekâ alanında sürekli olarak çalışmalar yapıyor. Meta’nın yapay zekâ alanında çalışan mühendisleri, milyonlarca fotoğrafı kullanarak dünya üzerindeki 37 şehrin moda haritasını çıkardıklarını açıkladı. Yapay zekâ gelecekteki moda trendlerini takip edecek New York Cornell Üniversitesi ve Meta ortaklığında hazırlanan projede Instagram ve Flickr üzerinden herkese açık şekilde paylaşılan 7 milyondan fazla fotoğrafı, fotoğrafların çekildiği konuma göre sınıflandırıldı. Daha sonra yapay zekâ yardımıyla bu fotoğraflardaki kişilerin hangi kıyafetleri giydiği tespit edildi ve 37 şehrin moda haritası çıkarıldı. Yapılan araştırmada Chicago ve New York’un büyük bir bölümünde erkeklerin ağırlıklı olarak takım elbise ve desensiz kıyafetler giydiklerini belirledi, Aynı bölgedeki kadınlar ise ağırlıklı olarak koyu renkli elbiseleri tercih ediyor. Austin, Teksas’ta ise kadınlar genellikle çiçek desenli ve beyaz elbiseleri tercih ediyor. Avusturalya’nın en büyük şehirlerinden olan Sidney’de ise genellikle bireylerin gözlük taktığı, kolsuz tişörtler giyip kolye takmadıkları tespit edildi. Araştırmada bu türden detaylarla dolu 37 şehir için haritalama yapıldı. 'Algoritmik ayrımcılığa' sebep olabilir Projede aynı zamanda Amazon tarafından desteklenen yapay zekâ yazılımı GeoStyle da kullanıldı. Yapılan araştırmada neredeyse her şehrin farklı bölgelerinde farklı moda akımlarının yaygın olduğu anlaşıldı. Meta yetkilileri bu araştırmanın tamamen bilimsel amaçlarla yapıldığını söylese de pek çok uzman bu ve bunun gibi araştırmaların “algoritmik ayrımcılık” ile sonuçlanabileceğini açıkladı Algoritmik ayrımcılık, bir yapay zekâ ya da bilgisayar temelli yazılımın bireyleri ve grupları birbirinden ayırarak bir grubu diğerinden daha üstün ve ayrıcalıklı olarak nitelendirmesi anlamına geliyor. Yani uzmanlar, gelecekte yapay zekanın insanlar üzerinde ‘dijital ayrımcılık’ yapabileceğinden korkuyor. Meta, yapılan bu araştırma sayesinde yakın gelecekte yapay zekaların moda trendlerini öngörebileceğini ve hatta modaya yöne verebileceğini açıkladı.
  10. Yapay zeka teknolojisi günümüzde öyle bir noktaya geldi ki yakın zamanda internetin yapay zeka tarafından yönetilebileceği düşünülüyor. Ancak uzmanlar mevcut yapay zekanın internet ortamına hükmetmesi konusuna pek de sıcak bakmıyor. Teknolojide ve özellikle de yapay zeka (Artificial Intelligence/AI) alanında yaşanan her gelişme, internetin geleceğini doğrudan etkiliyor. Buna göre gelecekte internetin botlar tarafından yönetilmesinin oldukça mümkün olduğu düşünülüyor. Bu olduğunda internetin şimdi olduğundan daha iyi mi, yoksa daha kötü bir yer mi olacağı sorusu ise pek çok insanın kafasını kurcalıyor. Ancak görünüşe bakacak olursak uzmanlar, mevcut yapay zeka sistemlerini göz önüne aldıklarında bu konuya pek de sıcak bakmıyor. "İnternet tamamen tanınmaz olurdu" Kopenhag Gelecek Araştırmaları Enstitüsü'ndeki (CIFS) uzmanlar, AI tarafından oluşturulan içerikler ve yapay zekanın metaverse ile diğer dijital konumlara nasıl