Jump to content
×
×
  • Yeni Oluştur...

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

  • Profil Reklam Alanı

yusuf

Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    46
  • Üyelik Tarihi

  • Son ziyaret

  • Ticaret Puanı

    0%

yusuf kullanıcısının paylaşımları

  1. Gök cisimlerinin aralarındaki mesafeler Hayat… GÖK CİSİMLERİNİN ARALARINDAKİ MESAFELER Dünya gezegeni, bildiğimiz gibi Güneş Sistemi’nin bir parçasıdır. Bu sistem, evrenin içindeki diğer yıldızlara göre orta küçüklükte bir yıldız olan Güneş’in etrafında dönmekte olan dokuz gezegenden ve onların elli dört uydusundan oluşur. Dünya, sistemde Güneş’e en yakın üçüncü gezegendir. Önce bu sistemin büyüklüğünü kavramaya çalışalım. Güneş’in çapı, Dünya’nın çapının 103 katı kadardır. Bunu bir benzetmeyle açıklayalım; eğer çapı 12.200 km. olan Dünya’yı bir misket büyüklüğüne getirirsek, Güneş de bildiğimiz futbol toplarının iki katı kadar büyüklükte yuvarlak bir küre haline gelir. Ama asıl ilginç olan, aradaki mesafedir. Gerçeklere uygun bir model kurmamız için, misket büyüklüğündeki Dünya ile top büyüklüğündeki Güneş’in arasını yaklaşık 280 metre yapmamız gerekir. Güneş Sistemi’nin en dışında bulunan gezegenleri ise kilometrelerce öteye taşımamız gerekecektir. Ancak bu kadar dev bir boyuta sahip olan Güneş Sistemi, içinde bulunduğu Samanyolu galaksisine oranla oldukça mütevazıdır. Çünkü Samanyolu galaksisinin içinde, Güneş gibi ve çoğu ondan daha büyük olmak üzere yaklaşık 250 milyar yıldız vardır. Bu yıldızların içinde Güneş’e en yakın olanı Alpha Centauri’dir. Eğer Alpha Centauri’yi az önce yaptığımız ölçeğe, yani Dünya’nın misket büyüklüğünde olduğu ve Güneş ile Dünya’nın arasının 280 metre tuttuğu ölçeğe yerleştirirsek, onu Güneş’in 78 bin kilometre uzağına koymamız gerekir! Modeli biraz daha küçültelim. Dünya’yı gözle zor görülen bir toz zerresi kadar yapalım. O zaman Güneş ceviz büyüklüğünde olacak ve Dünya’ya üç metre mesafede yer alacaktır. Bu ölçek içinde Alpha Centauri’yi ise Güneş’ten 640 kilometre uzağa koymamız gerekir. Samanyolu galaksisi, işte aralarında bu denli olağanüstü mesafeler bulunan 250 milyar yıldızı barındırır. Spiral şeklindeki bu galaksinin kollarının birinde, bizim Güneşimiz yer almaktadır. [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image005.jpgdolunay Dünya’nın misket büyüklüğünde olduğunu ve Güneş ile Dünya arasının 280 metre olduğunu farzedersek, Alpha Centauri yıldızını Güneş’in 78 bin kilometre uzağına koymamız gerekir! —>: Gök cisimlerinin aralarındaki mesafeler Hayat… Ancak ilginç olan, Samanyolu galaksisinin de uzayın geneli düşünüldüğünde çok "küçük" bir yer oluşudur. Çünkü uzayda başka galaksiler de vardır, hem de tahminlere göre, yaklaşık 300 milyar kadar!.. Bu galaksilerin arasındaki boşluklar ise, Güneş ile Alpha Centauri arasındaki boşluğun milyonlarca katı kadardır. Gök cisimlerinin uzaydaki dağılımı ve aralarındaki bu devasa boşluklar Dünya’da canlı hayatının var olabilmesi için zorunludur. Gök cisimleri arasındaki mesafeler Dünya’daki yaşamı destekleyecek biçimde pek çok evrensel güçle uyumlu bir hesap içinde düzenlenmiştir. Bu mesafeler gezegenlerin yörüngelerini hatta varlıklarını doğrudan etkiler. Bu mesafeler biraz daha az olsaydı, yıldızlar arası kütle çekim güçleri gezegenlerin yörüngelerini kararsız hale getirecekti. Bu kararsızlık ise gezegenlerde çok uç sıcaklık değişimlerine yol açacaktı. Eğer uzaklıklar biraz daha fazla olsaydı, süpernovalarla uzaya fırlatılan ağır elementlerin dağılımı çok seyrek olacak ve Dünya gibi dağlık gezegenler oluşamayacaktı. Yıldızlar arasındaki şu an var olan boşluklar bizimki gibi bir gezegen sisteminin var olabilmesi için en ideal mesafeye sahiptir. Ünlü biyokimya profesörü Michael Denton da, "Nature’s Destiny" (Doğanın Kaderi) adlı kitabında şöyle yazar: Süpernovalar ve aslında bütün yıldızlar arasındaki mesafeler çok kritik bir konudur. Galaksimizde yıldızların birbirlerine ortalama uzaklıkları 30 milyon mildir. Eğer bu mesafe biraz daha az olsaydı, gezegenlerin yörüngeleri istikrarsız hale gelirdi. Eğer biraz daha fazla olsaydı, bir süpernova tarafından dağıtılan madde o kadar dağınık hale gelecekti ki, bizimkine benzer gezegen sistemleri büyük olasılıkla asla oluşamayacaktı. Eğer evren yaşam için uygun bir mekan olacaksa, süpernova patlamaları çok belirli bir oranda gerçekleşmeli ve bu patlamalar ile diğer tüm yıldızlar arasındaki uzaklık, çok belirli bir uzaklık olmalıdır. Bu uzaklık, şu an zaten var olan uzaklıktır. Michael Denton, Nature’s Destiny, s. 11 [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image006.jpgdolunay Michael Denton Prof. George Greenstein da bu akıl almaz büyüklükle ilgili, The Symbiotic Universe (Simbiyotik Evren) adlı kitabında şöyle yazar: Eğer yıldızlar birbirlerine biraz daha yakın olsalar, astrofizik çok da farklı olmazdı. Yıldızlarda, nebulalarda ve diğer gök cisimlerinde süregiden temel fiziksel işlemlerde hiçbir değişim gerçekleşmezdi. Uzak bir noktadan bakıldığında, galaksimizin görünüşü de şimdikiyle aynı olurdu. Tek fark, gece çimler üzerine uzanıp da izlediğim gökyüzünde çok daha fazla sayıda yıldız bulunması olurdu. Ama pardon, evet; bir fark daha olurdu: Bu manzarayı seyredecek olan "ben" olmazdım… Uzaydaki bu devasa boşluk, bizim varlığımızın bir ön şartıdır. George Greenstein, The Symbiotic Universe. New York: William Morrow, 1988, s —>: Gök cisimlerinin aralarındaki mesafeler Hayat… Greenstein bunun nedenini de açıklar; uzaydaki büyük boşluklar, bazı fiziksel değişkenlerin tam insan yaşamına uygun biçimde şekillenmesini sağlamaktadır. Ayrıca Dünya’nın, uzay boşluğunda gezinen dev gök cisimleriyle çarpışmasını engelleyen etken de, evrendeki gök cisimlerinin arasının bu denli büyük boşluklarla dolu oluşudur. Kısacası evrendeki gök cisimlerinin dağılımı, insanın yaşamı için tam olması gereken ölçülerdedir. Dev boşluklar, rastgele ortaya çıkmamışlardır; amaçlı bir yaratılışın sonucudurlar. [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image007.jpgdolunay Dünyamız uzayın dev boşluğunda kumsaldaki bir kum tanesi kadar bile yer tutmaz. Evren, insanın kavramakta zorlanacağı kadar büyüktür.Uzaydaki gök cisimleri birbirlerine en ideal uzaklıklarda yaratılmıştır. Galaksimizdeki gök cisimlerinin birbirlerine olan ortalama uzaklıklarındaki çok az bir artma ya da azalma dahi canlı yaşamına uygun bir gezegenin var olmaması anlamına gelecekti. Sonsuz hikmet sahibi olan Allah, Kuran’da, göklerin ve yerin bir amaçla yaratıldığını pek çok ayetiyle haber vermiştir: Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakilerini hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık. Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak-gelmektedir; öyleyse (onlara karşı) güzel davranışlarla davran. (Hicr Suresi, 85) Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları bir ‘oyun ve oyalanma konusu’ olsun diye yaratmadık. Biz onları yalnızca hak ile yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler. (Duhan Suresi, 38-39) weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  2. Karbon elementinin mucuzevi oluşumu Hayat… KARBON ELEMENTİNİN MUCİZEVİ OLUŞUMU Canlılığın temeli olan "karbon" elementi ancak devasa yıldızların merkezinde çok özel ve mucizevi reaksiyonlar sonucunda üretilir. Bu mucizevi reaksiyonlar gerçekleşmese, bugün evrende karbon diye bir element, diğer anlamıyla da canlılık diye bir kavram olmayacaktı. "Mucizevi" diyoruz, çünkü bu reaksiyonlar normalde ihtimal dışı olan şartların aynı anda biraraya gelmesi ile gerçekleşir. Şimdi bu olayı inceleyelim… Karbon atomu dev yıldızların çekirdeklerinde iki aşamalı bir işlem sonucunda meydana gelir. Önce iki helyum atomu birbiriyle birleşir ve böylece ortaya dört protona ve dört nötrona sahip bir "ara element" çıkar. Bu ara elemente "berilyum" denir. Üçüncü bir helyum da berilyuma eklendiğinde, ortaya altı protonlu ve altı nötronlu karbon atomu çıkmış olur. Birinci aşamada ortaya çıkan berilyum, berilyumun Dünya’da bulunan normal yapısından farklıdır. Periyodik tabloda yer alan normal berilyum, fazladan bir nötrona sahiptir. Kırmızı devlerin içinde oluşan berilyum ise farklı bir versiyondur. Buna kimya dilinde "izotop" denir. Konuyu inceleyen fizikçileri uzun yıllar boyunca şaşkınlığa düşüren nokta ise, kırmızı devlerin içinde oluşan bu berilyum izotopunun anormal derecede kararsız olmasıdır. O kadar kararsızdır ki, oluştuktan tam 0.000000000000001 (10-15) saniye gibi çok kısa bir süre sonra parçalanmaktadır! Peki ama nasıl olur da, oluştuğu anda yok olan bu berilyum izotopu, karbona dönüşür? Berilyum izotopunu karbona çevirecek olan helyum atomu, tesadüfen mi gelip birleşmektedir? Elbette böyle bir şey imkansızdır. Bu, tesadüfen üst üste geldiklerinde 0.000000000000001 saniye içinde birbirini fırlatan iki tuğlanın üzerine bunlar dağılmadan bir üçüncü tuğlanın daha eklenmesi ve bu şekilde ortaya bir inşaat çıkması gibi, hatta bundan çok daha imkansız bir olaydır. Paul Davies de bu mucizevi olayı şöyle anlatmaktadır: Yeryüzündeki canlılık için son derece hayati önemi olan karbon elementi, evrende yüklü miktarlarda yalnızca "şanslı bir rastlantı" sayesinde bulunmaktadır. Karbon çekirdeği, büyük yıldızların merkezlerinde üç helyum çekirdeğinin arka arkaya oldukça hassas bir süreç içinde birbiriyle karşı karşıya gelmesi sonucunda oluşur. Üç çekirdeğin rastlaşmasının nadir bir durum olması nedeniyle bu reaksiyon verimli bir hızda ancak "rezonans" adı verilen çok iyi belirlenmiş enerji seviyelerinde gerçekleşebilir. Bu seviyelerde reaksiyon kuantum etkileriyle büyük ölçüde hızlanır. "İyi şans eseri" bu rezonanslardan biri, helyum çekirdeğinin büyük yıldızlarda sahip olduğuyla aynı tür enerjiye neredeyse tam denk gelecek biçimde ayarlanmıştır. —>: Karbon elementinin mucuzevi oluşumu Hayat… Paul Davies, "The Unreasonable Effectiveness of Science", Evidence of Purpose, edited by John Marks Templeton, 1994, The Cotinuum Publishing Company, New York, s.49 [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image008.jpgdolunay [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image009.jpgdolunay İşte, tesadüflerle oluşması imkansız kavramının dahi ötesinde olan böyle bir olayı, Paul Davies materyalizme körü körüne inanması nedeniyle "iyi şans", "şanslı bir rastlantı" gibi anlamsız ve mantıksız ifadelerle tarif etmektedir. Olayın açıkça bir mucize olduğunu kendi de bizzat gördüğü ve bu konuyu hayret verici bir olay şeklinde aktardığı halde Davies, sırf yaratılışı reddetme uğruna "iyi şanslar", "rastlantılar" gibi bilim ve akıl dışı açıklamaları benimsemiştir. Kırmızı devlerde kimyasal tabiriyle "çifte rezonans" adı verilen bir mucize gerçekleşir. İki helyumun rezonans yaparak birleştiği anda, ortaya çıkan berilyum, 0.000000000000001 saniye içinde bir üçüncü helyumla ayrı bir rezonans yapıp birleşir ve karbonu oluşturur. Bu, normal şartlarda oluşması son derece imkansız bir olaydır. George Greenstein, bu "çifte rezonans"ın neden çok olağanüstü bir mekanizma olduğunu şöyle anlatır: Bu hikayede birbirinden çok farklı üç yapı (helyum, berilyum ve karbon) ile birbirinden çok farklı iki rezonans vardır. Bu atom çekirdeklerinin neden bu denli uyum içinde çalıştıklarını anlamak çok zordur… Başka nükleer reaksiyonlar buradaki gibi olağanüstü derecede şanslı bir tesadüfler zinciriyle işlemezler… Bu, bir bisiklet, bir araba ve bir kamyon arasında çok derin ve kompleks rezonanslar keşfetmek gibi bir şeydir. Neden bu denli ilgisiz yapılar birbirleriyle uyum sağlasınlar? Bizim ve evrendeki tüm hayat formlarının varlığı, bu olağanüstü işlem sayesinde mümkün olmuştur. George Greenstein, The Symbiotic Universe, s. 43-44 Görüldüğü gibi, bu olağanüstü yaratılış mucizesi karşısında, bir başka materyalist bilim adamı olan Greenstein da "olağanüstü derecede şanslı bir tesadüfler zinciri" gibi bilimsellikten son derece uzak bir açıklama getirmektedir. Dev yıldızların çekirdeklerinde karbon atomunun oluşmasını, "bir bisiklet, bir araba ve bir kamyon arasında çok derin ve kompleks rezonanslar" olması gibi, kendiliğinden, şans eseri gerçekleşmesi olanaksız bir olaya benzeten Greenstein, taşıdığı materyalist dogma nedeniyle bu durumun açık bir "yaratılış mucizesi" olduğunu ifade edememektedir. —>: Karbon elementinin mucuzevi oluşumu Hayat… İlerleyen yıllarda oksijen gibi diğer bazı elementlerin de bu gibi olağanüstü rezonanslarla oluştuğu ortaya çıkmıştır. Bu "olağanüstü işlem"leri ilk kez keşfeden Fred Hoyle ise, "Galaxies, Nuclei and Quasars" (Galaksiler, Çekirdekler ve Kuasarlar) adlı kitabında bunun birer tesadüf olamayacak kadar planlı bir işlem olduğu sonucuna varmış ve koyu bir materyalist olmasına rağmen, keşfettiği çifte rezonansın "ayarlanmış bir iş" olduğunu kabul etmiştir. [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image010.jpgdolunay [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image011.jpgdolunay [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image013.jpgdolunay Yeryüzüdeki tüm canlı varlıkların temel yapı taşı karbon elementidir. Canlıların bedenlerini oluşturan organik moleküller, yani proteinler, yağlar, karbonhidratlar hep karbon atomlarının farklı bileşiklerinden meydana gelmiştir. İşin ilginç yanı, şu an bu yazıyı okurken vücudunuzda bulunan karbon atomları gerçekte milyarlarca yıl önce uzayın derinliklerindeki bir süpernova patlamasından arta kalan ve sonra Dünyamıza ulaşmış karbon atomlarıdır. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  3. Yerçekimi kuvvetindeki hassa ölçü Hayat… YERÇEKİMİ KUVVETİNDEKİ HASSAS ÖLÇÜ Evrendeki fizik kanunları dört temel kuvvet üzerinde işler. Bunlar, "yerçekimi kuvveti", "elektromanyetik kuvvet", "güçlü nükleer kuvvet" ve "zayıf nükleer kuvvet" lerdir. Bu kuvvetlerin değerleri ise evrenin şimdiki biçimiyle var olabilmesi ve yaşama imkan sağlayabilmesi için mükemmel bir hassasiyette ayarlanmışlardır. Evrendeki düzene etki eden kuvvetlerin en önemlilerinden biri "kütle çekimi" veya diğer adıyla "yerçekimi" (gravitasyon) kuvvetidir. Newton, bu gücün yalnızca elmaları ağaçtan düşürmeye değil, aynı zamanda gezegenleri de yörüngelerinde tutmaya yarayan esrarlı bir güç olduğunu söylemişti. Einstein ise olaya daha derin bir boyut getirerek yerçekiminin dev yıldızları nasıl içlerine çökertip kara deliklere dönüştürdüğünden bahsetmişti. Gerçekten de yerçekimi kuvveti evrenin en kritik kuvvetlerinden biridir. Evrenin genişlemesini kontrol altında tutan kuvvet de yine yerçekimi kuvvetidir. [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image014.jpgdolunay Evrendeki düzene etki eden kuvvetlerin en önemlilerinden biri "yerçekimi" kuvvetidir. Newton, bu gücün yalnızca elmaları ağaçtan düşürmeye değil, aynı zamanda gezegenleri de yörüngelerinde tutmaya yarayan esrarlı bir güç olduğunu söylemişti. —>: Yerçekimi kuvvetindeki hassa ölçü Hayat… Bu yerçekimi kuvveti ise sayısal olarak, tam da şu an içinde yaşadığımız evrenin oluşabilmesine olanak verecek bir sabit değere sahiptir.Eğer yerçekimi sabiti şimdikinden biraz daha fazla olsaydı, yıldızların oluşumu daha kısa sürede gerçekleşecek ve uzaydaki en küçük yıldızın dahi kütlesi bizim Güneşimiz’in en az 1.4 katı büyüklüğünde olacaktı. Bu tür büyük yıldızlar ise o derece hızlı ve kararsız biçimde yanarlar ki etraflarındaki gezegenlerde hayatı oluşturacak şartların meydana gelmesi imkansızdır. Yaşam için ancak bizim Güneşimiz’in küçüklüğünde yıldızlara ihtiyaç vardır. Dahası yerçekimi sabiti şimdikinden biraz daha büyük olsaydı, evrendeki büyük yıldızların hepsi birer kara deliğe dönüşmüş olacaktı. Bu arada en küçük gezegenlerdeki yerçekimi dahi o kadar güçlü olacaktı ki, böceklerden daha büyük hiçbir nesne ayakta kalmayı başaramayacaktı. Diğer yandan, eğer yerçekimi sabiti biraz daha küçük olsaydı, o zaman da uzaydaki bütün yıldızlar en fazla bizim Güneşimiz’in 0.8’i büyüklüğünde bir kütleye sahip olacaklardı. Bu küçüklükteki yıldızlar her ne kadar etraflarındaki gezegenlerde hayatı destekleyecek ölçüde uzun ve kararlı biçimde yansalar da bu sefer gezegenleri ve canlılığı oluşturacak ağır elementler evrende oluşamayacaklardı. Çünkü demir ve daha ağır elementler ancak devasa yıldızların çekirdeklerinde üretilebilir ve ancak bu tür ağır yıldızlar berilyum ve daha ağır elementleri yıldızlar arası uzaya yayabilirler. Bu tür elementler ise gezegenlerin ve hayat formlarının oluşması için zorunludurlar. Görüldüğü gibi, kütle çekim kuvvetindeki bu tür çok küçük oynamalar canlılığın, dolayısıyla insanlığın meydana gelmesini doğrudan engelleyecekti. Kütle çekimindeki biraz daha büyük oynamalar ise ortada bütünüyle evren diye bir kavramın kalmamasına neden olacaktı. Kütle çekim gücünün biraz fazla artması halinde evren genişleyemeden içine çökecek, biraz fazla azaldığı takdirde ise hiçbir yıldız ya da galaksi oluşamayacaktı. Ama bugün Dünya’da yaşayabiliyor olmamız göstermektedir ki, bu olumsuz ihtimallerin hiçbiri gerçekleşmemiştir. Aksine evrenin her detayı kusursuz bir plan ve denge ile yaratılmıştır. Sonsuz kudret sahibi olan Allah, içinde yaşadığımız evreni olağanüstü bir "mucizeler zinciri" ile ve tam bir uyum içinde yaratmıştır: O, biri diğeriyle ‘tam bir uyum’içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman’ın yaratmasında hiçbir ‘çelişki ve uygunsuzluk’göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4) weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  4. Evrendeki diğer güçler arasındaki olağanüstü denge Hayat… EVRENDEKİ DİĞER GÜÇLER ARASINDAKİ OLAĞANÜSTÜ DENGE Yerçekiminden sonra evrensel yasaları düzenleyen diğer kuvvetleri incelediğimizde, bu kuvvetlerin de son derece ince ayarlanmış değerlere sahip olduklarını ve bu değerlerin kendi aralarında son derece kritik oranlarda dengelenmiş olduklarını görürüz. – ELEKTROMANYETİK KUVVET [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image015.jpgdolunay Atomun içinde protonları ve elektronları birbirine bağlayan kuvvet, elektromanyetik kuvvettir. Bilindiği gibi, canlı cansız tüm varlıklar atom adını verdiğimiz temel yapı taşlarından meydana gelir. Atom, çekirdekte proton adı verilen parçacıklar ve çekirdeğin etrafındaki yörüngelerde dönen elektronlardan oluşur. Bir atomun çekirdeğinde bulunan proton sayısı o atomun türünü belirler. Örneğin 1 protonu olan atoma "hidrojen" atomu, 2 protonu olan atoma "helyum" atomu ya da 26 protonu olan atoma "demir" atomu adı verilir. Diğer tüm elementler için de aynı durum geçerlidir. [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image016.jpgdolunay Elektromanyetik kuvvetin biraz daha güçlü ya da zayıf olması halinde, atomlar birbirleriyle birleşemezlerdi. Sonuçta ise canlılık için gereken moleküller meydana gelemezdi. Atomun çekirdeğinde bulunan protonlar pozitif, etrafında dönen elektronlar ise negatif elektrik yüküne sahiptir. Proton ve elektronun sahip oldukları bu zıt elektrik yükü aralarında bir çekim oluşmasını sağlar ve bu çekim elektronları atom çekirdeğinin çevresindeki yörüngelerinde tutar. İşte zıt elektrik yüklü proton ve elektronları birbirine bağlayan bu kuvvete "elektromanyetik" kuvvet adı verilir. Atom çekirdeği etrafındaki elektron yörüngelerinin özellikleri, atomların kendi aralarında ne tür bağlar yaparak ne tür moleküller oluşturabileceklerini belirler. Evrendeki dört temel kuvvetten biri olan elektromanyetik kuvvetin değeri çok az daha küçük olsaydı az miktarda elektron, çekirdeğin etrafındaki yörüngelerde tutunabilirdi. Biraz daha büyük olsaydı, o zaman da hiçbir atom diğerleriyle birleşmek üzere yörüngesini paylaşamazdı. Her iki durumda da canlılık için gerekli olan moleküller oluşamazlardı. —>: Evrendeki diğer güçler arasındaki olağanüstü denge Hayat… GÜÇLÜ NÜLEER KUVVET [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image017.jpgdolunay Güçlü nükleer kuvvetin muazzam etkisine somut bir örnek atom bombası ya da hidrojen bombası patlamalarıdır Güçlü nükleer kuvvet atomun çekirdeğindeki protonları ve nötronları birarada tutan kuvvettir. Az önce de bahsettiğimiz gibi, protonlar artı elektrik yüklü parçacıklardır. Elektromanyetik kanununa göre zıt elektrik yüklü parçacıklar birbirlerini çeker, aynı elektrik yüküne sahip parçacıklar ise birbirlerini kuvvetle iterler. Yani elektron ve protonlar birbirlerini çeker, protonlar diğer protonları, elektronlar da diğer elektronları iterler. Pek çok atom türünün çekirdeğinde onlarca proton birbirine yapışık bir şekilde bulunur. Doğal olarak bu protonların biraraya gelir gelmez büyük bir enerjiyle birbirlerini itmeleri ve her birinin uzaklaşarak uzaya dağılmaları gerekirdi. Ancak böyle olmaz, atomun çekirdeğindeki protonlar büyük bir kararlılıkla birbirlerine bitişik bir biçimde dururlar. Çünkü onları birbirine adeta yapıştıran ve elektromanyetik itme kuvvetinden çok daha güçlü olan bir kuvvet vardır: "güçlü nükleer kuvvet". Güçlü nükleer kuvvet evrendeki en güçlü kuvvettir. Muazzam gücünü atom bombalarında, hidrojen bombalarında sergiler. Bu enerji kaynağı, Güneş’in 4.5 milyar yıldan bugüne dek tükettiği yakıtı ve bundan sonra da tüketebileceği hesaplanan 5 milyar yıllık yakıtı sağlamaktadır. Bu muhteşem kuvvetin sayısal değeri evrenin en kilit sayılarından biridir. Güçlü nükleer kuvvet sabitinin değerindeki yüzde birkaçlık azalma ya da artmayla yaşamın en temel elementi olan karbon var olamazdı. Biraz daha ciddi bir oynama ise tüm fizik kanunlarının değişmesine ve evrendeki denge ve düzenin alt üst olmasına neden olurdu. —>: Evrendeki diğer güçler arasındaki olağanüstü denge Hayat… Atom çekirdeğini birarada tutan bu "güçlü nükleer kuvvet"le diğer bir evrensel kuvvet olan "elektromanyetik kuvvet" arasındaki oran da son derece hassas değerlerde düzenlenmiştir. [IMG]http://www.mucizezinciri.com/evrenin_clip_image018.jpgdolunay Güçlü nükleer kuvvet atom çekirdeğindeki proton ve nötronları birarada tutan en büyük evrensel kuvvettir. Eğer güçlü nükleer kuvvet birazcık bile daha zayıf olsaydı, yukarıda belirttiğimiz gibi atom çekirdeğini oluşturacak protonlar birarada tutunamaz ve elektromanyetik güç nedeniyle birbirlerini iterek uzaya dağılırlardı. O zaman da birden fazla proton içeren başka hiçbir atom oluşamazdı. Dolayısıyla, evrendeki yegane element tek protonlu hidrojen olurdu. Eğer güçlü nükleer kuvvet, elektromanyetik kuvvete göre birazcık daha güçlü olsaydı, bu sefer de evrende tek protonlu atomlar yani "hidrojen" atomları hiçbir zaman oluşamayacaktı. Çünkü nükleer kuvvet elektromanyetik kuvvete çok daha fazla baskın geleceğinden, evrendeki tüm protonlar birbirleriyle birleşme eğilimine girecek ve biraz önce belirttiğimiz gibi tek protonlu hidrojen atomları var olamayacaktı. Bu durumda yıldızlar ve galaksiler, eğer oluşsalar bile, şu anki yapılarından çok farklı olacaklardı. Açıkçası, eğer bu temel güçler ve değişkenler şu anda sahip oldukları değerlere tam tamına sahip olmasalar, hiçbir yıldız, süpernova, gezegen ve atom olmayacaktı. Bunun sonucunda doğal olarak hayat diye bir şey de olmayacaktı. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  5. MEB, Haziran ayı öğretmen atama kılavuzu ve kontenjanlar DOLUNAY MEB, Haziran ayı öğretmen atama kılavuzu ve kontenjanlar Milli Eğitim Bakanlığı bir ilke imza atarak Haziran ayındaki kadrolu öğretmen atamalarında kullanılacak kılavuzu ve öğretmen atama kontenjanlarını yayımladı. Açıklanan kılavuza göre, Sınıf öğretmenliği 2 bin 737, İngilizce 795, rehber öğretmen 746, okul öncesi öğretmenliği 727 kontenjan ile en çok atama yapılacak branşlar olacak. Başvurular, 17-31 Mayıs tarihleri arasında yapılabilecek, atamalar 4 Haziran’da gerçekleştirilecek. Öğretmenlik İçin Başvuru ve Atama Kılavuzu (Haziran 2019) Milli Eğitim Bakanlığı, Haziran 2019 kadrolu öğretmenlik atamalarında geçerli olacak "Öğretmenlik İçin Başvuru ve Atama Kılavuzunu" yayımladı. Kılavuzu görmek için [URL="http://www.memurlar.net/common/documents/2966/Atama_Kilavuzu_Haziran_2019.pdf"]tıklayınız[/URL]. 1. İLGİLİ MEVZUAT a) [URL="http://personel.meb.gov.tr/daireler/mevzuat/mevzuat_sorgu.asp?Sorgu=Evet"]1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu,[/URL] b) [URL="http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/mevzuat/metinx.asp?mevzuatkod=1.5.657&sourceXmlSearch="]657 sayılı Devlet Memurları Kanunu[/URL], c) [URL="http://personel.meb.gov.tr/daireler/mevzuat/mevzuat_sorgu.asp?Sorgu=Evet"]3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun[/URL], ç) [URL="http://rega.basbakanlik.gov.tr/mukerrer/mukerrer.htm"]Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun[/URL], d) [URL="http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/mevzuat/metinx.asp?mevzuatkod=1.3.7201&sourceXmlSearch="]7201 sayılı Tebligat Kanunu[/URL], e) [URL="http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2019/05/20190506.htm"]Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği,[/URL] f) [URL="http://personel.meb.gov.tr/daireler/mevzuat/mevzuat_sorgu.asp?SIRA=MEV_BASLIK&TUR=3&ANAHTAR=&S orgu=Evet&dilim=3"]Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurumların Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelik[/URL], g) [URL="http://personel.meb.gov.tr/daireler/mevzuat/mevzuat_sorgu.asp?Sorgu=Evet"]Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik[/URL], ğ) [URL="http://ttkb.meb.gov.tr/"]Talim ve Terbiye Kurulunun 07/07/2009 tarihli ve 80 sayılı Kararı,[/URL] h) [URL="http://rega.basbakanlik.gov.tr/index.aspx#%2019/11/2006%20tarihli%20ve%2026347%20say%FDl%FD%20Resm%EE %20Gazete"]Beden Eğitimi Öğretmenliği Mezunu Millî Sporcular.