Jump to content
×
×
  • Yeni Oluştur...

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

Weblep.Com'a Hoş Geldiniz !

Weblep.Com'da aradığınız herşeyin çok daha fazlasını bulabilirsiniz , forum slayt reklam alanının da ilerleyen tarihlerde içerikler yer almaya başlauyacaktır.

WebLep Hosting ve Tasarım

  • Profil Reklam Alanı

bilgiadresi34

Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    120
  • Üyelik Tarihi

  • Son ziyaret

  • Ticaret Puanı

    0%

bilgiadresi34 kullanıcısının paylaşımları

  1. Almanca’da “halkın arabası” anlamına gelen Volkswagen, Nasyonal Sosyalist Alman Partisi tarafından kurulmuştur. Volkswagen’in sahip olduğu markalardan bazıları Porsche, Bugatti, Bentley, Audi, Seat, Lamborghini, Skoda ve Scania‘dır. 2008 yılı itibari ile Brezilya’da kamyon ve otobüs üretimine de başlamıştır. Firmanın sloganı ‘Das Auto’ dur. Bu sloganın asıl amacı firmanın Alman kökenli olduğunu belli etmektir. 1940’lı yıllarda savaşın gerekliliği olarak Volkswagen firması ordu için füze ve kara araçları üretmekteydi. Volkswagen’in o zamanlar sloganı ‘teknolojiyi biz üretiriz onlar uygular’ olmuştur. Dünyanın ilk hava soğutmalı motorunun üreticisi Volkswagen olmuştur. Bu üretimin sebebi su soğutmalı motorların Rusya cephesinde olan başarısızlığıdır. Su soğutmalı motorlar aşırı soğuklarda donmakta ve işlev göremez hala gelmekteydi. 1953 yılına gelindiğinde Almanya’nın en çok otomobil üreten şirketi Volkswagen olmuştu. Volkswagen projesi, Adolf Hitler’in Alman halkını otomobil sahibi yapmak için uyguladığı en büyük atılımdır. Markanın gelmiş geçmiş en çok satan modeli Golf olmuştur. 1983 yılında çevrecilik ile ilgili yatırımlarını arttıran Volkswagen, ikinci nesil Golf modellerine, katalizör dediğimiz, egzoz gazını filtreleyen sistemi de satışa sundu. O günden itibaren çevreye saygı firmanın satış sloganı halini aldı. Volkswagen gençleri de unutmamış, onlar için de GTI modelini piyasaya sunmuştu. 16 subaplı bu model, Dünya A Tipi Ralli Şampiyonası’nı kazanıp çok meşhur olmuştur. 23 Mart 1987 yılında 50 milyonuncu Volkswagen üretildi ve o zamanların Avrupa’da en çok satan otomobili açık ara Volkswagen oldu. Bu büyük otomobil üreticisi her zaman kendini güvenlik ve hız konularında geliştirmeyi tercih etti. Bunu yaparken sloganlarını “çevreci bir otomobil” olarak belirledi. Türkiye’de ilk olarak kaplumbağa veya tosbağa diye adını duyduğunuz Volkswagen markası, Adolf Hitler’in emri üzerine Porsche tarafından tasarlanmıştır. O zamanlar yolda gidebilen ve saatte 60 mil (100 kilometre/saat) hızı geçebilen ilk araba olarak tasarlanmıştır. Bu otomobil Adolf Hitler için çok önemliydi çünkü zaman, yenilmesi en zor engeldi. İngilizce anlamı böcek (Beetle) olan bu model tüm dünyada 2003 yılına kadar üretilmiş, satış rakamları 20 milyonu geçmiştir. Yeni kasası ile de hala satışta olan Beetle, savaş günlerinden günümüze kadar ulaşmayı başarabilmiştir. Günümüzde bütün markalarıyla birlikte, en çok üretim yapan ve otomobilleri dünyanın her tarafında kullanılan Volkswagen, dünyada da 7 farklı fabrikaya sahiptir. Ticari sınıfında da iddialı olan Volkswagen ülkemizde de yüksek satış rakamlarına sahiptir.
  2. Soichiro Honda… Bisiklet tamircisi babasına yardım ederek mekanikle ilk tanışıklığı başlıyor.Metalürji üzerine eğitim almaya başladı ve çok geçmeden kafasında piston segmenti üzerine harika bir proje tasarladı. Tamirat işlerinde meraklı ve becerikli genç Honda boş vakitlerinin büyük bir kısmını icadını gerçekleştirmek üzere geçirdi. Eşinin takılarını satacak kadar karşı karşıya kaldığı maddi sıkıntıları göz ardı ederek, Soichiro Honda, planladığı projeyi bitirmeye odaklandı. Yıllar üst üste bindikçe hedefine daha da çok yaklaştığını hissetti ve sonunda projesini tamamladı. Projeyi tamamladıktan sonra ise ürünü Toyota’ya sundu fakat ürün Toyota tarafından standartlara uymadığı gerekçesiyle geri çevrilmiştir. Peki ya sonra? Honda Marka Tarihi ve Gelişimi Honda azmeder ve çalışmalarını ara vermeden devam eder. 2 yıl sonra revize edilmiş projesiyle ürününü tekrar Toyotoya sunar ve kabul edilir. ÜrünToyota tarafından satın alınır. Sonrasında ise Honda kendi fabrikasını kurmaya karar verir. O dönem ülke savaşa hazırlandığı için Honda’nın fabrika duvarına beton arayışları geri çevrilir. Ekibinde ki arkadaşlarıyla kendi çimentolarını üretmek için yollar ararlar ve bulurlar. Nihayetinde fabrika kurulur. Honda Marka Tarihi: Fabrika Kurulur Fabrikayı kurar ancak beklenmeyen bir süprizle ikinci dünya savaşı bir anda kara bulut gibi her yere çöker. Savaşın başladığı süreçten biteceği sürece kadar fabrikasının önemli imalat bölümleri iki kere bombalanır. Peki Honda bundan sonra ne yapar? ABD ordusunun fırlatıp attığı benzin tenekelerini biriktirmeye koyulur ve bu tenekelere “Başkan Truman’ın Armağanları” ismini verir. Çünkü asıl amacı o topladığı tenekeleri kendi imalatında ham madde olarak kullanmaktır. Malum ikinci dünya savaş döneminde Japonya’da bu tür ham maddeler bulunmamaktadır. Sonunda tüm olumsuzlukları ardımda bıraktım derken bu sefer de bir deprem, fabrikasını yerle bir eder. Honda da o sırada piston operasyonunu Toyota’ya satmaya karar verir. Savaş sonuçlandığında ise Japonya’nın durumu tam bir felaketten ibarettir. Ülke karışıklık ve kıtlık içinde kalmıştı. Özellikle benzin bulunamıyordu. Honda, bu soruna çözüm yolları ararken, ordudan 2 zamanlı 500 adet motor tedarik ederek güçlendirdiği bisikletlere monte etti. Güçlendirdiği bisikletleri ise transmisyon kayışıyla aha da güçlendirmeye karar verdi. Böylece ilk ‘ Honda Motosikleti ‘ fiili anlamda ortaya çıkmış oldu. Kullanımı pratik, kesinlikle ustaca hazırlanmış, sade ve ekonomik bu motosiklete talep sınırları zorlar nitelikte oldu. Askeriyeden temin ettiği motorları tüketen Honda, fabrika kurmaya karar verdi fakat bunun için yeterli parası yoktu. Honda ülke genelinde ki tüm bisikletçilere projesinden bahseden mektuplar gönderdi ve maddi destek istedi. Bisikletçilerden yaklaşık 4500 tanesi destek olmak hususunda onay verdiler. Honda bu icadın Japonya’ya hayat vereceği fikrini onlara harika bir şekilde anlatmıştı. Üretim başladı fakat aksi bir durum daha ortaya çıktı. Kullanıcılar motorlu bisikletlerin çok ağır olmasından yakınıyorlardı. Honda bu problemi de çözdü. Çok daha hafif ve biraz daha küçük Super Cub adında yeni bir model üretti. Bir gecede büyük bir başarı yakalayan Honda’ya İmparatorluk nişanı verildi.Bu durumun akabinde motorlu bisikletlerini ihraç etmeye başladı. Sonra ne oldu peki?
  3. Daha sonraları “Dodge Brothers Motor Vehicle Company” markasını kuracak olan John ve Horace Dodge da bu yatırımcılar arasındadır. Henry Ford, Ford’un Detroit’te yer alan ilk fabrikasını kurduğunda 40 yaşındaydı. Amerika’da kurulan ve dünyanın ilk otomobil üreticisi olan Ford şirketinin resmi kuruluş tarihi ise 16 Haziran 1903‘tür. Dünya genelinde 110 fabrikası ve 300 bine yakın çalışanı ile 6 kıtada otomobil üreten Ford; Aston Martin, Lincoln ve Mercury ile aynı grupta yer almaktadır. Daha önceleri Jaguar, Land Rover ve Volvo markalarını da kapsayan Ford, 2008 yılında Jaguar ve Land Rover markalarını Hint otomobil üreticisi Tata‘ya satmıştır. 2009 yılında ise Volvo markasını Çin otomobil üreticisi Geely‘ye satmıştır. Henry Ford’un soyadından gelmekte olan Ford markası, mavi bir fon üzerine italic font ile yazılmış Ford yazılı amblemi ile üretilmektedir. Bu amblem; 1903 yılından beri var olan Ford markası için nostaljik bir geçmişi ifade ediyor. İlk olarak 1908’de ortaya çıkan Modell T, beş yıllık süreçte büyük bir üne kavuştu ve Amerika yollarını kapladı. 1913 yılında üretim teknolojileri alanında dünyayı etkileyecek yeniliklere imza atan Ford, yürüyen bantlı üretime geçiş yaptı ve verimliliği çok büyük oranda arttırdı. 1918 yılına gelindiğinde Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılan otomobillerin yarısını Modell T oluşturmaktaydı. 1908’den 1927 yılına kadar süren 19 yıllık süreçte 15 milyon otomobil satmayı başaran Ford, 45 yıl sürecek bir rekora da imza atmış oldu. Günümüzde merkezi Amerika’nın Michigan eyaletinde olan Ford, Lincoln ve Mercury markalarını da bünyesinde bulundurmaya devam etmektedir. Buna ek olarak Mazda’ya ortak olan Ford, ayrıca Amerika’nın en büyük otomobil kiralama şirketlerinden birisi olan “Hertz” firmasının da sahibi konumundadır.