hükmedebileceği konusuna dikkat çekiyor. CIFS uzmanı Timothy Shoup, özellikle de OpenAI'nin GPT-3'ü gibi modellerin daha geniş kitlelerce bir kabul görmesi halinde, internet içeriğinin yüzde 99 ila yüzde 99,9’unun 2025 ila 2030 yılları arasında yapay zeka tarafından oluşturulacağını tahmin ediyor. Konuya dair Shoup, bunun gerçekleşmesi durumunda "İnternetin tamamen tanınmaz olabileceğini" de sözlerine ekliyor. Yapay zekanın geliştikçe zaman içinde, içindeki tüm şeylerle birlikte çevrimiçi dünyaları oluşturmaya başlayabileceği öngörülüyor. Konuya dair konuşan bir başka CIFS uzmanı Sofie Hvitved, OpenAI’nın bu yılın başlarında piyasaya sürmüş olduğu ve doğal dil girdilerini yorumlamak ve karşılık gelen görüntüleri oluşturmak için GPT-3'ün 12 milyar parametreli bir sürümünü kullanan DALL-E'yi hatırlatarak, "DALL-E artık gerçekçi nesnelerin yanı sıra gerçekte var olmayan nesnelerin görüntülerini de oluşturabiliyor." ifadelerini kullanıyor. Peki yapay zekalar 'kötü' bir şey olmak zorunda mı? Aslında yapay zekaların internet içeriği oluşturması doğası gereği kötü bir şey olmak zorunda değil. Teorik olarak cinsiyet, ırk ve kültür gibi şeyler göz önüne alınarak daha kapsayıcı sanal dünyaların inşa edebilmesi mümkün olabilir. GitHub kodlayıcılarının yalnızca basit insan dilinde yazarak kodlarının yüzde 30'unu oluşturmasına yardımcı olduğu Codex gibi programlar, çok daha fazla insana yeni yaratıcı alan fırsatları sunabilir. Ancak bunun yaşanması için ilk önce yaratıcılarının önyargılarını barındıran mevcut yapay zeka gerçekliğinin yeniden düzenlenmesi ve yapılandırılması gerekiyor. Daha dengeli ve tarafsız bir yapay zeka sisteminin geliştirilmesi halinde, internetin daha az iş ile daha güvenli bir yer haline gelmesi mümkün olabilir.
  11. Google Deepmind tarafından geliştirilen yeni yapay zeka Ithaca, geçmişten gelen yazıtlardaki eksik parçaları tamamlayabiliyor. Yapay zeka sadece bununla da kalmayıp, yazıtın nereden geldiğini ve kaç yılında oluşturulduğunu da belirleyebiliyor. Günümüzde üzeri topraklarla, taşlarla, beton binalarla örtülmüş toprak altında bulunmayı bekleyen birçok yazıt var. Bulunan yazıtlardan bir kısmı okunabilecek durumda olsa da, büyük bir çoğunluğu okunamayacak kadar yıpranmış durumda. Bu yazıtlar bazen bizlere geçmişten ilginç bilgiler verirken, bazen de hüzünlü bilgiler içerebiliyor. Geçmişte yaşayan insanların taşları, mermerleri, tahtaları oyarak yazdıkları yazılarda anlatmak istedikleri şeylerin ne olduğu ve ne olabileceği oldukça ilgi çekici bir konu. Geçmiş de en az gelecek kadar ilgi çekici bir konu ve ilginç bilgilerle dolu. Okunamayacak durumda olan yazıtlardaki şifreleri çözmek için ise yeni bir yapay zeka geliştirildi. Yapay zeka yardımıyla hasarlı yazıtların şifreleri çözülebilecek Google Deepmind tarafından geliştirilen yapay zeka, Yunanistan'dan gelen hasarlı yazıtların okunabilmesine yardımcı olabilecek şekilde düzenlendi. Ithaca olarak adlandırılan sistem, Pythia olarak bilinen eski bir metin restorasyonu