[/URL] 2. GENEL AÇIKLAMALAR 2.1. Bu kılavuz, öğretmenlik için aranan genel ve özel şartlar, başvuru, tercihler ve atamaya ilişkin esas ve usullerin belirlenmesi amacıyla hazırlanmış olup içerik olarak başvuru, atama, göreve başlama iş ve işlemleri ile eklerden oluşmaktadır. Bu süreçler alt başlıklar hâlinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır. PDF formatındaki kılavuz [URL="http://www.————-/forum/redirector.php?url=http%3A%2F%2Fpersonel.meb.gov.t r"]http://personel.meb.gov.tr[/URL] internet adresinden indirilebileceği gibi konu başlıkları seçilerek ayrıntılı açıklamaya ulaşılabilecektir. 2.2. Bir önceki atama dönemine ait başvuruların geçerlilik süresi, Haziran 2019 atama dönemine ait duyuru tarihinde sona ermiştir. Atanamayan adayların gerekli şartları taşımaları hâlinde yeniden başvuruda bulunmaları gerekmektedir. 2.3. Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarında hâlen sözleşmeli öğretmen olarak görev yapanlar, gerekli şartları taşımaları kaydıyla ilk atama kapsamında kadrolu öğretmenlik için başvuruda bulunabileceklerdir. Kadrolu öğretmenliğe atanamayanlar, bulundukları eğitim kurumundaki görevlerine devam edeceklerdir. 2.4. Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarında sözleşmeli öğretmenliğe görevlendirilmeden önce kamu kurum ve kuruluşlarında Devlet memuru olarak görev yaparken ayrılmış olanların, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 97’nci maddesinde belirtilen bekleme süresini başvuruların son günü itibarıyla doldurmuş olmaları gerekmektedir. 2.5. Hâlen silâhaltında bulunanlar ile atamanın yapılacağı tarihten sonraki celp dönemlerinde sevke tabi olanlar başvuruda bulunabileceklerdir. Bu durumda olup atananlar, terhis tarihini takip eden bir ay içinde atandıkları il millî eğitim müdürlüğüne başvurarak göreve başlamak durumundadırlar. Sevke tabi olduğu celp döneminde askere gitmeyerek bakaya kalanlar ise haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair mahkeme kararı ya da savcılık belgesiyle başvuruda bulunabileceklerdir. 2.6. Adaylar; sağlık, askerlik, adli sicil ve emeklilik durumlarını başvuru esnasında elektronik başvuru formunda beyan edeceklerdir. 2.7. İlk defa kadrolu aday öğretmen olarak atananlar, Devlet memurluğunda ve öğretmenlikte adaylıkları kaldırıldıktan sonra özür durumuna bağlı olarak yer değiştirme isteğinde bulunabileceklerdir. 2.8. Açıktan ve kurumlar arası yeniden atama ile açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama çeşitleriyle atananlar, özür durumundan yer değiştirme isteğinde bulunabilmesi için son olarak atandıkları görev yerlerinde en az bir yıl süreyle görev yapmış olmaları gerekmektedir. 2.9. Kamu kurum ve kuruluşlarında hâlen aday veya asıl Devlet memuru olarak görev yapanlar ile bu görevden adaylığı kaldırıldıktan sonra ayrılmış olanlar; hizmet süresi üstünlüğü esasına göre açıktan atama / kurumlar arası atama çeşidi ya da istemeleri hâlinde geçerli olan KPSSP10 sonucuna göre ilk atama çeşidiyle başvuru yapabileceklerdir. Bunlardan hâlen Devlet memuru olarak görev yapanlardan KPSS sonucuna göre başvuru yapacak olanlar, başvuru esnasında EK-5/a ve EK-5/b ile görevli oldukları kurumun muvafakat vermeye yetkili amirinden onaylı muvafakat almak durumundadırlar. 2.10. Beden Eğitimi Öğretmenliği mezunu millî sporcularımızdan; Olimpiyat Oyunları, Parolimpik Oyunları, Üniversiad Oyunları, Akdeniz Oyunları ile Dünya Askeri Oyunlarında ferdi ve takım müsabakalarında ilk üç dereceye girenler, Uluslararası Olimpiyat Komitesinin tanıdığı spor dallarının büyükler, gençler ve ümitler kategorilerinde Dünya ve Avrupa şampiyonaları ile Uluslararası Askeri Sporlar Konseyince yapılan Dünya ve Avrupa şampiyonlarında ilk üç dereceye girenler ile belirtilen yarışmaların takım sporlarında en az on kez ülkemizi temsil ederek millî sporcu belgesi almış olanlar, KPSS şartı aranmaksızın başvuru yapabileceklerdir. Bu kapsamdaki başvurular, elektronik ortamda alınacak, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Bakanlıkça elektronik ortamda onaylandıktan sonra değerlendirmeye alınacaktır. Başvuruların son günlere bırakılmaması hususu adayların yararına olacağından özellikle başvuru ve onay süresine dikkat edilmesi gerekmektedir. 2.11. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının İlgi (i) Kararı gereği üniversitelerin Okul Öncesi Öğretmenliği ile Anaokulu Öğretmenliği bölümü mezunlarının Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliği alanına başvuru hakları bulunmamaktadır. Öğretmen adayları Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Anaokulu Öğretmenliği programı ile Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliği programlarının birbirine eşdeğer olduğu yönündeki 08/07/2004 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararını ibraz ederek başvurularını onaylattıkları tespit edilmiştir. Ancak, bu kararının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 29/06/2009 tarihli ve 2848/18852 sayılı yazıları ile iptal edildiği hususu Bakanlığımıza bildirilmiştir. Bu belgenin geçerliliği bulunmamaktadır. 2.12. Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin “Gerçeğe aykırı belge verilmesi veya beyanda bulunulması” başlıklı bölümün 9’uncu maddesi ile Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Gerçek dışı beyan ve usulsüz işlem” başlıklı bölümün 54’üncü maddesine göre, gerçeğe aykırı belge verenler ya da beyanda bulunanlar hakkında Bakanlığımızca yasal işlem yapılacağı hususunun başvuru sahiplerince bilinmesi gerekmektedir. 2.13. Bu kılavuzda yapılan açıklamalara ek olarak başvuru süresi içinde olabilecek değişiklikler ile uygulamalara yönelik açıklamalar Personel Genel Müdürlüğünce, Bakanlığın [url]http://personel.meb.gov.trinternet[/url] adresinde başvuru süresince duyurulacağından ilgililerce takip edilmesi gerekmektedir. —>: MEB, Haziran ayı öğretmen atama kılavuzu ve kontenjanlar DOLUNAY 3. ÖĞRETMENLİK İÇİN ARANILAN GENEL VE ÖZEL ŞARTLAR 3.1. Türk vatandaşı olmak (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma şartı aranmayacaktır), 3.2. Kamu haklarından mahrum bulunmamak, 3.3. Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, millî savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak, 3.4. Mezun olduğu yükseköğretim programının Talim ve Terbiye Kurulunun öğretmenliğe atanacakların tespitine ilişkin kararına göre atanacağı alana uygun olmak, 3.5. Öğretmenlik mesleğinden çıkarılmayı gerektiren tür ve derecede bir ceza almamış olmak, adli sicil kaydı bulunanlar ile işlediği suçlardan dolayı görevine son verilenler bakımından ise Sicil Kaydı İnceleme Komisyonunca atanması uygun bulunmak, 3.6. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 94’üncü maddesine göre Devlet memurluğundan çekilmiş olan ve çekilmiş sayılanlarda, aynı Kanunun 97’nci maddesinde belirtilen bekleme süresini başvuruların son günü itibarıyla doldurmuş olmak, 3.7. Açıktan Atama çeşidiyle atanacaklar bakımından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 92’nci maddesine göre Devlet memurluğundan iki defadan fazla olmamak üzere kendi istekleriyle çekilmiş olmak veya çekilmiş sayılmak, 3.8. Öğretmenliğe daha önce ilk defa, açıktan atama veya kurumlar arası çeşidiyle atandığı hâlde görevine başlamamış olanlarda, atandığı tarihe göre başvuruların son günü itibarıyla en az bir yıllık bekleme süresini doldurmuş olmak, 3.9. Bakanlık ile Yükseköğretim Kurulu iş birliği çerçevesinde açılan Orta Öğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans, Pedagojik Formasyon, İlköğretim Sınıf Öğretmenliği Sertifikası ve İngilizce öğretmenliği için İngilizce Öğretmenliği Sertifikası programlarından birini başarıyla tamamlamış olmak, 3.10. Pedagojik formasyon ya da Orta Öğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans belgesi olmayan adaylarda, atanacağı alanın taban puanı ve üzerinde puan almış olmak şartıyla Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSSP10)’nda 75 ve daha yukarı puan almış olmak, 3.11. Yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olanlar bakımından, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca yükseköğreniminin ve pedagojik formasyon belgesinin yurt içindeki yükseköğretim kurumlarına veya programlarına denkliği yapılmış olmak, 3.12. Sağlık yönünden Türkiye’nin her bölge ve iklim şartlarında öğretmenlik görevini yapmasına engel bir hali olmamak, 3.13. Öğretmenliğe ilk defa atanacaklar bakımından başvuruların ilk günü itibarıyla 40 yaşından gün almamış olmak (17.05.1971ve daha sonra doğumlu olmak), Ancak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi kapsamında sözleşmeli öğretmen pozisyonunda hâlen görev yapanlar ile daha önce bu kapsamda en az bir yıl fiilen görev yaptıktan sonra mesleki eğitimde başarılı olup da ayrılmış olanların kadrolu öğretmenliğe başvurularında 40 yaşından gün almamış olmak şartı aranmaz. 3.14. Adaylık dönemi içinde sağlık durumu hariç, görevine son verilenlerden, görevden ayrıldığı tarihten başlamak üzere son başvuru tarihine göre üç yılını doldurmuş olmak, 3.15. İlk defa öğretmenliğe atanacaklarda; 2008 ve 2009 yıllarında yapılan Kamu Personel Seçme Sınavı’nda KPSSP10 puan türüne göre atanmak istediği alan için belirlenen taban puan ve üzeri puan almış olmak, 3.16. Askerlik hizmetini tamamlamış, bu hizmetten muaf olmak ya da askerde olup terhis olacaklar ile bakaya kalanlardan kovuşturmaya yer olmadığına dair mahkeme kararı bulunmak, 3.17. Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emekli olmamak (Açıktan Atama ve Açıktan İlk Atama çeşitleriyle başvuracaklar; 31/12/1970 ve öncesi doğumlulardan Sosyal Güvenlik Kurumundan (Devredilen T.C. Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur) emekli olmadığını elektronik başvuru formunda beyan edeceklerdir). 7.6. Başvuru Büroları İl millî eğitim müdürlüklerinde; ilk atama, açıktan / kurumlar arası yeniden atama, açıktan / kurumlar arası ilk atama ve millî sporcuların başvuruları, ilçe millî eğitim müdürlüklerinde ise; ilk atama başvuruları alınacaktır. Ayrıca, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulacak başvuru onay bürosunda, Beden Eğitimi öğretmenliği için başvuran millî sporcuların millîlik durumlarının mevzuata uygunluğu denetlenecektir. Başvuruların alınacağı il/ilçe millî eğitim müdürlüklerinde, atamalardan sorumlu il millî eğitim müdür yardımcısı veya il/ilçe şube müdürü başkanlığında; atama, özlük ve bilgi işlem bölümlerinde görevli, ihtiyacı karşılayacak sayıda yetkin personelden "Başvuru Onay Komisyonu" oluşturulacaktır. Bu komisyonda yer alacak personel, başvuru ve onay işlemleri için belirlenen masalarda görevlendirilecektir. Başvuru bürosuna gelen adaylar, ilgili onay masasına yönlendirilecektir. Gerekli önlemler il/ilçe millî eğitim müdürlüklerince alınacaktır. Başvuru onay bürolarındaki görevlilerce çözümlenemeyen konular ile uygulamada tereddüt edilen hususlar hakkında Bakanlık ve taşra teşkilatı arasında bilgi alışverişini sağlayan "PGM İnsan Kaynakları Forumu" kullanılacaktır. Bakanlığa iletilecek soru / sorunlara verilecek cevaplar çevirim içi olarak izlenebilecek, bu sayede uygulamadaki birlikteliğin devamı sağlanacaktır. 7.6.1. Başvuru Bürolarında Yapılacak İş ve İşlemler 1. Adayın kimlik belgesi, vekâletname ile gelenlerin vekâletname ve kimlik belgesi, büro görevlilerince kontrol edildikten sonra, Elektronik Başvuru Formu’nun onaylama işlemine ilişkin Onay Modülü’ne girilecektir. Adayın başvuru formunda beyan ettiği bilgiler ile ibraz edilen belgelerin uygunluğuna ve başvuru şartlarını taşıyıp taşımadığına özellikle dikkat edilecektir. Bu bilgilerin uygunluğu hâlinde başvuru onay işlemine devam edilecektir. 2. Adayın mezuniyet belgesinin tarih ve sayısının girilmesi zorunludur. Belgede sayı bölümünün boş olması durumunda, ekranda ilgili bölüme 0 (sıfır) yazılması gerekmektedir. Girmiş olduğunuz tarih ve sayı bilgileri ile adayın girdiği bilgiler arasında farklılık bulunması durumunda kaydetme işlemi sırasında uyarı mesajı gelecektir. Bu durumda aday giriş ekranı ile onay ekranındaki bilgilerin uygunluğu sağlanmalıdır. 