  4. Evet, bugün dünyanın en ünlü otomotiv şirketlerinden olan Opel, işe dikiş makineleri üretmekle başladı. Dikiş makinelerinin kalitesi ve müşteri memnuniyetinin başarısı sonunda hızla büyüme gösteren Opel, kısa sürede üretim yeri olan inek ahırını Rüsselsheim’da daha özel bir mekâna taşıdı. Dikiş Makinesi Tuttu, Şimdi Sıra Bisiklette Dikiş makinesi üretimiyle başlayan Opel’in tarihçesi, Adam Opel’in 1886’da “penny-farthing” olarak da bilinen, yüksek tekerlekli bisikletleri piyasaya sürmesiyle daha da ilginçleşiyor. Hatta Adam Bey’in iki oğlunun yüksek tekerlekli bisiklet yarışlarına katılmasıyla ve bu bisikletlerin ne kadar da verimli bir ulaşım imkânı sağladığını göstermesiyle Opel, omuz omuza vermiş bir aile şirketinin nasıl olması gerektiğini tüm dünyaya gösterdi. İlk Arabaların Ömrü Çok Uzun Sürmedi Hikâyenin bu kısmı biraz acıklı. Adam Opel 1895’te hayata veda eder, Opel’in iki oğlu araba tasarımcısı Friedrich Lutzmann ile ortaklık yapar ve 1899’da ilk arabalarını üretirler. Opel-Lutzmann olarak piyasaya sürülen bu otomobiller ilk arazi araçlarının üretiminin temellerini oluştursa da pek başarılı olmaz, iki sene sonra ortaklık sona erer. Motivasyonu Düşürmek Yok, “Yola” Devam Adam Opel’in zorluklar karşısında pes etmeyen, girişimci ruhlu ve mangal yürekli iki oğlu, Opel araba üretme konusunda ısrarcı olmaya devam eder. 1901'de Fransa’nın Automobiles Darracq S.A.’sı ile bir lisans anlaşması imzalar ve “Darracq Opel” isimli otomobiller tasarlanır. 2 silindir gücünde motora sahip, Darracq şasesi üzerine monte edilmiş Opel gövdelerden oluşan bu araçlar, ilk olarak 1906’da Hamburg Motor Fuarı’nda sergilenir ve 1906’da üretimlerine başlanır. Bu arada Opel, 1901 yılında motor sporlarındaki ilk zaferini elde eder, 1907’de ise Opel test sürücüsü ve şirket yarış arabası sürücüsü Carl Jörns, Taunus bölgesinde düzenlenen Kaiser Ödüllü Yarışı’nı kazanır ve Opel de en iyi Alman otomobili olarak Kaiser Ödülü’nü alır. O Bir Efsane “Doktorun Arabası” 1909’da “Doktorun Arabası” olarak da bilinen "Doktorwagen" piyasaya sürülür. Uygun fiyatlı kompakt bir araba olan "Doktorwagen"ın güvenilirliği ve sağlamlığı fizikçiler tarafından takdir edilmiş, araç Opel tarihindeki önemli yerini almıştır. Başarıya ulaşan şirket 1911 yılında tatsız bir olay yaşar. Opel fabrikası, çıkan bir yangınla yok olur. Fakat bu talihsiz (gibi görünen) olay sonunda Opel, yepyeni makinelerle donatılmış modern bir fabrika kurar, dikiş makinesi üretimini tamamen durdurur. Takvim 1913’ü gösterdiğinde Opel, Almanya’nın en büyük araba üreticisi konumuna gelmiştir. Şimdi Biraz Hızlanalım General Motors 1929’da şirketin %80’ini, 1931’de ise %100’ünü satın alır. Daha sonra ’Blitz’’ışıklı kamyonların üretimi için kurulan ikinci fabrika, satılık Opel otomobillerinin çeşitlerinin artması, sadece arabalarıyla değil sektörde yaptığı ilkler (Örneğin müşteri hizmetleri eğitimi için okul kuran ilk otomobil üreticisi Opel’dir.) gibi gelişmelerle Opel, ikinci el ya da sıfır olsun, tüm dünyada en çok tercih edilen otomobilleri üreten dev marka olarak adını tarihe yazdırır. Şöyle bir bilgi ile yazıyı bitirelim: Opel’in logosundaki tekerlek güveni, şimşek ise hızı simgeliyor.
  5. Bugün dünyanın en önemli otomobil markalarından biri olan Fransız Citroën markası, 100 yıldan uzun süredir bulunduğu otomobil piyasasında 300’den fazla model üreterek başarının hak edilen bir şey olduğunu göstermiştir. Savaşlar, zorluklar, yarışlarla dolu Citroën’in hikayesinin şaşırtıcı detaylarına yakından bakalım. Otomobilden bahsederken kuşkusuz adını anmadan geçemeyeceğiniz dünya çapındaki en önemli markalardan biri olan Citroën, 100 yıldan uzun süren bir yolculuğun sonunda otomobil piyasasında kendine hatırı sayılır bir yer kazandı. Yalnızca otomobil değil, bir hayat tarzı tasarlayan Citroën imzalı 300’den fazla model bulunuyor. Yüz yıllık geçmişe sahip olan marka, yakın tarihin en önemli canlı tanıklarından bir tanesi. Citroën markasının geçmişinde savaşlar, ekonomik krizler, yarışlar ve çok daha önemlisi bir azim hikayesi yatıyor. Azmin sahibi yalnızca markanın kurucusu André Citroën değil, ondan bu bayrağı devralarak markayı bugüne getiren diğer yöneticiler de başarının gizli kahramanlarıdır. Bugün bir otomobil devi olan Fransız Citroën markasının zorluklarla olduğu kadar başarılarla da dolu hikayesinde şaşırtan detaylar saklı. Her şey mermi üretimi ile başlamıştı: Citroën markasının kurucusu 1878 doğumlu mühendis André Citroën, mühendis subay olarak çalıştığı ordudan ayrıldıktan sonra arkadaşlarıyla beraber dişli çark üretimi yapan bir fabrika kurdu. I. Dünya Savaşı sırasında ise bu fabrika günde 20 bin obüs mermisi, birkaç hafta sonra ise günde 55 bin obüs mermisi üretmeye başladı. Savaş bittikten sonra André Citroën, üretim gücünü otomobil üretim piyasasına kaydırmaya karar verdi. 1919 yılında ilk Citroën marka otomobil olan Type A piyasaya sürüldü. Reklamın önemini kavramış olan André Citroën, 1922 Paris Otomobil Fuarı’nda bir uçakla gökyüzüne Citroën yazdırdı. 1925 yılında ise bu sefer Citroën yazısı, 600 kilometre kablo kullanılarak 30 metre yükseklikteki Eyfel Kulesi’ne yazılmıştı. André Citroën, 1922 yılında piyasaya sürülen yarı paletli araçların gücünü göstermek için özel bir filo hazırladı ve bu filoyu Afrika çöllerine gönderdi. İlk çelik gövdeli otomobil olan B10 modeli ile birlikte bu araçlar Afrika kıtasını kuzeyden güneye geçerek güçlerini ispat ettiler. Citroën 1924 yılında tam 50 bin araç üretti. Citroen'in ürettiği ilk modeller: Citroën dönemin en lüks araçlarından biri olan B14 modeli ile birlikte ilk Fransız ticari aracı olan B15 modelini tanıttıktan sonra 1929 yılında ilk yüksek hızlı kamyon olan C6 1 modelini ve geliştirilmiş C4F modelini piyasaya sundu. 1931 yılında ise André Citroën gözünü Asya pazarına dikmiş ve Afrika’da yaptığına benzer bir gösteriyi bu bölgede de gerçekleştirmişti. Gelişim sürecini hız kesmeden sürdüren Citroën; 8CV, 10 CV ve 15 CV modellerini Paris Otomobil Fuarı’nda tanıttıktan sonra 1934 yılında Type 7A modeli ile otomobil dünyasına yeni bir soluk getirdi. Ancak bu yenilikler bile şirketin zorlu bir sürece girmesine engel olamadı. 1935 yılında Citroën şirketinin kurucusu André Citroën’inin hayatı kaybetmesi ile yerine CEO olarak Pierre Boulanger geçti. Boulanger’in devraldığı miras, ciddi finansal zorluklar ve Michelin borçları yüzünden hükümet ile sonu gelmez bir mücadeleydi. Şirketin her şeye yeniden başlayacak adımlar atmaktan başka çaresi yoktu. II. Dünya Savaşı ve havaya uçurulan Citroën fabrikası: Citroën, 1936 yılından sonra art arda yeni modeller tanıtıyor ve eski gücüne yeniden kavuşuyordu. Bu dönemde tanıtılan modeller arasında 11 MI dizel, Traction Avant serisinin yeni üyesi 15-Six ve yeni ticari araç TUB vardı. Bu süreçte araçlar yenileniyor ve benzinli modellerin çok daha güçlü performans sunmaları hedefleniyordu. Citroën’in çalışmaları 2. Dünya Savaşı sırasında bile hız kesmedi, ta ki 1945 yılında Javel’de bulunan fabrikaları bombardıman sırasında havaya uçurulana kadar. Yaralarını hızla saran şirket aynı yıl Paris Otomobil Fuarı’nda 11B, 11BL ve 15-SixG modellerini sunmayı başardı. 1948 yılında ise 1990 yılına kadar beş milyondan fazla üretimi yapılacak 2CV modeli tanıtıldı. 