Jump to content
×
×
  • Yeni Oluştur...

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

  • Profil Reklam Alanı

bilgiadresi34

Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    120
  • Üyelik Tarihi

  • Son ziyaret

  • Ticaret Puanı

    0%

bilgiadresi34 kullanıcısının paylaşımları

  1. Av yeteneği oldukça yüksek olduğundan, çoban köpeği ya da av köpeği olarak kullanılmaktadır. Evde bakmak için en ideal köpek türlerinden bir tanesi olan Alman Spanieli, sevimli kulakları, masum bakışları ve kadifemsi tüyleriyle adından söz ettirmeyi başarıyor. Temel Özellikleri Başka köpeklerle dost olabilirken, çocuklarla da oldukça iyi anlaşan Alman Spanielinin temel özellikleri arasında, oyuncu yapısı, sevecenliği, sakinliği ve uzun tüylü yapısı yerini almaktadır. Dostlarına karşı oldukça sevecen davransa da tehlike anında bir kurt kadar atılgan olabilir ve çevresindekileri korumaya alabilir. Çoban köpeği olarak kullanılan Alman Spanieli, evde birkaç köpek ya da hayvanla bakıma uygun türler arasındadır. Görünüşü ve Yapısı Alman Spanielinin görünüşü, oldukça sevimli ve göz alıcıdır. Uzun sarkık kulakları, renkli yuvarlak gözleri, ince burnu ve uzun tüyleriyle dikkatleri toplayan Alman Spanieli, orta büyüklüktedir. Tüylerinin İpek gibi olması ve yere kadar uzayabilmesi, Alman Spanielinin en önemli özelliğidir. Ortalama 12 ila 14 yaşına kadar yaşayabilen Alman Spanieli, 18 ila 25 kilogram arasında ağırlığa sahiptir. Karakter Özellikleri Oldukça enerjik ve sevgi dolu olan Alman Spanielinin karakteri, dostlarına karşı sevecen ve eğlenceli özelliklere sahiptir. Arkadaş edinmeyi, çocuklarla vakit geçirmeyi ve oyun oynamayı çok seven Alman Spanieli, yalnız kaldığında sıkılacaktır. Dostlarına karşı sevecenlik gösterirken, çevreye ve yabancı kişilere karşı her daim tetikte hareket etmektedir. Bakımı Alman Spanielinin bakımı için özel bir planlama yapılması ve düzenin hiç bozulmaması önemlidir. Uzun tüylere sahip olan Alman Spanieli, haftada en az 2 defa düzenli şekilde taranmalı ve ölü tüylerden arındırılmalıdır. Cildinin sağlığının korunmasında ve tüy dökülmesinin engellenmesinde, ayda bir banyo yapmasının etkisi büyüktür. Tırnakları normal köpeklere göre daha hızlı uzadığından, düzenli olarak törpülenmesi gerekir. Beslenmesi Alman Spanielinin beslenmesinde, düzenli bir planlamaya uyum sağlanması büyük önem taşımaktadır. Sadece özel kuru mama ve yaş mamalarla beslenebilen Alman Spanieli, adi mama tükettiğinde alerji ya da enfeksiyona yakalanabilir.
  2. Hareket konusunda üstün başarıları bulunan Alman Kısa Tüylü Pointer, atletik ve enerjik yapıya sahiptir. Kısa yapıdaki vücudu, güçlü bacaklar, uzun kulaklar ve uzun bir kuyrukla şekillenmiştir. Temel Özellikleri Çocuklarla en iyi anlaşabilen köpek ırkları arasında olan Alman Kısa Tüylü Pointer, terbiye ve eğitim alanında üstün yeteneklerinden söz ettirmektedir. Oldukça enerjik bir yapısının bulunması, her an oyun oynamaya ve egzersiz yapmaya hazır olmasını sağlamaktadır. Alman Kısa Tüylü Pointerin belirgin özellikleri arasında, sadık ve dost canlısı olması da yerini almaktadır. Görünüşü ve Yapısı Dış görünüşü oldukça minimal olan Alman Kısa Tüylü Pointer, ortalama 30 kiloya kadar çıkabilen ağırlığa sahiptir. Erkek ve dişisine göre fark olmaksızın, ayaktaki boyu 65 santime kadar çıkmaktadır. Adından da anlaşıldığı gibi, Alman Kısa Tüylü Pointerin görünüşü oldukça kısa ve sık tüylerle bezenmiştir. Tüylerinin uzun olmaması, bakımını kolaylaştırmaktadır. Yüzü ince ve uzun bir burunla şekillenirken, aşağı doğru sarkan kulaklarıyla dikkatleri üzerine çekmektedir. Karakter Özellikleri Eğlenceye ve oyun her an vakit bulabilen Alman Kısa Tüylü Pointerin karakteri, sevecen ve dost canlısıdır. Sahibine düşkün olduğundan, sahibiyle düzenli vakit geçirmeyi çok sever. Sosyalliğe açık olan ve düzenli egzersize ihtiyaç duyan Alman Kısa Tüylü Pointer, yanında her daim bir arkadaş görmek isteyecektir. Bakımı Alman Kısa Tüylü Pointerin bakımı için düzenli bir planlama yapılması ve bu plana uyum sağlanması gerekir. Her gün birkaç saat egzersize ihtiyaç duyan Alman Kısa Tüylü Pointer, parklar ve bahçelerdeki koşularla enerjisini atacaktır. Ev ortamında bakmak için fazla hareketli olan Alman Kısa Tüylü Pointer, büyük bahçesi bulunan evlerde beslemek için en köpek cinsi arasında sayılmaktadır. Beslenmesi Alman Kısa Tüylü Pointerin beslenmesi için özel beslenme planına sağdık olunmalıdır. Sadece özel ve kaliteli köpek mamalarıyla beslenen Alman Kısa Tüylü Pointer, döneme göre kuru mama ve yaş mama tüketebilir. Özel mamaların haricinde besinlerin verilmesi, gelişimini olumsuz şekilde etkileyecektir.
  3. Avcılık ve toplayıcılık konusunda kusursuz yeteneklere sahip olan Alman Kalın Tüylü Pointer, atletik ve çevik yapıdadır. Kurnaz yapısı ve plan geliştirme yeteneğiyle adından söz ettiren Alman Kalın Tüylü Pointer, sahibine karşı sadık ve sevecen davranmaktadır. Temel Özellikleri Avcılık konusunda üstün yeteneklere sahip olan Alman Kalın Tüylü Pointerin belirgin özellikleri arasında, gri beyaz arası kalın tüylere sahip olması yer almaktadır. Alman Kalın Tüylü Pointer, eğlence ve oyuna düşkün özelliktedir. Yalnız kalmaktan hoşlanmayan ve sahibiyle vakit geçirmeyi çok seven Alman Kalın Tüylü Pointer, tek kaldığında havlamaya başlamaktadır. Tüyleri ve atletik yapısıyla dikkat çeken Alman Kalın Tüylü Pointer, evcil hayvan seçiminde ilk sırada yerini alacak türlerden bir tanesidir. Görünüşü ve Yapısı Alman Kalın Tüylü Pointerin görünüşü, dikkatleri üzerine çekmekte ve kendinden söz ettirmektedir. Ortalama 27 ila 32 kg aralığında ağırlığa sahip olan Alman Kalın Tüylü Pointer, 62 cm ila 67 cm aralığında uzunluğa erişmektedir. Atletik yapıdaki görünümünü sürekli korurken, kilo alma gibi bir sorun yaşamamaktadır. Çok fazla hareket etmesi, kilo sorununun önüne geçen etkenler arasındadır. Karakter Özellikleri Alman Kalın Tüylü Pointer, zeki ve kurnaz olmasıyla kendinden söz ettirmektedir. Avcılık konusunda usta olan Alman Kalın Tüylü Pointerin karakteri, sahibine ve dost gördüğü kişilere karşı oldukça sevecen özelliktedir. Eğlenmeyi ve oyun oynamayı çok seven Alman Kalın Tüylü Pointer, sahibiyle vakit geçirmekten keyif alır. Eğitilmesi ve komut alması kolay olduğundan, özel görevler için kullanıma uygundur. Bakımı Alman Kalın Tüylü Pointerin bakımı için düzenli programlara uyum sağlanması gerekmektedir. Kısa kalın tüyleri, düzenli şekilde taranmalı ve ölü tüylerin vücuttan arınması sağlanmalıdır. Beslenme programının düzeni kadar, egzersiz ve oyun programlarının da sistemli olmasına dikkat edilmektedir. Gün içerisinde birkaç defa dışarı çıkarılarak, fazla enerjisini atması sağlanmalıdır. Beslenmesi Alman Kalın Tüylü Pointerin beslenmesi için özel diyet programları kullanılmaktadır. Sadece özel ve kaliteli köpek mamalarının tercih edilmesi gerekmekte ve enerjisini toplayabilmesi için aç kalmamasına dikkat edilmektedir.