sistemi üzerine kuruldu. Bilim insanlarıyla işbirliği içerisinde yürütülen çalışma, geçmişin aydınlatılamayan karanlık izlerini aydınlatabilecek. Üstelik Ithaca'nın marifetleri sadece yazıtlardaki metinleri geri yüklemekle de sınırlı değil; yapay zeka aynı zamanda yazıtın nereden geldiğini ve oluşturulma tarihini de hesaplayabiliyor. Bu da tarihçilerin ve sinagogların işini büyük anlama kolaylaştırabilecek. Papirüsler, taşlar, metaller, çanak çömlekler üzerinde yazılan ve hasarlı olmasından dolayı okunamayan pek çok metin üzerinde yapılan çalışmalar, daha fazla hasar görmemesi adına büyük bir özenle yürütülüyor. Bu nedenle de metinler üzerinde yapılan çalışmalarda, radyokarbon kullanılamıyor. Yani bu metinler üzerinde çalışmak daha çok emek, daha çok dikkat ve özen gerektiriyor. Ithaca kullanılarak ise; bu çalışmalarda artık çok daha kolay ve başarılı sonuçlar elde edilebilecek. Ithaca'nın üstüne düzenlendiği Pythica, saatlerce süren çalışmaları saniyeler içerisinde çözebiliyordu Biraz önce de bahsettiğimiz gibi Ithaca, benzer bir amaçla üretilen Pythia sisteminin üzerine kuruldu. Pythia ise öncesinde pek çok başarılı işe imza attı. Pythia, tamamlanmamış bir yazıtla karşılaştığında boşlukları doldurabilecek çok sayıda ihtimali hesaplıyor ve olasılığı en yüksek olanı tarihçilere sunabiliyordu. Yüzde 30,1 hata oranına sahip olsa da, Oxford Üniversitesi'nde aynı alanda çalışmalar yapan öğrencilerin saatlerini alan çalışmaları saniyeler içerisinde çözüme ulaştırabiliyordu. Öğrenciler ve Pythia'nın 50 yazıtın şifresini çözmek için yaptığı çalışmalar Pythia'nın sadece saniyelerini alırken, öğrenciler bu şifreleri çözmek için saatlerini harcadı. Şimdi ise bu düzenin üzerine geliştirilen Ithaca'nın Pythia'dan çok daha başarılı işler çıkartacağına kesin gözüyle bakılıyor. Ithaca, ilk başarısına imza attı Ithaca'nın imza attığı başarılı işlerin sayısı şimdilik pek fazla değil. Ancak uygulanan testlere göre, tarihçilerin çalışmalarında yüzde 25lik doğruluk payı varken Ithaca'nın hasarlı yazıtlar üzerinde yüzde 62'lik doğruluk seviyesine sahip olduğu ortaya çıktı. Ithaca bu başarısını yazıtların geldiği yeri bulmakta da sürdürürken yüzde 71'lik doğruluk oranıyla yazıtın nereden geldiğini bizlere söyleyebiliyor. Ithaca şu anda biraz meşgul çünkü bir dizi Atina kararnamesi için tarihçilere de destek veriyor. Tarihçiler, yaptığı çalışmalarda Atina kararnamesinin ortaya çıkış tarihini MÖ 446 olarak belirlemiş ancak bu pek çok açıdan tartışmalara sebep olmuştu. Pek çok tarihçi bu kararnamelerin o tarihte ve sonrasında resmi belgelerde geçtiğini ve tarihin daha erken olması gerektiğini söylerken; Ithaca'nın bulduğu sonuç tarihçilerin öngördüğü gibi MÖ 421 yılı oldu. Pek çok tarihçi, kararnamenin bu tarihte yazılmış olma olasılığının yüksek olduğunu söylerken, Ithaca da böylece ilk başarısına imza atmış oldu. İlerleyen günlerde, Ithaca'nın adını daha sık duyacağımız ve geçmişimizden izleri aydınlatma konusunda bizlere daha çok yardımı dokunacağı kesin.