1955 yılı ve sonrası Citroën, o dönem bilim kurgu filmlerinden çıkmış gibi görünen DS, ilk dört çeker kamyon olan 46 DCU ve Monte Carlo rallisini kazanacak olan ID 19 modellerini tanıttı. ID 19 ile birlikte Citroën, yarış dünyasında yerini almaya hazır otomobil markalarından biri olduğunu herkese duyurdu. Yıllar Citroën için hızlı geçiyor: 1961 yılında Ami 6 modelini aynı gün tüm Avrupa’da satışa sunarak bir ilki başaran Citroën, efsane Dyane serisi ile 1960’lı yılların Avrupa’sına unutulmaz bir imza bıraktı. 1970’li yılların başında Maserati ile ortak çalışması olan SM modelini piyasaya sunan Citroën, GS modeli ile 1971 yılında yılın otomobili seçildi. 1978 yılında Dyane serisinin kompakt hali olan ticari araç Acadiane tanıtıldı. Citroën, aynı yıl LNA ve Visa modelleriyle de Paris Otomobil Fuarı’nın gözde markası oldu. 1980’li yıllarda ise ticari araçları daha kompakt yapmak adına çalışmalarını sürdüren Citroën, daha spor ve günlük kullanım amaçlı modelleri ile yine öncü konumundaydı. Ülkemizde pek bilinmese de Citroën XM modeli, şirketin kırılma noktasıydı: Citroën XM modeli 14 uluslararası ödüle layık görülerek 1990 yılının otomobil dünyasına damgasını vurdu. ZX Rallye modelinin 13. Paris-Dakar rallisini kazanması ile Citroën’in artık yarış dünyasında sarsılmaz bir yere sahip olduğunu gözler önüne serildi. AX Electric ve artık bir efsaneye dönüşen Saxo modellerinin tanıtılmasından sonra 1997 yılında Paris Otomobil Fuarı 100. yılını kutladı. Kutlama sırasında elbette fuarın yıllardır gözde markası olan Citroën öne çıktı ve Xsara Picasso modelini otomobilseverlerin beğenisine sundu. 21. yüzyılda Citroën: 2000’li yıllara geldiğimizde Citroën artık Dünya Ralli Şampiyonası’na girmiş ve C3, C5 ve C8 modellerinin geliştirilmiş versiyonları ile adından söz ettirir olmuştu. Markanın ilk SUV aracı olan C-Crosser modeli 2007 yılında tanıtıldı. 2008 yılında ise yeni Citroën C5 tanıtılarak otomobil dünyasına yeni bir soluk getirdi. 2009 yılından sonra yeni bir kimliğe bürünen Citroën, kurucusunun doğum tarihi olan 5 Şubat itibariyle art arda yeni C3, C-Zero, C4 modellerini tanıtarak dünya çapında bir marka olmanın haklı gururu ile bugün bildiğimiz Citroën haline gelmeye başladı. Citroën’in kurucusu André Citroën’in küçük bir fabrikada mermi üreterek başladığı yolculuk 100 yıldan uzun sürdü ve bugün Citroën, artık dünya çapında en önemli markalardan biri haline geldi. Bu büyüleyici yolculukta 300’den fazla modeli otomobil dünyasına kazandıran Citroën, yenilikçi çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor.
  6. Bu firma Alman menşeyi altında üretilen Audi’den başkası değil. Logosundaki dört halkanın anlamı, otomobil dünyasına yaptığı önemli katkılar ve diğer detaylarıyla Audi‘yi yakından tanıyalım. Firmanın Audi adı altında kuruluşu 1932 yılı olarak geçiyor. Fakat kökenine inecek olursak, 19. yüzyıla kadar gerilememiz gerekiyor. August Horch adlı girişimci 1899 yılında soy ismini taşıyan şirketi kurar ve yine soy adını taşıyan otomobili de 1901 yılında tasarlayarak bu büyük markanın hikayesini başlatır. Fakat kısa zaman sonra şirket içerisinde anlaşmazlıklar olur. Bu durum o kadar ileri noktaya gider ki takvimler 1910 yılını gösterdiğinde Horch kendi şirketinden atılır. Hatta durum o kadar ileri noktaya gitmiş ki, kendi soy adını bile tasarımlarında kullanamıyordu. Durum böyle olunca da farklı arayışlar içine girdi. Soy adından vazgeçmedi ve eski Latince’de aynı anlamda olan “Audi” kelimesini kullandı. Böylece markanın ismi de doğmuş oldu. Logonun Tarihçesi August Horch aldığı kararla, Auto Union adlı güç birliğini oluşturmak istedi ve bu doğrultuda Audi, Horch, DKW ve Wanderer adlı şirketler birleştiler. Bu büyük ittifakın simgesi olması adına da her bir tanesi bu şirketleri temsil etmek kaydıyla dört halkanın birleşimi tercih edildi. Birbirine geçmeli görünüme sahip olan bu halkalar, şirketlerin birbiriyle olan kuvvetli bağını ifade etmektedir. Audi’nin Dönüm Noktası Bildiğiniz üzere İkinci Dünya Savaşı, Almanlar için büyük bir yıkımı ifade eder. Böylesine muhteşem mühendislik alt yapısı büyük hasar almıştı. Savaş küllerini üstünden atmak isteyen Alman ekonomisinde, otomotiv sanayi büyük önem arz ediyordu. 1960’lı yıllarda dört halkadan birisi olan DKW, iki zamanlı motorlara sahip otomobilleri, satışlarda etkili olmuyordu. Bu noktada şirket içerisinde kadro değişimi yaşandı. Bunun akabinde ise ilk dört zamanlı motora sahip olan DKW F 102 adlı otomobil yollara çıktı. İşte bu atılımdan sonra güneş audi için yeniden doğmuş oldu. Takvimler 1966 yılını gösterdiğinde ise Volkswagen grup, şirketin % 99.55 hissesini alarak Audi’yi bünyesine kattı. Bu geçişten sonra Audi ‘nin günümüzdeki hali şekillenmeye başladı diyebiliriz. Fakat önemli bir nokta var. Audi’yi markalaştıran en büyük inovasyon 1980 yılında gerçekleşti. Bu değişim “quattro” teknolojisiyle tamamlandı. İngilizlerden sonra otomobil dünyasına binek dört çeker otomobil, “Audi Quattro” adlı spor otomobil ile ilk kez sunulmuş oldu. Hala dillerden düşmeyen audi’nin dört çeker otomobilleri izlenimi, bundan 35 yıl önce atılmış oldu. Audi firması, yıllar içerisinde geçirmiş olduğu kurumsal ve teknolojik değişimler sonrasında günümüzdeki şeklini aldı. Bunda özveri ile çalışan işçiler, yüksek mühendislik becerilerinin teknolojiyle uyumlu kullanılması ve yılların deneyimini de ekleyelim.
  7. Hyundai'nin dikkat çekici yeni MPV modeli Staria, geçtiğimiz yıl radarlarımıza takılmıştı. Önce Güney Kore'de satışa sunulan model pek çok farklı versiyon ile karşımıza çıktı. Hatta o günden beri bu MPV'nin bir servise dönüştüğünü bile gördük. İşte tasarımıyla bakışları üzerine çekmeyi başaran bu tatlı model sonunda Türkiye sınırlarına giriş yaptı. Motor1.com Türkiye ekibinin de katıldığı bir lansmanda tanıtılan model, dış tasarımı ve teknolojileri ile Türk kullanıcılarını etkilemeye geldi. Dış tasarımında uzaydan etkilenen Staria, iç mekanında da bir yolcu gemisinin salonundan esinlenmiş. Daha alçak bir konumda bulunan emniyet kemerleri ve geniş panoramik pencerelere sahip yenilikçi tasarım mimarisi, araç içindekilere ferah ve sakin bir ortam sunuyor. Sürücü odaklı kokpitte 4.2 inç renkli dijital gösterge ve 8 inç dokunmatik orta ön panel bulunuyor. Kablosuz şarj özelliğinin yanı sıra her koltuk sırasında bulunan USB şarj girişleriyle de mobil cihazların şarj edilmesine imkan tanınıyor. Anahtarsız giriş ve çalıştırma, elektronik park freni, otomatik ön ve arka klima ve geri görüş kamerası gündelik hayatı kolaylaştırırken 3+3+3 oturma düzeniyle de sürücü dahil tam 9 kişilik kapasiteye sahip. Hyundai mühendisleri Staria'nın iç mekanını tasarlarken aynı zamanda yük veya eşya taşınmasına da fırsat veriyor. 60/40 oranında katlanabilen koltukların minder kısımları da üst tarafa doğru yatırılarak ekstra alan sağlanmış oluyor. Arka sıradaki tüm koltukların bel kısımları da yatırıldığı zaman koltuklar çıkarılmadan dahi muazzam bir kargo alanı elde ediliyor. Bagaj kapasitesi, arka sıradaki koltuk öne kaydırıldığında da tam 1.303 lt hacim sağlıyor. Bu da hem aile hem de ticari amaçla kullanıma yeşil ışık yakmış oluyor. Hyundai STARIA, ülkemize 2.2 litrelik CRDi motor seçeneği ve 8 ileri tork konvertörlü otomatik şanzıman ile ithal ediliyor. Hem ekonomik hem de performanslı olan bu dizel motor, 177 bg güç ve 230 Nm tork üretebiliyor. Ülkemizde 5 farklı gövde rengi ile satılacak Staria'nın fiyatları 659.900 TL'den başlayacak.