  4. Ülkemizde daha çok ” Alman Kurdu ” olarak tanımlanması aslında ırkın yanlış olarak temsil edilmesine neden olur. Yani bu ırkın doğru olarak telafuz şekli ” Alman Çoban Köpeği ” dir. Alman çoban köpekleri kendi türleri ile uyumlu şekilde yaşayabilirken başka köpek cinslerine de uyum sağlayabilirler. Özellikle çok agresif olan köpek cinsleriyle beraber bakılmamaları tavsiye edilir. Kendisi çok uyumlu olsada karşı tarafın anlık agresif hareketleri alman çoban köpeğinizin zarar görmesine neden olabilir. Her zaman dost canlısı davranan alman çoban köpekleri, sahibine karşı da uysal ve sevecen bir yapı sergiler. Yeri geldiği zaman sizinle beraber gülen eğlenen bir dost, yeri geldiği zaman da onu en zorlu görevlere hazırlayabileceğiniz bir öğrenci olurlar. Hayatları boyunca her davranıştan ve işten kendilerine öğrenim çıkarırlar. Kendi kendilerine bile eğitim gelişmelerini olağanüstü şekilde tamamlayabilirler. Alman çoban köpekleri, sahiplerinin komutlarını birebir yerine getiren, emir komuta zincirine koşulsuz uyan ve duygularınızı anlayıp ona göre davranış gösteren nadir köpek cinslerindendir. Kendisini sevdirmede üstlerine yoktur. Gün içerisinde bitmek bilmeyen enerjisi sizi bazı zamanlar kızdıracak olsada, masum bir bakışı ona olan bütün sinirinizi bir anda bitirecektir… Köpek cinsleri içinde kendinden en emin, orta derece aktiflik seviyesinde olan köpek türüdür. Aşırı derecede öğrenme isteği ve bir amaca sahip olma isteği, alman çoban köpeklerini mükemmel bir bekçi köpeği yada polis köpeği yapmaktadır. Özellikle doğru sosyalleştirilmediği taktirde aşırı korumacı ve bölgeci olabilirler. Sahiplerine aşırı bağlıkları diğer bireylerin sahibinin yanına yaklaşmasına bile izin vermeyecek bir vaziyet alabilir. Her ne kadar polis köpeği olarak adlandırılsalar da saldırgan olmak yerine zekice hareket etmeyi tercih ederler. 1999 yılında Avusturalya’da çıkan bir haberde alman çoban köpeğinin bir kişiye saldırıldığı rapor edilmişti. Şahsın ifadesinin ardından birinci derece suçlu olduğu ortaya çıkmıştı. Dünya geneli köpek saldırısı sıralamasında alman çoban köpekleri 38. sırada yer almaktadır. Alman Çoban Köpeğinin Görünüşü ve Yapısı Atletik görünüme sahip olan alman çoban köpeği, sivri kulaklara ve sivri burna sahiptir. Gözleri orta büyüklükte ve kahverengidir. Uzun bacakları sayesinde, hızlıca koşabilir ve ani hareketlere uyum sağlayabilir. Bu özelliği de onu eğitimlere daha uyumlu hale getirir. Koruma köpeği ya da çoban köpeği olarak da kullanılan alman kurdu, narkotik operasyonlarda görevlendirilmek amacıyla, polis teşkilatlarında özel olarak yetiştirilmektedir. Koku alma yeteneğiyle, narkotik suçların en büyük düşmanı olan alman çoban köpekleri korkusuz, atletik, sadık ve çevik yapıda olmasıyla tüm övgüleri üstlerine toplamayı başarmaktadır. Yerden yukarı doğru boy yükseklikleri dişi ve erkek cinslerine göre değişkenlik gösterir. Yetişkin bir erkek alman çoban köpeğinin yerden yukarı omuz yüksekliği yaklaşık 72 cm iken, dişi bir alman çoban köpeğinin yerden yüksekliği yaklaşık 64 cm civarında olur. Boyları erkekler de 100-110 cm arası, dişilerde ise 90 cm civarı olmaktadır. Alman Çoban Köpeğinin belirgin özellikleri arasında, sivri kulakları başının ön kısmında dik ve önde paralel olarak durur. Genelde hızlı koşular sırasında kulakları geriye doğru yatık bir vaziyet alır. Boyunları heyecanlandıkları zaman uzar, hızlı hareket ederlerken yada takip etme esnasında kısalır. Kuyruk yapıları düzdür ve diz hizasına kadar uzanır. Kahverengi siyah karışımı tüy rengi bulunmaktadır. Tüyleri uzun ve yumuşak olan Alman Çoban Köpeğinin görünüşü, siyahtan açık kahveye doğru ilerleyen tüy rengiyle kendinden söz ettirmektedir. Tüy yapılarına göre uzun tüylü ve kısa tüylü olmak üzere iki çeşit alman çoban köpeği vardır. Uzun tüy versiyonları uzun süre köpek ırkları statüsünde kabul görmemiş olsa da 2010 yılında alman çoban köpeklerinin bir türü olarak kabul edilmişlerdir. Bazı bilimsel çalışmalar sonucunda kalçaları düşük alman köpeklerine mutasyon iddası ortaya atılmıştır. Bu iddiaya inanmayacaksınız ama köpek ve kurbağa karışımı bir canlı olduğu iddiasıydı. ”Yarı köpek, yarı kurbağa” terimi alman çoban köpekleri hakkındaki birçok konuşma ve konferansta dile getirilmiştir. Alman Çoban Köpeği Çeşitleri Her ne kadar uzaktan bile görsek cinsini tahmin edebilecek seviyede olduğumuz alman çoban köpekleri şekil ve görünüş itibariyle kendi aralarında 4 türe ayrılır. 1) Doğu Avrupa Alman Çoban Köpeği Doğu avrupa alman çoban köpeği, alman çoban köpeklerine nazaran daha soğuk iklimlere ayak uydurması amacıyla üretilmeyi amaçlanan bir alman köpeği türüdür. Modern alman çoban köpeklerine nazaran bir çok kusuru olmayan ve Rusya’da çok popüler olan bir türdür. Kalça eğriliği neredeyse tamamen giderilmiş, soğuğa dayanıklı olabilmesi için kürkü daha kalın ve sık tüylerle kaplanmıştır. Dağlarda çobanlara eşlik etmesi ve evlerde de bakılabilir olması ticari amaçlı üretime geçmeyi zorlamıştır. 2) Kral Alman Çoban Köpeği Kral alman çoban köpekleri, Amerika Birleşik devletlerinde modern alman çoban köpeğinin kusurlarının düzeltilmesi amacıyla üretilmiş bir ırktır. Üreticileri modern türün dezavantajlarını ortadan kaldırarak yeni bir ırk türü olarak bu türü üretmeyi amaçlamışlardır. Amerika’da çok yaygın olarak görebileceğimiz bu iri alman çoban köpekleri, orijinal ırktan farklılıklar göstermesi nedeniyle saf ırka olacak bir hakaret olarak görülmüştür. 3) Shiloh Alman Çoban Köpeği Shiloh alman çoban köpekleri, 1970 yıllarında almanyadan alınan modern çoban köpeklerinin bazı kalıtsal özelliklerinin deformasyonu sonucu oluşturulmuş bir ırktır. Bir diğer ismi de ‘amerikan çoban köpeği’ olarak anılmaktadır. Klasik alman çoban köpeklerine nazaran daha iri boylu ve daha kuvvetli bir türdür. Kalçalarının ve diğer karakteristik özelliklerinin sağlamlığı onu 1990 yılında American Rare Breed Association (Amerikan nadir ırk derneği) tarafından kabul görülmesini sağlamıştır. 4) Beyaz Alman Çoban Köpeği Beyaz alman çoban köpekleri ilk defa Amerika Birleşik Devletlerinde ortaya çıktı. İlk çıktıkları zamanlar genetiksel hastalık taşıdıkları gerekçesiyle anavatanı Almaya’da beslenmesi yasaklandı. Ancak Amerika ve Kanada’da yoğun ilgi görmeleri nedeniyle bi hayli üreticileri çoğaldı ve sonunda Uluslararası United Kennel Club tarafından 2003 yılında alman çoban köpeği ırkı olarak kabul edildi. Günümüzde nadir ırklardan olarak kabul edilen beyaz alman çoban köpekleri üretiminin ve denetimin kontrolü adına korunmaya alınmıştır. Alman Çoban Köpeği Bakımı Uzun ve sık tüylere sahip olan Alman Çoban Köpeğinin bakımında, tüy temizliğine dikkat etmek gerekir. Tüylerinin düzenli taranması, tüy dökülme riskini minimalize etmektedir. Köpeğinizi dönemsel olarak traş ettirmeniz hem tüylerinin daha sağlık çıkmasına, hemde mevsimlere göre daha rahat etmesini sağlar. Köpeğinizi her ay 1 kere muhakkak yıkamalısınız. Aşırı yıkamalar tüylerdeki doğal yağ kaybına neden olabilir. Köpeğiniz ev dışında kalıyorsa yıkanmaya daha sık ihtiyaç duyabilir. Köpek yıkanması tüylerin sıklığına ve uzunluğuna göre farklı zaman aralıklarında yapılabilir. ” İstanbul içindeyseniz oldukça şanslısınız demektir. Tüm köpek cinslerini anestezi kullanmadan traş eden, senelerin verdiği deneyimle tüm müşterilerini memnun eden profesyonel ekibimizden hizmet alabilmek için Petzzkuaför sitemizden online randevu alabilirsiniz. ” Ayda 1 kere veteriner kontrolüne götürülüp genel sağlık durumu bilgisi edinilmelidir. Bazı alman çoban köpeklerinde kalıtsal hastalıklar farklı nesillerde ortaya çıkabilir. Bu nedenle kontrollerini aksatamamakta fayda var. Köpeğinizin bakımında bir diğer önemli etkende rutin olarak temizlik yapmanız. Yaz aylarında köpeğinizi her hafta yıkamalısınız. Kış aylarında havalar daha soğuk olacağı için köpeğinizin terleme ve kirlenme oranı da düşük olacaktır. Günlük enerjisini atması için egzersiz ve koşu programları uygulanmalıdır. Düzenli şekilde yürüyüşe çıkarılması, fazla enerjisini atmasına ve daha uysal olmasına yardımcı olacaktır. Alman Çoban Köpeği Beslenmesi Alman Çoban Köpeğinin beslenmesi için özel diyet programları uygulanmalıdır. Kaliteli ve besin değeri yüksek köpek mamalarının tercih edilmesi, tüylerinin sağlıklı olması açısından önemlidir. Hayatı boyunca sadece özel kuru mama ve konserve mamaları tüketmesi gerekirken, tam olarak doyduğundan emin olunmalıdır.