3. Onay Modülü’nde, adayın seçmiş olduğu Yükseköğretim Programı için gerekli olan belgeler ile açıklamaları içeren uyarı alanları bulunmaktadır. Bu alanların işaretlenmesi zorunludur. Bu işlem Bakanlığın onay yetkili kullanıcısı tarafından uyarıların okunduğu anlamını taşır. Evrak incelemesi sırasında işaretlemiş olduğunuz uyarılara dikkat ediniz. 4. Adayların mezuniyet tarihleri ile ekrana yansıtılan KPSS tarihleri karşılaştırılacaktır. Sınava girdiği tarihten sonra mezun olmuş adaylarca, mezun olduğu yükseköğretim kurumundan alacağı "……/…… eğitim-öğretim yılında mezun olabilecek durumdadır" ifadesinin bulunduğu belgenin onay bürosuna teslim edilmesi gerekmektedir. 5. Adayın Elektronik Başvuru Formu’nda seçmiş olduğu Yükseköğretim Programı, Eğitim Fakültesi dışındaki bir program ise onay ekranınıza "Pedagojik Formasyon Belgesi Var Mı?" sorusu gelecektir. Belgesini ibraz eden adaylar için bu alanın işaretlenerek belge tarih ve sayısının girilmesi zorunludur. Bazı lisans diplomalarının arkasında "Pedagojik Formasyon Görmüştür." ifadesi bulunanlar, öğrenim gördükleri yüksek öğretim kurumlarından pedagojik formasyon derslerini aldığını ve bu derslerin kredilerini gösterir yazılı belge alacaklardır. Bu durumda ilgili alanlara alınan bu belgenin tarih ve sayısının yazılması gerekmektedir. Pedagojik Formasyon Belgesinde belge sayısının olmaması durumunda ekranda sayı alanına 0 (sıfır) girilecektir. Girmiş olduğunuz tarih ve sayı bilgileri ile adayın girdiği bilgiler arasında farklılık bulunması durumunda kaydetme işlemi sırasında uyarı mesajı gelecektir. Bu durumda aday giriş ekranı ile onay ekranındaki bilgilerin uygunluğu sağlanmalıdır. 6. Kamu kurum ve kuruluşlarında aday ya da asıl Devlet memuru olarak görev yapanlardan KPSSP10 sonucuna göre başvuru yapacak olanlardan, muvafakat verildiğine ilişkin EK-5/b belgesinin onay kısmı kontrol edilecektir. 7. Açıktan Atama, Açıktan İlk Atama, Kurumlar Arası Yeniden Atama ve Kurumlar Arası İlk Atama biçimleriyle öğretmenliğe başvuran adayların, öncelikte durumuna uygun atama yoluyla başvuruda bulunup bulunmadıklarının kontrol edilmesi gereklidir. Tanımlar, kılavuzun 8, 9 ve 10’uncu sayfalarında yer alan 4’üncü maddede başlıklar hâlinde açıklanmıştır. Hatalı atama yoluyla başvuru formunu doldurmuş adayların onay işlemi yapılmayacak, yeniden giriş yapmaları sağlanacaktır. 8. Bu adayların, hizmet belgeleri dikkatle incelenerek adayın derece ve kademesi, memuriyetteki ve öğretmenlikteki hizmet süreleri, görevden ayrılış nedenine göre yasal bekleme süresini doldurup doldurmadığına dikkat edilecektir. Ancak, 2547 sayılı Kanuna tabi olarak üniversitelerde görevli iken ayrılanlarda 6 aylık bekleme süresi aranmayacaktır. Bunlara ait belgeler başvuru onayı süreci içinde elektronik ortamda Personel Genel Müdürlüğü Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Dairesi Başkanlığının illere göre belirlenmiş e-posta adreslerine gönderilecektir. 9. Elektronik Başvuru Formunda fotoğrafı bulunmayan adayların, fotoğraflarının forma yansıtılması gerekmektedir. Bu adayların fotoğraflarının, tarayıcı aracılığıyla 5KB geçmemek üzere taranarak onay işlemi sürecinde forma aktarılması sağlanacaktır. 10. Onaylama işlemi sonuçlandıktan sonra başvuru formunun üç adet çıktısı alınarak nüshalarıyla birlikte adaya veya vekâlet verilen kişiye imzalatılacaktır. Onaylanan başvuru formunun iki nüshası belge asılları ile birlikte adaya geri verilecek, diğer nüshasına bu belgelerin birer fotokopisi iliştirilmek suretiyle iki yıl süreyle muhafaza edilecektir. 11. Kurumlar Arası Yeniden Atama ve Kurumlar Arası İlk Atama biçimleriyle başvuran adaylar, çalıştıkları kurumlardan muvafakat aldıklarına dair imzalı ve onaylı bilgisayar çıktısını (rapor) beyan etmek zorundadır. Bu tür başvurular kurum muvafakati verilmiş ise onaylanacaktır. Muvafakat yerine geçen belge aslı onaylandıktan sonra adaya, diğer belge asıllarıyla birlikte geri verilecektir. Fotokopileri yukarıda belirtildiği şekilde muhafaza edilecektir. 12. Onaylanmış başvuru formunu yanlış doldurduğunu (tercihleri hariç) sonradan beyan ederek yanlışlığın düzeltilmesini başvuru süresi içinde yazılı olarak isteyen adayların başvuruları, belgeleri yeniden incelenmek suretiyle isteğinin uygunluğu hâlinde iptal edilerek yeniden başvuruda bulunması sağlanacaktır. 7.6.2. Onay Sürecine İlişkin Uyarılar 1. Başvuru onay sürecine ilişkin iş ve işlemlerden, il/ilçe millî eğitim müdürleri dâhil olmak üzere başvuru onay komisyonunda görevli il millî eğitim müdür yardımcısı veya il/ilçe şube müdürü ile görevli personel birlikte sorumlu olacaktır. 2. Lisans öğrenimlerinin son sınıfından önce ara sınıf öğrencisi iken girilen KPSSP10 sonuçları geçersizdir. 3. Onay işlemi sırasında geçerliliği hususunda tereddüt edilen belgeler tarayıcıdan geçirilerek Personel Genel Müdürlüğü Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Dairesi Başkanlığına e-posta ekinde gönderilecektir. İlgili dairece yapılacak değerlendirme sonucuna göre işlem yapılacaktır. 4. Bedensel engelli adayların başvuruları da, diğer adaylarda olduğu gibi gerekli şartları taşımaları hâlinde kabul edilerek onaylanacaktır. 5. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/A-5 maddesinde sayılan suçlardan hükümlü olup daha sonra mahkeme kararıyla adli sicilinden bu cezası silinmiş olanların başvuruları kabul edilmeyecektir. 6. Açıktan Atama, Açıktan İlk Atama, Kurumlar Arası Yeniden Atama ve Kurumlar Arası İlk Atama biçimleriyle başvuru yapacakların Diploma, Hizmet Belgesi ve Kararnamesi taranarak en az 50 KB, en fazla 135 KB olacak şekilde Başvuru Onay Modülü’ndeki Açıktan Atama başlığı altındaki Evrak İşlemleri bölümünden, Personel Genel Müdürlüğü Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Dairesi Başkanlığına gönderildikten ve Bakanlıkça onaylandıktan sonra onay işlemi tamamlanmış olacaktır. 7. Kamu kurum ve kuruluşlarında aday ya da asıl Devlet memuru olarak görev yapanlar ile bu görevlerinden ayrılmış olup KPSSP10 sonucuna göre başvuru yapacak olanlardan, muvafakat verildiğine ilişkin EK-5/b belgesinin onay kısmı kontrol edilecektir. 8. Beden Eğitimi öğretmenliği için başvuran millî sporcuların, millîlik durumlarıyla ilgili bilgi ve belgelerinin mevzuata uygunluğu Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünde oluşturulacak başvuru onay bürosunda değerlendirilecektir. Uygun olanların başvurusu onaylandıktan sonra elektronik başvuru formunda aday tarafından seçilen il millî eğitim müdürlüğünün başvuru onay ekranına yansıyacaktır. KPSS belgesi hariç ilk atama kapsamında başvuran diğer adaylardan istenilen tüm belgeler millî sporculardan da istenecek ve bu belgeler incelendikten sonra uygun görülmesi hâlinde başvuru onaylanacaktır. Elektronik başvuru formunda beyan edilen millîlik bilgilerinin doğruluğu konusundaki sorumluluk, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan onay bürosuna aittir. 9. Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu mezunu olup Beden Eğitimi öğretmenliğine başvuracak olanların 21/05/1999 tarihinden önce mezun olduklarına veya bu tarih itibarıyla kayıt yaptırmış olmalarına dikkat edilecektir. 10. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarından mezun olanlarda, 08/12/1999 tarihinden önce mezun olup olmadığı ya da belirtilen tarih itibarıyla söz konusu okullara kayıt yaptırmış olduklarına dikkat edilecektir. —>: MEB, Haziran ayı öğretmen atama kılavuzu ve kontenjanlar DOLUNAY 7.6.3. Başvuruların Geçersiz Sayılacağı Durumlar 1. Elektronik Başvuru Formu dışında dilekçe ile yapılan başvurular, 2. Başvuru takvimi dışındaki başvurular, 3. İl/ilçe millî eğitim müdürlüklerince onaylanmamış başvurular, 4. Geçersiz KPPSP10 puanı ile (ara sınıf öğrencilerinin puanları) yapılan başvurular, 5. Atama alanı ve biçimini yanlış seçenlerin başvuruları, 7. Atama önceliğini etkileyecek şekilde mezun olduğu yükseköğretim programını yanlış seçenlerin başvuruları, 8. Hizmet sürelerini fazla gösterenler ile memurlukta geçen hizmet sürelerini öğretmenlikte geçmiş gibi gösterenlerin başvuruları geçersiz sayılarak değerlendirmeye alınmayacaktır. Bu bağlamda; başvuru şartlarını taşımadığı hâlde gerçeğe aykırı belge düzenleyerek, beyanda bulunarak ya da evrakta tahrifat yaparak başvuruda bulunanlar ile gerçek durumunu gizleyerek başvuruda bulunanların, başvuruları geçersiz sayılacaktır. Atama yapılmış olsa bile atamaları iptal edilerek, haklarında ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulacaktır. 8. ATAMA Başvurusu kabul edilen adaylar, aşağıda belirtilen öncelik sırasıyla değerlendirileceklerdir: a) Kaynak program mezunları, b) Atanacağı alanın taban puanı üzerinde puanı olması koşuyla KPSSP10’dan 75 ve üzeri puan alan Pedagojik Formasyonu ya da Orta Öğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans programlarından birini tamamlamamış adaylar. 8.1. İlk Atama İlk Atama kapsamındaki başvurular, geçerli KPSSP10 puan üstünlüğü esasına göre bilgisayar ortamında değerlendirilecektir. KPSSP10 puanlarının eşit olması durumunda ataması yapılacak adayın seçiminde; sırasıyla eğitim bilimleri testindeki doğru cevap sayısı fazla olana, bunun da eşit olması durumunda KPSSP10’da sırasıyla genel kültür ve genel yetenek testlerindeki doğru cevap sayısı fazla olana öncelik verilecektir, bununla da eşitliğin bozulmaması durumunda atanacak aday bilgisayar kurası ile belirlenecektir. 8.2. Açıktan ve Kurumlar Arası Yeniden Atama Açıktan ve Kurumlar Arası Yeniden Atama kapsamındaki başvurular, öğretmenlikteki veya yükseköğretim kurumlarındaki hizmet süresi fazla olana öncelik verilmek suretiyle memuriyetteki hizmet sürelerine göre bilgisayar ortamında değerlendirilecektir. Başvuruda bulunanların hizmet sürelerinin eşit olması durumunda öğretmenlikte önce göreve başlayana öncelik verilecektir. Eşitliğin devam etmesi durumunda atanacak aday bilgisayar kurası ile belirlenecektir. 8.3. Açıktan, Kurum İçi ve Kurumlar Arası İlk Atama Açıktan, Kurum İçi ve Kurumlar Arası İlk Atama kapsamındaki başvurular, memuriyetteki hizmet sürelerine göre bilgisayar ortamında değerlendirilecektir. Hizmet sürelerinin eşit olması hâlinde atanacak aday bilgisayar kurası ile belirlenecektir. 9. ATAMALARIN DUYURULMASI, TEBLİGAT VE GÖREVE BAŞLAMA Bilgisayar ortamında gerçekleştirilen atama sonuçları, atamaların yapıldığı tarihte Bakanlığınhttp://personel.meb.gov.tr internet adresinden duyurulacaktır. Atama kararnameleri PDF formatında il millî eğitim müdürlüklerine internet aracılığıyla gönderilecektir. Kadrolu öğretmen olarak atanmış bütün adayların adreslerine, görevlerine başlamaları için 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na göre tebligat yapılarak, tebliğ tarihinden itibaren yasal 15 günlük süre içerisinde göreve başlamaları gerektiği bildirilecektir. Tebligatı beklemeksizin göreve başlamak isteyen öğretmen adayları, atama sonuçlarının duyurulduğu günü takip eden tarihten itibaren atandıkları il millî eğitim müdürlüklerine başvurmak suretiyle göreve başlayabileceklerdir. Ancak, Haziran 2019 atama döneminde atananlar Ağustos 2019’da atanacaklarla birlikte göreve başlayacaklarından, Ağustos 2019 atama tarihini takip eden günden itibaren atandıkları il millî eğitim müdürlüklerine başvurmak suretiyle göreve başlayabileceklerdir. Sözleşmeli öğretmen olarak görevli iken kadrolu öğretmenliğe atanmış olanlara tebligatlar, bulundukları eğitim kurumu müdürlüklerine yapılacaktır. Bu durumdaki sözleşmeli öğretmenler, bulundukları eğitim kurumu müdürlüklerine dilekçe ile başvuru yaparak kadrolu öğretmen olarak atanmaları nedeniyle sözleşmelerinin feshini isteyeceklerdir. İstemeleri hâlinde göreve başlama esnasında gerekli olan ve hâlen geçerliliği bulunan belgelerin birer örneği dosyalarında bırakılmak kaydıyla asılları öğretmene teslim edilecek, dosyaları da en kısa sürede atandıkları il millî eğitim müdürlüğüne gönderilecektir. Sözleşmeli öğretmenlerin SSK primleri ile aylıkları peşin olarak ödendiğinden, ödemelerin iadesi işlemlerine maruz kalınmaması açısından ödenmiş sigorta priminin son günü itibarıyla ilişikleri kesilecektir. Göreve başlayacak adaylardan, bu kılavuzun "Adaylardan İstenecek Belgeler" başlıklı 7.2’nci maddesinde belirtilen belgeler istenecektir. Belgeler üzerinde yapılacak inceleme sonucunda, sabıka sorgulama belgesinde "Adli sicil kaydı vardır." ibaresi bulunanlara ait "sabıka sorgulama belgesi" ile buna ilişkin "mahkeme kararı" Personel Genel Müdürlüğü Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Dairesi Başkanlığına gönderilecektir. Bu adaylar hakkında Bakanlıkta oluşturulacak Sicil Kaydını İnceleme Komisyonunun vereceği karar doğrultusunda işlem yapılacaktır. Adayın sağlık durumu, öğretmen olarak görev yapmasına engel oluşturabileceği hususunda tereddüt oluşması hâlinde, göreve başlatılmayıp yurdun her bölgesinde ve iklim şartlarında öğretmenlik yapabileceğine ilişkin tam teşekküllü hastanelerden son altı ay içinde alınacak Sağlık Kurulu Raporu istenecektir. Rapor, açıklayıcı bir resmî yazı ekinde Personel Genel Müdürlüğü Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Dairesi Başkanlığına gönderilerek görüş istenecektir. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  6. Öğretmenlik başvurusu, onay işlemleri ve istenilen evraklar DOLUNAY Öğretmenlik başvurusu, onay işlemleri ve istenilen evraklar 7. BAŞVURU, TERCİHLER VE ONAY İŞLEMLERİ 7.1. Başvurular 7.1.1. Öğretmenlik başvuruları, 17-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinde oluşturulacak başvuru onay bürolarında kabul edilecektir. Öğretmenlik için başvuruda bulunacaklar, başvurularını 17-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında herhangi bir bilgisayardan [URL="http://www.————-/forum/redirector.php?url=http%3A%2F%2Fpersonel.meb.gov.t r"]http://personel.meb.gov.tr[/URL] internet adresindeki Elektronik Başvuru Formu’nu kullanarak yapacaklardır. Başvurunun geçerlilik kazanabilmesi için bilgisayar aracılığıyla doldurulacak formun "Başvuru Onay Bürolarında" mutlaka onaylatılması gereklidir. Adayların başvurularını onaylatmak için aşağıda belirtilen belgelerin asılları veya noter onaylı örnekleri ile birlikte şahsen başvurmaları gerekmektedir. Belgelerin birer örnekleri il/ilçe millî eğitim müdürlüğünce onaylanıp alınarak, asılları adaylara geri verilecektir. Şahsen başvuru yapamayacak durumda olanlar, noter aracılığıyla vekâlet vereceği kişi vasıtasıyla başvurabileceklerdir. Başvuruların; başvurunun yapıldığı gün ya da en çok bir sonraki gün mesai saatleri içinde başvuru bürolarına onaylatılması zorunludur. Bu süre içerisinde onaylatılmayan başvurular geçersiz sayılacaktır. Bu durumdaki adaylar yeniden başvuru yaparak başvuru süresi içerisinde başvurularını onaylatmaları gerekmektedir. 7.1.2. Başvuru formu üzerinde beyan edilen bilgilerden sadece adaylar sorumlu olacaktır. Bu nedenle kılavuz dikkatli bir şekilde okunduktan sonra elektronik başvuru formunun doldurması gerekmektedir. Başvuru ve onay süresi dolduktan sonra adayların itirazı ya da düzeltme talepleri dikkate alınmayacaktır. 7.1.3. Başvuru formuna adayların, kimlik bilgileri ile KPSSP10 puan türü yansıtılmıştır. Adaylar form üzerinde, atama biçimlerini, alanlarını, mezun oldukları yükseköğretim programlarını, başvuruyu onaylatacağı il/ilçeyi ve tercihlerini seçtikten sonra adres bilgilerini gireceklerdir. 7.1.4. Açıktan ve kurumlar arası atama biçimleriyle başvuracak olanlar, başvurularını 81 il millî eğitim müdürlüklerine yapacaklardır. Adaylar; atama çeşitlerini, alanlarını, mezun oldukları yükseköğretim programlarını, başvuruyu onaylatacağı il, tercihleri ve adres bilgilerine ilave olarak hizmet süresi bilgilerini de gireceklerdir. 7.1.5. Aday tarafından girilmesi gereken kısımlar boş bırakıldığı takdirde sistem başvuruyu kaydetmeyecektir. 7.2. Başvuruda İstenecek Belgeler Adayların başvuruda ve göreve başlamada, istenen belgelerin asılları veya noter onaylı örnekleri ile birlikte başvurmaları gerekmektedir. Belgelerin asılları adaylara geri verilerek il/ilçe millî eğitim müdürlüklerince onaylanmış birer örnekleri teslim alınacaktır. 7.2.1. Başvuru Esnasında İstenecek Belgeler: a) Lisans diploması veya mezuniyet geçici belgesinin aslı veya kurumca onaylı örneği (Öğrenim bilgileri elektronik başvuru formuna otomatik olarak yansımayan adaylardan), b) Orta Öğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans, pedagojik formasyon, ilköğretim sınıf öğretmenliği ya da İngilizce öğretmenliği için İngilizce Öğretmenliği Sertifikası programlarından birini tamamladığına ilişkin belge veya kurumca onaylı örneği, c) Yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olanlar bakımından, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca yükseköğreniminin ve pedagojik formasyon belgesinin yurt içindeki yükseköğretim kurumlarına veya programlarına denklik belgesi, ç) Felsefe bölümü mezunlarından; 16 kredi sosyoloji, 16 kredi psikoloji aldığına, sosyoloji bölümü mezunlarından ise 8 kredi mantık, 16 kredi felsefe, 16 kredi psikoloji aldığına dair belge (Bu belge pedagojik formasyon belgesi yerine kullanılamaz), d) Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulları ile Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulundan mezun olanlardan programa kayıt tarihini gösteren belge istenecektir (Mezuniyet belgesinde kayıt tarihi yazılı olanlardan ayrıca belge istenmeyecektir.), e) Kamu kurum ve kuruluşlarında hâlen aday ya da asıl Devlet memuru olarak çalışanlardan KPSSP10 sonucuna göre İlk Atama yoluyla başvuracaklardan Muvafakat Belgesi (EK-5/b), f) Açıktan ilk atama yoluyla atanacaklardan hizmet belgesi veya kurumca onaylı örneği, g) Açıktan atanmak üzere başvuruda bulunanlardan Bakanlıkça düzenlenmiş en son atama kararname örneği (Kararnamesi bulunmayan Okul Öncesi Öğretmenliği / Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenleri ile Sınıf Öğretmenleri için onaylı atama üst yazısı veya listenin ilgili sayfası istenecektir.), ğ) Kurumlar arası ilk atama yoluyla atanacaklardan hizmet belgesi veya kurumca onaylı örneği ile muvafakat belgesi (EK-5/b), h) Kurumlar arası yeniden atanmak üzere başvuruda bulunanlardan en son çalıştığı kurumdan alacağı hizmet belgesi veya kurumca onaylı örneği (Belge üzerinde görevden ayrılma nedeni açıkça belirtilecektir.) ile muvafakat belgesi (EK-5/b), ı) Açıktan atanmak üzere başvuruda bulunanlardan Bakanlıkça düzenlenmiş en son atama kararname örneği veya kurumca onaylı örneği, i) Bakaya kalanlardan "Kovuşturmaya yer olmadığına dair" mahkeme kararı, j) Adli sicil kaydı bulunanlardan Sabıka Sorgulama Belgesi ile buna ilişkin mahkeme kararı, Tüm atama çeşitlerine göre başvuru yapacaklar için sağlık, adli sicil, askerlik durumları ile Açıktan Atama ve Açıktan İlk Atama çeşidine göre başvuru yapacakların Sosyal Güvenlik Kurumundan (Devredilen Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur) emekli olmadığına ilişkin kişisel durumları elektronik başvuru formunda beyan edilecektir. 1- Öğretmenlik başvurularında istenen belgelerin ilgili kurumlardan elektronik ortamda alınarak elektronik başvuru sayfasına yansıtılması hâlinde buna ilişkin belgeler ayrıca istenmeyecektir. 2- Beyana dayalı bilgiler, teknik alt yapısı hazır olan ilgili kurum ve kuruluşlardan elektronik ortamda teyit edilir. Kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgeler ile adayın beyanı arasında çelişki olduğu tespit edilenlerin durumu değerlendirildikten sonra başvuruya engel hali olmadığına karar verilenlerin başvurusu kabul edilir. Gerekli şartları taşımadığı tespit edilenlerin başvurusu reddedilir, ataması yapılmış ise ataması iptal edilir. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  7. Sözleşmeli Öğretmenlerin Başvuruları ve Atamaları DOLUNAY Sözleşmeli Öğretmenlerin Başvuruları ve Atamaları 7.3. Sözleşmeli Öğretmenlerin Başvuruları Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarında hâlen sözleşmeli öğretmen olarak görev yapanlar, gerekli şartları taşımaları kaydıyla ilk atama kapsamında kadrolu öğretmenlik için başvuruda bulunabileceklerdir. Kadrolu öğretmenliğe atanamayanların bulundukları eğitim kurumundaki görevleri ve sözleşmeleri devam edecektir. Sözleşmeli öğretmenlerden kadrolu öğretmenliğe atananlar, atandıkları ilde göreve başlamak zorunda olduklarından görevli oldukları eğitim kurumlarının bağlı olduğu il/ilçe millî eğitim müdürlüğü ile yapılan sözleşmeleri feshedilecektir. 7.4. Tercihler Öğretmenlik için başvuruda bulunacaklar, Elektronik Başvuru Formu’na yansıtılacak olan eğitim kurumları arasından en fazla 25 (yirmi beş) eğitim kurumunu tercih edebileceklerdir. Tercihler, atama yapılacak eğitim kurumları arasından aynı ilden veya farklı illerden istenilen öncelikte seçilebilecektir. Tercih dışı seçenek olarak; a) "Tercihlerim dışındaki eğitim kurumlarına atanmak istemiyorum." b) "Tercihlerim dışındaki eğitim kurumlarına atanmak istiyorum." seçeneklerinden birinin tercih edilmesi zorunludur. Tercihlerine atanamayan adaylardan, tercih dışı seçenek olarak (a) seçeneğini tercih edenler, boş kalan eğitim kurumları için tekrar değerlendirmeye alınmayacaklardır. (b) seçeneğini tercih edenler, öğretmen kontenjanı verilen eğitim kurumları için bilgisayar kurasıyla atanmak üzere değerlendirmeye alınacaklardır. Bilişim Teknolojileri alanında; Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği, Matematik-Bilgisayar Bölümü, İstatistik ve Bilgisayar Bilimleri, Bilgisayar Teknolojisi Bölümü /Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri Bölümü ile Bilgi Teknolojileri mezunları Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumları dışındaki eğitim kurumlarını tercih edebileceklerdir. İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mezunu aday öğretmenler sadece ilköğretim okullarını tercih edebileceklerdir. Öğrenimleri birden fazla alana kaynak olanlar, bu alanlardan yalnızca birisi için başvuruda bulunabileceklerdir. Başvuru bürolarında yapılacak olan onay işleminden sonra (hatalı başvurular hariç) tercihlerde değişiklik yapılamayacağından, tercihlerin dikkatli yapılması gerekmektedir. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  8. Sodyum Bileşikleri Ve Özellikleri Hayat… Sodyum Bileşikleri Ve Özellikleri Sodyum bileşikleri yüzyıllardan beri insanlar tarafından kullanılmıştır ve sodyum, belki de, bilinen maddelerin en eskisidir. Eski metinlerde söze dilen sodyum karbonat 2000 yıl önce, o zamanın kimyacıları tarafından incelenmişti. İbraniler, sodyum karbonatın mikrop kırıcı özelliklerini bularak yara pansumanlarında, ateş “düşürmede” kullanmış ve bileşiğe, İbranici “köpüren” anlamına gelen neler adını vermişlerdi. Daha sonra, Yunanlılar sodyum karbonata natrium adını verdiler. Bu terim sodyum nitratlar içinde kullanılır. Sonra da bu iki tuz arasında bir ayrım yapıldı; natrium sözcüğü nitratlara saklandı, natron sözcüğü ise karbonatlara verildi. Simyacılar, bu son addan elementin simgesi olan Na’ yı türettiler. Araplar da sodyum karbonatı kullandılar ve bu tuz yönünden zengin olan kafi dedikleri deniz bitkilerinden (Salikorniya) sabun ve cam ürettiler. “Kali” adı “alkali metaller” (sodyum, potasyum, lityum, rubidyum ve sezyumu kapsayan elementler grubu) deyiminin kökeni oldu Ortaçağ’ da sodyum karbonata latince solida sözcüğünden türetilen “soda” adı verildi. Bu ad, tuzundan elemente aktarıldı; bundan da sodyum sözcüğü çıktı. 1790’da İngiliz kimyacısı Sir Humphry Davy, oksitini (Na2O) karbonla ısıtarak önce metal sodyumu elde etti. Sonra 1807’de, erimiş sodyum hidroksitten, elektroliz yoluyla elementi üretti. Sodyum, çok sayıda bileşikler üretmesine karşılık, güçlü tepkinliği nedeniyle, hiçbir zaman serbest halde bulunmaz. En iyi bilinen bileşiği sodyum klorür, denizlerde ve denizden uzak göllerde büyük oranlarda bulunur.Sözgelimi Utah’daki Büyük Tuz Gölü (Great Salt Lake) çok fazla tuz kapsadığında, yüzdürme yeteneği tatlı sudan çok daha yüksektir. Ticari önemi olan kaya tuzu yatakları çok eski göl ve denizlerin buharlaşması sonucu oluşmuştur. Denizlerde bulunan tuzların yüzde 30’u sodyum tuzlarıdır. Şili kıyılarındaki nitrat yatakları ve Asya ile Afrika’daki karbonat yatakları, bu önemli bileşiklerin verimli kaynaklarıdır. En önemli sodyum mineralleri: Kriyolit (Grönland’ da zengin kaynakları olan bir sodyum–alüminyum flüorür), boraks (sodyum tetraborat ) ve sodyum sülfattır (Na2SO4). Fizyolojik bakımdan, sodyum klorür yaşam için gereklidir; çünkü insan bedenindeki elektrolit dengesinin düzgünlüğünü sağlar. METAL SODYUMUN HAZIRLANMASI Sanayide elementsel sodyumun hazırlanması Davy’nin yönteminden çok farklı değildir:Erimiş sodyum hidroksitin elektirolizi. Buna benzer bir işlem, erimiş sodyum klorür ile yürütülür. Başlıca hazırlama yöntemi, sodyum hidroksitin elektrolizidir. Bileşiği erime noktasını düşürmek için sodyum hidroksite sodyum flüorür ve kalsiyum klorür katılır. Bu karışımla erime 600 C ’ ta oluşur ve erimiş kütle, grafit bir anot ile demir bir katotla elektrolizlenir. Erimiş sodyum, erimiş kütlenin üstünde yüzdüğünden, kolayca ayrılabilir.