  8. Merakla beklenen Ford Bronco Raptor, sene başında bizlerle buluşmuştu. Şimdiden talebin oldukça yüksek olduğu Bronco ailesi, bu yeni üye ile satışlarını artırmak istiyor. Tanıtım esnasında modelin net çıkış gücünü bizlerle paylaşmaktan çekinen Mavi Oval, sonunda teknik detayları da açıkladı. Açıklama, Ford CEO'su Jim Farley'den geldi. Farley, şahsi Twitter hesabından gönderdiği tweet ile modelin 425 bg güç ve 596 Nm tork çıkışına sahip olduğunu açıkladı. Explorer ST'den tanıdığımız çift turbolu EcoBoost V6 motora sahip olan Bronco Raptor, bu ünteden çok daha fazla güç üretebilecek. Bildiğimiz kadarıyla Bronco Raptor, ailenin zirvedeki modeli olacak. Hatta Ford, kendisi için "halo" tanımını kullanıyor -ki bunu teknoloji demosu olarak düşünebilirsiniz. Bronco Raptor'un donanım listesine şöyle bir göz gezdirdiğimizde Mavi Oval'in söylemek istediği şeyi çok daha iyi anlıyoruz. Güncellenmiş Dana marka akslara sahip model, daha yüksek güçlü debriyaj seti ile üretilen gücü kontrol altında tutabiliyor. Bronco Raptor ile birlikte gelen yeni süspansiyon sistemi, aracın yerden yaklaşık 33 cm yükselmesine olanak sağlıyor. Aynı zamanda Ford, model içerisine yerleştirdiği denetleme sistemleri ile de sürücüye aracın verilerini kontrol etme imkanı sağlıyor. Bununla birlikte Bronco Raptor'un, rekabet ettiği Jeep Wrangler Rubicon 392'den daha güçsüz kaldığını not etmek gerek. Yine de bu güç farkı, fiyat listelerine de yansıyor. Amerika'da Bronco Raptor, rakibinden 10.000 dolar kadar daha ucuz.
  9. Volkswagen'in "özel versiyon" haftası son hızıyla devam ediyor. Hafta başında önce Touareg'in yeni kilometre taşını kutlayan Alman üretici, şimdi de Golf R'ın 20. yaşını kutluyor. Volkswagen ailesinin "R" takısını giyen ilk modeli, yeni özel versiyonu ile neden "en iyisi" olduğunu bir kez daha kanıtlayacak. Wolfsburg menşeli üretici, Golf R 20 Years isimli özel versiyonu 2023 yılının ortasına kadar üretecek. Aile tarihinin en güçlü modeli olmaya gelen bu spesifik versiyon, 2.0 litrelik dört silindirli ve turbo beslemeli motorundan 333 bg güç üretebilecek. Literatüre "hot hatch" tanımını ekleyen Golf R, yeni versiyonu ile bir kez daha tarih yazmış olacak... Özel versiyon aynı zamanda Volkswagen'in Emotion Start adını verdiği teknolojisi ile geliyor. Bu seçenek aktif edildiğinde araç 2.500 devire ulaşarak çok daha agresif bir ses yaymaya başlıyor. R-Performance ekipmanlarını standart olarak sunacak model, tavana monte spoiler'i ve R-Performance Torque Vectoring teknolojisi ile dikkat çekecek. Bunlara ek olarak Special ve Drift isimli sürüş modları da denkleme ekleniyor. Her köşesinde "R" logosu bulunduran özel versiyon, kabin içerisinde de kimliğini hatırlatmaktan çekinmiyor. Yaşam alanını Nappa deri seçeneği ile süsleyen Volkswagen, Golf R 20 Years modelini karbon fiber elemanlarla donatmayı da ihmal etmemiş. Volkswagen'in, 2002 yılında çıkış yapan R32'den beri tam 260.000 R modeli sattığını da not edelim.
  10. Lamborghini Urus bu yıl dördüncü yaşına girmeye hazırlanıyor. Bu önemli kilometre taşını fırsat bilen İtalyan üretici, modeli makyaj operasyonuna aldı. Elimize bugün sabah saatlerinde ulaşan casus fotoğraflarda ise estetik operasyondan geçecek modelleri ilk kez görüyoruz. Geleneksel bir makyaj operasyonu geçirecek model ailesi, Urus Evo prototipleri ile karşımızda. Ön yüzündeki değişimleri gizleme konusunda pek başarılı bir iş sergileyemeyen Lamborghini, panjur tasarımındaki değişimi rahatça görmemize olanak sağlıyor. Model aynı zamanda yeni far ve kaput tasarımları ile de dikkat çekiyor. Elbette değişim rüzgarı arka kısmı da etkileyecek. Urus Evo'nun yenilenen arka tampon tasarımı yeni hava menfezlerine kavuşmuş. Henüz kabinini inceleyemediğimiz model, bu noktada da değişiklikler yaşayacaktır. Şimdiye dek kulağımıza gelen tüm iddialar, Urus Evo'nun güncel motorunu kullanmaya devam edeceğine işaret ediyor. Kaputunun altında 4.0 litrelik çift turbolu bir V8 bulunduran yüksek sürüşlü Lambo, makyaj operasyonundan da bu motor ile çıkabilir. Eğer tahminlerimiz doğru ise motorun çıkış gücü iyileştirilecektir. Fakat ortalıkta çok daha ilginç iddialar dolaşıyor. Bu söylentilere göre İtalyan üretici şu anda daha performanslı bir Urus Evo üstünde çalışmaya başladı. Şimdilik Lamborghini'den konu hakkında net bir açıklama gelmemiş olsa da iddialar oldukça net. Bu model hakkında ilerleyen günlerde ilk detayları öğrenebiliriz. Makyajlı Urus Evo'nun çıkış tarihi henüz açıklanmadı.
  11. Pagani, Huayra NC'yi, Pagani Özel Projeler bölümünün bir ürünü olarak piyasaya sunuyor. Huayra NC, fazlasıyla mavinin koyu bir tonunu alan bir gövdeye sahip olarak geliyor. Ön uç, kaput ağzı ve arka güverte üzerinde kırmızı bir şerit kendisini gösterirken, aynı zamanda kanatların dikmelerinde de kırmızı rengi görebiliyoruz. İç mekana geldiğimizde, koltuklar ve A sütunları, gövde rengiyle uyumlu mavi Alcantara renginde bizi karşılıyor. Direksiyon simidinin saat 12 pozisyonu ve denge kontrol düğmesinin koyu kırmızı renk olması, araç içinde güzel bir renk uyumu yakalanmasında güzel bir iş çıkarmış. Huayra NC, Mercedes-AMG kaynaklı 6.0 litrelik, çift turboşarjlı motorun ürettiği 838 beygir gücü ile destekleniyor. Belki de böyle hızlı bir süper otomobilde bahsetmemiz gereken en önemli noktalardan biri ağırlık ki, kendisi yine bu minvalde başarılı. Yalnızca 1.240 kilogram ağırlığında. Bütün bunların dışında Pagani, şu sıralar Huayra'nın halefini "C10" adı altında geliştiriyor. Aşağıda paylaştığımız galerideki casus fotoğraflarına bakılırsa, kendisininmevcut nesil süper otomobilden daha pürüzsüz ve daha basit bir stile sahip olacağını söyleyebiliriz. Yüksek monte edilmiş dörtlü egzoz kurulumu ile beraber arka kısım da oldukça tanıdık gelen bir yüze sahip. Marka, daha önce C10'un 6.0 litrelik V12'yi kullanmaya devam edeceğini doğrulamıştı. Kulislerde konuşulanlara göre, marka, aracın mevcut Huayra'dan 30 ila 40 arasında daha fazla beygir gücüne sahip olması için ince ayarlar yapıyor. Pagani'nin patronu Horacio Pagani, şirketin C10 için hedefinin Huayra'ya kıyasla ağırlığı azaltmak olduğunun altını çiziyor. Ağırlık azaltmak önemli fakat aynı zamanda maksimum hıza odaklanmak yerine aracın yol tutuşunun da iyileştirme konusunda planları olduğunu belirtiyor. Pagani ayrıca C10'un üstü açık ve pist odaklı çeşitlerinin gelecekte geleceğini de doğruladı.