  5. Düz siyah tüyleri, yüzüne ve ayaklarına doğru açılarak, sarı kahve karışımı bir renge sahip olmaktadır. Temel Özellikleri Oldukça rahat şekilde eğitilebilen Alman Av Terrieri cinsi köpekler, dost canlısı ve sevecen özelliktedir. Birçok yarışmada madalya ve birincilik elde eden Alman Av Terrieri yön bulma konusunda üstün yeteneklere sahiptir. Hareketi ve egzersizleri çok seven Alman Av Terrieri, çocukların olduğu ortamlarda bakılacak en iyi cinsler arasındadır. Alman Av Terrieri’nin belirgin özellikleri arasında, canlılığı, hızlı koşması, yön bulma yetenekleri ve kısa boylu olması yer almaktadır. Görünüşü ve Yapısı Kısa boylu olmasıyla dikkat çeken Alman Av Terrieri’nin görünüşü, fit duruşu ve her zaman atılmaya hazır hareketleriyle dikkat çekmektedir. Alman Av Terrieri’nin kısa siyah tüyleri, oldukça sık ve yumuşak yapıdadır. Kuyruğunun kısa ve dik olması, atletik yapısına etki etmektedir. Atletik yapıda olmasının yanında, ayı ya da kurda saldıracak kadar güçlü ve çevik özelliktedir. Burnunda kavis olmaması, yüzünün düz görünmesine sebep olur. Karakter Özellikleri Oldukça zeki bir tür olan Alman Av Terrieri, kolaylıkla eğitilmektedir. Her komut ve emiri kolayca kavrayabilen Alman Av Terrieri’nin karakteri, uysal ve sevecen yapıdadır. Koku alma onuşunda üstün başarılara sahip olan Alman Av Terrieri, çok uzaklardaki kokuları dahi kavrayabilmektedir. Yön bulma konusunda kusursuz olan Alman Av Terrieri, uzun mesafeli koşu ve yürüyüşlerde kaybolmadan yönünü bulmaktadır. Bakımı Alman Av Terrieri’nin bakımı için oldukça dikkatli ve etkili bir egzersiz programının hazırlanması gerekmektedir. Aktif yapıda olmaları, egzersiz programının gerekliliğini artırmaktadır. Gün içerisinde, birkaç defa yürüyüşe çıkarılması ve tüm enerjisini atması için imkan tanınması gerekir. Yürüyüşler esnasında, tasmasının serbest bırakılması ve özgürce hareket etmesine olanak tanınması önemlidir. Beslenmesi Bakımı kadar beslenmesine de özen gösterilmesi gereken Alman Av Terrieri’nin beslenmesinde, özel kuru mamalar tercih edilmelidir. Tüylerinin sağlıklı şekilde uzaması için mamalarının kaliteli olmasına dikkat etmek gerekir. Beslenme düzeni de egzersiz programı gibi yoğun ve dikkatli olmak durumundadır.
  6. İlk olarak Alaska’nın Kuzeybatısında yaşayan ve bir Eskimo halkı olan Mahlemut’lar tarafından kızakları çekmek için yetiştirilmişlerdir. Çocuklar ile olan sağlıklı bağları sebebi ile evde yetiştirmek için tercih edilirler. Temel Özellikleri Alaskan Malamute’nin belirgin özellikleri şöyledir: Ortalama 10 ila 12 yıl yaşam süresine sahiplerdir. Sevecen karakterleri ile dikkat çekerler. Yetişkin dişileri 38 kilograma kadar ulaşırlar. Yetişkin erkekler ise 43 kilogram’a ulaşırlar. Sevimli, karizmatik suratları ve dikkat çekici mimikleri ile öne çıkarlar. Irk geçmişleri günümüzden 3.000 yıl öncesine dayanır. Kutuplar gibi soğuk bölgelerde yaşayabilirler. Eğitime adapte olabilen bir türdür. Görünüş Ve Yapısı Alaskan Malamute’nin görünüşü hakkında bilgiler şöyledir: Çevik ve kaslı vücut yapısı, Sable-white, siyah-beyaz, Kahverengi, Gri-beyaz ve kızıl-beyaz kürk renkleri, Kürklü, kıvrık kuyruk formu, Baş bölgesinde sağlıklı ve uzun tüyler, Dişilerde 61 cm’e, erkeklerde 66 cm’e ulaşan boy uzunluğu, Uçlardan çekik, yuvarlak formlu gözler, Sevimli ve karizmatik, kurt cinsine ait surat yapısı, Dik kulaklar, Dolgun ve etli pati şekli, Bu görünüş detaylarına sahip Alaskan Malamute, kendine has oyuncu karakteri ile diğer köpek cinslerinden ayrılır. Karakter Özellikleri Alaskan Malamute’nin karakteri hakkında detaylar şöyledir: Sahiplerine oldukça sadıktırlar. Dost canlısı ve oyuncu karaktere sahiptirler. Bağlılıkları ve zekaları ile ön plana çıkarlar. Her yaştan çocuk ile sağlıklı bir bağ kurarlar. Etrafı dağıtmaktan hoşlanırlar. Uzun yürüyüşlerden hoşlanırlar. Sosyal bir karaktere sahiptirler. Verilen görevleri yerine getirme konusunda yeteneklidirler. Bakımı Alaskan Malamute’nin bakımı hakkında detaylar şöyledir: Her gün uzun yürüyüşe ve koşuya çıkarılması gerekir. Vitamin açısından zengin besleme işlemi uygulanmalıdır. Tüyleri her hafta uygun fırça ile taranmalıdır. Dişleri ayda bir kez fırçalanırken, beslenmesinde tartar önleyici amam tercih edilir. Soğuk iklimlerde beslenmesi gerekir. Beslenmesi Alaskan Malamute’nin beslenmesi, balık, protein ve lif içerikli, kasları koruyan kuru mama çeşitleri ile gerçekleştirilir. Diğer yandan et veya sebze içerikli, aynı zamanda Omega-3 ve D vitaminine yer veren kuru mama karışımı da beslenmede kullanılır.
  7. Orta Asya’da yaşayan topluluklar tarafından yetiştirilen Alabay, doğal olan ve insan müdahale ile ortaya çıkmayan bir köpek ırkıdır. Gözüpek karakteri ile tanınır. Temel Özellikleri Alabay’ın belirgin özellikleri şu şekilde sıralanır: İri ve büyük dış görünüm, Yetişkin erkeklerde 79 kilograma ulaşan ağırlık, Yetişkin dişilerde 69 kilograma ulaşan ağırlık, Diğer köpeklere karşı temkinli yaklaşım, Türkmenistan kökeni, Tacikistan, Kazakistan ve Afganistan’da çoban köpeği olarak beslenmesi, Ortalama 12 ila 15 yıl yaşam süresi, Bu özellikler Alabay (Alabai) cinsi köpeklere aittir. Görünüş Ve Yapısı Alabay’ın görünüşü hakkında detaylar şöyledir: Yetişkin erkeklerde 78 cm’e varan boy uzunluğu, Yetişkin dişilerde 69 cm’e varan boy uzunluğu, Kaplan desenli, siyah, beyaz, rust, gri gibi tüy renkleri, Kas oranı yüksek, çevik duruşlu gövde formu, Geniş ağız yapısı, kuvvetli çene, Düşük büyük kulaklar, Uzun bacaklar ve büyük pati görünümü, Sık, gür ve sağlıklı kürk görünümü, Bu detaylar Alabay cinsinin dış görünümünü oluştururlar. Karakter Özellikleri Alabay’ın karakteri hakkında ayrıntılar şöyledir: Ailesine bağlıdır. Sahibinin komutlarını dinler. Günlük yaşamda meraklı ve bağımsız karakteri sergiler. Uyumu, gözüpek ve güçlüdür. Zeki ve atletiktir. Aynı cinsteki diğer köpeklere karşı üstünlük sağlama arayışı indedirler. Yüksek enerjileri ve koşmayı seven yapıları ile öne çıkarlar. Bakımı Alabay’ın bakımı hakkında bilgiler şöyledir: Her gün 30 dakika düzenli, yürüyüşe çıkarılır. Haftada bir kez tüyleri fırçalanmalıdır. Her ay banyo ve diş fırçalama işlemleri gerçekleştirilmelidir. Sahibi ile kuvvetli bir ilişki için düzenli eğitim verilmesi gerekir. Kilo alımını önleyen ve vitamin içerikli beslenme programı uygulanmalıdır. Beslenmesi Alabay’ın beslenmesi, vitamin açısından zengin A, protein, E, D ve Omega-3 içeren kuru mamalar ile yapılmalıdır. Orta irilikte tanelere sahip olan ve diş tatar oluşumunu önleyen mama seçenekleri tercih edilir.
  8. bilgiadresi34

    Akbaş

    Sürü koruma köpeği olarak yetiştirilir. Eskişehir, Emirdağ, Sivrihisar’da sıklıkla rastlanan köpek cinsidir. Amerika’da yer alan birçok çiftlikte yetiştirilirler. Sadık yapıları ile öne çıkarlar. Temel Özellikleri Akbaş’ın belirgin özellikleri şu şekilde sıralanır: 10 ila 11 senelik ortalama yaşam sürecine sahiptirler. Beyaz renkli tüyleri ile öne çıkarlar. Yetişkin erkek cinsleri 71 ila 86 cm boy uzunluğuna sahiptir. Yetişkin dişileri 69 ila 81 cm boy uzunluğuna sahiptir. Yüksek enerjileri ile dikkat çekerler. Koku alma ve duyma yetenekleri ileri düzeyde gelişmiştir. Koruma içgüdüleri yüksektir. Görünüş Ve Yapısı Akbaş’ın görünüşü hakkında ayrıntılar şöyledir: Erkekleri 41 ila 64 kilogramdır. Dişileri ise 41 kilogramdır. Uzun boyları ile dikkat çekerler. Çevik göğüs ve bacak kasları bulunur. Düşük kulak formuna sahiptirler. Beyaz, sağlıklı şekilde uzayan tüyleri bulunur. Kahverengi, badem şekli gözlere ve siyah burna sahiplerdir. Yüz ifadeleri zeki ve sevimlidir. Geniş, çevik boyun ve göğüs formu ile dikkat çeker. Karakter Özellikleri Akbaş’ın karakteri hakkında detaylar şöyledir: Zeki yapısı ile eğitimden zevk alır. Bağımsız ve cesurdur. Sahibine karşı sadıktır. Koruma duygusu ön plandadır. Çocuklarla ilişkileri kuvvetlidir. Tehlike anında, kurtlara karşı savunma sağlayabilecek güçlü haline geçiş yapar. Gelişmiş ebeveynlik duygusuna sahiptir. Çevresinde yer alan değişimleri hemen fark eder. Bakımı Akbaş’ın bakımı hakkında bilgiler şöyledir: Türlerinin 2 hafta bir taranması gerekir. Ilık banyo ardından ayda bir tüy kesimi önerilir. Kas kütlesini koruma altına alan bir beslenme yapılmalıdır. Apartmanlar yerine bahçede beslenmesi önerilir. Zıplama eğilimine bağlı olarak, uygun çit alan içinde bakılmalıdır. Dişleri düzenli şekilde, en az haftada bir kez fırçalanmalıdır. Eğitim sırasında sahip üstünlüğünün öğretilmesi gerekir. Beslenmesi Akbaş’ın beslenmesi, kemik ve eklem sağlığını destekleyen kuru mama seçenekleri ile gerçekleştirilir. Protein açısından zengin, kalsiyum ve Omega-3, lif, A vitamin içeren köpek mamaları tercih edilir.