  12. Malta Turizm ve Tüketicinin Korunması Bakanlığı, dünyada bir ilke imza atarak sanal vatandaş Marija'yı tanıttı. Marija, ülkeye gelen turistlere uygulama üzerinden rehberlik edecek. Dünyanın metaverse geleceğiyle buluşmaya hazırlandığı şu dönemde pek çok ülkede dijital girişimler peşi sıra devam ediyor. Özel sektör ya da kamuda gerçekleşen bu girişimler, sanal karakterleri de kapsıyor. Ülkemizde bunun bir örneği sanal influencer Aypera iken Malta, dijital karakter konusunu bir adım daha öteye taşıdı. Tatil döneminde uluslararası turistlerin ilgi odağı olan Malta, ‘Marija’ ismini verdiği dijital vatandaşını resmen tanıttı. Turizm ve Tüketicinin Korunması Bakanlığı tarafından tanıtılan Marija, yapay zekanın ve metaverse’ün olanaklarını bir araya getiren ülkenin sanal vatandaşlık programının ilk adımı oldu. Marija, turistlere rehberlik edecek: Maltalı Marija, bünyesinde bulunduracağı Malta’nın tarihi ve kültürel değerleri hakkında kapsamlı bilgiyle ülkeye gelen turistlere sanal olarak rehberlik edecek. Marija, aynı zamanda kendisini sürekli geliştirmeye devam edecek. Marija’nın kusursuz bir telaffuzla konuşabilmesi ve zengin kelime dağarcığına sahip olması için de kendisine özel bir sözlük sistemi oluşturuldu. Marija, uygulamalar üzerinde kişilerle gerçek zamanlı olarak etkileşime girebilecek, soruları cevaplayabilecek ve espri yapabilecek. Temelde sesli asistan sistemlerinin üç boyutlu karakterle birleştirilmiş hali olan Marija, dünyanın ilk sanal vatandaşı oldu.
  13. MIT tarafından geliştirilen ve programlanan robot, kendi kendini eğiterek zorlu arazilere nasıl uyum sağlaması gerektiğini keşfedebiliyor. Bu sayede tüm arazi tiplerinde performansını düşürmeden hareket edebilen robotun koşu rekorunu kırması bekleniyor. Her ne kadar bazılarımız bu durumdan biraz ürperiyor olsak da yapay zeka teknolojileri her geçen gün ilerlemeye devam ediyor. Robotlar, birçok alanda işimizi kolaylaştırıyor olsa da bu kadar hızlı gelişmeleri ‘dünyayı ele geçirecekleriyle’ ilgili teorilerin sayısının da artmasına sebep oluyor. Robotlar, insanlar onlara ne yapmalarını söyler ve ne şekilde programlarsa onu yapıyorlar ancak bu durumda bilim insanlarının bu programlamalar için uzun mesailer harcaması gerekiyor. Bu sebeple de robotların kendi kendilerini geliştirebileceği ve kendi kararları doğrultusunda hareket edebileceği yeni çalışmalar yapılmaya başlandı. MIT tarafından en hızlı koşu rekorunu kırmak için geliştirildi MIT’de geliştirilen çita robot, programında yapılan değişiklikler sonucu kendi kendini daha hızlı koşmak ve zorlu arazi koşullarını aşabilmek için eğitti. Uzun mesafeleri şimdiye kadar kaydedilen en hızlı sürede tamamlayan robotun, deneme yanılma yoluyla nasıl çalışacağını bulmasına izin verildi. Kendisine duyulan bu güveni boşa çıkartmayan robot, kısa bir sürede kendisini eğitmeyi başardı. Öğrenme sürecinin ardından çita robot, yaklaşık 14 km/sa hıza ulaşmayı başardı. Bununla da sınırlı kalmayarak farklı arazi koşullarında da başarılı işlere imza attı. İnsan kontrolündeyken takıldığı ve zorlandığı çok sayıda engelde kendi kendisini eğittikten sonra bu engelleri kolay bir şekilde aşabildi. MIT tarafından robotun gelişme süreciyle ilgili bir de video paylaşıldı. Gelin bir bakalım.