  12. Prodrive P25, 1997 Impreza World Rally Car ve 22B'den ilham alarak karşımıza çıkıyor. Markanın 1990'larda Subaru ile olan başarılı ilişkisini kutlamaya yönelik bu güzellik hakkında bilgi vermeye başlayalım. O yıl Subie, WRC'nin üreticiler şampiyonluğunu kazandı ve sürücü Colin McRae, sürücüler sıralamasını ikinci bitirmeyi başarmıştı. P25, 404 beygir gücünün üzerinde üreten 2.5 litrelik turboşarjlı düz dört silindirli bir motor kullanıyor. Güç, altı vitesli, yarı otomatik bir şanzımandan aracılığıyla aktarılıyor. Prodrive, modelin ağırlığı azaltmak adına da kapsamlı bir şekilde karbon fiber kullanımına yer verildiğini belirtiyor. Haberimizin kapak fotoğrafında görebileceğiniz teaser çizimi, bir Impreza'yı tasvir ediyor. Kendisi, büyük, alçak sis farlarını 22B'den alıyor. Aerodinamik yan aynalar, bize ralli araçlarındakilerine benzer nitelikte geliyor. Çizime göre, ön çamurluk fişekleri her iki orijinal modelden de daha agresif bir duruş sergiliyor. Bütün bunların yanında, orijinal bronz renkli görünüme nazaran Prodrive markalı jantlar otomobile hakim oluyor. P25'in iç kısmının nasıl görüneceğine dair bir bilgi ya da fotoğraf olmadığını belirtelim. Prodrive'ın duyurusuna göre, P25'in "hafif bir şasiye" sahip olacağından bahsediliyor. Şirketin orijinal Impreza'ları alıp modifiye edip etmediği veya tüm aracı sıfırdan inşa edip etmediği ise henüz belirsizliğini koruyor. Firmanın teknik direktörü David Lapworth, "97 ralli otomobili üzerinde çalışan bazı kişiler P25'e katkıda bulundu." ifadelerini kullanıyor. Prodrive başkanı David Richards, "Orijinal 22B Impreza, Subaru'nun en ikonik modeli olarak kabul ediliyor ve oldukça fazla ilgi görüyor. Otomobil tarihinde böyle yer edinmiş bir otomobile kendi modern yorumumuzu getirmek için en son teknolojiyi uygulayarak o otomobili bu kadar özel yapan her şeyi geliştirmek istedik." ifadelerini kullanıyor. Haberimizin sonlarına doğru gelirken, Prodrive'ın, P25'den sadece 25 adet üreteceğini belirtelim. Model, Haziran ayında Goodwood Festival of Speed'de fiziksel olarak görücülerin beğenisine sunulacak. Marka, şu anda ilk modeli yıl sonundan önce teslim etmeyi planlıyor. Fiyatlandırma konusunda ise henüz ayrıntılar belirli değil.
  13. Yeni BMW 7 Serisi için özel olarak Tersane İstanbul'da gerçekleştirilen etkinlikte, Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik yeni model hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye temsilcisi olduğumuz BMW markamızın 45 yıllık geçmişe sahip olan amiral gemisi modeli Yeni BMW 7 Serisi, bir ilk olarak ilk etapta sadece tamamen elektrikli motorlu versiyonuyla dünyada satışa sunuluyor. Böylelikle üreticimiz BMW Group, 2025 sonuna kadar tamamen elektrikli 2 milyon otomobil hedefine daha da yaklaşacak." "Geniş iç mekânı ve fark yaratan donanımlarıyla kişiye özel lüks mobilite kavramını yeniden yorumlayan ve segmentindeki standartları belirleyen Yeni BMW 7 Serisi için kısa bir süre sonra ön siparişleri almaya başlamayı ve teslimatları da 2023'ün ilk çeyreğinde gerçekleştirmeyi hedefliyoruz." "Yeni BMW 7 Serisi'nin yanında, satışa sunulduğu dönemden bu yana BMW tutkunlarıyla buluşturmayı arzu ettiğimiz, BMW X ailesinin en önemli modeli, Yeni BMW X7'nin de ön gösterimini gerçekleştiriyoruz. Bu aracımızın ön siparişlerini de Yeni BMW 7 Serisi’nde olduğu gibi kısa bir süre sonra almaya başlayacağız. Yeni BMW X7’nin teslimatları ise gelecek yılın ilk çeyreğinde gerçekleşecek." Yeni BMW 7 Serisi'nin yüzünün yeni tasarımı otomobile güçlü ve ayırt edici bir görünüm kazandırıyor. Modelin görsel olarak güçlü ve ayrıcalıklı duruşu ile arka yolcu kısmının olağanüstü ferahlığı, eşsiz lüks hissiyatının sinyalini veriyor. Yeni BMW 7 Serisi standart olarak BMW Selective Beam göz kamaştırmayan özelliğe sahip Adaptif LED Farlara sahip. İki parçalı olan farların üst kısımda kalan bölümü gündüz aydınlatması, park lambaları ve sinyallerini bünyesinde barındırıyor. Ayrıca Türkiye’de yine standart olarak sunulan Iconic Glow Kristal Farlar, LED ünitelerle aydınlatılan Swarovski taşlarla beklentileri en üst seviyeye taşıyor. Kısa ve uzun hüzmeli aydınlatma gruplarının yer aldığı farlar ise yeni BMW 7 Serisi'nin ön kısmının ortasında konumlandırılıyor. Yeni BMW 7 Serisi Avrupa'da ilk etapta tamamen elektrikli BMW i7 xDrive60 versiyonuyla satışa sunulacak. WLTP normlarına göre 625 km'ye varan menzil sunan bu modeli ön ve arka aksta yer alan iki elektrik motoru hareket ettiriyor. Toplamda 544 beygir güç ve 745 Nm tork üreten Yeni BMW i7 xDrive60, DC şarj istasyonunda yüzde 10'dan yüzde 80 doluluğa sadece 34 dakikada ulaşabiliyor. Ailenin dizel motora sahip versiyonu ise 740d xDrive modeli ile sunulacak. 300 beygir güç çıkışına sahip olan bu modelin Yeni BMW i7 xDrive60 modelinin hemen ardından yollara çıkması bekleniyor.
  14. Maserati, dudak uçuklatan süper otomobili MC20'yi bundan yaklaşık 2 yıl önce tanıttı. Bu tanıtım esnasında bir convertible versiyonu müjdeleyen üretici, kullanıcılara daha fazla özgürlük sunabilmek için tam 2 yıl bekledi. Adını gökyüzünden alan MC20 Cielo, sonunda resmen tanıtıldı. İlk olarak gelin, modelin değiştirmediği tek şeye, yani motor seçeneğine yakından bakalım. Maserati'nin Nettuno adını verdiği ve kendi elleriyle ürettiği motoru kullanmaya devam eden MC20 Cielo, bu üniteden 630 bg güç ve 730 Nm tork çıkışı sağlayabiliyor. Toplamda 320 km/sa azami hıza sahip olan convertible, 8 ileri vitesli çift kavramalı şanzıman kullanacak. En büyük değişim ise elbette aracın tasarımında yaşanmış. MC20'yi tanıtırken gelecek planlarını çoktan hazırlamış olan Maserati, MC20'nin her versiyonu için farklı yapılara sahip üç karbon fiber monokok gövde üretmiş. Bunlardan biri de convertible modelin iskeletini oluşturuyor. Cielo'nun kendisine has gövdesi, bükülmezliğini artırmak için tasarlanmış. Ayrıca model, MC20 Coupe'den sadece 65 kg daha ağır. Bu ağırlığın tamamı, Cielo'nun açılabilir tavan sisteminden geliyor. Açılıp kapanması sadece 12 saniye süren tavan, geniş bir kromatik cam elemana da ev sahipliği yapıyor. İstenildiği an opak hale getirilebilen bu tasarım, akıllı cam filmi teknolojisi ile geliştirilmiş. Maserati, bu panelin segmentindeki en büyük panel olduğunu da iddia ediyor. Gelelim pastanın üstündeki çilek olan PrimaSerie Launch Edition versiyonuna... Üretici, MC20 Cielo'nun çıkışını kutlamak için geliştirdiği bu özel versiyondan sadece 60 adet üretecek. Çok özel Maserati dokunuşlarına ev sahipliği yapan modeller, sadece kendilerine has renk seçenekleri ile geliyor. Kabin içerisine özel kartelasının yanı sıra her köşesinde "PrimaSerie" logosu bulunduran model, kısa sürede tükenecek gibi görünüyor. MC20 Cielo, 2022 yılına özel MC20 ailesinin tüm güncellemeleri ile birlikte gelecek. Yani alıcılar direksiyon arkasında yeni kulakçıklara, ışıkları açmak için özel bir düğmeye ve spesifik güvenlik donanımlarına kavuşacak. MC20 Cielo, acil durum frenleme sistemi ve 360 derecelik park kamerası gibi özelliklere sahip. Maserati, modelin fiyatını henüz resmi olarak açıklamadı.
  15. Honda, yeni nesil CR-V'yi tanıttıktan sonra, yeni nesil bir Pilot'un da piyasaya sürüleceğini belirtmişti. Şu ana kadar yalnızca tek bir prototip test edilirken görüldüğünden mütevellit, tasarım konusunda gizemini koruduğunu söyleyebiliriz. Kendisini içinde bulunduğumuz ayın ilk zamanlarında görmüştük. Kolesa.ru'daki meslektaşlarımız, araçtaki kamuflajı dijital ortamda kaldırarak onu hem kapak fotoğrafımızda hem de aşağıda gördüğünüz gibi hayal ettiler. Kamuflajlı şekilde de güzel bir his alıyorduk ama, bu haliyle bile bizde uyandırdığı his fazlasıyla olumlu. Yeni Pilot, selefine kıyasla artık daha büyük boyutlarda karşımıza çıkacak ki Acura MDX platformunu kullanacağını da belirtelim. Bu demek oluyor ki, hem kendisinin dingil mesafesi uzayacak hem de yolcular için daha fazla rahat alan oluşturulacak. Dördüncü nesil Pilot'un elektrifikasyon alıp sokaklarda kendisini göstereceği tarih ise henüz belirsizliğini koruyor. Bazı sürümlerin önden çekişli bir düzene sadık kalması beklenirken, daha pahalı sürümlerin ise dört tekerlekten çekiş sistemine sahip olması bekleniyor. Honda'nın, MDX'in 292 beygir gücü ve 362 Nm tork üreten 3.5 litrelik V6'sını kullanacağını düşünüyoruz. Haberimizin sonlarına doğru gelirken, Honda'nın en azından şimdilik daha küçük SUV'lerle uğraştığını, dolayısıyla yeni Pilot'u getirmek için acele etmeyeceğini belirtmek isteriz. kulislerde konuşulanlara göre, kendisini 2022'nin sonuna kadar görmemiz pek mümkün değil.