  9. Temel Özellikleri Airedale Terrier’in belirgin özellikleri şöyledir: Ortama yaşam süreleri 10 ila 12 yıl arasındadır. Dişileri ağırlık bakımından 18 ile 20 kilogram olarak bilinirler. Erkekleri ise 23 ila 29 kilogramdır. Birleşik Krallık, İngiltere2de ortaya çıkan bir cinstir. Çocuklara karşı korumacı yönleri ile ön plana çıkarlar. Aile içinde yaşamayı severler. Oyuncu yapıya sahiptirler. Görünüşü Ve Yapısı Airedale Terrier’in görünüşü hakkında detaylar şöyledir: Bedeni kaslı ve kısadır. Kısa kuyruğa sahiptir. Kuyruğu dik formdadır. Dişi ve erkeklerde, omuz başından yere kadar olan boy yüksekliği ortalama 57 cm olarak bilinir. Atik bir dış görünüme sahiptir. Siyah ve bronz renklerde tüyleri vardır. Sık, gür ve hafif dalgalı tüylere sahiptir. Koyu renk gözleri ile ön plan çıkar. Karakter Özellikleri Airedale Terrier‘in karakteri hakkında bilgiler şöyledir: Hareketli ve atletiktir. Etrafa koşma, bir şeyler arama ve toprağı eşeleme eylemlerini sıklıkla yapar. Meraklı ve cesurdur. Çocuklara karşı korumacıdır. Sadıktır. Yüksek egzersiz ihtiyacı duyar. Zeki yapısına bağlı olarak eğitim almaktan hoşlanır. Yüzmeyi sever. Cana yakın ve kendinden emindir. Bakımı Airedale Terrier’in bakımı hakkında detaylar şöyledir: Günde en az bir kez uzun yürüyüşe çıkarılır. Lif açısından ideal içerikli mama ile beslenmelidir. Yavruluk döneminde kalabalık ortamlara sokulmadan yetiştirilir. Yüzmeye götürülmesi ve her ay tüylerinin ideal oranda kısaltılması gerekir. Dişleri düzenli olarak fırçalanmalıdır. Ilık su ile banyo ardından tüyleri fırça ile taranmalıdır. Beslenmesi Airedale Terrier’in beslenmesi, tavuk ve et içerikli, protein ve lif dengesi sağlanmış kuru mama ile gerçekleştirilir. Beslenmede kas kütlesini korumaya alan amalar tercih edilir.
  10. bilgiadresi34

    Aidi

    Farklı yetkinlikleri ile insanlara her dönem dost olmuşlardır. Kökenleri Kuzey Afrika’ya dayanır. Türleri ilk olarak Sahra Çölünde ortaya çıkmıştır. Aidi, Atlas Dağlarında yaşayan bölge halkları tarafından sıklıkla yetiştirilmiştir. Temel Özellikleri Aidi’nin belirgin özellikleri şöyledir: 10 ila 13 yıllık ortalama yaşam süresine sahiptir. Çocuklar ile iyi bir ilişki kurar. Zeki yapısı ile rahatlıkla eğitilir. Sağlıklı bir yetişkin ağırlığı 28 kilogramdır. Geçmişte bekçi ve çoban köpeği olarak kullanılmıştır. Dişileri 5 ila 8 yavru doğururlar. Kalın yoğun ve çift katılı kürke sahiplerdir. Görünüş Ve Yapısı Aidi’nin görünüşü hakkında detaylar şöyledir: Yetişkinliklerinde 54 ila 64 cm uzunluğa sahiptirler. Çevik bacaklara ve vücut görünümüne sahiptir. Düşük kulak şekli ile dikkat çeker. Siyah, beyaz ve kırmızı renkli tüylere sahip çeşitleri bulunur. Kalın, parlak ve orta uzunlukta tüylere sahiptir. Kalın tüylü hoş bir kuyruğa sahiptir. Genel olarak gözleri kahverengi tonların burnu ise siyahtır. Karakter Özellikleri Aidi’nin karakteri hakkında detaylar şöyledir: Meraklıdır. Sürekli hareket halinde olmaya eğilimlidir. Yabancılara karşı temkinli ve şüphecidir. Cesur yapıları ve hareketleri ile öne çıkar. Zeki ve eğilmeye uygun köpek cinsidir. Ev yerine, bahçede yaşamaktan daha çok hoşlanır. Sadıklığı yanında bekçi köpeğinin tüm vasıflarını taşır. Başka köpekler ve çocuklarla bağ kurmayı sever. Bakımı Aidi’nin bakımı hakkında bilgiler şöyledir: Her gün egzersiz yaptırılmalıdır. Ev yerine korunaklı bir bahçede beslemek gerekir. Haftada bir kez tüyleri fırçalanmalıdır. Banyoları ılık su ile yaptırılmalıdır. Dişleri düzenli olarak fırçalanmalıdır. Günde 12 saat uyumaları gerekir. Koruyucu ve savunmacı hareketlerini dengelemek için 8 haftalık oldukları dönemde eğitime başlanmalıdır. Beslenmesi Aidi’nin beslenmesi, lif içerikli yüksek kilo alımını önleyen ve cinsin kas kütlesini koruyacak ideal protein içerikli, kuru mama ile gerçekleştirilir. Kalsiyum içerikli, D ve E vitaminli mamalar tercih edilir.
  11. Avcı genlerini taşır. Uzun ve bakımlı tüyleri onların koruyu ceketleridir. Afganistan’ın dağlık coğrafyasına uyumlu tüy yapıları zor şartlarda yaşayabilmelerine imkan tanır. Temel Özellikleri Afgan Tazısı’nın belirgin özellikleri şu şekilde sıralanır: Güzellikleri ile ön plana çıkan ve uzun saçlara, tüylere sahip olan bir türdür. Afganistan dağlarının zorlu şartlarında yaşayabilirler. Tarihte ilk olarak Afganistan, Pakistan ve Kuzey Hindistan halkları tarafından yetiştirilmişlerdir. Tüm köpeklerin en eski cinslerindendir. İri bir köpek cinsidir. Yetişkinleri ortalama 28 kilogramdır. Tüyleri altında çevik bir bedene sahiptirler. Ortalama yaşam süreleri 12 ila 14 yıldır. Görünüş Ve Yapısı Afgan Tazısı’nın görünüşü hakkında detaylar şöyledir: Parlak ve uzun tüylere, saçlara sahiptirler. Bacakları uzun, ince ve çeviktir. Avcılık genlerine bağlı olarak sağlam patilere sahiptirler. Burunları ve gözleri koyu renklidir. Kulakları uzun ve sarkık biçimlidir. Siyah, mavi, gölgeli altın, kızıl, ten rengi veya beyaz tüylü olurlar. Yetişkinlerde boy 70 cm, ağırlıkları ise 30 kilogramdır. Karakter Özellikleri Afgan Tazısı’nın karakteri hakkında ayrıntılar şöyledir: Avcılığa yatkındır. Özgür ruhlu ve bağımsızdır. Zeki ve eğitime yatkın cinslerdir. Açık alanda koşmayı seven karakterlerdir. Yetişkin insanlarla çocuklara göre daha iyi anlaşırlar. Dış etkenlere daima kuşkucu yaklaşırlar. Saldırganlık gösterme oranları düşüktür. Sosyalleşmeyi severler. Sadıktır. Üstünlük kurmaya çalışır. Bakımı Afgan Tazısı’nın bakımı hakkında bilgiler şöyledir: Tüyleri Haftada bir kez düzenli olarak taranmalıdır. Her gün düzenli egzersiz kapsamında yarım saat dışarı çıkması ve koşması sağlanmalıdır. Ilık su ile banyo yaptırılmalıdır. Rutin diş bakımı gerçekleştirilmelidir. Düzenli uyku uyuması sağlanmalıdır. Beslenmesi Afgan Tazısı’nın beslenmesi, dengeli bağırsak florası oluşumunu destekleyen, sindirilebilir protein ve lif içeren, vitamin açısından zengin kuru mamalar ile gerçekleştirilir. Vitaminler ile tüy sağlığını ve kemik direncini korumaya alam amalar tercih edilerek beslenme işlemi yapılır.