  14. NVIDIA, bugün gerçekleşen GTC çevrimiçi etkinliğinde metaverse için çok önemli olduğuna inandıkları Omniverse’e dair yeni ve heyecan verici duyurular yaptı. Gelin Omniverse’e dair yeniliklere beraber göz atalım. NVIDIA CEO'su Jensen Huang, bugün gerçekleştirilen NVIDIA lansmanında Omniverse sanal simülasyonunun ve araçlarının bir bulut sisteme entegre edildiğini ve böylece geliştiricilerin hemen hemen her bilgisayarda Omniverse hizmetlerini kullanabileceklerini söyledi. Huang, duyuruyu bugün sanal NVIDIA GTC çevrimiçi etkinliği sırasında yaptı. Omniverse platform başkan yardımcısı Richard Kerris, verdiği bir röportajda Omniverse ekosisteminin ona katılan şirketler ve içerik oluşturucular açısından 10 kat genişlediğini söyledi ve Omniverse’ün yeniliklerinden bahsetti. Gelin o yeniliklere göz atalım. Omniverse nedir, ne için kullanılıyor? Omniverse, tümü birbirine bağlı sanal dünyalar evreni olan metaverse'i oluşturmak için NVIDIA’nın önde gelen bir aracıdır. Kerris, meta verinin yeni nesil internet için çok önemli bir yer taşıdığını söyledi. Kerris, 150.000'den fazla kişinin NVIDIA Omniverse'i gerçek zamanlı 3 boyutlu simüle edilmiş dünyalar tasarlamak için bir araç olarak indirdiğini belirtiyor. Bu simülasyonlar, tasarımcıların fiziksel tasarımlara geçmeden önce bir konsepti sanal bir tasarımda test ettiği oyunlardan endüstriyel "dijital ikizlere" kadar her şeyde kullanılıyor. Örneğin BMW, gerçek dünyada inşa etmeden önce bir otomobil fabrikasının dijital ikizini yaptı. Dijital İkizler ne işe yarayacak? Omniverse sözcüsü Kerris, Dijital İkizler ile alakalı en büyük olayın geri bildirim döngüsü olduğunu söyledi. Gerçek fabrikadaki sensörler verileri toplayabiliyor ve daha sonra daha doğru şekilde Omniverse sanal fabrika simülasyonuna geri bildirim yapabiliyor. Kerris, yapay zekanın bir sonraki çağı için sanal dünyaların önemine değiniyor. Kerris’in dediğine göre Omniverse, sentetik veri üretimini otonom bir şekilde yeniden kullanma konusunda robotları ve fabrikaların dijital ikizlerini eğitiyor. Bu nedenle Omniverse, sanal dünyaların yaratılmasından işletilmesine kadar birçok işe yarayan kullanışlı bir araç olacak. Dijital İkizler, tabiri caizse yapay zekânın geleceği olacak. Örnek olarak Kerris, Amazon’un robotik alandaki çalışmalarda harika işler başardığını ve Pepsi’nin depo yönetiminde çağ atladığını belirtiyor. Kerris, Dijital İkizler fikrinin yeni Sanayi Devrimi olacağını söylüyor. Omniverse Cloud nedir? Bugün gerçekleştirilen NVIDIA lansmanında şirket sanatçılara, geliştiricilere ve tasarımcılara milyarlarca cihazdan 3 boyutlu tasarım simülasyonu olan NVIDIA Omniverse’e erişim imkanı sağlayan bir bulut hizmet olan Omniverse Cloud’u duyurdu. Omniverse Cloud içerisinde Omniverse’ün tüm hizmetlerine eksiksiz erişilebiliyor. Bulut hizmeti olması sayesinde düşük donanımlı bilgisayarlarda ve hatta akıllı telefonlarda bile Omniverse hizmetlerine erişilebiliyor. Omniverse Cloud'un hizmetleri arasında sanatçıların büyük veri kümelerini aktarmak zorunda kalmadan büyük 3 boyutlu sahnelere her yerden