  16. Opel Grandland Türkiye'de satışa sunuldu. 1.2 litrelik benzinli motor seçeneği 809.900 TL'den başlayan model, 1.5 litrelik dizel motor seçeneğinde bu fiyatı 919.900 TL'ye yükseltiyor. Yeni Opel Grandland, ülkemizde 3 farklı donanım paketi ile satılacak. 2020 yılında Crossland'i yenileme kararı olan Opel, bu kez de büyük kardeşi Grandland'i detaylı bir makyaj operasyonundan geçirdi. Aynı diğer modeller gibi adındaki "X" takısını kaybeden model, dikkat çekici yenilikler ile karşımızda. Tabii ki gözlerimizi ilk olarak Opel'in, Corsa ve Mokka'da kullandığı yeni alametifarikası Vizor isimli ön yüze çeviriyoruz. Insignia'da bulunan matrix LED far takımlarını da ödünç alan Grandland, 84 ışık saçan diyot sayesinde karanlığa veda etmenizi sağlayacak. Opel, Grandland'in görüş gücünü kızılötesi bir kamera ile çalışan gece görüş sistemi ile güçlendirmiş durumda. aşam alanında da önemli değişimler geçiren Crossland, artık çift ekranlı tablet tipi bir kuruluma sahip. Yani kabine attığınız ilk adımda modelin daha modern bir hale geldiğini görebiliyoruz. Mokka'da da bulunan bu tasarım, yüksek donanım paketlerinde 10 inç büyüklüğe kadar yükselen bilgi eğlence sistemi ekranı ile güçleniyor. Dikkatli bakarsanız ön konsolda da bazı değişimlerin yaşandığını görebilirsiniz. Örneğin vites kolu küçülerek, çift ekranlı kurulum ile gelen modern havayı bu kısımda da sürdürmüş. Aynı şekilde ekranın altına eklenen yeni havalandırma kanalı da bu bölgedeki akışkanlığı korur vaziyette. Kısacası Opel, bir makyaj operasyonundan çok daha fazlasını yapmış diyebiliriz. Yine de değişimler bununla sınırlı değil. Grandland'e 360 derece kamera ve adaptif hız sabitleyici ekleme kararı alan Alman üretici, aktif şerit takip sistemi ve otomatik park asistanını da standart olarak sunacak. Henüz teknik detayları açıklamaktan çekinen Opel'in, makyaj operasyonu ile aileye bir PHEV versiyon eklediğini yayınlanan görsellerde görebiliyoruz. Bu sistemin güç çıkışı ya da motor seçeneği ise henüz kesinleşmiş değil. Bu detayları ancak önümüzdeki haftalarda öğrenme fırsatı bulacağız.
  17. Başlangıçta belirtmek isteriz ki, Amarok'un sadece daha pahalı sürümlerinde "IQ Light" teknolojisi olacak. Başlıyoruz. Daha önce VW Grubu'nun diğer ürünlerinde gördüğümüz gibi, matrix LED'ler karşıdan gelen trafiğe ve sokak ışıklarına göre ışığı otomatik olarak kısabiliyor. Bu farlar, potansiyel bir zifiri karanlıkta sürüş zamanında da virajları daha iyi aydınlatıyor. Matris LED'ler, yaklaşık 900 lümen üretiyor ki, bu, standart farlarda elde edilen miktarın iki katı. Tam anlamıyla bir yenileme alacak olan 2022 Amarok, adeta teknolojiyle dolup taşacak. Örnek vermemiz gerekirse, 30 adede kadar sürücü yardım fonksiyonu, dijital gösterge grubu, 12 inçe kadar Ford'dan alınan SYNC 4 bilgi-eğlence sistemi ve Harman Kardon ses sistemi bunların başında geliyor. İki yeni lüks donanım seviyesi de geliyor: Birisi offroad odaklı Panamericana, diğeri ise yol odaklı Aventura. Daha önce haberlerimizde sıkça belirttiğimiz üzere, yeni Amarok, en yeni nesil Ford Ranger'ı temel alarak karşımıza çıkacak. Bunun yanında çatı, aynalar, kapı kolları ve ön cam kısmında da Ford'tan aldıkları ilham kendisi gösterecek. Aynı zamanda VW, iç ve dış mekanda farklı bir tasarım vaat ederek adeta taşları yerinden oynatmayı planlıyor. Yeni nesil Amarok, hem arkadan itiş hem de dört tekerlekten çekiş seçenekleriyle sunulacak. Motor seçenekleri konusunda ise, bazıları benzinle çalışan fakat çoğu dizel olan birkaç dört ve altı silindirli güç aktarma organları müşterilerin beğenisine sunulacak. İçlerinden en güçlüsü 3.0 litrelik bir V6 TDI olacak fakat şu aşamada VW'nin gerçek bir TDI mı getireceği yoksa Ranger'dan mı alacağı henüz belli değil.
  18. Haberimizin en altında izleyebileceğiniz teaser videosunda, aracın gece sürüşünün görüntülerini görebiliyoruz. Marka, modelin yakında geleceğini işaret ederek sevenlerini mutlu etmenin haklı gururunu yaşıyor. Her ne kadar yeni M2'nin tam olarak ne zaman piyasaya çıkacağı belirtilmese de, model hakkında şimdiden oldukça fazla bilgimiz var. Kamuflajla karşımıza çıkan prototiplere bakılırsa, kendisi elmas şeklindeki jant tellerine sahip ki çamurluklar da bronz renkli tekerlekleri kaplamada iyi bir iş çıkarıyor. ki egzoz düzeni ile karşımıza çıkan M2'nin standart kurulumuna baktığımız zaman, arka tamponun her iki tarafına bir çift çıkış yerleştirdiğini görüyoruz. Diğer opsiyon ise, merkezden çıkan dört boruya sahip bir M Performance parçası gibi duruyor. M2'nin iç mekanına geldiğimizde ise, bizi bir çift büyük ekranın karşılayacağını söyleyebiliriz. Şu ana kadar manuel şanzımanın mevcut olduğuna dair bir işaret olmasa bile, kendisinin gelme ihtimalini kesinlikle yadsıyamayız. Kulislerde konuşulanlara göre, güç, BMW'nin M3 ve M4 gibi modellerinde gördüğümüz S58 çift turboşarjlı 3.0 litrelik sıralı altı modelinin bir versiyonundan aktarılacak. Bu da aynı zamanda yaklaşık 454 beygir gücü üretebileceği anlamına geliyor. BMW'nin M2'yi ne zaman piyasaya sürmeyi istediği henüz belirlenmese de, bunun kısa bir süre içinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Otomobil üreticisi, daha önce üretimin 2022'nin sonlarında Meksika'daki San Luis Potosi'deki fabrikada başlayacağını doğrulamıştı...
  19. Yakında çıkacak olan Fisker Pear'ın yepyeni bir teaser görüntüsü ile karşınızdayız. Aşağıda inceleyebileceğiniz teaser, Pear'ın yüzüne biraz daha sağlıklı bir bakış sunmamızı sağlıyor. Fisker, daha önce Pear ile birlikte EV sektöründe bir devrim yaratmayı vaat ettiğini belirtmişti. Biz şimdilik aracı incelemeye devam edelim. Bilhassa dar farlar ve kaputun hemen altında aracın adını gösteren küçük dikdörtgen çentiğe baktığımızda, Pear ve Fisker Ocean arasında oldukça fazla benzerlik olduğunu söyleyebiliriz. Alt yüzde de benzer bir tasarımı görebiliyoruz. Önceki teaser görüntüsünde fark etmek çok zordu fakat buradaki görüntüde kaputun son derece kısa göründüğünü belirtebiliriz. Fisker, bu durumun bir tür geçiş yaratmak olduğunun altını çiziyor. Fisker, teknolojinin ve benzersiz özelliklerin, geleneksel özelliklerin yerini alacağını ifade etmişti. Yukarıda bahsettiğimiz devrim yaratma fikri de buradan geliyor. Tüm bunların dışında, şu zamana kadar hiçbir teaser'da geleneksel yan aynaları görmememiz de dikkatimizi çekti. Fisker, belki de bir içten yanmalı motor olmadığından mütevellit, elektrikli araç tasarımına daha radikal bir yaklaşım getirebilir. Fisker'e göre, burada gördüğümüz prototip, başlangıçta belirttiğinden daha erken gelebilir, fakat bu zamana kadar yalnızca teaser görüntülerine razı olduk. Şayet her şey planlandığı gibi giderse, Pear, 2024 yılında 29.900 dolardan başlayan fiyatlarla gelebilir.