  12. Köpek ilgi ve bakım gerektiren bir varlıktır. Sizden sevgisine sevgi, ilgisine ilgi bekler. Sizinle dolaşmak, oynamak, egzersiz yapmak ister. Yıkanmak, taranmak, bakılmak, temizlenmek ister. Bilinçli ve bilgili tutum, eğitim ve terbiye ister. Aksi hâlde yozlaşır, tüm iyi niteliklerini yitirir. Köpekleri gerçekten seviyor ve gerçekten bir köpek edinmeye gereksinme duyuyor musunuz? Alacağınız köpek yaşamınızdaki bir boşluğu mu dolduracak, yoksa onu bir sığıntı gibi mi kabulleneceksiniz? Sahipleneceğiniz köpeğinize ayıracak yeterli zamana sahip misiniz? Köpekleri gerçekten seviyor, onun, yaşantınızdaki boşluğu dolduracağına, hayatınıza anlam katacağına, neşe ve sevinç kaynağı olacağına inanıyorsanız, bakımı, temizliği, eğitimi için gerekli zamana, enerjiye ve sabıra sahip olduğunuza güveniyorsanız, köpek almayı düşünebilirsiniz.
  13. İsminin manası Almanca da “affen” kelimesi maymun manasına gelip, “pinscher” ise terrier anlamındadır. Affenpinscher köpek ırkının ortaya çıkışı on yedinci yüzyıl olarak bilinmekte. Küçük cins ve kucakta taşınması kolay olduğundan bayanlar tarafından tercih edilen bir ırktır. Ev yaşamına alışkın olup, apartmanda beslemeye uygun bir ırktır. Süs ırkı olduklarından dışarıda ve bahçede beslemek için uygun değillerdir. Bu köpek ırkı diğer köpekler ve hayvanlarla iyi geçine bilen bir ırktır. Sahibinin bir zor durumda sahibini korumak ve kurtarmak için korkusuzca saldıra bilecek kadar cesurdur. Affenpinscher ırkı ortalama olarak 12 ile 14 yıl arasında yaşamaktadırlar. Boyutları ve Ağırlıkları Affenpinscher köpek cinsi küçük ırktan olduğundan en fazla 4 – 5 kilo ağırlığa sahiptirler. Boyları ise 30 santimetreye kadar ulaşır. Karakteri ve Özellikleri Meraklı olduğa kadar inatçıdırda. Sahibine karşı bağlı bir ırktır. Küçük ırk olmasına rağmen dayanıklıdır. Bu köpek cinsi çok atiktir. Oldukça eğlenceli bir köpek cinsidir. Hareketli olup aynı zamanda aktif bir ırktır. Yaramazlıklar yapmayı seven bir ırktır. Diğer hayvanlar ile arası iyidir. Cesur olup oyun meraklısıdır. Sakin ve küçük ırk olmasının yanı sıra bir tehdit karşısında korkusuzdur.
  14. Bu nedenle çocuklar için mükemmel bir evcil hayvan. Her eğitimin bir ödülü olmalı. Yürürken üzerinde bir tasma olmalı. Bir şey istediğinde ya da bir şeylerin yanlış olduğunu düşündüklerinde (fırtına geliyor gibi) havlama yapabilirler. Ayrıca dikkat çekmek için düşük, mırıldanan bir şiir kullanırlar. Çok uzun kulaklarından dolayı, kulak hastalığına eğilimlidirler. Kulaklarının yere veya gıdaya günlük olarak sallanmasına izin verilirse, kronik ve potansiyel olarak ölümcül kulak hastalıkları geliştirebilirler. Kulak sorunlarına ek olarak, göz sorunları olabilir. Sersemletici gözlerinden dolayı, göz küresinin altındaki alan kir toplar ve bir mukusla tıkanır. Her gün nemli bir bezle gözlerini silmek en iyisidir. Bu, birikme ve göz tahrişini azaltmaya yardımcı olur. İzin verilirse kendi başına aşırı kilolu olabilir. Bol miktarda egzersize ve iyi bir diyete ihtiyaç duyarlar. Boy: 28 – 38 cm Doğum başına ortalama yavru sayısı: 8 Eğitim: İnatçı doğası gereği erken yaşlardan itibaren itaat içinde eğitilmelidir. Grup: Tazı Kariyerine başladığı yer: Fransa, Büyük Britanya Kiloi: 20 – 29 kg Menşei: Büyük Britanya Mizaç: Israrcı, Sevecen, Bağlı, İyi Huylu, Dost Canlısı, Nazik Ortak adı: Basset Hound Dog Ortalama yaşam süresi: 10–12 yıl Renk: Siyah Beyaz, Kahverengi ve Beyaz, Üç Renk, Limon ve Beyaz, Siyah ve Kahverengi, Kırmızı ve Beyaz
  15. Çocuklarla Arası - 6/10 Eğitilebilirlik - 5/10 Egzersiz İhtiyacı - 5/10 Enerji Seviyesi - 6/10 Oyunculuk - 5/10 Diğer Köpeklerle Arası - 1/10 Diğer Hayvanlarla Arası - 1/10 Korumacılık - 9/10 Ortalama Yaşam Süresi - 6/10 Tarihi İsmini Japonya’nın Akita bölgesinden alan bu ırk, hem Akita hem de Akita Inu adıyla tanınmakta. Geçmişi 1600’lü yıllara dayanan bu ırk, Japonya’da koruma köpeği olarak, saraylarda kullanılmaktaydı. Güçlü bir bedene sahip olması sayesinde bu görevi hakkıyla yerine getirebiliyor. Akita Inu ırkı, Japonya dışına ilk kez ABD vatandaşı bir kadının çabası ile çıkarıldı. Japonya’dan çıktıktan sonra, tüm dünyada kısa sürede yaygınlaşan bu ırk, 1920’li yıllardan itibaren tüm dünyada tanınmaya başladı. Özellikle çok sadık olması sayesinde ilgi çeken Akita Inu köpekleri, Japonya’da olduğu gibi, tüm dünyada da koruma köpeği olarak kullanılıyor. Koruma görevi dışında, aileler ile gayet iyi anlaşabilen Akita Inu ırkı, üzerine düşen her şeyi fazlasıyla yerine getirecektir. Ağırlığı – Boyutları Dişilerin boy 54-64 cm, ağırlık 34-50 kg arasında olabiliyor. Erkeklerde ise, 71 cm ve 59 kilograma kadar çıkabilen boyutlara sahip. Yaşam Süresi Bu ırk ortalama 10-15 yıl arası yaşamakta. Karakteri Akita Inu ırkı, diğer köpeklere karşı agresif olmakla tanınıyor. Özellikle aynı cinsiyette ise, diğer köpeklerle anlaşması pek mümkün değil. Bu nedenle eğer farklı bir köpekle bir arada beslemeyi düşünüyorsanız tavsiye edilmiyor. Karakter olarak oldukça sevecen olan Akita Inu köpekleri, küçüklükten itibaren insanlara ve sosyalliğe alıştırılmak zorunda. Eğer uygun şekilde sosyalleştirilmezse veya kötü muamele görürse agresifleşebiliyor. Aynı şekilde, ev içerisindeki diğer evcil hayvanlara karşı da agresif olabilir. Akita Inu köpekleri, ilk kez köpek besleyecekler için uygun bir tercih olmayacaktır. İçgüdüleri çok baskın olan bu ırk, farklı bir karaktere sahip olması nedeniyle problem yaratabilir. Akita Inu köpeklerinin eğitimi de oldukça zahmetli. Bakımı Akita Inu ırkı insanlarla vakit geçirdiği sürece kendini çok mutlu hissedecektir. Her zaman sahibi ile birlikte olmak isteyen bu köpeklere günlük 20 dakikalık bir yürüyüş yetiyor. Açık havada olmaktan hoşlanan bu ırk, apartman dairelerinde beslenmeye pek uygun değil. Tüy dökme konusunda kötü bir şöhrete sahip olan Akita Inu köpekleri çok fazla tüy dökmekte. Çocuklarla İlişkisi Eğer küçüklükten alıştırılırsa, çocuklarla çok iyi geçinebiliyor. Ancak kötü davranılması veya düzgün alıştırılmaması halinde, Akita Inu köpekleri çocuklar için tehlikeli olabilir.
  16. Doberman Pinçır'ın 1860 yılında Almanya'da Danua, Alman çoban köpeği, Rotvaylır (alman Rottweiler) ve pinçır ırklarının melezlemesiyle elde edilmiş olduğu, aynı zamanda Beauce Çoban Köpeği ve ingiliz tazısının da kanını taşıdığı düşünülmektedir. Bu karışımın yaratıcısı, Louis Dobermann adında Alman vergi tahsildarıdır. Soyguncuların bulunduğu bölgelerden sıkça geçmek zorunda olan Dobermann, karşılaşabileceği herhangi bir tehlikede ona yardımcı olacak bir koruma ve bekçi köpeği geliştirmeye karar verdi. Sondaki "n" harfi eksik olmak üzere yaratıcısının adını taşıyan Doberman ırkı, ilk defa 1876 yılında düzenlenen bir köpek gösterisinde tanıtılmış ve tanıtımı yapılır yapılmaz çok gözde bir köpek ırkı haline gelmiştir. Doberman Pinçır Köpeğinin Irk Özellikleri: Doberman, kaslı ve oldukça narin bir ırktır. Omuz yüksekliği, erkek köpeklerde 66-71 cm, dişi köpeklerde ise 61-66 cm arasında değişir. Öte yandan, vücut ağırlığı 30-40 kg arasıdır. Uzun ve dar bir başı ve yassı bir kafatası vardır, kafatası ile ağız-burun bölgesi arasındaki geçiş belirgindir. Dişleri güçlü ve çene kemiği üzerinde düzenli yerleşimli olup, çenesi makas ısırışlıdır. Gözleri koyu renklidir; canlı ve zeki bakışlara sahiptir. Dik olan kulaklarını genelde keserler! Buna ek olarak kuyruğunu da keserler! Bacakları kusursuz derecede düzdür. Kısa, kalın ve sert kıllardan oluşan tüy örtüsü bedeni sıkıca sarar. Tüy örtüsünün rengi, siyah, koyu kahverengi veya az sayıda pas rengi leke içeren mavidir. Irk standartları gereği, beyaz lekeler bulunmasına izin verilmez. Doberman'ın yürüyüşü esnek ve zarif olmalıdır. Bu ırk, geniş alanda bakılmalıdır. Doberman Pinçır Köpeğinin Mizaç'ı: Doberman ırkının erkekleri ile dişilerinin mizacı birbirinden farklıdır. Dişiler, sakin, hassas ve aile bireylerine karşı sevecen olup, yabancılara kuşkuyla yaklaşır. Erkek köpekler ise, son derece zeki ama bir o kadar sabırsız olup, çoğunlukla saldırgandır ve güçlü bir sahibin yönetimine gereksinim duyar. Bir deyişe göre, kötü Doberman yoktur, kötü Doberman sahibi vardır. Doberman Pinçır Köpeklerinin Kullanım Alanları: Koruma ve bekçi köpeği olarak yetiştirilen Doberman, bu görevlerini yüz yılı aşkın süredir yerine getirmektedir. Polis köpeği ve asker köpeği (denizciler Doberman'ı pusu nişancılarını bulmak için kullanmıştır) olarak ve ayrıca her türlü sanayi mülkünü korumak için kullanılmıştır. Erkek köpeklere kıyasla dişi köpekler evde yaşamaya daha iyi uyum sağlar; ancak, her ikisi de rahatlayabilmek için günlük idmana gereksinir. Not: Doberman ırkında kişilik, iki yaşından sonra dahi gelişmeye devam eder. Ancak, köpek henüz on ila on iki aylıkken katı bir eğitime tabi tutulmaya başlanmalıdır. Oldukça uzun ömürlü bir ırk olup, on beş ve hatta yirmi yaşına kadar yaşayabilir.