erişmelerini ve düzenlemelerini sağlayan basit bir tek tıkla paylaşım aracı olan Nucleus Cloud yer alıyor. Omniverse Cloud’ta ayrıca teknik tasarımcılar, sanatçılar ve yaratıcıların gerçek zamanlı olarak etkileşimli olarak 3 boyutlu dünyalar oluşturmasına yarayan Omniverse Create de bulunuyor. Teknik bilgisi olmayan kullanıcılar, bu uygulama ile buluttaki NVIDIA RTX ekran kartları tarafından desteklenen NVIDIA GeForce NOW platformunu kullanarak tam simülasyon ve işleme yetenekleri akışı sağlayan Omniverse sahnelerini görüntüleyebiliyorlar. Otonom araçlar için de sistemler geliştiriliyor NVIDIA’nın rakiplerinden biri olan Tesla, D1 çipi otonom araçları eğitmek için Dojo teknolojisini kullanıyor. Hatta Tesla, Dojo'nun Nvidia çiplerinden daha iyi olduğunu ve onların yerini alacağını söylemişti. Tesla ayrıca bu yapay zekâ modellerini arabalarda çalıştırmak için kendi işlemcilerini de tasarlamıştı. Ancak NVIDIA da boş durmuyor. Şirket, Lucid ve Çin merkezli BYD elektrikli araç üreticilerinin, otomobiller için kendi ürettikleri Orin AI çiplerini kullandığını duyurdu. NVIDIA ayrıca 2026'da tamamlanması planlanan Hyperion otomobil çipi ailesinin yeni nesli üzerinde çalıştığını da açıkladı.
  15. Uzun bir süre devam eden uzaktan eğitim süreci her ne kadar sonlanmış olsa da yatırımlar sürüyor. Intel ve Class Technologies, yaptığı iş birliği ile artık öğrencilerin duygularını yapay zeka aracılığı ile tespit edebiliyor. Pandemi sebebiyle uzun bir süre kapalı kalan okullar, eğitimin uzaktan ilerlemesine sebebiyet verdi. Tüm dünyada Zoom başta olmak üzere çeşitli platformlar aracılığı ile sürdürülen eğitim-öğretim, şirketleri de bu alanda yoğunlaşmaya itti. Özellikle görüntülü görüşme platformlarının sayısı arttı, var olanlar kendini geliştirdi ve diğer şirketler onlarla iş birliği yaptı. Bu şirketlerden biri olan Intel ise öğrencilerin sıkılıp sıkılmadığını anlayabilen bir yapay zeka geliştirdi. Bir e-öğrenme platformu olan Class Technologies ile iş birliği yapan Intel, Zoom üzerinden canlı derse katılan öğrencilerin ders sırasında yaşadıkları duygu değişimlerini yapay zeka ile tespit edebilen bir sistem geliştirdi. Bu sistem sayesinde öğretmen, öğrencilerin dersten sıkıldığını anlayabilecek ve buna göre bir aksiyon alabilecek. Sıkılan öğrenciler tespit edilebilecek Intel, yapay zekanın geldiği seviyeleri gözler önüne serdi. Her ne kadar heyecan verici bir gelişme olsa da uzmanların endişeleri sebebiyle soru işaretleri oluşturan sistemin yüzde yüz doğru çalışacağının henüz bir garantisi yok. En azından uzmanlar, bunu savunuyor. Her insanın duygularını sonsuz şekilde farklarla gösterdiğini söyleyen uzmanlar, sisteme çekinceli yaklaşıyor. "Öğrencilerin içlerinde olup bitenleri farklı şekillerde sunduklarını" söyleyen Todd Richmond isimli eğitimci, "Öğrencinin o anda dikkatinin dağılması, hayatlarının o anında onlar için uygun ve gerekli bir durum olabilir." dedi.
  • Profil Reklam Alanı
  • Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
    Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
×
×
  • Yeni Oluştur...