  20. Volkswagen, Çin'de, piyasada ayrı şirketler olarak rekabet eden VW-FAW ve VW-SAIC olmak üzere iki ortak girişimi işletiyor. Her iki firmanın özellikle SUV segmentinde piyasaya sürdüğü tüm yeni araçları tam olarak yakalayamasak da, onlardan birini bugün konuk etmeye karar verdik. Wolfsburg merkezli otomobil üreticisi, Çin Halk Cumhuriyeti'nde yeni Tavendor SUV'yi piyasaya sürüyor. Çin Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı tarafından yayınlanan ve aşağıda inceleyebileceğiniz görüntüler, bu yılın ilk zamanlarında İsveç'teki üretim öncesi testler sırasında casuslanan aracı gösteriyor. Yeni model, şu anda Volkswagen'in ürettiği en büyük araç olan VW-FAW'ın serisinde Talagon'un altında kendisine yer bulacak. Toplamda 4.93 metre uzunluğunda ve 2,01 metre genişliğinde olan Tavendor, Talagon'dan biraz daha kısa ve birkaç milimetre daha geniş bir şekilde gelecek ki, her iki aracın da 2.98 metrelik dingil mesafesine sahip olduğunu belirtelim. Kaputun altında, 198 ve 222 beygir gücü olmak üzere iki güç kademesinde sunulan 2.0 litrelik turboşarjlı dört silindirli bir gaz motoru bizi karşılıyor. Standart olarak yedi vitesli çift debriyajlı otomatik şanzıman ve isteğe bağlı 4Motion dört tekerlekten çekiş sistemi ile gelen araç, bu yılın üçüncü çeyreğinde Çin pazarında yaklaşık 300.000 yuan veya mevcut döviz kurlarında yaklaşık 44.780 dolardan satışa çıkacak. Görsellerde bulabileceğiniz üzere, daha sportif görünen bir R-Line modeli de gelecek. Bütün bunların yanında, Volkswagen'in Çin'de VW-SAIC ortak girişimi tarafından pazarlanan iki büyük SUV'si daha var: Teramont. Teramont, Talagon ve Tavendor arasında yer alıyor ve bu modelin Teramont X adı verilen bir coupe-SUV versiyonu da mevcut. Toplamda, Volkswagen'in şu anda Çin'de iki yerel ortağıyla birlikte üretilen ve rakip modeller olarak pazarlanan yaklaşık 10 SUV'si bulunuyor. Bundan çok da uzun olmayan bir zamanda Volkswagen, Çin'de MQB Evo platformuna dayalı Lamando sedanını da tanıttı. Güç, yedi vitesli, çift debriyajlı otomatik şanzımanla eşleştirilirken, 152 beygir gücü üreten 1.4 litrelik TSI motoru kullanıyor. Yüksek ihtimalle yeni Tavendor ile paylaşılan daha güçlü bir 2.0 TSI motor gelecektir ki, bu da otomobilin yaşam döngüsünün ilerleyen dönemlerinde ürün yelpazesine katılacak.
  21. Skoda, yenilenen Karoq modeliyle ülkemizdeki yerini alıyor. Türkiye’de satışa sunulan Karoq SUV modeli, 809.900 TL’den başlayan fiyatlarla Skoda Yetkili Satıcıları’ndaki yerini alırken, otomobil, Elite, Prestige ve Sportline olmak üzere üç donanım seviyesiyle müşterilere sunuldu. Skoda’nın kısa zamanda büyük başarı toplayan Karoq modeli, markanın son tasarım diliyle yenilenerek karşımıza çıkıyor. Konforlu sürüşü, pratikliği, performansı ve verimli motoruyla öne çıkan Karoq, tasarımıyla daha etkileyici hale getiriliyor. C SUV segmentinde sunduğu özelliklerle öne çıkan Karoq, full LED matrix ön far grubu, yeni ön-arka tampon tasarımı, yeni ön panjur tasarımı, arkada uzatılmış tavan spoyleri, gümüş tavan rayları ve yeniden tasarlanan dinamik sinyalli LED arka far grubu ile geliyor. Yenilenen Karoq, panoramik açılabilir cam tavan ve 17-19 inç aralığında değişen aerodinamik özellikli jantlarla da tercih edilebiliyor. Yenilenen Karoq, 150 beygir gücü üreten 1.5 TSI benzinli motor ile satışa sunuldu. Yüksek performans ve düşük yakıt tüketimine sahip olan motor, 7 ileri DSG otomatik şanzımanla eşleştirildi. Direksiyonda bulunan vites kulakçıkları ve sürüş modu seçenekleri de sürüş keyfini bir üst seviyeye çıkarıyor. Karoq modeli, güçlü teknolojik donanımlarıyla iddiasını daha da artırmayı başardı. 5 farklı temaya sahip 10.25 inç dijital gösterge paneli, 8 inç dokunmatik multimedya ekranı, kablosuz Apple CarPlay bağlantı özelliği, kablosuz şarj fonksiyonu ve 10 farklı renge sahip LED iç ambiyans aydınlatması gibi özellikler öne çıkıyor. Bununla birlikte yeni Karoq elektrikli bagaj kapağı ve sanal pedal, ısıtmalı ön koltuklar, ısıtmalı direksiyon, geri görüş kamerası, anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi, arka yolcular için havalandırma çıkışları gibi birçok donanımla tercih edilebiliyor. Karoq’da mevcut renklere ek olarak yenilenen modelde Phoenix Turuncu ve Graphite Gri gövde renkleri de sunuluyor. Yeni Karoq, çevreci yanını Prestige donanımında PET şişelerin geri dönüştürülmesiyle oluşturulan Eco Mocca döşemeleriyle daha da ön plana çıkarıyor. Skoda, aynı zamanda Karoq Sportline modelini de 954 bin 900 TL fiyat ile Türkiye’de satışa sundu. Daha sportif bir tasarıma sahip olan Karoq, pratiklikten ödün vermeden sportiflik isteyen sürücüleri hedefliyor. Karoq Sportline’ın kendine has tasarım unsurları arasında daha sportif ön-arka tampon tasarımı, siyah çerçeveli ön panjur, siyah ayna kapakları, özel Sportline koltuklar ve döşemeler yer alıyor.
  22. Ford'un yavaş yavaş fişini çekmeye hazırlandığı Fiesta, ufak bir estetik operasyon geçirdi. Geçtiğimiz yıl önce Avrupa'da tanıtılan model sonunda ülkemize giriş yaptı. Üç farklı donanım seçeneği ile satışa sunulacak modelin fiyatı da belli oldu. Yeni standart LED ön farlar, Ford Fiesta’nın modern tasarım detaylarını şık ve yatay çizgileriyle tamamlıyor. Ayrıca üst donanımlara geçtikçe opsiyonel olarak sunulan uzun farlarda yansıma önleme özelliği bulunan Matrix LED teknolojili LED ön farlar, zorlayıcı yol ve hava koşullarında daha net görüş için uyarlanabiliyor. Matrix LED far, geceleri daha iyi sürüş görüşü için aydınlatma senaryolarını optimize etmek amacıyla bir elektronik kontrol ünitesi ve trafik algılama cihazı ile çalışarak aracın performans ve güvenliğini en üst düzeye taşıyor. Bu da kötü hava koşullarında araca hakimiyeti arttırıyor. Aracın arka tarafında yer alan yatay arka farlar, Yeni Yeni Ford Fiesta’nın geniş omuzlu duruşunu daha da güçlendiriyor. Ford, makyajlı Fiesta'nın her donanım paketinin de kendisine has bir tasarım dili olduğunun altını çiziyor. Style modelinde tamamen yenilenen ön ızgara daha büyük ve belirgin hale gelirken ortasında konumlanan Ford logosu, siyah görünümlü ön ızgarayı tamamlıyor. Titanium modelinde yan havalandırma ızgaraları, belirgin yatay levhalar ve krom çerçeveye sahip ön ızgara bulunurken Ford Performansı’ndan ilham alan ST modelinde daha sportif özelliklere sahip; bal peteği görüntüsünde, parlak siyah renkte yeni ön ızgara yer alıyor. Yeni Fiesta’da Style modelinde 1.1L 75 PS 5 ileri manuel motor seçeneği, Titanium modelinde 1.0L 125PS Ecoboost Hibrit 7 ileri otomatik ve ST modelinde ise 1.5L 200PS benzinli 6 ileri manuel olmak üzere toplam 3 farklı motor-şanzıman alternatifi bulunuyor. İlk safhada Style serisi ile otomobil tutkunlarına merhaba diyen Yeni Ford Fiesta, Titanium ve ST araçlarını da 2022 yılı içerisinde müşterileriyle buluşturacak. Makyajlanan Yeni Fiesta, 426.500 TL ’den başlayan tavsiye edilen anahtar teslim satış fiyatı ile Mayıs ayında satışa sunuluyor.