  17. Lego Group ve Lamborghini iş birliğiyle ortaya çıkan gerçek boyutlu bu model araç, Lego Technic ile hayal edebileceğiniz her şeyin aslına uygun olarak inşa edilebileceğini bir kez daha gösteriyor. Eşsiz bir tasarıma sahip Lamborghini Sián FKP 37 modelini yakından görmek için 12 Haziran’a kadar Akasya zemin katta yer alan sergi alanını ziyaret edebilirsiniz. Yalnızca sınırlı bir süre için İstanbul’da bulunacak olan bu tasarım harikası aracın 1:8 ölçekli Lego Technic modeli Lego severlerin evinde çoktan yerini aldı bile. Gerçek boyutlu model ise sınırlı sayıda üretilen bu İtalyan spor otomobilinin eşsiz tasarımını birebir yansıtıyor. Modelin, Lamborghini Sián'ın fütüristik zarafetini ve kusursuz siluetini en küçük ayrıntısına yansıtmasını sağlamak için birbirinden farklı 154'ün üzerinde toplamda 400.000’den fazla Lego Technic yapım parçası kullanıldı. Lego Türkiye, Yunanistan ve İsrail Pazarlama Direktörü Tuna Canatar: “Lego Technic Lamborghini Sián FKP 37'yi İstanbul’da ağırlamak bizim için çok kıymetli. 2 tonu geçen ağırlığa sahip bu gerçek boyutlu model için Çek Cumhuriyeti, Kladno'da tasarımcı, mühendis ve yapım uzmanından oluşan 15 kişilik özel bir ekip 8660 saat çalıştı. Bu, devasa bir yaratıcılık gerektiren ciddi bir ekip çalışması. Hem Lego severler hem de spor araba tutkunları için harika bir fırsat sunduğumuza inanıyorum” dedi. Bu süper gerçekçi modelin dış görünümü, Lamborghini'nin tasarım dilinde önemli bir rol oynayan altı kenarlı şekle dayanırken; İtalyan spor otomobilindeki ikonik altıgen arka lambaları ve egzoz tasarımını birebir yansıtıyor. Ayrıntılarla bezeli bu model, Lamborghini Sián'ın şık tasarımını en ince detayına kadar yansıtıyor. Sían kelimesi Bolognese lehçesinde "flaş" veya "şimşek" anlamına geliyor, bu nedenle, Lego Group uzmanları, gerçek boyutlu modelin, aracın epsilon farları ve altıgen arka lambalarını birebir olarak yansıtması için özel olarak çalıştı. Lego Technic Lamborghini Sián FKP 37’nin, ünlü Lamborghini amblemi ve İtalyan bayrağı ile süslenmiş direksiyon simidi ile Lego yapım parçalarından oluşan gösterge paneli de görülmeye değer. Gerçek boyutlu Lego Technic Lamborghini modelinin, 1:8 ölçekli Lego Technic modeline mükemmel uyum sağlayan rengi, Lamborghini'nin resmi boyahanesi tarafından yapım parçaları üzerine özenle uygulandı. Modelin göz alıcı renklerinin ömür boyu kalıcı olmasını sağlamak için boya fırçası efektli UV renk kaplaması kullanıldı. Gerçek boyutlu Lego Technic Lamborghini Sián FKP 37 · Toplamda 400.000'den fazla Lego Technic yapım parçası kullanıldı. · Model 154 farklı Lego Technic yapım parçasını içeriyor. · Toplam ağırlık: 2.200kg · Tasarım geliştirme ve modelin inşası için harcanan toplam süre 8660 saat: 5.370 saat geliştirme süresi, 3.290 saat uygulama süresi · Çek Cumhuriyeti, Kladno'da tasarımcı, mühendis ve Lego yapım uzmanlarından oluşan 15 kişilik bir ekip tarafından geliştirilerek bir araya getirildi. · Lego Technic modeli aracın orijinal boyutları ile aynı olacak şekilde; 4.980 mm uzunluk, 2.101 mm genişlik ve 1.133 mm yüksekliğe sahip. · Tamamen Lego Technic öğelerinden yapılmış, aktif ön ve arka aydınlatmalar · Lamborghini'nin resmi boyahanesi tarafından uygulanan, türünün ilk örneği fırça efektli kaplama · Lamborghini Sián FKP 37'nin 1:8 ölçekli Lego Technic modelini (42115) satın alarak bu eşsiz deneyimi evinizde de yaşayabilirsiniz. 1:8 ölçekli Lego Technic 3696 parçadan oluşuyor. Üstün detaylarıyla özellikle süper spor araba hayranları için tasarlanan bu gelişmiş Lego Technic yapım seti, dekoratif bir sergi levhası ve özel çevrimiçi içeriğe erişmek için bir seri numarası içeriyor.
  18. Şimdi ise karşımızda bir Fiat Ducato 150 Multijet var ki kendisi 150 beygir gücü üreterek bu meydan okumaya katılıyor. Burada gördüğümüz 2013 model Fiat, 2.3 litrelik motor kullanıyor. Aracın kilometre sayacı saatte yalnızca 180 kilometreye kadar çıkıyor ki bu da aslında performans olarak bir tık geride kaldığını gösteriyor. Yukarıda Ducato'nun 2.3 litrelik bir motor kullandığından bahsetmiştik. Bu motor, 150 beygir gücü ve 350 Nm tork üretebiliyor. Aşağıdaki videoda izleyebileceğiniz üzere, kendisinden daha yüksek hıza ulaşıp onu geride bırakan bir sürü araç var. Otoban, hız severler için ve araçların maksimum performanslarını görmek için gerçekten de iyi bir ölçü. Bunun yanında, yüksek hızlara çıkarken sürüş güvenliğinin ve ayrıca yol kontrolünün de önemli bir etken olduğunu unutmamak gerekir. Honda Civic Type R ve BMW 3 Serisi gibi saatte 300 kilometreye yakın hız yapan araçların videolarını oldukça fazla gördük. Biraz da aşağıda izleyebileceğiniz videodaki gibi, Fiat tarzı, düşük güç ile nasıl bir performans edilebileceğine yönelik videolar izlemek tercih edilebiliyor. Kendisini performans olarak biraz eleştirmiş olsak bile, açıkça belirtmeliyiz ki otobandaki performansı hiç fena değildi.
  19. Minivan'lara olan ilgi gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Audi'nin Urbansphere'i bu yılın başlarında Pekin Otomobil Fuarı'nda sergilemek istediğini, fakat etkinliğin Çin'deki koronavirüs vakalarının artmasıyla birlikte süresiz olarak ertelendiğini biliyoruz. Marka, gösteri aracını çevrimiçi göstermeye karar verdikten sonra, onu dijital ortamda hayal etmek isteyenler için de gün doğdu diyebiliriz. Konsept araçların çoğunda gördüğümüz bir olay bu. Önce tanıtım yayınlanır, sonra incelemeler yapılır, en sonunda iş, sanatçının yaratıcılığına bırakılır. Kamuflaj varsa kaldırılır ve araç üzerinde çeşitli öznelleştirilmiş oynamalar yapılır. İşte o süreçlerden biri. Kolesa.ru'daki meslektaşlarımız, hem kapak fotoğrafımızda hem de yukarıda görebileceğiniz tamamen elektrikli minivan'ı dijital ortamda hayal ederek otomobile hayat verdiler. Audi'nin birçok E-Tron SUV konsepti olduğunu bildiğimizden mütevellit, kendisinin de onun ayak izlerinden gittiğini belirtebiliriz. Hazır bundan bahsetmişken, sıfır emisyonlu Q5 E-Tron'un, bu yılın başlarında Çin'de, yerel olarak getirilen bir EV olan üç sıralı Volkswagen ID.6'ya daha lüks bir alternatif olarak piyasaya sürüldüğünü de hatırlatalım. Haberimizin sonlarına doğru gelirken, Audi'nin Urbansphere'i üretime sokma konusunda hala olumlu ya da olumsuz bir bilgi vermediğini belirtmek isteriz. Kulislerde konuşulanlara göre, şirket minivan olmayan başka bir konsept üzerinde çalışıyor ki onun da KKD platformunda son rötuşları atılıyor.