Çok katışıksız sodyum, metalin vakum içinde damıtılmasıyla elde edilir. KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ Sodyum gümüşsü bir metaldir; ama havada çok çabuk yükseltgendiğinden, bu haliyle çok seyrek görülür. Tepkinliği nedeniyle, havayla temas etmeyecek şekilde saklanmalıdır. (söz gelimi yağ altında). Yükseltilmiş sıcaklıklarda sodyum, morumsu bir gaz açığa çıkarır ve koyu sarı bir alevle yanar. Metal sodyum, su ile temas ettiği zaman çok büyük bir hızla tepkir ve suyu ayrıştırarak sodyum hidroksit ve hidrojen oluşturur: 2Na + 2Na2O ——- 2NaOH + H2 Alkolle de şiddetle tepkir ve sodyum alkolat ile hidrojen verir. 2Na + 2ROH ——– 2RONa + H2 Tüm tepkimelerde sodyum +1 değerliklidir. Bu 1A Grubu elementlerine özgü bir niteliktir.Metal sodyum, yaygın bir biçimde indirgen olarak kullanılır ve bu konuda çok etkilidir. Bu yüzden, tepkimenin şiddetini düşürmek için, çoğunlukla civa ile malgama yapılır.Bir çok organik bireşimde de, bu malgamadan yararlanılır. SODYUM PEROKSİT Bu güçlü yükseltgen (Na O ) sodyumun oksijen akımında ısıtılmasıyla hazırlanır.Bu bileşiğin kullanma alanlarından biri hidrojen peroksitin yapımıdır. Öte yandan, yükseltgen özellikleri nedeniyle, kumaşların ağartılmasında da kullanılmaya elverişlidir. Sodyum peroksit, karbon dioksiti soğurduğundan, havanın arıtılmasında da kullanılır. Arıtma tepkimesinin ürünlerinden biri de oksijendir: 2Na2O2 + 2CO2 ——- 2Na2CO3 + O2 Sodyum hidroksit (NaOH) sanayi açısından çok önemli bir bileşiktir. Sodyum klorür çözeltisinin elektroliziyle ya da sodyum karbonatın, kalsiyum hidroksitle işlem görmesi sonucu hazırlanır. Elektroliz tepkimesinde, üstüne sodyumun bir malgama olarak toplanacağı bir civa katot gereklidir. Sonra, bu malgama, arı suda ayrıştırılır.Sonuçta, derişme oranı yüzde 60 dolaylarında olan arı sodyum hidroksit elde edilir: NaHg4 + nHg + H2O ——- H2 + NaOH + (n+4) Hg Sodyum karbonat ile kalsiyum klorür arasındaki tepkime yalın bir ornatmadıır; ama elde edilen sodyum hidroksit pek katışıksız değildir: Na2CO3 + Ca (OH)2 ——– 2NaOH + CaCO3 Daha az çözünür olan kalsiyum karbonat çökelir ve suda kostik çözeltisi süzülür. Sodyum hidroksit beyaz, telsi görünümde yarı saydam bir katıdır; arı olmayan biçiminde, evlerde kullanılan kül suyu olarak bilinir.Havadaki suyu kolayca soğurarak sıvınır. Bu bileşik, suda kolayca çözünerek oldukça büyük bir oranda ısı açığa çıkarır.Sodyum hidroksit çözeltileri camı kolayca etkiler, ama gümüş, nikel ve demir, bu aşındırma özelliğine karşı koyar.İnsan derisiyle temas ettiğinde ciddi yanıklar oluşturan sodyum hidroksit, bu nedenle, en az sülfürik asit kadar tehlikeli olarak düşünülmelidir. Çözümleyici kimyada kullanılmasının yanı sıra, sodyum hidroksit, büyük oranlarda sabun yapımı ile kâğıt, kumaş ve boya yapımında da kullanılır. SODYUM KLORÜR Sodyum klorür (NaCI), bildiğimiz sofra tuzudur ve sodyum bileşiklerinden en iyi bilineni, en yaygın kullanılanıdır.Kaya tuzu yatakları halinde bulunuyorsa, öteki metallerin elde edildiği yolla çıkarılır ve doğrudan saf bileşik olarak kullanılabilir. Deniz suyundan tuzun özütlenmesi, iklime göre değişik yollarla yapılır.Soğuk ülkelerde tuz yüklü su, büyük tavalarda donmaya bırakılır.Tatlı su tuzlu sudan daha yüksek ısıda donduğundan, oluşan buz tabakası alınır. Geri kalan çözelti yeniden donmaya bırakılır. Böylece, tuz biraz daha derişir.En sonunda, derişik çözelti, özel kazanlarda buharlaştırılır. Daha sıcak iklimlerde, deniz suyu, güneş ısısını alan tavalarda ya da tuzlalarda buharlaşmaya bırakılır.Su buharlaştıkça, tuz daha çok derişir ve sıvı, daha az çözünür tuzlaların toplandığı başka havuzlara aktarılır. Sodyum klorür suda çok çözünür olduğundan, en son o çözünür ve son ürün çok arı bir madde olur. Sodyum klorürün çözünürlüğü sıcak ve soğuk suda hemen hemen aynıdır. Bu nedenle, yalnız derişme ile billurlaşır. Sodyum klorür billurları, kübik billur sisteminin üyesidir. Çoğunlukla saydam ile yarı saydam arası olmakla birlikte, kapsamlarındaki metal katışıkları nedeniyle, hafifçe renklide olabilirler. Herhangi bir sodyum bileşiği, sodyum klorürden hazırlanabilir. Bu nedenle, söz konusu tuz, sanayide en gerekli ham maddelerden biridir. Aynı zamanda, insanların beslenmesinde de temel maddelerden biridir ve besin maddeleri ile derilerin saklanmasında, sabun yapımında, cam yapımında ve bir çok başka maddede kullanılır. Sırlama ve mineleme sanatlarında da, sodyum klorürden yararlanılır. SODYUM SÜLFAT Bu bileşik (Na2SO4) İspanya, Sibirya, ve İtalya’ daki büyük yataklarda bulunur. Sodyum sülfat , laboratuarlarda iki tuz (sözgelimi magnezyum sülfat ve sodyum klorür gibi) arasında ki değiş-tokuş tepkimesi ile kolayca hazırlanır: MgSO4 + 2NaCI ——— Na2SO4 + MgCI2 Tıptaki kullanımının yanı sıra, bu bileşikten cam ve boya sanayilerinde de bir ham madde olarak yararlanılır. SODYUM SÜLFİT VE SODYUM BİSÜLFİT Sodyum sülfit (Na2SO3), yün ve ipekliler için zayıf bir ağartıcıdır. Fotoğrafçılıkta gümüş tuzlarını çözündürmede de kullanılır.Sodyum bisülfit (NaHSO3) boya yapımında,sepicilikte ve şarabı koruma da işe yarar. SODYUM KARBONAT Tüm alkali metal tuzları arasında sodyum karbonat (Na2CO3) sanayi açısından kuşkusuz en önemlisidir. Bu bileşik, belirli deniz bitkilerinde ve bazı kayalarda mineral halinde bulunur. Yatakları Afrika ve Asya’ dadır. Burada, karbonat çoğunlukla çift tuz halinde ki bikarbonatla birlikledir: Na2CO3 – NaHCO3 – 2H2O Sanayi düzeyinde sodyum karbonat, daha önceleri Le Blanc işlemiyle üretilirdi.Günümüzde, sanayide ki tüm karbonatlar, daha ucuz ve daha yalın olan Solvay işlemiyle üretilmektedir. Bu işlemde, doymuş sodyum klorür çözeltisi, önce amonyakla, daha sonra da karbon dioksitle işlem görür: NaCI + NH4HCO3 ——— NH4CI + NaHCO3 Bu tepkimenin ürünleri, sodyumun, karbonatın, karbondioksitin ve suyun açığa çıkarılması için ısıtılır: 2NaHCO3 ———- Na2CO3 + CO2 + H2O Serbest kalan karbon dioksit yeniden işlem görür ve bu kez amonyum bikarbonat açığa çıkarılır. Bu yolla üretilen sodyum karbonata, Solvay sodası denir ve bu bileşik, bir çok maddenin yapımında kullanılır; bunlar arasında sabun ve cam da sayılabilir. Bilinen sodyum tuzlarının bir başkası da, ahçının pasta mayası olan bikarbonattır. Çok arı olduğu zaman, bikarbonat tıpta, fazla mide asitini yansızlaştırmakta kullanılır; midenin hidroklorik asitiyle zayıf bir baz olarak tepkir: NaHCO3 + HCI ———- NaCI + H2O + CO2 Suyla sodyum karbonattan yapılmış bir hamur, ikinci dereceden yanıkların ilk tedavisinde kullanılır. Karbonat iyonları kalsiyum ve magnezyum iyonlarını çökelttiğinden, sodyum bikarbonat, çoğunlukla suyu yumuşatmada da kullanılır. Sodyum karbonatlar bir çok maden suyunun bileşenlerindendir ve natron göllerinin ana tuz bileşenleri arasındadır. Aşağı Mısır,İran ve Çin’de tozlaşma, Meksika,Kolombiya Venezüella’da trona halinde bulunur. Bazı durumlarda sülfatla ve klorürle birleşmiş büyük karbonat yatakları, Kaliforniya, Nevada ve Wyoming’dedir. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  9. Bakır Ve Bakırın Vücuttaki Fonksiyonları Hayat… Bakır Ve Bakırın Vücuttaki Fonksiyonları BAKIR (CU) Önemli bir eser element olan bakır, insan vücudunda yaklaşık 100-150 gr kadar bulunur. Bunun %10’ u karaciğer ve beyinde, geri kalanı ise kanda toplanmaktadır. Bakır, kanda hem plazmaya hem de alyuvarlara dağılmıştır. Demir ile beraber kandaki hemoglobinleri meydana getirirler. Bakır ayrıca birçok enzimin fonksiyonunu ve kalp çalışmasını da düzenler. Bakırın Vücuttaki Fonksiyonları Karaciğerde depolanan bakır, vücut dokusunun yeniden oluşması için gerekli enzimlerin yapımında oldukça önemli bir rol oynar. Hemoglobine bağlı demirin korunması ve vücuttaki C vitamininin kullanılabilmesi için gereklidir. Ayrıca bakır, beyin sinirleri ve bağ dokusu için de oldukça önemlidir. Kan için gereken hemoglobin yapımına etkisinin yanında başka işlevleri de vardır. Bunun da çoğu karaciğer ve beyindedir. Yeni doğmuş bir bebeğin karaciğerinde çok yoğun olarak bulunurken 10 yaşına geldiğinde erişkinlerle aynı orana ulaşmaktadır. Bakır, vücut tarafından zor absorbe edilen bir maddedir. Besinlerdeki bakırın ancak %5’ i vücut tarafından emilir. Vücutta çok az bulunmasına karşın oldukça önemli görevlere sahiptir. Hücre solunumu ve enerji salınımı işlevlerini gerçekleştiren sitokrom sisteminin bir parçasıdır. Oksijensiz serbest radikal metabolizmasında anti enflamatuvar etki denilen dokuların şişme ve kızarmasını giderici etki gösterir. Dokuların iyileşmesinde ve kemik yapısının sağlamlığında oldukça etkilidir. C Vitamini ile birlikte özellikle kemik ve bağ dokusunda kollojen yapımını sağlar. Tiroid Hormonlarından T3’ ün T4 haline dönüşümünü gerçekleştirir. Başta SOD olmak üzere bir çok enzim için önemli rol oynar, ayrıca tirozinin saça ve deriye renk veren melanine dönüşümünü sağlar. İyi bir iletken olan bakır, bu özelliği ile elektrik akımına dayalı olan sinirlerdeki aktivitelerin gerçekleştirilmesine katkıda bulunur. Histaminaz enzimine olan etkisi ile alerjik olaylarda rol alan histaminin kan düzeylerini ayarlamasına katkıda bulunur. Ayrıca vücuda bakır beslemesi yapılması sonucu kırık kemiklerin kaynamasının hızlandığı bilinmektedir. Bakır Eksikliği Bakır eksikliği kendini kansızlık ve kemik yapısında bozukluklarla gösterir. Bakır yetersizliğinin erken bulgularından bir tanesi de osteoporozdur. Sık olarak demir eksikliği ile beraber görülen bakır eksikliği halsizlik, solunum ve ödem yaratabilir. Büyümede yavaşlama, saç dökülmesi, iştahsızlık, ishal, cilt sorunları meydana gelir, ve dokuların kendini tamir etmesi gecikir. Azalan kandaki alyuvar aktivitesine bağlı olarak dokuların oksijenlenme bozuklukları ortaya çıkar. Kemik yapısı etkilenir, sinirlerdeki iletiler yavaşlar. Tiroid hormonlarının azalması sonucu hipotirodik yakınmalar, kolesterol artışı, kalpte çarpıntı gibi sorunlar ortaya çıkar. Farklı kan hücrelerinin ve sistemlerin bakır eksikliğinden etkilenmesi sonucu savunma sistemi zarar görür. Bu da enfeksiyonlara eğilime ve yakalanılan enfeksiyonların ağır seyretmesine yol açar. Ayrıca bakır metabolizmasının bozukluğuna neden olan genetik “Wilson Hastalığı” görülebilir. Bu hastalıkta serum ve saçlarda bakır düzeyi düşerken karaciğer ve beyinde bakır depolanmaktadır. Nadir görülen Menke Hastalığında ise küçük çocuklarda barsaklardan emilimin bozulması ile bakır barsak duvarında birikmektedir. Her iki hastalık da tedavi edilmediği takdirde ölümcül olabilmektedir. Bakırın Fazla Alınması Bakırın fazlalığından kaynaklanan sorunlar eksikliğine oranla daha sık ortaya çıkmakta, özellikle düşük çinko düzeyleri ile birlikte görülmektedir. Anksiete, depresyon, hafıza zayıflığı, konsantrasyon bozukluğu, iştahsızlık, şizofreni, sara, otizm gibi rahatsızlıklar, kadınlarda hamilelik pre-eklampisi ve doğum sonrası psikozu, eklem, adale ağrıları, yaşlılık sorunları, kekemelik ve çocuklarda hiperaktivite bakır fazlalığı ile beraber görülmektedir. Ayrıca hafif düzeydeki bakır fazlalığı belirtileri olan kişiler yanlışlıkla hastalık hastası veya nörötik kişiler olarak kabul edilebilir. Huzursuzluk, halsizlik, adale, eklem ve baş ağrılarının sebebi açıklanamadığında bakır fazlalığını düşünmek gerekir. Bakırın Özellikle Kullanılması Gereken Durumlar Sağlıklı kişilerde diğer besinlerle beraber dengeli bir şekilde alınmalıdır. Özellikle Wilson ve Menke sendromlarında ve romatoid artrit ile osteoartrit gibi iltihaplı hastalıklarda kullanılması önerilmektedir. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  10. Ozon Tabakasının Oluşumu Hayat… Ozon Tabakasının Oluşumu Yaşam ortaya çıkmadan önce, karbon dioksit, nitrojen ve diğer ağır gazlar, Dünya’nın manto tabakası ve yer kabuğu tarafından ortama bırakılıyordu. Bu gazlar dünyanın yerçekimi kuvveti sayesinde tutuldu ve zaman içinde bir atmosfer meydana geldi.Yerçekimi, metan (CH4), karbon dioksit (CO2), amonyak (NH3), hidrojen (H2), azot (N2), ve su buharının (H2O) bu şekilde atmosferde birikmesine neden oldu. Zaman içinde Dünya, su buharının yoğunlaşıp sıvı hale gelmesine olanak sağlayacak kadar soğudu. Bu durum beraberinde yağmurları ve kuvvetli kasırgaları getirdi. Sürekli yağan yağmur denizlerin oluşmasını sağladı. Şiddetli kasırgalar sırasında oluşan elektrik dünyanın yüzeyini etkiledi. Bu sırada atmosferde serbest halde hiç oksijen yoktu çünkü oksijen hidrojenle birleşip suyu, yer kabuğundaki başka elementlerle de birleşip demir oksitleri, silikatları, karbon dioksiti ve karbon monoksiti oluşturuyordu. Yaklaşık 2 milyar yıldan fazla bir süre boyunca oksijenin tamamı başka elementlere bağlanmış halde bulunuyordu. İlk canlılar, atmosferde serbest oksijen bulunmadığı için anaerobik yani oksijensiz solunum yapan canlılardı. (Canlıların ortaya çıkışlarıyla ilgili daha ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz “Dünya üzerinde yaşam nasıl başladı?” sorusunun cevabına göz atabilirsiniz.) Anaerobik solunumda sonra fotosentez evrimi gerçekleşti, yani fotosentez yapabilen canlılar ortaya çıktı. Bu canlılar su ve karbon dioksiti kullanarak glikoz ve oksijen üretmeye başladılar. Serbest oksijen böylece atmosferin stratosfer adı verilen tabakasında birikmeye başladı. Morötesi ışınlar, bu tabakadaki oksijen moleküllerine (O2) çarparak bu moleküllerin iki oksijen atomuna (O + O) bölünmesi sebep oldu. Bu oksijen atomları da oksijen molekülleriyle birleşerek ozonu oluşturdular. (O + O2 › O3). Ozon tabakası bu şekilde oluştu. Ayrıca bu tepkimeler günümüzde de aynı şekilde oluşmakta. Ozon tabakasının üstünde yeterince oksijen bulunmadığı için tabakanın kalınlığı sınırlı. Daha alt tabakalara da morötesi ışınlar ulaşamıyor. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  11. Yer çekimi kuvvetinin önemi nedir? Kara Gözlü Yer çekimi kuvvetinin önemi nedir? Yer çekimi kuvvetinin önemi Yer çekimi kuvvetinin özellikleri Yer çekimi kuvvetinin önemi nedir? Hepimize anlatılan bir hikaye vardır. Newton’un yer çekimini nasıl bulduğuna dair.Bakalım yer çekimi neymiş? Nasıl ortaya çıkmış? ve önemi neymiş? Cisimleri Dünya’nın merkezine doğru çeken kuvvet. Yer çekimi kuvveti, Ay’ı Dünya çevresinde yörüngede tutar ve Ay’ın yörüngeden kurtularak uzayda uzaklaşmasını önler. Bir cisme etki eden yer çekimi kuvvetine o cismin ağırlığı denir. Hız verilmeden yüksekten bırakılan cisimler, ağırlıkları nedeniyle yere doğru hareket ederler. Bu harekete serbest düşme denir. Cisimleri harekete geçirebilmek için kuvvet uygulamak gerekir. Ancak serbest bırakılan bir cisme kuvvet uygulandığı zaman bile cisim düşmeye devam eder. Bunun nedeni yer çekimi kuvvetidir. Serbest düşen cisimler, Newton’un İkinci Hareket Yasası’na göre ivme kazanır. Buna yer çekimi ivmesi denir. Serbest düşen cisimler yer çekimi ivmesinin etkisiyle düzgün hızlanarak yere düşer. Yer çekimi kuvveti sabit olduğu için yer çekimi ivmesi de sabittir; yani düşen bir cismin hızının artış hızı, hep aynı kalır ve cisim düştüğü sürece her geçen saniyede hızı aynı miktarda artar. Ağırlık, Newton’un genel çekim yasasına göre çekim kuvvetleri sonucu oluşan bir büyüklüktür. Yeryüzünde yerin merkezinden uzaklaştıkça cisimlerin ağırlığı azalır. Bir cismin ağırlığı (G) o cismin kütlesi (m) ile bulunduğu yerin çekim ivmesi (g) çarpılarak hesaplanır. Bir cismin ağırlığı, bulunduğu yere göre değişir. Ay’ın kütlesi ve yarıçapı Dünya’ya göre daha küçüktür. Bu yüzden bir cismin Ay’daki ağırlığı Dünya’daki ağırlığının yaklaşık 1/6’sı kadardır. Bir cismin kütlesi de madde miktarının bir ölçüsüdür ve ayırt edici bir özelliktir. Hiç değişmez. Dünya’dan Ay’a doğru gidildikçe Dünya’nın çekim kuvveti azalır ve Ay’ın çekim kuvveti artar. Bu iki çekim kuvvetinin eşit olduğu yerde cismin kütlesi değişmediği hâlde ağırlığı sıfır olur. Yer çekimi kuvvetinin, cismin kütlesine ve cismin yerin merkezine olan uzaklığına bağlıdır. Cismin kütlesi arttıkça cismin üzerindeki yerin çekim kuvveti de artar. Kütleler arasındaki çekim kuvvetiyle ilgili olarak Newton, günümüzde de geçerli olan Genel Çekim Yasası’nı bulmuştur. Bu yasaya göre, herhangi iki cisim birbirini, kütleleri çarpımıyla doğru orantılı, kütle merkezlerini birleştiren uzaklığın karesiyle ters orantılı bir kuvvetle çeker. F : Kütle çekim kuvveti m1 : Birinci cismin kütlesi m2 : İkinci cismin kütlesi G : Evrensel çekim sabiti d : Kütle merkezleri arasındaki uzaklık weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  12. Böbreklerin Yapısı, Çalışması ve Özellikleri Hayat… BÖBREKLERİN YAPISI, ÇALIŞMASI VE ÖZELLİKLERİ Böbreklerimiz iki tane olup, her biri fasulye tanesi şeklinde, koyu kırmızı renkli organlardır Böbreklerimiz, karın boşluğunun arka tarafında, bel hizasında, omurganın iki yanında yer alır Böbreklerin üst kısımlarında hormon salgılayan böbrek üstü bezleri bulunur Ayrıca böbreklerin etrafı yağ tabakasıyla kaplıdır Bu tabaka, böbrekleri çeşitli sebeplerle olabilecek zedelenmelerden korur Böbreklerin birbirine bakan kısımları çukur olup, bu kısımlara göbek denir Aorttan ayrılarak, süzülecek kanı böbreğe getiren böbrek atardamarı göbeğe girer; böbrekten kan götüren böbrek toplardamarı ve idrar kanalı göbekten çıkar —u Böbrek atardamarı……… Oksijeni bol, taşıdığı kanda zehirli atıklar fazla —u Böbrek toplardamarı………Karbondioksiti bol, taşıdığı kan zararlı maddelerden arındırılmış Bir böbrekten boyuna kesit alındığında şu kısımlar görülür: 1- Zar: Böbreğin en dışında yer alan saydam, ince ve dayanıklı bir yapıdır 2-Kabuk Bölgesi (Korteks): Zar kılıfın hemen altında yer alan, toplu iğne başı görünümündeki kırmızı renkli taneciklerden oluşmuş kısımdır Bu taneciklere malpighi tanecikleri (nefron) denir Nefronlar, kanın süzülmesi görevini yapan birimlerdir Her böbreğimizde yaklaşık 1 milyon kadar nefron vardır Bir nefronun yapısı üç kısımdan oluşur: I- Glomerül: Kılcal damarların oluşturduğu yumaktır II-Bowman Kapsülü: Kılcal damar yumağının ( glomerül’ün ) çevresini saran zarsı yapıdır III- Boşaltım Kanalcıkları: Bowman kapsülünün devamıdır Kanalcıklar kıvrımlı olup, yer yer ‘U’ görünümü alırlar(U kısım kabuk bölgesinde değildir, öz bölgesine sarkmıştır) Boşaltım kanalcıkları, böbreğin ortasına açılan toplama kanallarına uzanırlar 3- Öz (Medulla) Bölgesi: Öz bölgesinde taban kısmı kabuk bölgesine, tepe kısmı havuzcuğa bakan, piramit şeklinde yapılar vardır Bunlara malpighi piramitleri denir Bu piramitler idrar toplama kanallarından oluşur Ayrıca boşaltım kanalcıklarının U kısmı da öz bölgesindedir Öz bölgesi süzülen sıvıdaki faydalı maddelerin geri emildiği yerdir 4- Havuzcuk (Pelvis )Bölgesi: En içte yer alır, sağlam bağ dokudan yapılmıştır İdrar toplama kanalları havuzcuğa açılır Oluşan idrar, havuzcukta toplanır ve idrar kanalı aracılığıyla idrar kesesine iletilir weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  13. yusuf

    Ten Ve Dokunma Duyusu

    Deri ve Dokunma Duyusu Hayat… Deri ve Dokunma Duyusu İnsanlarda dokunma, basınç, sıcaklık ve ağrı gibi mekanik duyuları algılayan reseptörler bulunur Mekanik reseptörlerin en önemlisi basınç duyusunu alan Pacini cisimciğidir Pacini cisimciği deri altına ve iç organların duvarlarına yerleşmiştir Basınç değişmelerini algılamamızı sağlar Dokunma duyusunu alan reseptörler Meissner cisimciği ve Ruffini cisimciğidir Bunlar parmak uçları ve dudaklarda yoğun olarak bulunur, cismin niteliğini algılamamızı sağlar Deride dermis tabakasında bulunan Ruffini cisimciği ise sıcak duyusunu almamızı sağlar Bu reseptörler çabuk yorulur Deride bulunan kıl kökü reseptörleri de bir çeşit dokunma reseptörleridir Hafif bir dokunma duyusunun kuvvetlendirilmesini sağlar Serbest sinir uçları, en az özelleşmiş resep¬törlerdir Derinin her tarafında ve diğer dokularda da bulunur ve ağrı duyusunu alırlar Dokunma duyusunun organı olan derinin yukarıda sayılan duyu işlevleri dışındaki başlıca görevleri şöyledir: 1 Vücuda şekil ve bütünlük kazandırmada etkilidir weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  14. yusuf

    Hava Olan Yere Su Girmez

    Hava Olan Yere Su Girmez Kara Gözlü Hava Olan Yere Su Girmez Deneyin amacı: Dereceli silindire hapsedilen havanın yerine suyun girmediğini görmek. Kullanılan araç ve gereçler: 1.beherglas 2.dereceli silindir 3.mantar tıpa 4.su Deney düzeneği: [IMG]http://www.cocukpinari.com/images/stories/hava_su.jpgdolunay Deneyin yapılışı: 1.Beherglasa yarıdan biraz fazla su doldurunuz. 2.Su üzerine mantar tıpayı bırakınız. 3.Dereceli silindiri ağız kısmı aşağıya gelecek şekilde ve mantarı içinde kapsayacak şekilde suya dik olarak daldırınız. 4.Dereceli silindiri beherglas içinde aşağıya doğru batırırken mantarın durumunu gözleyiniz. Deneyin sonucu: Dereceli silindiri suya daldırdığınızda, mantarın dereceli silindir üzerinde yükselmediğini görürsünüz. Bu olay, dereceli silindir içindeki havanın, suyun girmesine engel olduğunu gösterir. Teorik Bilgi: Dereceli silindiri ters çevirip su içine dik olarak batırdığımızda dereceli silindirdeki havanın basıncı suyun yaptığı basınçtan fazla olduğu için dereceli silindir içine su dolmaz. Çünkü hava bir yer kaplar ve aynı anda onun yerini diğer bir madde (su) dolduramaz. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  15. Havanın Ağırlığı Var mıdır? Kara Gözlü Havanın Ağırlığı Var mıdır? Deneyin Amacı: Havanın bir yer kapladığını ve ağırlığını deneyle görmek. Hazırlık Sorusu: Birbirinin aynı iki balondan birini şişirip diğerini şişirmeden ikisini de iki elinizde ayrı ayrı tutunuz. Hangisi daha ağırdır? Tartışınız. Kullanılan Araç ve Gereçler: 1-Birbirinin aynı iki balon. 2-Aynı ipten 10’ar cm’lik parça. 3-Hidrostatik terazi ve tartı (mg’lık) takımı Deney Düzeneği: [IMG]http://www.cocukpinari.com/images/stories/bilimt/hava_balon.jpgdolunay Deneyin Yapılışı: 1-Teraziyi denge konumuna getirin. 2-Balonun birini bir miktar şişirip ip parçasıyla bağlayın. 3-Diğer şişmemiş balon ve ip parçasını teraziyi kullanarak tartın, not edin. 4-Şişirdiğiniz balonu diğer iple bağlayarak tartın ve not edin. 5-İki tartım sonucunu karşılaştırınız. Deney Sonucu: Şişirilmiş balonla diğer balon arasındaki tartım farkı balon içine doldurmuş olduğumuz havanın ağırlığıdır. Balon içine üflediğiniz hava arttıkça balonun ağırlığı artacaktır. Teorik Bilgi: Gazlarda sıvı ve katılar gibi bir yer kaplar. Maddelerin kapladıkları bu yere hacim denir. Gazların hacmi bulunduğu kabın şeklini alır. Kabı dolduran madde miktarına kütle denir. Bu kütleye etki eden yerçekimi kuvvetine ağırlık denir. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  16. Salyangoz Kabuğundan Minicik Ev Yapımı, Saylangoz kabugundan ev süper Rosalinda Salyangoz Kabuğundan Minicik Ev, Saylangoz kabugundan ev süper… [IMG]http://img121.imageshack.us/img121/2885/img0740c.jpgdolunay [IMG]http://img6.imageshack.us/img6/4363/img0747bsn.jpgdolunay [IMG]http://img503.imageshack.us/img503/8849/img0752q.jpgdolunay [IMG]http://img6.imageshack.us/img6/8296/img0755at.jpgdolunay [IMG]http://img269.imageshack.us/img269/3801/img0762lz.jpgdolunay [IMG]http://img695.imageshack.us/img695/2681/img0756d.jpgdolunay [IMG]http://img36.imageshack.us/img36/2020/img0749yw.jpgdolunay [IMG]http://img695.imageshack.us/img695/4531/img0757d.jpgdolunay [IMG]http://img41.imageshack.us/img41/7918/img0763qt.jpgdolunay [IMG]http://img19.imageshack.us/img19/9866/img0759pys.jpgdolunay [IMG]http://img682.imageshack.us/img682/6315/img0767r.jpgdolunay [IMG]http://img194.imageshack.us/img194/2351/img0770fs.jpgdolunay [IMG]http://img194.imageshack.us/img194/3058/img0771sh.jpgdolunay [IMG]http://img706.imageshack.us/img706/4031/img0777bas.jpgdolunay [IMG]http://img163.imageshack.us/img163/8264/img0785g.jpgdolunay [IMG]http://img269.imageshack.us/img269/8315/img0792jyd.jpgdolunay weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  17. Türkiyedeki Enerji Kaynakları Ve Yerleri Nerededir,Türkiyedeki Enerji Kaynakları Ve Yerleri Nasıldır Kara Gözlü Türkiyedeki Enerji Kaynakları Ve Yerleri Türkiyedeki Enerji Kaynakları Ve Yerleri Nerededir Türkiyedeki Enerji Kaynakları Ve Yerleri Nasıldır Taşkömürü Birinci jeolojik zamanda oluşmuş organik tortul kayaçlardandır. Ülkemiz ise, genelde üçüncü zamanda karalaştığından dolayı, taşkömürü yatakları bakımından fazla zengin sayılmaz. Türkiye’de Zonguldak, Amasra, Ereğli arasındaki sahada çıkarılır. Demir – çelik sanayiinde enerji kaynağı olarak tüketildiğinden, Karabük ve Ereğli demir – çelik fabrikaları buraya kurulmuştur. Linyit Türkiye genelde üçüncü jeolojik devirde oluştuğundan linyit en zengin enerji kaynaklarımızdan biridir. Bütün bölgelerde linyit rezervi bulunmaktadır. Taşkömürüne göre kalorisi daha azdır. Ancak yaygın olduğundan enerji ihtiyacımızın en önemli kısmını karşılamaktadır. Linyit yatakları Afşin, Elbistan (K. Maraş), Tavşanlı, Seyitömer (Kütahya), Soma (Manisa), Yatağan (Muğla), Saray (Tekirdağ), Aşkale (Erzurum), Aydın, Amasya ve Yozgat çevresinde bulunmaktadır. Linyitten elektrik enerjisi elde eden termik santrallerimiz, Soma, Tunçbilek, Seyitömer, Afşin – Elbistan, Yatağan ve Orhaneli termik santralleridir. Petrol Günümüzün en önemli enerji kaynaklarından biri petroldür. Petrol ulaşım araçlarında yakıt olarak ve plastik, gübre, boya gibi çok değişik sanayilerde kullanılır. Türkiye’deki petrol yatakları fazla zengin sayılmaz. İhtiyacımızın % 90nına yakınını ithal etmekteyiz. Petrol yataklarımızın % 98i G. Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunur. Petrol, Raman, Garzan, Kurtalan, Adıyaman ve Mardin çevresinde çıkarılmaktadır. Ülkemizde çıkarılan ve ithal edilen petrol, Orta Anadolu (Kırıkkale), Aliağa (İzmir), Ataş (Mersin), İpraş (İzmit) ve Batman rafinerilerinde işlenmektedir. Doğal gaz Ülkemiz, doğal gaz yatakları bakımından zengin değildir. Şu anda sadece Trakya’da Hamitabat ve Güneydoğu Anadolu’da Mardin – Çamurlu sahasında üretim yapılmaktadır. Hamitabat’tan çıkarılan doğal gazdan aynı yerde elektrik enerjisi üretilir. Doğalgaz ihtiyacımızın önemli bir kısmı, Rusya Federasyonu ve Cezayir’den ithal edilmektedir. Su Gücü (Hidroelektrik enerjisi) Barajlardaki suyun, elektrik üreten santralleri çalıştırması ile oluşan enerjiye hidroelektrik enerjisi denir. Türkiye’de elektrik ihtiyacının % 40 lık kısmı hidroelektrik santrallerden elde edilmektedir. Keban, Karakaya, Atatürk, Hirfanlı, Seyhan, Kemer ve Demirköprü gibi birçok baraj elektrik ihtiyacımızı karşılamaktadır. Dışarıya akıntısı olan bazı göllerimiz, tabii baraj özelliğindedir. GÜNEŞ ENERJİSİ Türkiye’nin ekvatora yakın, güneşli gün sayısının fazla olması güneş enerjisi potansiyelini artırmaktadır.Son dönemlerde kullanımı artmıştır.seraların ısıtılmasında ve evlere sıcak su sağlanmasında kullanılmaktadır. Özellikle Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi güneş enerjisi için en uygun bölgelerdir. Türkiye’de güneş enerjisinde yararlanma imkanının en az olduğu bölge Karadeniz’dir. Nedeni Bulutlu gün sayısının fazla olmasıdır. SU GÜCÜ Barajlardaki suyun elektrik üreten jeneratörleri çalıştırması ile oluşan enerjiye Hidroelektrik enerji denir. Ülkemizdeki akarsu vadilerinin dar ve derin olması hem baraj yapımını kolaylaştırmış hem de hidroelektrik potansiyeli artırmıştır. Petrol,doğalgaz ve taşkömürü yatakları bakımından zengin olmayan ülkemiz açısından su gücü büyük önem taşımaktadır. Su gücünün tükenmeyen ve ucuz bir kaynak olması Türkiye’nin gelecekte bu enerjiden büyük ölçüde kaçınılmaz hale getirecektir. Hidroelektrik potansiyelin en fazla olduğu yer Doğu Anadolu, en az olduğu yer Marmara Bölgesidir. RÜZGAR GÜCÜ Rüzgarın hareket ettirici gücünün onda birinden yararlanılabilse bile çok büyük bir miktarda enerji elde edilebilir. Ancak rüzgar enerjisinden yararlanmak güçtür.bu enerjiyi kullanmaya uygun alanlar rüzgarların sürekli estiği yerler olmalıdır. Rüzgarın sürekli ve güçlü olduğu alanlarda, rüzgardan yararlanarak elektrik enerjisi elde edilebilir. Özellikle Çanakkale boğazı ve Kuzey Ege kıyılarında bu potansiyel daha fazladır. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  18. Türkiyedeki ırmaklar,Türkiyedeki ırmak isimleri Kara Gözlü Türkiyedeki ırmak isimleri Türkiyedeki ırmaklar Türkiyedeki ırmak isimleri Marmara Denizi’ne Anadolu’dan dökülenler * Simav Çayı (Susurluk) * Gönen Çayı Ege Denizi’ne Trakya’dan dökülenler * Meriç * Ergene Anadolu’dan Ege Denizi’ne dökülenler * Bakırçay * Gediz * Büyük Menderes * Küçük Menderes Akdeniz’e dökülenler -Aksu -Asi -Ceyhan -Dalaman Çayı -Göksu * Manavgat Çayı * Seyhan * ada çayı * Çoruh * Sakarya * Yeşilırmak * Kızılırmak * Filyos Basra Körfezi’ne dökülenler * Fırat * Dicle * Umut Hazar Denizi’ne dökülenler * Kura * Aras Göllere Dökülenler Ümit weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  19. Türkiyedeki Fay Hatları Haritası Nasıl,Türkiyedeki Fay Hatları Nerede Kara Gözlü Türkiyedeki Fay Hatları Haritası Türkiyedeki Fay Hatları Haritası Türkiyedeki Fay Hatları Haritası Nasıl Türkiyedeki Fay Hatları Nerede [IMG]http://img834.imageshack.us/img834/3426/********.pngdolunay [IMG]http://img688.imageshack.us/img688/6348/********.jpgdolunay weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  20. Hangi Cisimlere Kendini Aydınlatan Cisimler Denir? NotuiteSane Hangi Cisimlere Kendini Aydınlatan Cisimler Denir? Kendini aydınlatan cisimler Hangi Cisimlere Kendini Aydınlatan Cisimler Denir? Hangi cisimler kendini aydınlatır.. başka bir kaynaktan ışık almazlar? Çevremizdeki bazı varlıklar ortamda bulunan ışık kaynakları sayesinde ışık kaynağı gibi görünürler. Böyle cisimlere kendini aydınlatan cisimler denir. Ay, gezegenler ve trafik levhaları kendini aydınlatan cisimlere örnek verilebilir. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  21. Türkiyedeki iklimler ,Türkiyedeki iklim çeşitleri ve özellikleri NotuiteSane Türkiyedeki iklim çeşitleri ve özellikleri Türkiyedeki iklimler Türkiyedeki iklim çeşitleri Türkiyedeki iklimler ve özellkleri Türkiyede görülen iklimleri ve özelliklerini aşağıdaki gibi açıklayabiliriz 1)KARADENİZ İKLİMİ: Bu iklim asıl olarak Kuzey Anadolu Dağlarının Karadeniz’e bakan yamaçlarında görülür. Genel özellikleri şunlardır: Her mevsim yağışlıdır.Doğu Karadeniz Bölümünde maksimum yağış sonbaharda, minimum yağış ilkbaharda düşer. Yıllık yağış miktarı 2000-2500 mm’dir.Batı Karadeniz Bölümünde maksimum yağış sonbaharda, minimum yağış ilkbaharda düşer. Yıllık yağış miktarı 1000-1500 mm’dir.Orta Karadeniz Bölümünde ise maksimum yağış kışın, minimum yağış yazın düşer. Yıllık yağış miktarı 700-1000 mm’dir.Karadeniz ikliminin görüldüğü alanlarda kar yağışlı günlerin ortalaması 18 gündür. Yıllık ortalama sıcaklık 13-15°C’dir. Ocak ayı ortalama sıcaklığı 6-7°C’dir. Temmuz ayı ortalama sıcaklığı 21-23°C’dir. Yıllık sıcaklık farkı 13-15°C’dir. Doğal bitki örtüsü ormandır.Yüksek alanlarda Alpin çayırlar görülür. 2)AKDENİZ İKLİMİ: Bu iklim tipi ülkemizde en belirgin olarak Akdeniz kıyılarında görülmekle birlikte, Ege ve Marmara Bölgelerinde de etkili olmaktadır. Genel özellikleri şunlardır: Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır. Maksimum yağış kışın, minimum yağış yazın düşer. Yaz ve kış yağışları arasındaki fark oldukça fazladır. Yıllık yağış ortalaması, 600-1000 mm arasındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması 18-20°C’dir. Ocak ayı ortalaması 8-10°C’dir. Temmuz ayı ortalaması 28-30°C’dir. Yıllık sıcaklık farkı 15-18°C’dir. Ege Bölgesinde dağların kıyıya dik uzanması, Akdeniz İkliminin iç kesimlere ulaşmasına olanak sağlamıştır. Marmara Bölgesinde görülen Akdeniz İkliminde, yazlar Akdeniz kıyılarına göre daha serin, kışlar ise daha soğuk ve karlıdır. Akdeniz İkliminin karekteristik bitki örtüsü zeytin, defne, mersin, kekik gibi bitkilerden oluşan makilerdir. 3)KARASAL İKLİM: Ülkemizde Karasal İklim, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ile İç Batı Anadolu Bölümünde görülür.Genel özellikleri şunlardır: Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. İç Anadolu Bölgesinde maksimum yağış ilkbaharda, minimum yağış yazın düşer. İç Anadolu da ortalama yağış 300-400 mm’dir. İç Anadolu’nun kış sıcaklık ortalaması, 1-2°C, yaz sıcaklık ortalaması, 22-23°C, yıllık sıcaklık ortalaması ise, 10-12°C’dir. Ege Bölgesinin İç batı Anadolu Bölümünde de yağışlar kıyı kesimine göre azdır. Doğu Anadolu Bölgesinin kuzeydoğu kesiminde yıllık sıcaklık ortalaması, 4-6°C’dir. Kuzeydoğu Anadolu’da kış sıcaklık ortalaması, -7, -10°C, yaz sıcaklık ortalaması, 17-19°C’dir. Yıllık yağış miktarı, 500-600 mm’dir. Güneydoğu Anadolu’da ise ortalama yağış, 400-700 mm’dir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kış mevsimi pek donlu geçmemekle beraber, yaz mevsiminde şiddetli kuru sıcaklar egemendir. Güneydoğu Anadolu’da yıllık ortalama sıcaklık, 15-16°C, kış sıcaklığı, 3-4°C, yaz sıcaklığı ise, 30-35°C’dir. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  22. Türkiyedeki havaalanları haritası NotuiteSane Türkiyedeki havaalanları haritası türkiyedeki havaalanları,türkiyedeki havayolları haritası, Türkiye’deki havaalanları harita, [IMG]http://img822.imageshack.us/img822/7097/havaalanlariharitasi.gifdolunay Türkiye’deki havaalanları listesi için [URL="http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_havaalanlar%C4%B1_listesi"]Tıklayınız..[/URL] weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  23. Türkiyedeki gümrük kapıları haritası NotuiteSane Türkiyedeki gümrük kapıları haritası türkiyedeki gümrük kapıları,türkiyedeki gümrük bölgeleri,türkiyedeki gümrük kapıları haritası,Türkiyenin gümrük kapıları Haritayı yakından incelemek ve indirmek için [URL="http://img594.imageshack.us/img594/8407/turkiyegumrukharitasi.jpg"]TIKLAYINIZ[/URL] weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  24. Türkiyedeki göller ve oluşumları özellikleri, Göllerin oluşum özellikleri Kara Gözlü türkiyedeki göller ve oluşumları özellikleri Göllerin oluşumları Göllerin oluşum özellikleri Türkiyedeki göller ve oluşumları 1. Yerli Kaya Gölleri a. Tektonik Göller: Yer kabuğunun çökmesi veya kırılması neticesinde meydana gelen çukurluklara suların dolmasıyla oluşurlar. Dünya’nın en derin gölü olan Baykal Gölü (1741 m), Lût Gölü, Hazar Gölü ve Çad Gölü yeryüzündeki başlıca büyük tektonik göllerdir. LUT GÖLÜ (TEKTONİK) Ülkemizdeki başlıca tektonik göller ise şunlardır: * Marmara Bölgesi’nde; Sapanca, İznik, Ulubat ve Manyas gölleri, * Ege Bölgesi’nde; Simav Gölü, * Göller Yöresi’nde; Beyşehir, Eğirdir, Acıgöl, Burdur, Ilgın (Çavuşçu), Akşehir, Eber, Suğla ve Kovada gölleri, * İç Anadolu Bölgesi’nde; Tuz, Seyfe ve Tuzla gölleri, * Doğu Anadolu Bölgesi’nde Hazar, Hozapin ve Van gölleri. TUZ GÖLÜ (TEKTONİK) Türkiye’nin en büyük tabii gölü olan Van Gölü, tektonik bir çukurluğun önünün lavlarla kesilmesi sonucu oluştuğundan volkanik set gölü olarak da bilinir. b. Karstik Göller: Bu tür göller, kayatuzu, jips, kalker gibi çözünebilen tabakaların bulunduğu sahalarda meydana gelir. Bazı karstik göllerin oluşumunda tektonik olaylar da etkili olmuştur. Karstik göller, ülkemizde en fazla AKDENİZ BÖLGESİ Toros Dağları’nın batı kesiminde bulunur. Buralarda yer alan Kızılören obruk gölü, Kestel, Avlan, Yarışlı ve Salda gölleri tipik birer karstik göldür. Bu göllerimiz sadece, kireçtaşlarının çözülmesiyle oluşan çanaklar üzerinde meydana gelmişlerdir. AVLAN GÖLÜ(KARSTİK) Bununla birlikte, bu alandaki bazı göllerimizin ise oluşumu, tektonik çanaklarda başlamış, karstik olaylarla devam etmiştir. Bu göllerimizin başlıcaları, Beyşehir, Eğirdir, Burdur, Acıgöl, Kovada ve Suğla gölleridir. c. Volkanik Göller: Volkanik faaliyetler esnasında oluşan patlama çukurları içerisinde meydana gelen göllerdir. Başlıca volkanik göllerimiz, Meke Gölü, Acıgöl, Nemrut ve Gölcük gölleri ile Süphan Dağı’nın yan kraterlerinden birinde bulunan Aygır Gölü’dür. MEKE GÖLÜ(VOLKANİK) d. Buzul (Sirk) Gölleri: Dağ doruklarında, buzulların aşındırmasıyla oluşan ve sirk adı verilen çukurluklarda meydana gelirler. Ülkemizde Sat, Ağrı, Erciyes, Kaçkar ve Bolkar dağları ile Aladağlar üzerinde yer yer bu türden göller bulunmaktadır. 2. Set Gölleri a. Alüvyal Set Gölleri: Alüvyonlarla akarsuyun önünün kapanması sonucu oluşur. Ülkemizde, Marmara, Çamiçi (Bafa), Köyceğiz, Mogan ve Eymir Gölleri ile Uzungöl bu tür göllerdendir. UZUNGÖL(ALÜVYAL SET) b. Kıyı Set Gölleri: Dalga ve akıntıların taşıdığı malzemeleri koy ve körfezlerin ağız kısmında biriktirmesiyle oluşur. Ülkemizde, Büyük ve Küçük Çekmece gölleri, Durusu (Terkos) gölü, Çukurova deltasındaki Akyatan gölü kıyı set gölleridir. ÇEKMECE GÖLÜ(KIYI SET) c. Heyelan Set Gölleri: Heyelan sonucu bir akarsuyun önünün kapanmasıyla oluşur. Tortum, Sera, Abant, Zinav ve Sülük gölleri ile Yedigöller bu tür göllerdendir. abant yedi göller(heyelan set) Abant Gölü’nün oluşumunda tektonik hareketler ile alüvyal birikimlerin de etkisi oluşmuştur. d. Volkanik Set Gölleri: Volkanizma sonucu vadi önlerinin kapanmasıyla meydana gelir. Van, Erçek, Nazik, Çıldır, Haçlı ve Balık gölleri ülkemizdeki volkanik set gölleridir. VAN GÖLÜ (VOLKAN SET GÖLÜ) e. Baraj (Yapay) Gölleri: Yapay göllerimizin en büyükleri, Atatürk, Keban, Karakaya ve Hirfanlı barajlarının gerisinde kurulan göllerdir. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  25. Üçgende açı kenar bağıntıları ile ilgili çözümlü örnekler NotuiteSane Üçgende açı kenar bağıntıları ile ilgili çözümlü örnekler Üçgende açı kenar bağıntıları konu anlatımı Üçgende açı kenar bağıntıları çözümlü örnekler Aşağıdaki videodan Üçgende açı kenar bağıntıları ile ilgili örneklere ulaşabilirsiniz. weblep.com İçeriğidir , Telif ihlali ve izinsiz kullanım hakkında ihlal@weblep.com adresine mail atabilirsiniz.
  • Profil Reklam Alanı
  • Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
    Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
×
×
  • Yeni Oluştur...