  23. Türkiye'de en çok satan otomobillerin başında gelen Fiat Egea'nın otomatik vites seçenekleri satışa sunuldu. Tüm Egea versiyonları için sunulan otomatik vitesli Egea, beklentileri aşan fiyatlarla çok konuşulacak gibi görünüyor. Türkiye'de üretilen ve yıllardır da ülkenin en çok satan otomobili unvanına sahip olan Fiat Egea'nın 2022 model otomatik vites seçeneklerinin fiyatları açıklandı. Fiat'ın internet sitesinde yer alan bilgilere göre uygun fiyatlı olması gereken bu otomobil bile artık 500 bin TL'nin üzerinde satın alınabiliyor. Gelin Fiat Egea ailesinin otomatik vites seçeneklerine yakından bakalım. Otomobil dünyasını yakından takip edenler bilir; Fiat Egea'nın en uygun fiyatlı versiyonu sedan kasadır. Easy olarak isimlendirilen boş paketi satın alan bir tüketici, bu araca 265 bin TL'den başlayan fiyatlarla sahip olabilir. İşin içine otomatik vites girdiğinde ise bu durumun ciddi anlamda değiştiğini görüyoruz. Öyle ki en ucuz Egea'nın otomatik vitesli versiyonu, 469 bin 900 TL karşılığında satın alınabiliyor. Tüm kasa tiplerine otomatik vites geldi Fiat'ın internet sitesine baktığımızda, Egea'nın tüm kasa tiplerine otomatik vites seçeneklerinin eklendiğini görüyoruz. Ancak açık konuşmak gerekirse bu fiyatların kabul edilebilir bir yanının olmadığını söyleyebiliriz. Dilerseniz lafı daha fazla uzatmadan otomatik vitesli Egea modellerinin fiyatlarına hep birlikte bakalım. 2022 Fiat Egea otomatik vites fiyat listesi: Egea Sedan Easy 1.6 M.Jet 130 HP DCT: 469.900 TL Egea Sedan Urban 1.6 M.Jet 130 HP DCT: 499.900 TL Egea Sedan Lounge 1.6 M.Jet 130 HP DCT: 529.900 TL Egea Hatchback Street 1.6 M.Jet 130 HP DCT: 489.900 TL Egea Hatchback Urban 1.6 M.Jet 130 HP DCT: 509.900 TL Egea Cross Street 1.6 M.Jet 130 HP DCT: 494.900 TL Egea Cross Urban 1.6 M.Jet 130 HP DCT: 514.900 TL Egea Cross Lounge 1.6 M.Jet 130 HP DCT: 544.900 TL Egea Cross Wagon Lounge 1.6 M.Jet 130 HP DCT: 549.900 TL Egea Station Wagon Urban 1.6 M.Jet 130 HP DCT: 514.900 TL Fiat Egea'nın otomatik vitesli rakiplerinin fiyatları ne kadar? Fiat Egea'nın otomatik vites seçeneklerinin fiyatlarına hep birlikte baktık. Bu fiyatlar sizi tatmin etti mi bilemeyiz ancak Egea'nın fiyatlarını rakipleriyle kıyaslamak mümkün. Gelin hep birlikte Fiat Egea sedan ile aynı segmentte olan diğer binek otomobillerin otomatik vites versiyonlarının fiyatlarına yakından bakalım. Toyota Corolla 1.5 Vision Multidrive S: 398.400 TL Renault Taliant Joy 1.0 Turbo X-tronic 90 bg: 401.900 TL Honda Civic 1.5L VTEC Turbo ECO: 543.600 TL Renault Megane Sedan Joy 1.3 TCe EDC 140 bg: 496.000 TL Skoda Octavia 1.0 TSI e-Tec 110 PS DSG Elite: 622.900 TL Hyundai Elantra 1.6 MPI 123 PS Style Comfort: 462.225 TL
  24. Güvenlik Satın alacağınız arabada güvenlik özelliklerini gözden geçirin. Hava yastığı adedi, şehir içi fren asistanı, şerit takibi, kör nokta uyarı sistemi, esp, abs gibi ve buna benzer teknolojik donanımların en çoğunu barındıranı seçmenizde yarar var. Konfor Alacağınız arabayı çok sık kullanacaksanız konfor sizin için vazgeçilmez bir unsur olacaktır. Isıtma + Soğutmalı koltuklar, ısıtmalı direksiyon simidi, masajlı koltuklar, baş tavan mesafesi, diz koltuk ve diz konsol mesafesi, ergonomik kol mesafesi, soğutmalı torpido, elektronik koltuklar, renkli camlar, cam tavan gibi donanımları gözardı etmeyin. Çünkü arabayı aldıktan sonra bu tarz özellikleri eklemek oldukça maliyetli. Taşıma kapasitesi, iç hacim ve bagaj Alacağınız aracı, tek başınıza kullanacaksanız belki station vagon veya sedan otomobil sizin için fazlasıyla geniş olabilir. Eğer geniş bir aileyseniz, hacim ölçüleri sizi doğrudan ilgilendiriyor demektir. Bugün bebek sahibi aileler puset, oyuncak çantası, bebek kıyafetleri ve bebek bezlerinden dolayı ekstra bagaja ihtiyaç duymakta. Ailedeki yetişkin sayısını da göz önüne alacak olursak, aracın koltuk sayısı bile önem kazanıyor. Sizin için ideal aracı seçerken hacim bilgilerini gözden geçirmeyi unutmayınız. Yakıt ekonomisi ve Yedek parça/Bakım masrafları Aracı satın almadan önce mutlaka markanın modeline ait basit sarf malzemelerini ve kronik sorunlarını araştırın. Bu ileriye dönük bir yatırımdır. Alacağınız aracın en basit sarf malzemeleri, baskı balata seti, fren diskleri, amortisör ve helezon yayları, radyatör, termostat gibi basit parçalarıdır. Bunun haricinde aracınızın piyasada özellikle motorundan iyi anlayan ustaların varlığını araştırarak satın almanızdır. Yakıt tüketimi seçeneğini ise uzun yolda kullanılacak araçlar için dizel, şehir içi kullanılacak araçlar için benzinli ve lpg'li araçları tercih etmenizi tavsiye ederiz. Özellikle markaların, model katalklarında 100 kilometrede ne kadar yakıt tüketir? Hangi hızlarda ve hangi devirlerde ne kadar yakıt tüketimi yapacağı konusundaki verileri mutlaka gözden geçiriniz. Fiyat kıyaslaması Alacağınız modelin (markaya göre) 2. el fiyatlarını ve piyasadaki sayısını öğrenin. Örneğin alacağınız araç konfor, güvenlik ve donanım olarak iyi seviyede olsa bile, piyasasında ismini duyuramamış ve piyasadan çekilmiş bir marka olabilir. Buda aracınızı elden çıkarmanız gerektiğinde satış için %80 oranında zaman kaybedeceğiniz anlamına gelir. Birçok kez bunu gözardı eden 2. el kullanıcıları maalesef araçlarını piyasa değerinin altındaki rakamlara satarak bu çıkmazdan kurtulmayı hedeflediği için oldukça konforlu araçların fiyatları düştüğü gibi 2. elde de tercih edilmeme gibi bir handikap ile karşı karşıya kalmışlardır. Emmi, dayı, hısım ve akraba unsuru Araba alacağınız zaman, mutlaka yakınlarınıza danışın. İstişare edin. Kar ve zarar hesabını yapın fakat karar verme işini kendiniz yapın! Unutmayın arabayı tavsiye eden değil, parasını ödeyecek ve onu satın alacak kişi kullanır! Son sözü siz söyleyin. Ayrıca her kafadan ayrı nağme yükselir, buda sizin karar vermenizi zorlaştırır. Hatta araba almaktan bile caydırabilir. İkinci El olarak alınacak araçlarda Aracın öncelikle yaşına, hasar durumuna ve piyasada ki diğer muadilleri ile fiyat orantılaması yapılmalıdır. Kabul edilebilir unsurların dışında kalan araçlardan uzak durulmalıdır. Belki sonradan boyanmış birkaç parçanın önemi olmayabilir ama ortopedik hasar görmüş (şase, direk, takla atmış) araçlardan uzak durmakta yarar var. Komple boyalı araçlarda değişen parçalara bakılmalı şasesinde oynama olup olmadığı izlenmelidir. Unutulmamalıdır ki, şasesinde ana direklerde hasar bulunan araçların, özellikle yüksek hızlarda kontrolü zorlaştırdığı gibi, balans ayarı yapılması da güçtür. Bu sebeple araç sürekli lastik kemirir. Buda sürekli masraf anlamına gelir. Özellikle bu tür araçlardan uzak durulmasını tavsiye ederiz.
  25. Sıfır araç almak isteyen kişiler en ucuz sıfır araçlardan bile alacak olsalar 100bine yakın bir mebblağı gözden çıkarmak zorunda. Haliyle ötv indirimi 2022 ne zaman başlayacak ? ötv indirimi olacak mi 2022 : araçlarda ötv indirimi olacak mi 2022 | 2022 ötv indirimi ne zaman gelir soruları çok sorulmaya başlandı. Geçtiğimiz yıl sıfır otomobil fiyatları bir ara 70.000 TL seviyelerine kadar gerilemişti. Fakat sona eren otomobil ÖTV indirimi ve 2022 model araçların satışa sunulmasıyla birlikte fiyat baremi de artmış oldu. Otomobil ÖTV indirimi Olacak mı ötv indirimi gelecek mi 2022 ? ÖTV indiriminin olması için gereken en önemli husus sıfır araç satışlarının düşmesi. Sıfır araç satışlarının çok fazla düşmesi gerekiyor. Bu düşüş sonucunda satışların artması için belli süreli başlatılan indirimler, kullanıcıları sıfır araç almaya teşvik ediyor. Araçlarda ötv indirimi 2022 olacak mı sorduğunuzu duyar gibiyiz. Dolayısıyla 2022 yılında otomobil satışları bir önceki yılın aynı dönemine oranla çok aşağılara düşerse ÖTV indirimi kaçınılmaz olabilir. Yani aslında düz mantık, kitlesel bir birliktelik olup sıfır araç almayı durdurursak ötv indirimi de kaçınılmaz olacaktır. Otomobil alacaklar müjde! ÖTV indirimi geliyor ötv indirimi 2022 ne zaman Otomobil piyasası 2022 yılında beklenen harekete kavuşma ihtimali yok. Geçen sene olduğu gibi bu senede ÖTV indirimi gelecek. 2022 yılında henüz resmi gazetede yayınlanmayan ÖTV indirimi çok kısa bir süre sonra duyurulacak. Sektörü yakından takip edenlerin de bildiği üzere ODD her ay otomobil satışlarına ilişkin raporlar yayınlıyor. Nitekim Şubat ayının başlarında da 2022’nin ilk raporu kamuoyu ile paylaştı. Dolayısıyla bu raporda otomobil satışlarının ne derece artıp, azaldığını görmüş olduk. Ocak ayında firmaların otomobil kampanyaları işe yaramış olacak ki ODD’nin raporlarına göre otomobil ve hafif ticari araç pazarı Ocak ayında, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 90 artış gösterdi. Sadece otomobil pazarı yüzde 101 artarken, hafif ticari pazarında yüzde 55’lik bir artış gözlemlendi. Geçtiğimiz senenin aynı döneminde 14.373 adet satış yapabilen sektör, bu sene 27.273 adet satışa ulaşmayı başardı.
  • Profil Reklam Alanı
  • Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
    Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
×
×
  • Yeni Oluştur...