  20. Drag köşemizin bu haftaki konukları, Chevrolet Corvette, Porsche 911 ve Audi R8 olarak belirlendi. Markalar ve modeller farkı olduğu gibi, ürettikleri güç ve elde ettikleri performans da bir o kadar farklı. Sadece tek bir nokta onları bir araya getiriyor: Hepsinin arkadan itişli olması. Chevy Corvette Stingray, 6.2 litrelik bir V8 tarafından güç alıyor. Doğal emişli motor, 479 beygir gücü ve 613 Nm tork üretebiliyor. Kendisi ayrıca terazide 1.655 kilogram geliyor. Porsche 911 Carrera tarafına baktığımızda ise, 389 beygir gücü ve 450 Nm tork üreten 3.0 litrelik çift turboşarjlı düz altı bir motorla çalıştığını görüyoruz. Kendisinin ağırlığı ise 1.509 kg olarak belirtiliyor. Son olarak Audi R8 V10 Performance RWD, gücünü normal emişli 5.2 litrelik bir V10'dan alıyor ki bu da 575 beygir gücü ve 550 Nm tork üretmesini sağlıyor. Son olarak onun ağırlığının da 1.609 kilogram olarak ölçüldüğünü belirtelim. Bütün verilere baktığımız zaman, ağırlığı her ne kadar bir tık fazla gelse de, Audi R8'in sahip olduğu gücü bu eşleşmede kendisini bir adım öne çıkarabilir diye düşünüyoruz. Corvette C8 tarafı da, güç olarak 911 Carrera'nın önünde, fakat tahmin edebileceğiniz üzere Porsche ondan daha hafif. Lafı daha fazla uzatmadan, bu cesur üçlünün drag yarışı ile sizi baş başa bırakıyoruz. Bir sonraki drag yarışında görüşmek üzere!
  21. Lotus 3-Eleven'ı en yüksek hız sınırına çıkarken izlemek haftayı kapatırken oldukça tatmin edici bir olay olacaktır diye düşünüyoruz. YouTube'da bulunan AutoTopNL adlı kanal, ne güzeldir ki bunu gerçeğe dönüştürdü ve onu otobana indirerek sınırlarını denedi. 2015'te tanıtılan Lotus 3-Eleven'ı biraz daha detaylı ele alalım. Aslında kendisinin iki farklı şekilde gelen bir hız motoru var. Birisi yarış versiyonu, diğeri ise bir karayoluna uygun. İlk söylediğimiz elbette doğal olarak daha güçlü duruyor fakat bu yollar için yasal olan versiyonunun kötü olduğu anlamına kesinlikle gelmiyor. Belirtmek isteriz ki, orijinal 3-Eleven'dan sadece 311 adet üretildi. Tarihler 2018'i gösterdiğinde ise daha güçlü bir versiyon olan Lotus 3-Eleven 430 tanıtıldı. Alman Otobanı'nın sınırsız bölümlerinde en yüksek hızına çıkabilen 3-Eleven, yukarıda saydığımız 311' örnekten biriydi. Kendisi, "Edelbrock Roots" tarzı bir süper şarjöre bağlı 3.5 litrelik bir Toyota 2GR-FE V6 motorundan güç alıyor. Yasal yol versiyonu için 414 beygir gücü ve 410 Nm tork olarak üretiyor ve tartıda 925 kilogram geliyor. Bu arada bazı revizyonlar ile bahsettiğimiz sürümün 464 beygir gücü ve 525 Nm tork ürettiğini belirtmek isteriz. Daha güçlü ve yasal yollara uygun olan Lotus 3-Eleven 430, 430 beygir gücü ürettiğinden mütevellit ismi buradan geliyor. Test edilen yasal yol versiyonlu 3-Eleven'ın en yüksek hızının saatte 290 kilometre olduğu tahmin ediliyor. Aşağıdaki videoda ise görüyoruz ki sürücü, bu tahmini denemeye çalıştığı zaman başarısız oluyor. Sadece 270 km/sa hıza çıkmış olmasına rağmen, eğlenmekten bir an olsun ödün vermiyor.
  22. Bir dönemler performans dünyasının ayrılmaz ikilisi olan Mercedes-AMG ve V8, yolun sonuna gelmiş olabilir. Alman üretici artık gücünü elektrikten alan motorlar üzerine yoğunlaşmaya başladı. Bu metamorfoz süreci, bir devrin sonunu getirmiş olabilir. Yeni nesil GLC Serisi'nin tanıtım tarihi yaklaştıkça, Mercedes-AMG E63 S Final Edition hakkındaki detaylar da netleşmeye başladı. Alman meslektaşlarımızdan gelen iddialara göre "Final Edition" takısı, son kez V8 kullanacak AMG E-Serisi Sedan'a işaret ediyor. İddialara göre W214 nesli Mercedes E-Serisi modelleri, hatta AMG türevleri bile, V8 motorlara veda edecek. Şimdilik Mercedes tarafından doğrulanmayan bu iddiayı, içerideki kaynaklarımızdan doğrulama fırsatı bulduk. Yani şu anda markanın yönetim katında sekiz silindirli motorların fişinin çekilmesi tartışılıyor. AMG E63 S Final Edition da, alınabilecek son V8 motorlu model olacak gibi görünüyor. Dış tasarımında mat bir renk seçeneğine sahip olacak AMG E63 S Final Edition, karbon fiber parçaları ve 20 inçlik jantları ile dikkat çekiyor. Kabin içerisinde de bol bol karbon fiber dokunuşa ev sahipliği yapan modelin tüm detaylarını yakın zamanda öğrenme fırsatı da bulacağız. Geçtiğimiz yıl "kalite" problemleri nedeniyle Mercedes'in ürün gamından V8 motorları kısa süreliğine kaldırdığını görmüştük. AMG patronu Philipp Scheimerspoke, V8'in en az bir 10 yıl daha yaşayacağını iddia ediyor olsa da biz bu duruma pek olur gözle bakmıyoruz..
  23. İlk zamanlarda sadece uçak motoru üreten şirket, 1928 yılında satın aldığı Fahrzeugtechnik Eisenach A.G. otomobil şirketinden sonra otomobil üretimine girmiştir. BMW ilk otomobil seri üretimini 1929'da 3/15 PS ismindeki otomobil ile başlamıştır. 1945 yılında 2. Dünya Savaşi' nın sona ermesi ile birlikte müttefik kuvvetler firmanın fabrikalarını kullanılamaz hale getirmiş ve BMW 1948 yılında daha ucuz motorsiklet üretimine geçene kadar mutfak ve bahçe malzemeleri üretmiştir. BMW' nin otomobil piyasasına dönüşü 1950' li yıllarda olmuş olsa da düşük satışlar pek iç açıcı olmamiş ama firma 1960' lı yıllarda muhtelif spor sedanyapan bir firmaydı. Bu yüzden parçalı amblemin mavi kısmı gökyüzünü beyaz kısmı da uçak pervanesini temsil etmektedir. Başka bir iddia ise amblemdeki mavi beyaz renklerin Bavyera eyaletinin renklerinden geldiğidir. Bayerische Motoren Werke Aktiengesellschaft (AG) (Türkçe: Bavyera Motor Fabrikaları Anonim Şirketi) veya yaygın olan kısaltmasıyla BMW, 1916 yılında kurulan Alman, otomobil, motosiklet, motor ve bisiklet üreticisi. BMW ayrıca, Mini ve Rolls-Royce, otomobil şirketlerinin sahibidir. Çalışan sayısı 107.539 dur. 2007 cirosu 56,018 Milyar Avro’dur, Çalışan sayısı 107.539 dur. 2007 cirosu 56,018 Milyar Avro’dur, aynı yıl 1.541.503 otomobil üretmiştir. Bu üretimin 1.302.774 adet BMW markası altındadır. Ayrıca aynı yıl motosiklet üretimi 103.396 adettir. Sadece motorsporlarına özel BMW M'i de bünyesinde bulundurur. Şirketin sloganı ve resmî kurumsal dili İngilizcedir. Sloganı 'sheer driving pleasure' (Gerçek Sürüş Keyfi). Bu sloganla, ünlü Alman teknolojisini ve AR-GE'deki kendine güveni vurgulamaktadir. Karl RAPP Münih yakınlarındaki eski bir bisiklet fabrikasında Rapp-Motorenwerke’yi kurdu. Kendi ürettiği uçak motorlarında titreşim sorunlarıyla karşılaşan ve bunu çözemeyen Rapp, Austro-Daimler lisansi ile uçak motoru üretimine başladı. O sıralarda dört zamanlı motorun mucidinin oğlu olan Gustav Otto, Rapp’ın fabrikasının çok yakınında motor üretmekteydi. Otto, daha sonraları BMW ile büyük başarılara imza attı. 1916 Gustav Otto, Frans-Josef Popp ve Karl Repp Gustav Otto’nun katılımıyla Bayerische Flugzeugweke AG (BFW) kuruldu. (Bavyeralı Uçak Üreticisi) . Aynı yıl Rapp-Motoren Werke, Bayerische Motoren Werke GmbH adını aldı ve şirketin ilk CEO’su Franz-Josef-Popp oldu. 1922 yılında BFW AG ve BMW GmbH birleşerek günümüze kadar gelen BMW AG’yi oluşturdu. Viyanali finans uzmanı Camillio Castiglioni tarafından desteklenen iki Avusturyalı olan Franz-Popp ve Max Friz BMW AF’nin yeni sahibi oldular ve BMW ismi doğdu. 1917 BMW ilk uçak motorunu üretti. Type IIIa. Su soğutmalı sıralı 6 silindirli olan motor Friz tarafından geliştirilen bir yeniliğe sahipti. “Yüksek İrtifa Karbüratörü” Bu sayede motoor yüksek irtifalarda tam güç çalışabilmekteydi. 1918 BMW o günler için çok etkileyici olan bir başarı elde etti. BMW IIIa motorlu bir uçak 5000 metre irtifaya 29 dakikada çıktı. BMW motorlarına olan yüksek talep o günlerde oluştu. 1920 Martin Stolle’nin geliştirdiği M2 B15 Victoria isimli modelde kullanıldı. Bu BMW’nin ürettiği ilk motorsiklet motoruydu. 1922 Neulerchenfeldstrass’de ilk BMW fabrikası kuruldu. Otto’nun eski fabrikasının üzerinde olan alan bugünkü Münih Olimpiyat Stadının yakınlarıdadır. 1923 BMW R32 üretildi. Max Friz tarafından tasarlanan motorsikler 500cc hacminde bir motora sahipti ve şaft tahrikli sistemle çalışıyordu. Daha önceleri üretilen Flink (148cc) ve Helios (500cc) modelleri zincir tahrikli idi. Bu tarihten itibaren bir motorsikleti ilerletmenin en iyi yolunun bir şaft kullanmak olduğuna karar veren BMW, 1923 R32’den beri şarflı sistem kullanmaktadır. 1925 1924’te İran’a yapılan ilk uluslararası uçuşta bir BMW motorunun kullanılmasının ardından 1925’te BMW R39’u tanıttı. BMW’nin ilk tek silindirli modeli olan 250cc hacminde motora sahip olan bir spor modeldi. 6,5bhp gücünde olan motorula 100kmh’lik bir son sürate ulaşıyordu. 1926 BMW VI motoru taşıyan deniz uçağı Rorhbach Ro VII 5 dünya rekoruna imza attı. 1927 1927 yılı havacılık tarihinde 87 Dünya rekoruna sahne oldu. Bunlardan tam 29 tanesi BMW motoru taşıyan uçaklara aitti. 1928 BMW Eisenach/Thuringia’daki otomobil fabrikasını satın aldı ve Dixi isimli bir aracın üretimi için lisans aldı. Şirket Amerikalı firma Pratt & Whitney lisansı altında radyal uçak motorları üretimine başladı. 1929 750cc bir BWM motoru kullanan Ernst Henne 19 Eylül 1929’da Dünya Motorsiklet Hız Rekoru’nun sahibi oldu. 216,75kmh. 1930 İlgi çekici tasarımıyla BMW Dixi’nin iki kişik spor verisyonu üretildi. Wartburg! Motor: Sıralı 4 silindir Hacim: 748cc Bore x Stroke : 56mm x 76mm Güç: 3500rpm’de 18bhp Şanzıman: 3ileri 1 geri Maksimum Hız: 85kmh Lastik Ölçüsü: 4 x 19 Üretim Adedi: 150 Wartburg Roadster teknik anlamda diğer 3/15’lerden bazı farklılıklar taşıyrodu. Değiştirilmiş bir silindir başı ile sıkıştırma 5,6:1’den 7:1’e çıkartılmış, bakırdan yapılan hava emiş sistemi ve çift yönlü çıkan egzostlar sayesinde motor 3bhp güç kazanmış ve 500rpm daha fazla devir çevirebilir olmuştu. Yalnızda 150 adet üretilmesine rapmen Wartburg Roadster Alman üreticinin ününe büyük fayda sağlamıştır. Motorsporlarında hızla ünlenen WartBurg 1930’da Nurgbutgring’de yapılan Efiel yarışlarında ilk üç sırayı kazanmıştır. Hava soğutmalı radyal motorlara olan talepler 1930’ların başında oldukça arttı. En büyük etken bu motorların mükemmel güç/ağırlık oranıydı. Wolfgang von Granau Kuzey Atlantik’i 44 saatte aşmayı başardı. Dornier Whale marka uçak BMW motoru taşıyordu. BW Xa ve BMW Hornet Münih’te üretilen ilk radyal motorlardır. 1931 Austin Seven’ın Alman versiyonu 1931 DA/4 DIXI, T-Model’in Avrupalı rakibi haline geldi. 1927’de 42 Dixi DA/1 Almanya’da üretildi. 1928 ve 1929’da 9.308 Dixi DA/1 üretildi. 1931’de 12.468 Dixi DA/1 üretildi ve 1931’den itibaren üretilen DA/4’ler tamamen BMW markası altında üretildi. DA/4 modellerinde bağımsız ön süspansiyonlar kullanırken, 18bhp’lik motora sahip araç 85kmh’lik son hıza sahipti. Austin’lerden ayırt edilmesi için BMW üretimlerinde radyatör kapağında 3 adet yapraklı logo kullanıldı.
  24. Kurulduğu yıllarda daha çok kamyon ve otobüs gibi ağır vasıtalar üretiyordu. İlk olarak 1927 yılında ”Volvo ÖV 4“ adını verdikleri otomobili üretti. O yıllarda yavaş yavaş da olsa otomobil dünyasında kendinden söz ettirmeyi başarmıştır. İlk otomobilinden sonra daha çok ağır vasıta üretmeye başladı. 1928 yılında ürettikleri ve “Serie1” adıyla tanıttıkları ilk kamyonu piyasaya sürdüler ve bu kamyon kısa süre de İsveç dışından da olumlu tepkiler almayı başardı. Serie 1 oldukça başarılı olmuş olacak ki, bu kamyon üretildikten sonra diğer ülkelere kamyon ticaretine başlandı. Bundan sonra Volvo 1934 yılında “B1” adını verdikler ilk otobüsünü üretti. Bu yıllarda II. Dünya Savaşı halen sürdüğü için diğer otomobil şirketleri gibi Volvo da binek araca yönlenemedi. Savaş nedeniyle 1940’lı yıllarda uçak motorları üretmeye başladı. 1964’ten başlamak üzere Volvo birçok ülkede büyük üretim tesisleri açmaya başladı. 1999 yılında ise Volvo şirketinin otomobil bölümünü Ford’a sattı. O tarihten sonra sadece ticari araç üretmeye başlayan Volvo, 2001 yılın Renault’un ağır vasıtalar bölümünü satın aldı. Volvo’nun otomobil üretimi kısmını alan Ford, 2010 yılında bu bölümü Çinli Geely Şirketi’ne sattı. Volvo artık Çin piyasasına girmiş oldu. 2010 yılından sonra Volvo’nun satış grafiklerine baktığımızda dünya çapında binlerce araç sattığını görmekteyiz. Logosunda da İsveç çeliğinin dayanıklılığına vurgu yapan Volvo,dayanıklılığıve otomobillerini tasarımlarında kullandıkları güvenlik önlemleri bakımından son yıllarda en çok üreten ve satan otomobil markalarından biri. Başta İsveç olmak üzere dünyada Volvo kullananların sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
  25. Yıldızın hikâyesine geçmeden önce, sonradan bir araya gelerek birleşecek olan iki rakip mucitten bahsetmek istiyoruz: Gottlieb Daimler ve Karl Benz. Gottlieb Daimler, 1876’da ilk 4 zamanlı motoru icat eden Nikolaus Otto’nun ekibinde yer alıyordu. Daha sonra Otto’dan ayrılarak kendi atölyesini kurdu. Ateşleme, motor devri, yakıt ve en önemlisi çağdaşlarının da temelini oluşturacak karbüratörler konusunda önemli mesafe kat etti. Oysa başka bir mucit, Karl Benz, Daimler’in geliştirdiği sistemleri daha da ileri taşıyıp ondan önce davranarak, dünyanın ilk otomobilini icat edecekti. 9 Ocak 1886 günü Karl Benz, Alman Patent Bürosu’na tüm medeniyetinin akışını değiştirecek bu yeni icadıyla başvurusunu yaptı. Bu icat, sanayi devriminin geldiği en üstün noktayı simgeliyordu. Çünkü ilk defa otomobil yani “kendiliğinden hareket eden araç” üretilmişti. Aynı yıl içinde Daimler de kendi otomobilini üretecekti. Gottlieb Daimler belki “otomobilin mucidi” ünvanını Karl Benz’e kaptırmıştı ama çalışma aşkı ve azmi sayesinde çok daha iyi otomobiller üretmeye başlayacaktı. Öyle ki kısa sürede herkes Daimler otomobillerinden hayranlıkla söz etmeye başlamıştı. Ertesi sene Avusturya Nice Başkonsolosu ve işadamı Emil Jellinek, Daimler’i ziyaret etti ve çok merak ettiği bu otomobillerden bir tane satın aldı. Jellinek, Daimler otomobiliyle Fransa’ya döndüğünde hayli ilgi uyandırdı. O da bu ilgiyi girişime dönüştürdü ve 1898’den itibaren yüksek sosyeteye otomobil satmaya başladı. 1899’da Daimler Motor Şirketi’nden (DMG) 10, ertesi sene 29 otomobil getirtecekti. Otomobil onun için sadece bir girişim değil aynı zamanda bir tutkuydu da. Yine 1899’dan itibaren Nice’teki yarışlarda yer almaya başladı. Bu yarışlara kızının adı olan “Mercedes” ismiyle katılıyordu. Otomobil tutkunları arasında bu isim o kadar benimsendi ki, Jellinek’in sürücü isminden, otomobilin ismi haline geldi. 1900 yılından itibaren DMG ve Jellinek ortaklığıyla üretilen yeni motor ve otomobillerin adı da artık Mercedes oldu. Jellinek, Mercedes’iyle elde ettiği yarış zaferleri sonucu sadece Nisan 1900’de 36 otomobil satacaktı. Emil Jellinek, elde ettiği bu başarıların ardından Haziran 1903’te soyadını Jellinek-Mercedes olarak değiştirmek için izin aldı. Bunun üzerine şöyle bir yorum da yapacaktı: ”Bir babanın kızının adını alması herhalde ilk kez oluyordur”. Amblemin Anlamı: Şirketin kurucusu Gottlieb Daimler, Deutz'daki motor fabrikasındaki görevinin ilk yıllarında, Köln ve Deutz manzaralı evinin tepesine bir yıldız amblemei koymuş, eşine yazdığı mektuplarda bu yıldızın günün birinde başarıyı ve gücü temsil edeceğini ve fabrikasının üzerinde parlayacağını söylemişti. Yıldız Daimler'in, motorlu araçların "karada, suda, havada" evrenselliğini simgelemktedir. 1909'da tescil edildi. 1916 yılında yıldızın etrafı, içinde dört küçük yıldızın ve Mercedes isminin yer aldığı bir daireye çevrildi. 1926'da Daimler-Benz birleşmesi ile Benz'in defne yapraklarından çelengi yıldızın etrafını sardı.
  • Profil Reklam Alanı
  • Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
    Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
×
×
  • Yeni Oluştur...